İlginç makaleden alıntılar!!!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

erresser04

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
31
Tepkime puanı
2
Okuduğum bana göre ilginç gelen bir makaleden kısaca parçalar;Terimlerle ya da bazı konularda bilgisi olan arkadaşlar görüşlerinizi belirtmenizi istiyorum.

Yaratımların yardım çağrısı 500. boyuttan Rize Düzeni diye bilinen bir varlık grubundan karşılık buldu. Rize Düzeni yaratılımın sıkıntıda olan bölümlerine yardım konusunda uzmanlaşmış bir okült üstadlar düzenidir. Bu düzenin sembolü ejderhadır (Çinin geleneksel simgesi) ve bu zamanda bu düzenden birçoğu, Dünya’nın yükselişi için gerekli değişiklikleri yapmak ve tüm bu yaratılımın onarılmasına yardım için Dünya’da enkarne haldedir.

Uzun süre önce yaratılımımızı istila eden saldırgan ve yıkıcı varlıklar şu anda evrenimizde enkarne olan ve “Griler” ve “İlluminati” olarak bilinen diğer 3. boyutsal ırklarla ve “Andromedanlar” olarak bilinen 12. boyutsal ırkla genetik olarak ilişkilidir. Griler, İlluminati ve Andromedan’ların çözülmesi gereken benzer bir genetik problemleri var. Bu ırkların hepsi sevme yeteneğini kaybetti. Form içindeyken sevginin kaybının bir sonucu olarak, yaratılımımızdaki evrim, Sevgi ve şefkat yoluyla güç kazanımından ziyade kontrol ve kötüye kullanım yoluyla güç kazanımı üzerine temellendi. Bulunan tüm üçüncü, beşinci ve onikinci boyutsal formlar için yeni bir orijinal kalıp (genetik) sağlanması gerekiyor.

Beyaz ırk, 7.500 yıl kadar önce Grilerin, Aztek ve Maya kadınlarıyla eşleşmelerinin bir sonucudur. Zaman yolculuğu yeteneğine sahip “Griler” Dünya’nın yükselişi ile kendi gelecek yıkımlarını gördüler ve insanlığı kontrol etmek için en iyi yolun kendi genetik yapılarını onlarınkiyle karıştırmak olduğunun ayırdına vardılar. Sonuç olarak beyaz ırk, baskıcı, kontrol eden ve gaddar bir yapıya sahip oldu ve diğer ırklar üzerinde hakimiyet kurmak için savaşlara girmeye başladı. Duyguların kaybıyla şefkat de kayboldu, bu da günümüz uygarlığında yaygın olan acı ve kötüye kullanımla sonuçlandı.

Kalp şakrası olmadan evrimleşemez. Kalp şakrası yoluyla solunum ile alınan “chi” yada enerji Kalori’ye dönüştürülür ki, beden daha yüksek bir vibrasyonu tutmak için tüketebilsin ve sonuçta da sonraki boyuta yükselişini gerçekleştirebilsin.

Açık bir kalp olmadan hiç bir ırk Yükseliş süreci sırasında sonraki boyuta bedenlenmelerini geçirmek için yeterince “chi” üretemez. Aynı zamanda sadece açık bir kalple bir inisiye (uygulayıcı) kendi evrimsel sürecinin bir sonucu olan ilahi birlikteliğin coşkun durumunu deneyimleyebilir.

Beyaz ırkın hepsi hissetme yeteneğini kaybetmedi. Parçalanma inisiye 24. inisiyasyonu aştığında tamir edilir ve duygusal beden ışık-bedenle birleştirilir.
Beyaz ırk ve griler arasındaki genetik karma dünya çapında kaçırılma hatıralarının yüzeye çıkışının hızlanmasının kökenindedir.

1997 Aralığında, Griler, Dünya’yı hem fiziksel hem eterik gerçeklik planında terkettiler. Ayrılma nedenleri iki taneydi. Birincisi, Griler kendi genetik problemlerini gidermeye başlamak için gerekli bilgiyi elde ettiler.
“İlluminati” de bizim 3. boyut evrenimizin başka bir yerinde varolan bir ırktır. İlluminati’nin insan formuyla karması 50.000 yıl önceye kadar uzanmaktadır ve Sirius ırkından köken almaktadır. 5. boyutsal humanoid bir ırk olan Sirius’lular her iki ırkta 3. boyut formundayken İlluminati’nin uzun yaşamasını desteklemek için anlaşmalar yaptılar. İlluminati Griler’le benzer bir genetik probleme sahip ve sevme yeteneği yok.

Fonksiyon görmeyen bir kalp şakraları olduğu için, solunum yoluyla aldıkları chi yada enerjiyi, bedenlerini 50 yaşın ötesinde tutmak için gerekli, kullanılabilir bir enerji formuna dönüştüremiyorlar. Siriuslular ve İlluminati arasındaki enerji paylaşımı her iki ırkın da 2.000 yıllık bir yaşam süresi sağlamalarına izin verdi. Sirius’lularla ilişkiliyiz ve Sirius’lulara ilişkin her genetik karmayı taşıyoruz. Son 20.000 yıldır insan ırkı hem kendisi hem de İlluminati için Chi’yi muhafaza etti. “İnsanın düşüşü ” ve iki iplikçikli DNA’ya genetik mutasyonunu takiben, insan formundan Chi’nin çekilmesinin devamı yaşlanma, hastalık ve ölüm deneyimleriyle birlikte 100 yıldan daha az bir yaşam süresiyle sonuçlandı.

Araştırmalar İlluminati’nin insan enerji sahasına fiziksel olarak bağlanmak için elektronik aletlerle çalıştığını keşfetti. Televizyon ve bilgisayarlar gibi şeyler aracılığıyla insan formuna çengel attıklarını gözlemledi. Televizyon birçok insanı hafif trans durumuna sokar ve bu durumdayken İlluminati bedenle birleşerek mümkün olduğunca fazla chi veya enerji çekebilir. İlluminati aynı zamanda yoğun bir şekilde ilaçlar ve alkolle de çalışmaktadır ve bir insan bu maddeleri kullandığında İlluminati ruhu bedenden çekerek yine enerji almak amacıyla bedene girer. Bu nedenden dolayı spiritüel inisiyelerin televizyon gibi şeyleri sınırlamaları kadar ilaç ve alkol kullanımına da sınır getirmelerini tavsiye ediyoruz

Her bir inisiye bedenlenmesini tamamen kristalize forma dönüştürdüğünde,beden vibrasyonel olarak İlluminati’nin birleşebilmesi için çok yüksek titreşime sahip olacak. Tüm insanlık Yükseliş’ini yaptığında İlluminati Dünya’dan uzaklaşmak için zorlanacak ve kalp şakralarındaki genetik problem düzelinceye kadar kendi yaşlanma ve ölüm deneyimleriyle yüzyüze gelecekler.

İlluminati, Dünya’yı ve insanlığı bir chi veya enerji kaynağı olarak kullanan tek ırk değildir. 9.500 yıl önce, Pleiades’den Ananuki olarak bilinen bir aile Dünya’ya geldi. Ananuki, Eski Ahit’te Yaratıcı Tanrı’lar olarak bilinir ve aynı zamanda Yunan ve Roma Tanrı’larıyla da ilişkilidir.

Ananuki aynı zamanda Dünya’ya ilk nükleer bombanın atılmasından da sorumludur. Gezegensel kayıtlarımıza göre, Ananuki sadece 500 yıllık bir periyod içinde burada bulundu, bu sırada her bir aile üyesi birbiriyle rekabete girdi ve bu rekabet 1944′deki Hiroşima ve Nagazaki’den 100 kat büyük bir nükleer bir patlama ile sonuçlandı. Patlamayı takiben Ananuki, Büyük Beyaz Kardeşlik tarafından Dünya’yı terk etmeye zorlandı. Bu noktaya kadar Atlantis uygarlığı tarafından bir köle ırkı olarak tasarlanmış insanlık, 12 iplikçikli DNA’ya sahipti. Dünya ve birbiriyle uyumlu bir yaşamları ve 500 yıllık nispeten hastalıksız bir yaşam süreleri vardı. Nükleer patlamayı takiben insanlık bugünkü 2 iplikçikli DNA’ya genetik mutasyon geçirdi ve sonuç olarak kundalini ve seksüel enerji sistemi kapandı. Kundalini ve Seksüel enerji, daha uzun bir yaşam süresi için bedeni yeniler ve uygarlığı uyum içinde tutar. Majör ve minör şakra sistemlerinde yerleşmiş olan kara delikler hastalıkların kökenidir ve insanlık hastalığı ilk kez Ananuki’nin savaşını takiben deneyimledi.
Anlamanızı diliyoruz ki, insan ırkı deri rengine bakmaksızın tek bir ırktır. Tüm insanlık, insanlığın kendine verdiği veya başka galaksilerden ırkların insan deneyimi üzerinde oluşturdukları acıyı paylaşır.

Japonya’ya atılan iki nükleer bomba Dünya’daki her insanın kalp şakrasının az ya da çok farklı düzeylerde içeri doğru patlamasına neden oldu. Bu kara delik gibi içeri açılan kalp şakrası tüm insanlığı acı içinde bıraktı. Bu bağlantısızlık insanın hissetmesini imkansız hale getirdi ve uygarlığın gittikçe artan düzeylerde şiddet içeren, pornografik ve fiziksel olarak hasta bir hale gelmesine neden oldu. Kalp şakrası bağışıklık sisteminin kökenidir. İçeri açılan kalp şakrası AIDS ve diğer bağışıklık sistemi hastalıklarına yol açmaktadır. Yine böyle bir kalp şakrası depresyon ve son 50 yılda gittikçe yaygın bir hale gelen intihar duygularının da sebebidir.

Orijinal olarak Pluto’un hemen dışında olan Niburi’nin yörüngesi Güneş çevresinde yaklaşık 3600 yıl döngülü bir yörüngeye çekildi. Niburi, astrolojik terimlerle Bilinçdışı’yı yönetir ve bilinçdışı realite planının kayıtları Niburi’nin Akaşik kayıtlarında muhafaza edilir. Niburi Güneş sisteminden yeterince uzaklaştırıldığında Bilinçdışı insanlık üzerindeki etkisini yitirdi.

Bilinçdışı, fiziksel olarak oluşan deneyimin tamamen kutupsal karşıtının eş zamanlı olarak kaydedildiği bir paralel gerçeklik planıdır. Örneğin, birisi fiziksel planda son derece ağırsa, bilinçdışı tezahüründe son derece hafif olacaktır. Eğer son derece dışa açık ve sosyalse bilinçdışı planda içine kapanık kendi dünyasında yaşayan biri olacaktır.(Burayı pek anlayamadım.)

1024 DNA iplikçiğinin tümü bedenlenirken ve form kristalize hale dönüştükçe bedenlenme daha önce erişilemez durumda olan gittikçe daha büyük ruh bölümlerini kucaklar. Bedenlenen ruhun her parçası inisiyenin Dünya’daki ruh amacını gerçekleştirmeye yardımcı olacak bilgi ve ödüllerle gelir. Ek olarak Işık-beden boyut olarak büyüdükçe her büyüme yüksek boyut kütüphanelerindeki bilgi kayıtlarına erişmek için bir anahtar gibi işlev görür. Örneğin kanalımız 960. inisiyasyonunun bitmesini takiben 4.000. boyut kütüphanelerine erişti. Işık-bedeni toplam 960 yüze sahip olmuştu ve bu bir anahtar gibi bu kütüphanelere girişine izin vererek onun öğretme ve yazım çabalarında yardımcı olacak daha fazla bilgi edinmesini sağladı.

Aşağıda 1024 DNA iplikçiğini bedenleme basamaklarının kısa bir özeti


26. Işın: Tüm Yaratılımların Koşulsuz Kabullenilişi.

Bu ışın Omnipresent All’un ışınıdır ve parlak soluk-mavi ve beyaz renktedir. Bu inisiyasyon bölümünü tamamlamada bilinç dışı realite planının bir kısmı hayat çiçeği şakra ve aurik modeliyle bütünleştirilir bu da aurik sahanın yoğunlaşmasına ve Dünya’nın boyutlarının ötesinde büyümesine neden olur. 26. ışında titreşen ruh bölümü tümüyle bedenlenirken ışık-beden 125 üst ve 125 alt kısımda olmak üzere toplam 250 yüze genişler.

250-360. İnisiyasyonlar: Omnipresent One’ın Arketiplerini Aşma.
Omnipresent One’ın arketipleri 143.-244. boyutlar arasındaki tüm yaratılımları yöneten arketiplerdir. Bunlar aşılırken insan ana kalıbı Omnipresent One düzeyindeki bir ilahi plan ile uyumlu hale getirilir. Aşılması gereken arketipler ayrılık ve birlik, yaratım ve yıkım ve karma ve borçluluk modellerini kapsar. Bu inisiyasyon bölümünü tamamlamada inisiyenin 27. ışında titreşen ruh bölümü bedenlenir ve inisiye Koşulsuz Vizyon üzerine kurulu yeni bir işletim sistemi alır.

27. Işın: Tüm Yaratılımlar için Koşulsuz Vizyon.
Bu ışın Oval All’un ışınıdır ve parlak soluk-sarı beyaz renktedir. 360. inisiyasyon tamamlanırken sinir sisteminin geri kalan 1/3′ü kristalize forma dönüşür ve toplam bedenlenen DNA iplikçiği sayısı 360 olur.

360-520. İnisiyasyonlar: Omnipresent All’un Arketiplerini Aşma.
Omnipresent All’un arketipleri Omnipresent One’ı yöneten arketiplerdir. Aşılması gereken arketipler ayrılma ve birliktelik, yaratılım ve yıkım, karma ve borçluluk arketipleridir. Bu aşılırken insan ana kalıbı 300. boyuttaki Omnipresent All’un İlahi planı ile uyumlu hale getirilir. Bu inisiyasyon segmentini tamamlamada inisiyenin 28. ışında titreşen bir ruh bölümü bedenlenir ve inisiye Koşulsuz Uyum üzerine temelli bir işletim sistemi alır.

28. Işın: Tüm Yaratılımlar için Koşulsuz Uyum.
Bu ışın Oval All’un ışınıdır ve parlak soluk-yeşil beyaz renktedir. Bu inisiyasyonlar tamamlandığında beyin sapının geri kalan bölümü kristalize forma dönüşür ve inisiye toplam 520 DNA iplikçiği bedenlemiş olur.

520-960. İnisiyasyonlar: Oval One’ın Arketiplerini Aşma.
Oval All’un 330. boyuttaki ilahi planı ile uyumlu hale getirilir. Bu inisiyasyon segmentini tamamlama süresinde inisiyenin 29. ışında titreşen bir ruh bölümü bedenlenir.

29. Işın: Tüm Yaratılımlar için Koşulsuz Gerçek.
Bu ışın Oval One’un ışınıdır ve parlak opalesan beyaz renktedir. Bu inisiyasyon segmentini bitirmede inisiye kendi özgür iradesinden tümüyle feragat eder (ayrılır) ve One’ın 500. boyutunda bir konseyle beraber birlikte-yaratılımı kucaklar. Beyin merkezinin kalan bölümü kristalize forma dönüşür ve inisiye 4. boyutsal formla birlikte var olan bir 5. boyutsal bedenin tümüyle oluşması ile sonuçlanan toplam 960 DNA iplikçiğini bedenlemiş olur.

960-1024 İnisiyasyonlar: Özgürlüğe ulaşma.
Bu inisiyasyon bölümü fiziksel ve duygusal bedeni hücesel yapıda depolanmış geri kalan acı öfke ve korkudan tümüyle serbestleştirmeyle ilgilidir. Süreçte beynin iki lobu kristalize forma dönüştürülür. Ek olarak bedendeki iki orijinal DNA iplikçiği tüm korku bazlı inanç sistemlerinden arındırılır. RNA/DNA yeniden kodlanırken bunlar yerlerini koşulsuz sevgi üzerine temelli modellere bırakır. Tüm RNA/DNA yeniden kodlandığında teleportasyon (ışınlanma),ani tezahür ettirme (oluşturma) ve boyutlararası yolculuk gibi ödüller yani “Yüksek Sihir” mümkün olabilir.

Şimdiki insan nüfusunun %1′i tümüyle özgürlük durumuna ulaşarak tamamen gelişmiş bir 5. boyutsal forma sahip olduğunda Dünya yükselişini yapacak. Bu Foton kuşağına girişle birlikte Dünya’nın Kundalini’sinin harekete geçmesi ve şimdiki 4. boyutsal formun yanması şeklinde olacak. Dünya’nın Kundalini’si harekete geçip tutuştuğunda her insanın Kundalini’si de tutuşacak ve hepimiz birlikte 5. boyuta doğru harekete geçeceğiz.

Dünya’daki Altın Çağ böyle ortaya çıkacak. Herşey birdir.
alıntı...
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bu forumda illuminati konusmak yasak.
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Üyemizin de belirttiği gibi sitemizde illuminati konuları yasaklanmıştır. Forum kurallarımızı incelemenizi öneririm.

Konunuz önce kapatılacak sonra silinecektir.

Bilginize...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst