İnsan Köprüde Doğar

Elnora_alila

Elit Üye
Ne tamamen gökte ne tamamen yerde ; insan, köprüde doğar.


Bu söz, insanın evrendeki en gizemli konumunu anlatır : İki sonsuzluk arasında duran bir varlık olmayı. Göğün saf ışığıyla yerin ağır maddesi, ruhun ve bedenin, görünmeyenle görünenin tam ortasında insan yükselir. O, bu iki alemi birbirine bağlayan canlı bir köprüdür. Bir ucuyla Tanrı’ya, diğer ucuyla dünyaya uzanır.

Ruhu gökten inmiş, bedeni topraktan yoğrulmuştur. Gök ona hatırlamayı, ilahi özünü sezebilmeyi öğretir ; toprak ise unutmayı, sabrı, yeniden doğmayı. Bu nedenle insanın yaşamı aslında hatırlamayla unutmanın dansıdır. Ruh, geldiği ışığı hatırlamak ister ; beden, varoluşun ağırlığını ona unutturur. İşte bu iki eğilim arasında yaşanan çatışma, tüm insan deneyiminin özüdür.

Köprüde doğmak, bir sınav değil, bir emanettir. Çünkü yalnızca insan, göğün bilgisini toprağa indirebilir. Işığı maddeye, maddeyi ışığa dönüştürür. Bu yüzden her nefes alışı iki yönlü bir hatırlamadır : Bir yanda göğe uzanan nefes, diğer yanda dünyaya kök salan kalp atışı.

Fakat köprüde doğmak kolay değildir. İnsanın görevi, iki kutbun arasında dengeyi kurmaktır. Ruh çok yükseğe çıkarsa bedenden kopar ; beden çok ağırlaşırsa ruhun sesi duyulmaz olur. Denge, iki alanın birbirine yaslanmasıyla oluşur. Göğe bakarken ayaklarını toprağa bastığın, toprağa basarken göğü unutmadığın noktada.. Denge hali, kadim metinlerde “orta hat” olarak anılır. Tasavvufta sırat-ı müstakim, Hermetik gelenekte altın çizgi, Doğu öğretilerinde ise orta yol olarak geçer.

Hepsi aynı hakikati anlatır: İnsanın kurtuluşu aşırılıklarda değil, merkezde bulunur. Çünkü merkez, Tanrı’nın nefesinin yankılandığı yerdir. İnsan köprüde durmayı öğrendiğinde, artık hiçbir şeye ait olma ihtiyacı hissetmez. Gerçek bilgelik, köprünün üzerinde uyanabilmektir. İnsan, hem dua eden bir ruh hem de çalışan bir bedendir. O, ibadetiyle göğe, emeğiyle yere hizmet eder. Bir elini semaya, bir elini dünyaya uzattığında, aradan geçen nur varoluşun sırrını taşır.


İnsan köprüdür. Göğün ışığı onda madde olur, toprağın sesi onda dua olur. Ve her doğan, aslında bu köprüde yürümeye gelen bir ışık yolcusudur.

Elnora, Arşiv 2025
 
Geri
Üst