İnisiyasyon hiçbir dinin tekelinde değil

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,254
Tepkime puanı
3,152
İnisiyatik çalışmaların temel prensipleri ve uygulanan metotları belirlidir. Bu metot ve prensiplerin kökeni ise Atlantis ve Mu Uygarlıklarına kadar uzanır. Bu metotlar ilk kez Mısır’da, Tibet’te ve Amerika Kıtası’ndaki Yukutan bölgelerinde kurulan mabetlerde bizim devremiz insanlarına öğretilmeye başlandı.

Bu merkezlerden Mısır’ın bir başka görevi daha vardı. Bu sırları çevre ülkelerden gelenlere de öğretmek... Böyle bir görevi üstlendiği için bu bilgilerin kaynağı olarak hep Mısır gösterilmiştir. Aslında aynı bilgiler sözünü ettiğimiz diğer merkezlerde de vardı ama onlar inisiyatik bir çalışmanın merkezini oluşturma görevini almamışlardı. Sırları sadece kendi bünyelerinde saklıyorlardı.

Böylelikle kendisine verilen görevi Mısırlı rahipler yerine getirmeye başladılar. Bu görevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli olan mabetler de, bizzat Mu ve Atlantisli bilgelerin yardımlarıyla inşa edildi.

İlk kez Atlantisli bilgelerden öğrenilen bu sırlar daha sonra Mısırlı rahiplerce çeşitli dine mensup kişilere öğretildi. Ve bu sırları öğrenenler, kendi dinlerinin içinde bu bilgileri kullanmaya başladılar. Osmanlı döneminde Sufiler de bu sırları İslam dininde uygulayarak kendi insanlarına bu bilgileri kuşaktan kuşağa kısıtlı sayıda da olsa aktardılar. Karşılaştırılmalı olarak incelenirse, tüm ulusların inisiyatik çalışmaları her ne kadar farklı dinlerin içinde yapıldıysa da, hepsinin belirli özelliklerde birleştikleri görülür. İşte bu ortak özelliğin sebepleri de, evrensel bir eğitim yolu olan inisiyasyonun temel özelliklerne bağlıydı...

Alıntı.
 
Üst