İlkel Toplumlarda Fetiş Nesneler

Amphitrite

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
350
Tepkime puanı
41
Fetişizm, İlk önce Afrika’nın birçok yerinde, özellikle de Kongo’da ortaya çıkar. Bu kavram, Portekizli tüccarların Batı Afrika’dan, yerlilerin genellikle bir biçimde özel olarak hazırlanmış ya da yapılmış, bazı anlamsız nesneleri kutsal saydıklarını bildirmesi üzerine 1760′da karşılaştırmalı din çalışmalarına konu oldu. Bunlara Portekizce’de, Latince ”üretilmiş" anlamına gelen factitius sözcüğünden türetilip, feitiço denildi. Bu sözcük, kesilmiş küçük taş parçaları, kabuklar ve bugün tılsım olarak adlandırdığımız başka nesneler için kullanıldı. Bölgeyi inceleyen antropologlar bu sözcüğü benimsedi, ancak üretilmeyen nesneler için de aynı davranış gösterildiği için, terimin anlamını genişletmek zorunda olduklarını anladılar. Bu terimin yaratıcısının aklından geçen, büyük olasılıkla üretmek değil de büyü yapmaktı. Sonunda psikiyatrlar sahiplendiler ve bu sözcüğün herhangi bir sıradan nesnenin, genellikle de bir giyeceğin, cinsel heyecan yarattığı bir tür sapıklık anlamına geldiğini belirttiler.

Burada bizi ilgilendiren, sözcüğün antropolojide kullanıldığı biçimidir ve psikiyatrik kullanımıyla bir bağlantısı olup olmadığını tartışmamız gereksizdir. Çoğu Afrikalı, yüce bir varlığa ve diğer ruhlara inanır, ancak fetişizmin yaygın olduğu bölgelerde her bireyin kendi fetişine ve toplumca aynı biçimde kabul gören belirli bir nesneye karşı güçlü bir saygı duydukları görülür. Fetiş bir büyücü-hekim tarafından alınır ya da verilir. Fetiş, bireyi her bakımdan korur, ancak bu sadece olağan bir nesne olduğu için, doğal olarak bunu tek başına değil, ona aktarılan ruhsal ya da psikolojik güçle yapar. Bu güç sürekli yenilenmelidir ve Aşağı Kongo’da bu işlem düzenli olarak kurban kesilerek sağlanır. Keçi ya da bir kümes hayvanı kesilir ve kanı fetişin üzerine akıtılır. Yahudiler ve Müslümanlarca kirli olduğu kabul edilen domuzun ise kullanıldığı görülmemiştir. Kurban doğru günde ve doğru saatte kesilmelidir. Bazen fetiş işe yaramadığında, örneğin, sahibinin sağlıklı ve mutlu olmasını sağlamıyorsa, büyücü-hekime geri götürülmesi gerekirdi. İnatçı fetişlerin işe yaramasını sağlamanın yolları vardır.

Afrika yerlileri fetiş sözcüğü yerine çok sayıda başka adlar kullanır ve aralarında en çok bilineni ju-ju’dut. Afrikalılar, fetişleri ilaç olarak kabul ederler ve bu terim yalnızca hastalıkların değil, her türlü kötülüğün tedavisi anlamına da gelir. Fetiş bir çakmaktaşı, fosil ya da tuhaf biçimli bir taş olabilir. Yontularak elde edilmiş, genellikle insan, ancak bazen tuhaf bir figür de olabilir. Türlü biçimlerde süslenmiş olabilir. Bazen üzerine belirli bir amaç için çiviler çakılmış olabilir. Bazen bir ilaç kutusu olabilir ya da ilaç konulacak bir yeri bulunabilir. Bu amaçla birçok madde, genellikle toz haline getirilerek kullanılır: Kökler, yapraklar, bitkilerin meyveleri ya da tohumu, çalılık ve ağaçlar, ağaç kabukları, ağaç parçaları ya da reçinesi, sarmaşıkların kökleri, yaprakları ve sapı, bazı hayvanların tüyleri, tırnakları ve dişleri, kuş tüyleri, yılan, kertenkele, kaplumbağa, kurbağa ve balık başları, kemikler, çeşitli hayvanların iç organları (özellikle kalbi, beyni, karaciğeri, safra ve dışkı), ayrıca tuz ve maden tozları bu maddelerden bazılarıdır. Domuzun bir organı ya da insanlarda bir erkeğin herhangi bir şeyi asla kullanılmaz. İnsan sütü ise çok yaygındır.

Puttan farklı olarak, fetiş kişisel bir eşyadır ve tıpkı Katoliklerin tespihi gibi yalnızca sahibinin işine yarar.

Kaynak: W.B Crow, Büyünün Cadılığın ve Okültizmin Tarihi, 27-28

juju.jpg



juju.jpg


30713_397668866726_711176726_4758112_3491106_n.jpg



fetish_market.JPG
 

Apabbacık

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Ağu 2010
Mesajlar
89
Tepkime puanı
6
Konum
Balıkesir
Fetiş husunda çok yüzeysel, salt tanımını bilir cinstendim.Yazıyı okudum da ilginç geldi çok. Akla sağlık.Teşekkürler.
 
Üst