İç dökme postu

Ben_&_Kedilerim

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ocak 2022
Mesajlar
45
Tepkime puanı
52
iç dökmeye çok ihtiyacım var,

Hayat bu aralar aşırı yorucu gelmeye başladı. Kendimi eskisi gibi hissetmiyorum. Aynaya baktığımda gördüğüm kişi asla ben değilim. Gözlerimin ışığı artık yok.

2 sene önce büyük bir kayıp yaşadım ve bu kaybın ardından bi şekilde devam etmeye çabalıyorum. Bu dönemin 1.5 senesini terapi ile geçirdim. Bu arada tek sıkıntım yas değildi ki yas bir hastalık değildir; ancak günümüzün belası anksiyete ve panik gibi yaramazlıklar sebebiyle yolum henüz bitmiş değil, sadece karmaşık.

Sonrasında ani bir kararla yurtdışına taşındım. Eğitim, iş bulmak derken burada da zaman bir şekilde geçti ve gitti. Sorun şu ki artık hayattaki en ufak sorunlara bile tahammül edemiyorum. Kariyerim geriye doğru ilerliyor. Hayatın aile anlamında benden erken aldıklarını kariyerimde ilerleyerek bastırmaya çalıştım, olmadı.

dünya çapında çok büyük şirketlerden teklif aldım ve hepsi ciddi mülakatlar sonucunda (5 mülakat ve ayrıca panel) ; fakat ne yazık ki bu tekliflerim ben kabul ettikten sonra ekibin gelecek yıl bütçelemesi sebebiyle olumsuz oldu. Gerçekten çok büyük çaba gösterdiğim ve çok iyi geribildirim aldığım görüşmelerim son anda iptal oldu ve ben eğitimimi finanse etmek için kendimden aşağıda bir işe girmek durumunda kaldım. Burada da yöneticimden iyi geribildirim alıyorum; ama her şey verbal oluyor. Finansal karşılık yok.

Çoğu arkadaşım çok kolay ilerledi. Benim ise olacak işlerim olmuyor, ve çoğu şey için insanlardan çok çok daha fazla emek vermem gerekiyor. İnanın istatistiklerimi tutuyorum. Kişinin çabasına bağlı derler ya ben çaba göstermemişim adeta parçalamışım; ama yine de olmuyor, olmuyor. Bazı insanların hayatı sorunsuz, tıkır tıkır ilerlerken, bazıları benzer şeyler için adeta savaş veriyor.

Sizler hayatın bu tarz zorlukları ile nasıl baş ediyorsunuz? Başa çıkma mekanizmalarınız nedir? Sevgiler!
 

dolf

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ara 2023
Mesajlar
19
Tepkime puanı
6
iç dökmeye çok ihtiyacım var,

Hayat bu aralar aşırı yorucu gelmeye başladı. Kendimi eskisi gibi hissetmiyorum. Aynaya baktığımda gördüğüm kişi asla ben değilim. Gözlerimin ışığı artık yok.

2 sene önce büyük bir kayıp yaşadım ve bu kaybın ardından bi şekilde devam etmeye çabalıyorum. Bu dönemin 1.5 senesini terapi ile geçirdim. Bu arada tek sıkıntım yas değildi ki yas bir hastalık değildir; ancak günümüzün belası anksiyete ve panik gibi yaramazlıklar sebebiyle yolum henüz bitmiş değil, sadece karmaşık.

Sonrasında ani bir kararla yurtdışına taşındım. Eğitim, iş bulmak derken burada da zaman bir şekilde geçti ve gitti. Sorun şu ki artık hayattaki en ufak sorunlara bile tahammül edemiyorum. Kariyerim geriye doğru ilerliyor. Hayatın aile anlamında benden erken aldıklarını kariyerimde ilerleyerek bastırmaya çalıştım, olmadı.

dünya çapında çok büyük şirketlerden teklif aldım ve hepsi ciddi mülakatlar sonucunda (5 mülakat ve ayrıca panel) ; fakat ne yazık ki bu tekliflerim ben kabul ettikten sonra ekibin gelecek yıl bütçelemesi sebebiyle olumsuz oldu. Gerçekten çok büyük çaba gösterdiğim ve çok iyi geribildirim aldığım görüşmelerim son anda iptal oldu ve ben eğitimimi finanse etmek için kendimden aşağıda bir işe girmek durumunda kaldım. Burada da yöneticimden iyi geribildirim alıyorum; ama her şey verbal oluyor. Finansal karşılık yok.

Çoğu arkadaşım çok kolay ilerledi. Benim ise olacak işlerim olmuyor, ve çoğu şey için insanlardan çok çok daha fazla emek vermem gerekiyor. İnanın istatistiklerimi tutuyorum. Kişinin çabasına bağlı derler ya ben çaba göstermemişim adeta parçalamışım; ama yine de olmuyor, olmuyor. Bazı insanların hayatı sorunsuz, tıkır tıkır ilerlerken, bazıları benzer şeyler için adeta savaş veriyor.

Sizler hayatın bu tarz zorlukları ile nasıl baş ediyorsunuz? Başa çıkma mekanizmalarınız nedir? Sevgiler!
Merhaba. Diğer insanlar üzerinden bakmak doğru değil. Bunu ben de sorguluyorum bazen, ama şartları aynı olan insanlara bakıp değişkenlere göre neden diye sormak gerçekçi değil. Çünkü kimseyle kimsenin hayat şartlarını deney örnekleri gibi karşılaştıramazsınız. Hayatınızın başka alanlarında göremediğiniz gelişmeler olabilir bu durumla ilişkili. Ya da gelecekte olabilir, her şeyin dezavantajı ve de aynı zamanda avantajı var. Tek noktaya odaklanıp istatiksel bakınca grileri görmek zor oluyor.
 

birdgarden

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ara 2023
Mesajlar
85
Tepkime puanı
49
iç dökmeye çok ihtiyacım var,

Hayat bu aralar aşırı yorucu gelmeye başladı. Kendimi eskisi gibi hissetmiyorum. Aynaya baktığımda gördüğüm kişi asla ben değilim. Gözlerimin ışığı artık yok.

2 sene önce büyük bir kayıp yaşadım ve bu kaybın ardından bi şekilde devam etmeye çabalıyorum. Bu dönemin 1.5 senesini terapi ile geçirdim. Bu arada tek sıkıntım yas değildi ki yas bir hastalık değildir; ancak günümüzün belası anksiyete ve panik gibi yaramazlıklar sebebiyle yolum henüz bitmiş değil, sadece karmaşık.

Sonrasında ani bir kararla yurtdışına taşındım. Eğitim, iş bulmak derken burada da zaman bir şekilde geçti ve gitti. Sorun şu ki artık hayattaki en ufak sorunlara bile tahammül edemiyorum. Kariyerim geriye doğru ilerliyor. Hayatın aile anlamında benden erken aldıklarını kariyerimde ilerleyerek bastırmaya çalıştım, olmadı.

dünya çapında çok büyük şirketlerden teklif aldım ve hepsi ciddi mülakatlar sonucunda (5 mülakat ve ayrıca panel) ; fakat ne yazık ki bu tekliflerim ben kabul ettikten sonra ekibin gelecek yıl bütçelemesi sebebiyle olumsuz oldu. Gerçekten çok büyük çaba gösterdiğim ve çok iyi geribildirim aldığım görüşmelerim son anda iptal oldu ve ben eğitimimi finanse etmek için kendimden aşağıda bir işe girmek durumunda kaldım. Burada da yöneticimden iyi geribildirim alıyorum; ama her şey verbal oluyor. Finansal karşılık yok.

Çoğu arkadaşım çok kolay ilerledi. Benim ise olacak işlerim olmuyor, ve çoğu şey için insanlardan çok çok daha fazla emek vermem gerekiyor. İnanın istatistiklerimi tutuyorum. Kişinin çabasına bağlı derler ya ben çaba göstermemişim adeta parçalamışım; ama yine de olmuyor, olmuyor. Bazı insanların hayatı sorunsuz, tıkır tıkır ilerlerken, bazıları benzer şeyler için adeta savaş veriyor.

Sizler hayatın bu tarz zorlukları ile nasıl baş ediyorsunuz? Başa çıkma mekanizmalarınız nedir? Sevgiler!
Hayat her zaman müacele olacak
 

birdgarden

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ara 2023
Mesajlar
85
Tepkime puanı
49
Hayat her zaman müacele olacak
Hayat her zaman mücadele olacak mutlulluk için amaç insanlar hayatınıza anlam katın şuan kendimden örnek vereyim benimde enerjim kalmıyor düşünüyorum dayanıklı güçlü olmak zorundayim başka lüksün yok çalışırken yeni iş arayın sosyal aktivite yapın kimse için hayat kolay değil şanslı insanlar var tabi onlar için kolay çaresiz hissetmeyin amaç bulun .
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,463
iç dökmeye çok ihtiyacım var,

Hayat bu aralar aşırı yorucu gelmeye başladı. Kendimi eskisi gibi hissetmiyorum. Aynaya baktığımda gördüğüm kişi asla ben değilim. Gözlerimin ışığı artık yok.

2 sene önce büyük bir kayıp yaşadım ve bu kaybın ardından bi şekilde devam etmeye çabalıyorum. Bu dönemin 1.5 senesini terapi ile geçirdim. Bu arada tek sıkıntım yas değildi ki yas bir hastalık değildir; ancak günümüzün belası anksiyete ve panik gibi yaramazlıklar sebebiyle yolum henüz bitmiş değil, sadece karmaşık.

Sonrasında ani bir kararla yurtdışına taşındım. Eğitim, iş bulmak derken burada da zaman bir şekilde geçti ve gitti. Sorun şu ki artık hayattaki en ufak sorunlara bile tahammül edemiyorum. Kariyerim geriye doğru ilerliyor. Hayatın aile anlamında benden erken aldıklarını kariyerimde ilerleyerek bastırmaya çalıştım, olmadı.

dünya çapında çok büyük şirketlerden teklif aldım ve hepsi ciddi mülakatlar sonucunda (5 mülakat ve ayrıca panel) ; fakat ne yazık ki bu tekliflerim ben kabul ettikten sonra ekibin gelecek yıl bütçelemesi sebebiyle olumsuz oldu. Gerçekten çok büyük çaba gösterdiğim ve çok iyi geribildirim aldığım görüşmelerim son anda iptal oldu ve ben eğitimimi finanse etmek için kendimden aşağıda bir işe girmek durumunda kaldım. Burada da yöneticimden iyi geribildirim alıyorum; ama her şey verbal oluyor. Finansal karşılık yok.

Çoğu arkadaşım çok kolay ilerledi. Benim ise olacak işlerim olmuyor, ve çoğu şey için insanlardan çok çok daha fazla emek vermem gerekiyor. İnanın istatistiklerimi tutuyorum. Kişinin çabasına bağlı derler ya ben çaba göstermemişim adeta parçalamışım; ama yine de olmuyor, olmuyor. Bazı insanların hayatı sorunsuz, tıkır tıkır ilerlerken, bazıları benzer şeyler için adeta savaş veriyor.

Sizler hayatın bu tarz zorlukları ile nasıl baş ediyorsunuz? Başa çıkma mekanizmalarınız nedir? Sevgiler!
İçinizi buraya dökerek çok büyük bir adım atmışsınız...Kariyeriniz için bu kadar çaba göstermişsiniz...Siz de hepimizin bazen düştüğü o ''çok çabalama''tuzağına çekilmiş gibisiniz...Bir de ''ters çaba''kuralı var...Aşırı çabalamak ,bir şeyi gözünüzde fazla büyütmek ve o işi sizden uzaklaştırmak demek...Yeterli çaba kafi aslında...Hayat kariyerden oluşmuyor ;çok başarılı olup ilerleseniz bile yine de bazı boşluklar dolmayabilir....Ekonomik durumunuzun ne olduğunu bilmiyorum ama yurtdışında olduğunuza göre en azından ihtiyaçlarınızı karşılayacak durumdaysanız şimdilik kariyeri biraz geri plana atın...Biraz bunları düşünmeden yaşamaya çalışın...Madem yurtdışındasınız o kültürü yakından tanımaya ve oradaki etkinliklerden faydalanmaya bakın...Kariyer ilişkileri,başarısı ya da çok yüksek gelir değil sizi mutlu edecek olan,bana inanın..Eğer çabalamaya devam etmek istiyorsanız da yine peşini bırakmayın ama eğlence katın hayatınıza...Tek bir alana odaklanmak hiç kimseyi tatmin etmez...Dinlediğim bir psikolog hayat yelpazimizi geniş tutmamız gerektiğinden bahsetmişti...Tek konuya odaklanmaktan çıkarsanız daha iyi olur....İleride başardığınızda,çabalarınızın meyvelerini aldığınızda nasıl lezzetli bir tattır o...Bu yolda ilerlerken sadece yolun sonuna değil yolda gördüğünüz manzaralara da değer verin...Kariyer planlaması yapmaya devam edin yine...Ama hayatınıza biraz mizah katın,yeni yerler keşfederek macera duygunuzu yeniden açığa çıkarabilirsiniz..Örneğin yutdışında yakın şehirlere trenle kısa geziler düzenleyebilirsiniz....Yeni insanlarla arkadaşlıklar kurabilirsiniz...Çünkü ne kadar başarılı olursak olalım arkadaşlığa ,sağlam kurulan dostluklara ihtiyacımız var...Bakın evde oturup da sosyallikten uzak bir hayat yaşıyorsanız bile en azından komedi türünde ya da hoşlandığınız türde filmler izleyip kendinizi eğlendirebilirsiniz...Ya da sevdiğiniz,ilgilendiğiniz konularda kitaplar okuyup kendinize,psikolojinize iyi anlamda etki edebilirsiniz...Boyama ,resim yapabilirsiniz,çiçekler yetiştirebilirsiniz ya da yeni şeyler öğrenebilirsiniz..Spor yapabilirsiniz...İki lafın belini kıracak arkadaşlarınız varsa zaten üstesinden daha kolay gelebilirsiniz ,eğer yoksa da bu söylediklerimi uyglayabilirsiniz...Hayvanları da es geçmeyelim..Yalnızlığa iyi gelenlerden biri de sizi oyuna davet eden canlılardır...Hem başka hayvan sahipleriyle de dostluklar kurmanıza yardımcı olur...Aklıma gelenleri saydım...Bazen durmak gerekir,dinlenmek gerekir...Siz yurtdışına kadar giderek zaten kendiniz için büyük bir değişiklik yapmışsınız...çünkü yeni bir ülke,yeni dil,başka bir kültür...Bunlar insanı mutlu ettiği kadar aynı zamanda hüzünlendirebilir de...Yani aslında yaşadığınız ülkenizden uzak olmakla da ilgili olabilir...Siz kendinize çok yüklenmeden yukarıdaki tavsiyelerimden faydalanabilirsiniz...Kariyer ,para ya da ''başarı''uğruna günlerinizden çalmayın...Coşku,heyecan,sevmek/sevilmek,hatta bazen kaybettiğini düşündüğün zaman bile şeytana pabuç bırakmadan dalga geçmeyi bilmek gerekiyor... Asıl olayın hayatın tadını çıkarmakta olduğunu unutmayın...Bazen tv'de bir diziye kapılmak bile sizi yeniden hayata bağlayabilir....Maddiyat,kariyer de önemsiz demiyorum ama sandığınız kadar değil...Amacınızı unutmadan hayata başka kanallardan da bağlanabilirsiniz....En önemlisi de duygularımızı kabul edebilmek ve gerçekten ne istediğimizi bilmek...Örneğin eğer ''tıp okumak'' toplum tarafından önemli bir etiket olduğu için hedefliyorsanız yanlış yoldasınızdır,bu da mutsuz eder...Belki siz şarkı besteleyerek mutlu olacaksınızdır...Bu ayırımları da çok iyi yapıp bir deftere içinizdekileri dökmenizi öneririm....Çok çok mutlu olun...Kendiniz için ,ruhunuz için en iyi şifa yine kendinizdedir...Burada istediğiniz zaman konuşabiliriz,bana da yazabilirsiniz...Birbirimize destek olmak da şifadır...İstersek bir şarkıyla bile kendimizi yükseltebiliriz...Her zaman söylüyorum...Pollyannacı olmak iyidir,bazıları bu yaklaşımı küçümsese bile benim hayatımda işe yaramıştır...Çünkü ilk amacım gerçeklerden önce hayatın büyüsüyle,masalıyla ,espirisiyle buluşmak....sevgiler :love::coffee:(Şİmdi kendiniz için bir kahve için ve tadını çıkarın)
 

Vanilia

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2023
Mesajlar
210
Tepkime puanı
202
Para olsa çoğu şey çözülecek. Her şey değil ama çoğu...
Sağlık ve para varsa buna katılıyorum.
Çevreni ona göre şekillendiriyorsun ve istemediklerini dışarıda bırakıyorsun.
Vizyonun varsa zaten tamamdır.
Bazıları para olduğu halde doğru yere harcayamaz ya da her şeyi olduğu halde yine de hep dram yaratır, duygu sömürüsü yapar.

Yalnız bence sizin eksik hissettiğiniz şey sevgi gibi geldi bana. Bir yoldaşınız yok sanırım, işler ters gittiğinde başınızı yaslayabileceğiniz bir güç gerek.

Nickinizden anladığım kadarıyla hayvansever birisiniz, bu da sevmeye sevilmeye layık bir ruhunuz olduğunu gösteriyor bana kalırsa.
 

Talgaran

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Haz 2020
Mesajlar
247
Tepkime puanı
115
@Talgaran sizi alıntıladım ama cevabım konu sahibine bu arada.
Para konusunda haklısınız.
Anladım. Para olunca en iyi sağlık hizmetini alabiliyorsun, en iyi eğitimi alabiliyorsun. Bazı kişilerde teselli olarak sağlık alınamaz diyor ama her parası olan sağlıksız mı? Önemli olan huzur diyorlarda nice insanlar var parası olsa huzuru bulurlar ve yine bazı insanlar var para olmalı değil huzur önemli diyor fakat huzursuz olmalarının sebebi para yok ve ailesi para olmadığı için zoraki beraberler daha doğrusu buna mecburlar.
 

Vanilia

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2023
Mesajlar
210
Tepkime puanı
202
Anladım. Para olunca en iyi sağlık hizmetini alabiliyorsun, en iyi eğitimi alabiliyorsun. Bazı kişilerde teselli olarak sağlık alınamaz diyor ama her parası olan sağlıksız mı? Önemli olan huzur diyorlarda nice insanlar var parası olsa huzuru bulurlar ve yine bazı insanlar var para olmalı değil huzur önemli diyor fakat huzursuz olmalarının sebebi para yok ve ailesi para olmadığı için zoraki beraberler daha doğrusu buna mecburlar.
Kesinlikle haklısınız.
Para huzuru sağlayabilmek ve insanın duruşunu koruyabilmesi için temel bir araç. Yoksa oradan oraya savruluyorsun.
Para olduğu halde yaşamasını bilmeyen, sapıtanların da kendi handikapları.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,463
Belki dertlere çare değil ama hepimize iyi geleceğini düşündüğüm bir şiir bırakmak istiyorum buraya,ihtiyacı olup da okuyan herkese biraz umut aşılamasını diliyorum...(Şiir Ataol Behramoğlu'na ait)

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir bir kuşa,bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla,gövdenle,tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi,bir yaprak gibi,bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle,ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni,tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak,bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın,namusluca,bütün benliğinle
Çünkü acılar da sevinçler gibi,olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasna
Çünkü ömür dediğimiz şey,hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana


Ataol Behramoğlu/Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
 

Ben_&_Kedilerim

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ocak 2022
Mesajlar
45
Tepkime puanı
52
benim için bir insanın bir insana verebileceği en mühim şey sevgi ya da saygı değil, o kişiye ayırdığı zamanıdır. Zaman ayırıp bu kadar güzel, pozitif ve destekleyici bir yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim. Hayvanlarla aram çok iyidir, biri komşunun iyi bakmadığı için el koyduğum ve üçü neredeyse 10 yıldır benimle olan toplam 4 kedim var. Buraya da onlarla geldim. Sürekli kapımda mama olur ve sincaplarıma fıstık bırakırım. Ailemi kaybettikten sonra bana en iyi gelen şey hayvanlara bi avuç yemekle de olsa onları mutlu etmek, bir ihtiyaçlarını karşılamak. Onları çok seviyorum. Dünyanın en masum canlıları benim gözümde. 💕

Sorun şu ki ben normalde de insanlarla çok iyi iletişim kurabilen birisi değilim. İnsanlardan çabuk soğuyorum. Türkiye’de de fazla arkadaşı olan birisi olmadım hiçbir zaman; ama taşınınca bu sayı sıfıra indi. Uzaktan da çalıştığım için gün içinde doğru düzgün bir insan temasım yok. Aşırı asosyal, çekingen ve güvensiz biriyim. Zaten terapiye gitme sebeblerinden biri de sosyal anksiyeteydi. Genellikle zamanını yeni şeyler öğrenmekle geçiren birisiyim, ya kitap okurum ya yeni bir tool öğrenirim. Boş zaman aktivitelerim bile hep zihinsel oluyor. Ben teknoloji alanında çalışıyorum, sürekli ay şunu da öğreneyim aman bu da eksik kalmasın diye diye günüm sürekli uygulama yapmakla geçiyor. Kendime resim kiti aldım ondan de sıkıldım. Geçen bahsetmiştim tarot öğreneyim diye, bu sefer ondan da sıkıldım. Çok çabuk sıkılıyorum. Hani bir söz vardır jack of all trades, master of none. Aşırı maymun iştahlıyım, daldan dala atlıyorum.

Beynimi susturma isteme sebebim genellikle boş kaldığımda hüzünleniyorum. Yas gerçekten hiç linear ilerlemiyor. Hep bi dalgalı hep bi değişken. Böyle günlerde hayatta hak ettiğim yerde olmadığımı daha çok hissediyorum. Kariyer konusunda ilerlemek istiyorum, daha iyi olmalıydı, olmadı. Bakıyorum buradaki akranlarıma hem aileleri yaşıyor, sürekli ziyaret edip konuşuyorlar, hem de kariyerleri ilerledi. Ben geriye düştüm. Beni asıl üzen bu zaten.

Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim tekrar 🍀🍀siz de bana dilediğiniz zaman yazabilirsiniz. Mesaj kutum hep açık✨
 

Ben_&_Kedilerim

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ocak 2022
Mesajlar
45
Tepkime puanı
52
Belki dertlere çare değil ama hepimize iyi geleceğini düşündüğüm bir şiir bırakmak istiyorum buraya,ihtiyacı olup da okuyan herkese biraz umut aşılamasını diliyorum...(Şiir Ataol Behramoğlu'na ait)

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir bir kuşa,bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla,gövdenle,tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi,bir yaprak gibi,bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle,ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni,tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak,bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın,namusluca,bütün benliğinle
Çünkü acılar da sevinçler gibi,olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasna
Çünkü ömür dediğimiz şey,hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana


Ataol Behramoğlu/Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
Deminki cevabı size ithafen yazmıştım. Alıntıda sorun yaşadım. 🌟
 

Ben_&_Kedilerim

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ocak 2022
Mesajlar
45
Tepkime puanı
52
taşı fırlatmak için mancınığı germek gerekiyor
evet beni üzen kısmı da bu zaten. Fazlasıyla germeme rağmen dediğiniz taş fırlamıyor. İnsanlar çok çok çok daha az emekle o taşları benden kilometrelerce öteye fırlattılar. Ben hala çaba içindeyim.
 

nurumm

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Nis 2018
Mesajlar
1,114
Tepkime puanı
1,568
@cathrine çok güzel ifade etmiş.Sosyal hayat diye bi güzellik var.İmkanınız varsa bu asosyalliği aşmaya çalışın.Hiçkimsenin hayatı mükemmel değil herkes bi takım sorunlarla baş edeceğim diye uğraşıyor.siz sanıyorsunuz ki kariyerim üst seviyeye çıkınca ve maddi olarak tatmin olunca her sıkıntım bitecek,bitmiyor. Lüksün sınırı yok düşüncenizi maddiyata odaklarsanız hep biraz daha olsun diye çaba göstereceksiniz.Yaşamınız sağlayacak bir maddi güce ve kariyere sahipseniz kalanını çok da dert etmeyin.Ben kendim dahil olmak üzere çevremde kariyer olarak en üst noktada insanlar da vardı para,mevki,makam olarak çok çok iyi yerlerde genç yaşlarda o noktada olan ( belki normalde 50 yaş grubunda o konumda ve parada olacak olan insanlar ) sorsan mutlular mıydı ya da problemleri yok muydu ? emin olun vardı ? Ben parayı hiçbir zaman çok dert etmedim öyle bi insan olmadım nedense kendime yetiyor muydum evet yetiyordum bu zaman diliminde türlü psikolojik sıkıntılarımız oldu sosyal çevreyle aşmışım dönüp geriye bakınca çok daha iyi anlıyor insan tam tersi kendimi kapatmış olsaydım çıkamazdım.Hayata tekrar gelinmeyecek geçen gün ömürden geçiyor yaşayabildiğimiz imkanlarla mutlu olabilmeyi başarırsak hayat en zenginden en aşıktan da en kariyerliden de daha çekilir bir hal içinde olur.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,463
evet beni üzen kısmı da bu zaten. Fazlasıyla germeme rağmen dediğiniz taş fırlamıyor. İnsanlar çok çok çok daha az emekle o taşları benden kilometrelerce öteye fırlattılar. Ben hala çaba içindeyim.
Bazen şans meselelerinde ya da hayatımdaki aşmam gereken konularda ben de hep kıyaslama yapardım...Neden çok çabaladığım halde yavaş ilerliyorum...Ama karşılaştırmamak gerekiyor....çünkü her birimizin hikayesi farklı ve özel...Hiç kimsenin kaderi,çabası ve hayatı birbirine benzemez...Amaçlarımız,dileklerimiz tüm insanlarla benzer olsa da gerçekleşme zamanları farklıdır ve dediğim gibi hepimizin yolları o kadar farklı yönlerden akar ki birbirimizle karşılaştırmak bir işe yaramaz...Ama sadece birbirimizden esinlenebiliriz...Lütfen yaşadıklarınızı yıllarla da sınırlanmayın,belki şimdi değil 5 yıl sonra ya da daha erken....Başarı zamanla ölçülmez ki....En güzel eserlerini veren yazar bunu 82 yaşında başarmış...60 yaşından sonra resim çizip ünlü ressam olan var...Yaşla ya da çabayla sınırlamayın...Belirsizlik hepimizin ortak kaygısı....Ama sır biraz da belirsizliği yönetebilme ve o an'da ne oluyorsa kabule geçme durumuymuş...Psikoloji alanıyla uğraşan yazarlardan öğrendim bunu da...Uygulayabiliyor muyum ,orası da meçhul...Bazen başka insanlara bakar ve özeniriz ama belki de o özendiğimiz insanın çocukluğu,gençliği nasıl geçmiş?Belki de o kişilerin yerinde olmayı hiç istemeyeceğiniz deneyimleri olmuştur...Şimdi kime sorsak hiç kimse başka birinin kaderini ne kadar iyi olsa da kabul etmek istemez bence....İyisiyle kötüsüyle,doğrusuyla yanlışıyla bize sunulan ve sadece bütün dünyada sadece bize ait olan kader planımız...Nasıl ilerleyecek?Yolda neler olacak?Bu yolu merakla yürüyoruz...Bence parmak izi gibi...Birbirimize benzer kaderlere sahip olsak bile ayrıntılar ve hissettiklerimiz bize özel...Başarı bana göre çevreme faydalı bir insan olabilmek,elimden geldiği kadar ruhuma ve bedenime iyi bakabilmek,eğer yardım edebilirsem insanlara,hayvanlara ve doğaya katkıda bulunabilirsem ben başarılı bir insanım...Ya da toplumun etiketlediği başarı başarısızlık kavramlardan bağımsız sadece var olmamız bile yetmeli...Bizi bu kadar çabaya ,hırsa iten sistem duygularımıza iyi gelmiyor....Çabalamak ,başarı için çalışmak da hayata bağlar ama sabırlı olup bu geçen zamanı da güzelleştirmek bize düşer...Yoksa birileri kafasına bir şeyleri takıp makineler,arabalar üretmese ,bu kadar yaratıcı olmasalar içinde bulunduğumuz bu zamanda hala ilkel şartlar içinde yaşayıp giderdik...Bu insanları inceleyecek olursak mucitler,kaşifler başarılı olmayı düşünmediler sadece merakları ,tutkuları onları harekete geçirdi,sonunu düşünmediler...Başarıya takılırsak harekete geçemeyiz...Önce yapacağız sonra sonucuna bakacağız....Zaten tutkusu olan bireyler ;örneğin bir yazar ya da şair şiirini ,kitabını başarılı olmak için yazsa o yeteneğini ortaya çıkaramaz...Yazarlar,şairler içlerinden geldiği gibi yazar ve bazı eserler bu yüzden çok özgün olur...O kadar orijinal olur ki çağlara hitap eder...Klasikleşir....Özetle kendimizi etiketlere indirgemeden(başarılı-başarısız,yetenekli-yeteneksiz,çalışan-işsiz)olduğumuz gibi de iyiyiz...varlığımız değerli...Kimseye maddi/manevi bir zarar vermediyseniz,gece rahat uyuyabilirsiniz...Bizim etiketlere ihtiyacımız yok...Önce bunu kabul edelim....Bu arada bir şey de eklemek isterim ;ben de hiçbir zaman çok sosyal bir insan olamamışımdır...Ama birileri işte ön ayak olur da bir iki arkadaş edinirsem onlar...Ama ne sıkı fıkı olabiliyorum ne de ilişkilerimi uzun sürdürebiliyorum...Çağımızın bir sorunu bu bence....Lisede,,üniversitede böyle değildi...İlişkilerimiz çok uzun ve dostluk içinde sürerdi...Yaşımız ilerledikçe sosyal hayatta bazı değişimler olduğunu gözlemledim.Çünkü herkes bundan şikayet ediyor...Eski samimiyet yok ve arkadaş edinmek çok güçleşti...Bilmiyorum sosyal medyanın etkisi mi?Biz asosyalliğimizi kabul ediyoruz...Bir de bizim gibi olup hiç arkadaşı olmadığı halde sürekli geniş bir çevresi varmış gibi anlatanlar var....Konuyu yine dağıttığımın farkındayım ,sadece arkadaşları olmayanlar kendini yalnız hissetmesin diye yazıyorum...Kimse kendisini garipsemesin...Bu, dünyanın bugünkü sorunlarından biri...Sizler ne düşünüyorsunuz?
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
3,999
Sizler hayatın bu tarz zorlukları ile nasıl baş ediyorsunuz? Başa çıkma mekanizmalarınız nedir?

İlk birkaç gün inkar mekanizmam çalışıyor fakat sonrasında olduğu gibi kabul ediyorum.

**

Zoru kabul etmeyen içindeki kolaylığı göremez. Kabul etmek 'bir' olmaktır. İnkarda kaldıkça bütünleşmekten kaçar insan, ötekileştirir. Ötekileşmiş bir yaşam daha az olasılık ve haliyle daha az görüş açıklığı anlamına gelir. Kabulleniş, görüşün kuşbakışı olabilmesiyle başlar.

.. 'topraklar altında kalmak' düşük bilinç seviyesidir ..

77 bin kitap okuyup kendi cümleni bulamamaktır toprak altında kalmak, kişisel efsanen için yol açamamaktır. İnsan bilincinde 50/50 -neredeyse her zaman- 51/49 'dan daha büyüktür. İki adil seçenek yeterlidir kişi için. Ya savaşır ya kaçar. Zihin yüzdelik hesapta rasyonel düşünür. Tek derdi payda eşitlemektir. Oysa yaşam, rasyonel olamayacak kadar irrasyoneldir.

.. kaos içinde durgunluk, durgunluk içinde kaos, kaos içinde kaos, durgunluk içinde durgunluk ..

Ömrü 100 yıl olarak ele alabilirsek şayet ; 100 yıllık zaman diliminde aktivite gösteremeyen birey, içinde kaynayan lava inkarda kalan Vezüv gibidir. Kişi, hayatın zorlukları karşısında kaynayan Öz'ü kabullenebilmeli. Sürekli mantıkta kalmak, çözüm odaklı olmak ne yazık ki çözümsüzlük getirir. Mantık bizi sınırlar. Hem zaten göz, gördüğüne kanmaz mı ? Öyleyse gerçek olan nedir ?

Hissettiğimiz çaresizlik mi ? Zorluklar karşısında bir tık geçmişe düşen zihnimiz mi ? Alışkanlıklarımız mı ? Kederimiz mi ?

Mevlana der ki ; Sopayla kilime vurmanın gayesi kilimi dövmek değil, tozu kovmaktır. Allah tozunu alıyor diye niye kederlenirsin ey can ? Üzülme ! Bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur. Şu uçan kuşlara bak.. Ne ekerler ne biçerler. Onların rızkına kefil olan Allah seni mi ihmal edecek sanırsın ? Yeter ki istemeyi bil.

Neticede ; topluluk dağınıklıktadır. Varlık ise yoklukta gizlidir.
 

nurumm

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Nis 2018
Mesajlar
1,114
Tepkime puanı
1,568
Biz asosyalliğimizi kabul ediyoruz...Bir de bizim gibi olup hiç arkadaşı olmadığı halde sürekli geniş bir çevresi varmış gibi anlatanlar var....Konuyu yine dağıttığımın farkındayım ,sadece arkadaşları olmayanlar kendini yalnız hissetmesin diye yazıyorum...Kimse kendisini garipsemesin...Bu, dünyanın bugünkü sorunlarından biri...Sizler ne düşünüyorsunuz?
Yaşınız daha önce söylediniz miydi söylediysenizde hatırlamıyorum 30 yaş altı grubunda bu asosyallik daha çok var benim gözlemim. 35-40 yaş arası grubun sosyal hayatları daha keyifli.Ya da bu üniversite yıllarından geliyor olabilir.Benim dönemim 85 doğumluyum okullarda etkinliklerin konselerin arkadaşça bşeyler yapmanın devriydi sosyal medya yoktu.Şu an ki gençlik de ben bizim kadar şanslı olmadıklarını düşünüyorum geçmiş zamanlarda birde araya pandemi girdi insanlar gerçeklten aşırı derece de nötrleşti.Brlki yaşamın hayatın getirdiği böyle bişeydir bilemiyorum ama güzel bi çağda gençlik yaşadığım kanaatindeyim.
 
Üst