MaviUzay
Banlı Kullanıcı
sabah 4te yatmıştım sadece kulağıma gelen frekans seslerini duymaya başlamıştım ve birden yükseldim...
Dünyanın üzerindeydim kuş bakışı olarak izliyordum. Başka boyutlara nasıl geçilir diye düşünürken birden kendimi deniz kenarında buldum ve karşımda büyük bir granit taş (lavivert beyaz karışımı parlak) duruyordu. Taşı sağa sola,aşağıya yukarıya oynatarak kapı haline geldi ve aşağıya inen değirmen oluştu değirmenin içine girdim ve çevirerek yer altına indim. Yeraltında loş ışıklı bir tünele girdim, ayakbileğime kadar su ve çakıl taşları vardı ama suyu fiziksel olarak hissetmiyordum. Bir kaç metre yürüdükten sonra tünelin sonunda beyaz bir ışığın yansıdığını gördüm o ışık kapısından içeriye girdim. Bambaşka bir dünyaya girdiğimi farkettim. Kapıda duran rehber bir bekçi vardı. Kapalı bir yer değildi açıklık ve huzur veren bir sahile benzer bir yerdeydim gündüzdü ama güneş yoktu, soğukluk ve sıcaklık yoktu. havası çok temiz ve ılıktı.. Beyaz giyinimli Rehber varlık yanıma geldi bana ne yapmam gerektiğini anlatıyordu. Burada neler yapacağımı nasıl besleneceğimi anlatıyordu herşeyin düşce ile olduğunu söyledi.. Yemek yemek istediğimde sadece neyi yemek istediğini düşün ve öyle yiyebilirsin dedi.. Orada herşeyden ne çok fazla nede çok az vardı ,herkese yetecek kadar ne arasak vardı.. Fiziksel olarak hiçbirşey hissetmiyorum herşeyi ruhen hissediyordum ama bedenimle gitmiştim oraya Burasının başka boyut olduğunu söyledi.. Karşıda duran dev aynasını gösterdi ,bu aynaya baktığında geçmiş yaşamını ve kendini nasıl görmek istersen öyle görürsün dedi.. Geçmiş yaşatımdan bir kaç perde gördüm.. Daha sonra bana dedi buraya gelenlerin hepsi senin gibi hissetmeyebilir ,kimisi vicdanen acı hissedecektir dedi ve o kapıdan bir bayan daha geldiğini gördüm. Bak dedi bu kadın bebeğini ölmüş olarak görecek ve vicdan azabı çekecek ,yerde duran bebeği göstererek ,sen bu bebeği gülerken ve yaşadığını görerek görüyorsun dedi.. O kadın bebeğini ölmüş görünce ağlamaya başladı kucağına alarak hıçkırarak ağlıyordu... Ben kadının ağlamasından çok fazla etkilenmedim çünkü bebek gülüyordu hareket ediyordu.. Benim için artık gitmem gerektiğini ve burada şimdilik kalamayacağımı ama her zaman gelebileceğimi söyledi.. Tekrar geldiğim ışıktan geri döndüm ve uyandım sabah 04 dü..
Dünyanın üzerindeydim kuş bakışı olarak izliyordum. Başka boyutlara nasıl geçilir diye düşünürken birden kendimi deniz kenarında buldum ve karşımda büyük bir granit taş (lavivert beyaz karışımı parlak) duruyordu. Taşı sağa sola,aşağıya yukarıya oynatarak kapı haline geldi ve aşağıya inen değirmen oluştu değirmenin içine girdim ve çevirerek yer altına indim. Yeraltında loş ışıklı bir tünele girdim, ayakbileğime kadar su ve çakıl taşları vardı ama suyu fiziksel olarak hissetmiyordum. Bir kaç metre yürüdükten sonra tünelin sonunda beyaz bir ışığın yansıdığını gördüm o ışık kapısından içeriye girdim. Bambaşka bir dünyaya girdiğimi farkettim. Kapıda duran rehber bir bekçi vardı. Kapalı bir yer değildi açıklık ve huzur veren bir sahile benzer bir yerdeydim gündüzdü ama güneş yoktu, soğukluk ve sıcaklık yoktu. havası çok temiz ve ılıktı.. Beyaz giyinimli Rehber varlık yanıma geldi bana ne yapmam gerektiğini anlatıyordu. Burada neler yapacağımı nasıl besleneceğimi anlatıyordu herşeyin düşce ile olduğunu söyledi.. Yemek yemek istediğimde sadece neyi yemek istediğini düşün ve öyle yiyebilirsin dedi.. Orada herşeyden ne çok fazla nede çok az vardı ,herkese yetecek kadar ne arasak vardı.. Fiziksel olarak hiçbirşey hissetmiyorum herşeyi ruhen hissediyordum ama bedenimle gitmiştim oraya Burasının başka boyut olduğunu söyledi.. Karşıda duran dev aynasını gösterdi ,bu aynaya baktığında geçmiş yaşamını ve kendini nasıl görmek istersen öyle görürsün dedi.. Geçmiş yaşatımdan bir kaç perde gördüm.. Daha sonra bana dedi buraya gelenlerin hepsi senin gibi hissetmeyebilir ,kimisi vicdanen acı hissedecektir dedi ve o kapıdan bir bayan daha geldiğini gördüm. Bak dedi bu kadın bebeğini ölmüş olarak görecek ve vicdan azabı çekecek ,yerde duran bebeği göstererek ,sen bu bebeği gülerken ve yaşadığını görerek görüyorsun dedi.. O kadın bebeğini ölmüş görünce ağlamaya başladı kucağına alarak hıçkırarak ağlıyordu... Ben kadının ağlamasından çok fazla etkilenmedim çünkü bebek gülüyordu hareket ediyordu.. Benim için artık gitmem gerektiğini ve burada şimdilik kalamayacağımı ama her zaman gelebileceğimi söyledi.. Tekrar geldiğim ışıktan geri döndüm ve uyandım sabah 04 dü..