Hipokondriazis (Hastalık korkusu)

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Hipokondriazis hastaları vücut fonksiyonları ile yüksek oranda ilgilidir. Herhangi bir geçerli fiziksel hastalığı olmamasına rağmen kişi fiziksel semptomlar ile yüksek oranda ilgilidir. Sağlığı ile ilgili kaygıları yaşamını yönlendirir, aktivitelerini kısıtlar, çevre ilişkilerini bozar. Hipokondriazis hastaları somatik işlevler ile ilgilerinin psikolojik olduğunu göremezler. ‘Hastalık hastalığı’ diye bilinen bu hastalık kişinin vücut belirtilerini yanlış yorumlayıp ciddi bir hastalığa yakanlandığı korkusu ile yapılan yeterli tıbbi değerlendirmelerin sonuçlarına güvenmeyip hastalık düşüncelerini devam ettirmesidir. Hipokondriaklar sıklıkla başvurdukları hekimin yetersiz olduğuna kanaat getirirler.

DSM-IV-TR’a göre Hipokondriazis:

Kişinin vücut semptomlarını yanlış yorumlamamasına bağlı olarak, ciddi bir hastalığı olacağı korkusunu ya da ciddi bir hastalığı olduğu düşüncesini taşıyıp durması
Yeterli tıbbi değerlendirme yapılmasına ve güvence verilmesine karşın bu düşünceler sürüp gitmektedir.
A Tanı Ölçütündeki inanç hezeyan yoğunluğuna değildir ve görünümü hakkında çerçevesi belirli bir kaygı ile sınırlı (Vücut Dismorfik Bozukluğu’nda olduğu gibi) değildir.
Bu düşünceler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
Bu bozukluk en az 6 ay sürer.
Bu düşünceler, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif-Kompulsif Bozukluk, Panik Bozukluğu, bir Majör Depreseif Epizod, Ayrılma Anksiyetesi ya da diğer bir Somatoform Bozukluk olarak açıklanamaz.
İçgörüsü Az Olan Kişilerde: Çoğu zaman kişi, o sıradaki epizoda, ciddi bir hastalığının olmasıyla ilişkili kaygısının aşırı ya da anlamsız olduğunu kabul etmemektedir.

Hipokondriaklar sıklıkla kendileri için istemsiz uygun gördükleri hastalık nedeniyle özel muamele ve özel bir tedavi şekli beklentisi içinde olabilirler. Bu durumda sürekli yakınan Hipokondriak özel yaşamında mutsuz, iş hayatında başarısız olmaya başlar. Bir süre sonra çevrelerindekiler kişinin şikayetlerinin gerçekçi olmadığını görür ve kişiyi dinlemekten vazgeçerler.

Hipokondriazis ilk olarak Hipokrat tarafından ifade edilmiştir. Hipokondriazis kaburgaların altındaki bölge anlamına gelen Latince hypochondrium’dan köklenir. Hipokondriaklar genellikle gastrointestinal bölge şikayetleri ifade ederler.

Hipokondriaklar sürekli ilgi ve sevgi ararlar. İhtiyaç duydukları bu ilgi ve sevgiyi çeşitli sebeplerle doğal ve normal yollardan alamayacaklarına istemsiz bir şekilde karar verip, bu ilgiyi hastalıkları ve şikayetleri ile alabileceklerine inanırlar. Hastalığın sıklıkla görüldüğü bir diğer gurup ise depresif ya da Anksiyete Bozukluğu olan kişilerdir.

Psikodinamik yaklaşım Hipokondriazis’in nedenlerini kişinin başkalarına karşı hissettiği öfkeyi, düşmanca düşüncelerini içine atması sonucu, bu duyguları fiziksel yakınmalara dönüştürmesi olarak görür. Kişide varolan çevreye yönelik saldırgan ve öfke yüklü dürtüler bastırma ve yer değiştirme mekanizmaları ile fiziksel şikayet haline dönüştürülür. Hissedilen öfke kişinin geçmişte yaşadığı kayıp, yakınlarının hastalığı, çevrenin kendisini reddetmesi, ihtiyaç duyduğunda yeterli desteği vermemesi ve yaşadığı hayal kırıklıkları ile ilgilidir. Ayrıca bu durum kişinin hissettiği öfke ve saldırgan dürtüler nedeniyle oluşan suçluluk duygusuna karşı bir savunma, düşük banlik algısı ya da kuvvetli narsistik ilginin bir sonucudur. Bu suçluluk duygularının neticesinde gelişen cezayı hakketme düşüncesi, kişinin vücudunda bir takım şikayetleri oluşturmasına sebep olur.

Hastalığın ortaya çıkışında belirgin bir biçimde psikolojik stres bulunur. Olayı tetikleyen sebepler arasında; ani öfke, kayıp sonrası yas, fiziksel şiddet, cinsel taciz veya hayati tehlike oluşturabilecek bir kaza sayılabilir. Aile yaşantıları da zorludur.

Hipokondriak kişi bu psikolojik çatışmalara karşı uyumu yakalayamamıştır.

Bu kişilerde ağrıya ve diğer belirtilere karşı yapısal bir duyarlılık, ailevi yatkınlık, stres karşısında psikolojik yaklaşımları önemsemeyen kültüre sıklıkla rastlanır.

Hipokondriazis’in görülme sıklığı kadın ve erkeklerde farklılık göstermez. Belirtiler herhangi bir yaşta başlayabilmekle birlikte, en çok 20-30 yaş aralığında görülür.

Türkiye ruh sağlığı profili çalışmasında 12 aylık hipokondriazis yaygınlığı kadınlarda % 0.8, erkeklerde % 0.3, tüm nüfusta % 0.6 olarak verilmektedir.

Hipokondraizis tedavisinde hastaların 1/3’ü yeterli düzeyde iyilişme gösterir. Bu grup genelde yüksek sosyoekonomik düzey, tedaviye cevap veren depresyon ve anksiyetenin eşlik etmesi, belirtilerin aniden başlaması ve eşlik eden herhangi bir kişilik bozukluğunun almadığı hastalardan oluşur. Hipokondriaklar genelde tedaviye dirençlidir. Hipokondriazis’te de birincil ve ikincil kazanç söz konusudur.

Hipokondriazis tedavisi iki ayaklı olarak uygulanır; farmakoterapi ve psikoterapi. Psikodinamik yaklaşım; bu bozukluğa temel hazırlayan nedenleri bulduktan sonra baş etme teknikleri konusunda ustalaşmayı kullanır. Kişinin kendisini kelimelerle ifade etmeyi öğrenmesi terapinin temel amacıdır. Tedavide ailenin işbirliği diğer Somatoform Bozuklukları’nda olduğu gibi önemldir.
Alıntıdır.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Bence bu hastalığın psikolojik sebeplerinin altında ticaret sektörü var,ne alaka diyebilir bazı arkadaşlar ama şöyle düşünelim daha fazla para kazanmak için öyle yanlışlıklar yapılıyor ki bu yanlışlıklar bir süre sonra insanlarda hastalık oluşturmaya başlıyor mesela hastalıklara karşı direncimiz azaldı bazı gıdalar sebebiyle
80 sene önceki yoğurtları bulamıyoruz karpuzuda buna bir çok örnek sıralayabiliriz bu tür gıdalar hücreleri beslemeyi bırakıyor bu konuları bilen bazı insanlarımızda hastalık korkusunu bol bol yaşıyorlar diye düşünüyorum
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Bu sorun bende de var en az 3 -4 yıldır.Kesinlikle kendi kendine destek almadan gitmiyor.Genelde sebepler sevgisizlik ve ilgisizlik imiş.Şaşırdım öğrendiğmde açıkçası.Derinlere inince anladım sorunu.Bebekliğimde ve çocukluğumda ananemler annemler ve teyzelerimle yaşadım.Ev kalabalıktı ve tek çocuk tek torundum.Evde 5 kadın vardı benimle ilgilenen.Ağlatmıyorduk seni diye anlatırlar hep bizimkiler.Ağlamayı bilmezdin falan.Tabi şimdilerde ve uzun zamandır yalnız yaşıyorum.Bu benim tercihim yaşamımın neticesinde fakat böylede bu korkular ortaya çıktı.Hastalanma korkusu sürekli var.Hep oto kontrol halindeyim.Yıllar evvel atlatılan ve 3 yıl süren şiddetli panik atağı saymıyorum.
Şimdilerde bu korkuyu hipnozla iyileştirmeyi düşünüyorum.Urumlada konuştuk bunu 1 seans yeter dedi.Fırsatım olduğunda ilk işim Ankarada onlara gtmek.
Bu korku inanın herşeyi etkiliyor.Bir çok korku yanında masum kalıyor.Bazen yaşam sevinciniz enerjiniz öyel düşüyor ki varlıkla yokluk arasında manasızlaşıyor gibi hissediyorsunuz.Eğer yeni yeni böyle düşünce ve tedirginlikleriniz var ise ilerlemeden destek alın.Sonrasında daha da büyüyüyor.

İyi forumlar.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Bu sorun bende de var en az 3 -4 yıldır.Kesinlikle kendi kendine destek almadan gitmiyor.Genelde sebepler sevgisizlik ve ilgisizlik imiş.Şaşırdım öğrendiğmde açıkçası.Derinlere inince anladım sorunu.Bebekliğimde ve çocukluğumda ananemler annemler ve teyzelerimle yaşadım.Ev kalabalıktı ve tek çocuk tek torundum.Evde 5 kadın vardı benimle ilgilenen.Ağlatmıyorduk seni diye anlatırlar hep bizimkiler.Ağlamayı bilmezdin falan.Tabi şimdilerde ve uzun zamandır yalnız yaşıyorum.Bu benim tercihim yaşamımın neticesinde fakat böylede bu korkular ortaya çıktı.Hastalanma korkusu sürekli var.Hep oto kontrol halindeyim.Yıllar evvel atlatılan ve 3 yıl süren şiddetli panik atağı saymıyorum.
Şimdilerde bu korkuyu hipnozla iyileştirmeyi düşünüyorum.Urumlada konuştuk bunu 1 seans yeter dedi.Fırsatım olduğunda ilk işim Ankarada onlara gtmek.
Bu korku inanın herşeyi etkiliyor.Bir çok korku yanında masum kalıyor.Bazen yaşam sevinciniz enerjiniz öyel düşüyor ki varlıkla yokluk arasında manasızlaşıyor gibi hissediyorsunuz.Eğer yeni yeni böyle düşünce ve tedirginlikleriniz var ise ilerlemeden destek alın.Sonrasında daha da büyüyüyor.

İyi forumlar.

Allah şifa versin inşallah hastalığın hepsi başa bela umarım biran önce iyi olursunuz
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Bu sorun bende de var en az 3 -4 yıldır.Kesinlikle kendi kendine destek almadan gitmiyor.Genelde sebepler sevgisizlik ve ilgisizlik imiş.Şaşırdım öğrendiğmde açıkçası.Derinlere inince anladım sorunu.Bebekliğimde ve çocukluğumda ananemler annemler ve teyzelerimle yaşadım.Ev kalabalıktı ve tek çocuk tek torundum.Evde 5 kadın vardı benimle ilgilenen.Ağlatmıyorduk seni diye anlatırlar hep bizimkiler.Ağlamayı bilmezdin falan.Tabi şimdilerde ve uzun zamandır yalnız yaşıyorum.Bu benim tercihim yaşamımın neticesinde fakat böylede bu korkular ortaya çıktı.Hastalanma korkusu sürekli var.Hep oto kontrol halindeyim.Yıllar evvel atlatılan ve 3 yıl süren şiddetli panik atağı saymıyorum.
Şimdilerde bu korkuyu hipnozla iyileştirmeyi düşünüyorum.Urumlada konuştuk bunu 1 seans yeter dedi.Fırsatım olduğunda ilk işim Ankarada onlara gtmek.
Bu korku inanın herşeyi etkiliyor.Bir çok korku yanında masum kalıyor.Bazen yaşam sevinciniz enerjiniz öyel düşüyor ki varlıkla yokluk arasında manasızlaşıyor gibi hissediyorsunuz.Eğer yeni yeni böyle düşünce ve tedirginlikleriniz var ise ilerlemeden destek alın.Sonrasında daha da büyüyüyor.

İyi forumlar.

Allah sifa versin umarim sagliginiza kavusursunuz, peki siz koktugunuz icinde bir takim sikintilari kendinize davet ediyor olabilirmisiniz, mesela surekli hastalanan bir insan misiniz. Buna cevab vermek durumunda degilsiniz elbette ben merak ettim, farkli bir sebebden dolayi.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Korku başlı başına çekiyor hastalığı zaten.Sürekli hastalanan biri değilim fakat bu sene sık sık grip oldum ve ağır geçirdim.Bunun dışında farklı farklı hastalıklar çıkmadı şükür.Fakat şöyle anlatiyim.Her an hastalanacaksınzı yada bir an da birşey olucak korkusu var.Örneğin panik atak hastasıda krize girdiğinde kalp krizi geçircek sanar.Buna paralel çarpıntısı başlar.Çünki öyle inandığınız için beyin de o şeklide bedene sinyal veriyor ve nabız yükseliyor.
Bende de atıyorum aniden mideme ağrı girdi.Acaba midem mi çok kötü halde ? Mide kanamasımı geçiriyorum acaba .Yada ellerim ateş gibi yanıyor hemen araştırırım sebebini.Aman hastalık olmasın düşüncesiyle.Grip oldum nerdeyse 15 gündür ve bugün kulağım tıkandı.Hadii ben hemen araştırırım acaba iltihap olurmu diye hemen araştırrım belirtisi neymiş ne olurmuş dr.a gitsem mi ki acaba falan filan. :)
Ölümden korkmak mı var altında diye düşündüm ve alakası olmadığını anladım.Çünki ölümden korkmuyorum.Bu başlı başına bir saplantı.İlaçlara karşı çok tedbirliyim mesela,okumadan incelemeden internette kullananların deneyimlerini okumadan kullanmam.Emin olmam lazım.Nerdeyse bir eczacı kadar ilaöları tanırım :D Dedim ya oto kontrol.Bu da size hayatı zorlaştırıyor.
Sürekli hastalanmam fakat bu enerjinizi düşürüyor.Yaşam kalitenizi azaltıyor.Örneğin uzak yolcukluklara çıkarken on kere düşünürüm.Ay birşey gelirmi başıma ya yalnız hastalnırsam ya rezil olurum yollarda vs.Kendim kişiliğimde zaten detaycı ve irdeleyen biriyim.Bir çok konuda titiz davranırım.Böyle bir sorunada sahip olunca iş zorlaşıyor.
Özel hayatınızdan tutun işe kadar etkileniyor.Bu her kişide farklılık gösterebilir.Benim yaşadığım başkasına ağır gelebilir.Ben başa çıkmasını öğreniyorum genelde.Hemen kendimi doktora atan biri değilim.Allahtan o durum yok :)
Yalnız şunu öğrendim ve eminimki fiziksel rahatsızlıklar psikolojik olanlardan çok daha kolay.Acınızı azaltıcak ameliyata kadar giden çareler var.Bu rahatszlıklarda öyle değil.İlaçlar başlı başına sıkıntı.Neyse ,bunu ilk kez burda yazıyorum,ayna oldunuz bana..İyi geldi.
Sevgiler,iyi forumlar..
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Korku başlı başına çekiyor hastalığı zaten.Sürekli hastalanan biri değilim fakat bu sene sık sık grip oldum ve ağır geçirdim.Bunun dışında farklı farklı hastalıklar çıkmadı şükür.Fakat şöyle anlatiyim.Her an hastalanacaksınzı yada bir an da birşey olucak korkusu var.Örneğin panik atak hastasıda krize girdiğinde kalp krizi geçircek sanar.Buna paralel çarpıntısı başlar.Çünki öyle inandığınız için beyin de o şeklide bedene sinyal veriyor ve nabız yükseliyor.
Bende de atıyorum aniden mideme ağrı girdi.Acaba midem mi çok kötü halde ? Mide kanamasımı geçiriyorum acaba .Yada ellerim ateş gibi yanıyor hemen araştırırım sebebini.Aman hastalık olmasın düşüncesiyle.Grip oldum nerdeyse 15 gündür ve bugün kulağım tıkandı.Hadii ben hemen araştırırım acaba iltihap olurmu diye hemen araştırrım belirtisi neymiş ne olurmuş dr.a gitsem mi ki acaba falan filan. :)
Ölümden korkmak mı var altında diye düşündüm ve alakası olmadığını anladım.Çünki ölümden korkmuyorum.Bu başlı başına bir saplantı.İlaçlara karşı çok tedbirliyim mesela,okumadan incelemeden internette kullananların deneyimlerini okumadan kullanmam.Emin olmam lazım.Nerdeyse bir eczacı kadar ilaöları tanırım :D Dedim ya oto kontrol.Bu da size hayatı zorlaştırıyor.
Sürekli hastalanmam fakat bu enerjinizi düşürüyor.Yaşam kalitenizi azaltıyor.Örneğin uzak yolcukluklara çıkarken on kere düşünürüm.Ay birşey gelirmi başıma ya yalnız hastalnırsam ya rezil olurum yollarda vs.Kendim kişiliğimde zaten detaycı ve irdeleyen biriyim.Bir çok konuda titiz davranırım.Böyle bir sorunada sahip olunca iş zorlaşıyor.
Özel hayatınızdan tutun işe kadar etkileniyor.Bu her kişide farklılık gösterebilir.Benim yaşadığım başkasına ağır gelebilir.Ben başa çıkmasını öğreniyorum genelde.Hemen kendimi doktora atan biri değilim.Allahtan o durum yok :)
Yalnız şunu öğrendim ve eminimki fiziksel rahatsızlıklar psikolojik olanlardan çok daha kolay.Acınızı azaltıcak ameliyata kadar giden çareler var.Bu rahatszlıklarda öyle değil.İlaçlar başlı başına sıkıntı.Neyse ,bunu ilk kez burda yazıyorum,ayna oldunuz bana..İyi geldi.
Sevgiler,iyi forumlar..

Bu panik atak benim ömrümü çürüttü :) Ahirette ölüm bir insan suretinde getirilip boğazlanıcak ve artık size ölüm yok diceklermiş bu olaydan yola çıkarak güzel rabbim şu panik atağıda bir surete çevirip benim elime verse çok güzel olucak :))

Muazzam derecede projelerim var ama hepsini hayata geçirmek için iyileşmeyi bekliyorum malesef,siz şanslısınız eğer yanlışım yok ise bazı sınırlar olsada sosyal hayatın içine karışabiliyorsunuz.
 

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Bahsi geçen sorunların hepsi bilinçaltındaki yanlış kodlardan kaynaklaniyor aslında ve bilinçaltı temizliği ile bu sorunlardan kurtulmak mümkün Bu sorunların benzerini kafein krizinden sonra bende yaşadım şimdi daha iyiyim.Geçirilen rahatsızlıklar bu konuda tetikleyici hastalik sırasında yaşanılan bazı şeyler bilinç altına yanlış kodlar gönderiyor daha sonra bu kodlar bizim gereksiz korkular yaşamamıza neden oluyor.Uzman yardımı ile bunları aşabiliriz
 

sinekwalesii

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ara 2014
Mesajlar
1
Tepkime puanı
1
Bu sorun bende de var en az 3 -4 yıldır.Kesinlikle kendi kendine destek almadan gitmiyor.Genelde sebepler sevgisizlik ve ilgisizlik imiş.Şaşırdım öğrendiğmde açıkçası.Derinlere inince anladım sorunu.Bebekliğimde ve çocukluğumda ananemler annemler ve teyzelerimle yaşadım.Ev kalabalıktı ve tek çocuk tek torundum.Evde 5 kadın vardı benimle ilgilenen.Ağlatmıyorduk seni diye anlatırlar hep bizimkiler.Ağlamayı bilmezdin falan.Tabi şimdilerde ve uzun zamandır yalnız yaşıyorum.Bu benim tercihim yaşamımın neticesinde fakat böylede bu korkular ortaya çıktı.Hastalanma korkusu sürekli var.Hep oto kontrol halindeyim.Yıllar evvel atlatılan ve 3 yıl süren şiddetli panik atağı saymıyorum.
Şimdilerde bu korkuyu hipnozla iyileştirmeyi düşünüyorum.Urumlada konuştuk bunu 1 seans yeter dedi.Fırsatım olduğunda ilk işim Ankarada onlara gtmek.
Bu korku inanın herşeyi etkiliyor.Bir çok korku yanında masum kalıyor.Bazen yaşam sevinciniz enerjiniz öyel düşüyor ki varlıkla yokluk arasında manasızlaşıyor gibi hissediyorsunuz.Eğer yeni yeni böyle düşünce ve tedirginlikleriniz var ise ilerlemeden destek alın.Sonrasında daha da büyüyüyor.

İyi forumlar.


3-4 senedir bende çekiyorum bu illetten hastane hastane dolaştım hergün kan vermeler serum yemeler film mr ultrasonlar, birşey çıkmıyor ama hep biryerlerimde ağrı üşüme halsizlik acabalar acabalar .. bu ara yine ağırlaşmaya başladı mide ağrıları halsizlik sindirim sistemi sorunları. Çaresini bulursan haber vermeni istiyorum umarım en kısa sürede düzeliriz

iyi forumlar
 

Fehu

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Şub 2017
Mesajlar
179
Tepkime puanı
198
Böyle konularda kendi teşhisimizi koymak ne kadar doğru bilmiyorum ama ileri derecede hastalık hastası olduğuma eminim. Öyle ki bazı zamanlarda - genellikle pms donemimde- gece uyurken bile uykumdan huzursuzlukla uyanıyorum ve kafamin içinde bir şey " senin şöyle böyle hastalıkların var " diyor. Bazen kafayı yiyecek kadar sinirlenirimi bozuyor. En çok korktuğum da böyle böyle düşünerek kötüyü çekmek. Bu iğrenç durumdan kurtulan biri varsa nasıl yaptığını ve çektiğim tum negatiflikleri nasıl temizleyebilecegimi söylerse inanın beni çok mutlu edersiniz.
 
Üst