Herşey bir rüya mı ?

Bir paradoksu paylaşmak istiyorum. İnsan beyninde uykuya dalınca gerçeklik ve hayal arasında ayrım yapan bölge olan Prefrontal contex pasif duruma geçiyormuş. Yani bir rüyanın gerçek olup olmadığını anlamak imkansızlaşıyormuş bu yüzden. Bazen rüyalarımızda bambaşka bir hayat içerisinde buluruz kendimizi, olaylar gelişir eylemler oluşur. Sonra bir yerden düşeriz, biri kafamıza bir kurşun sıkar, boğuluruz ya da bir yangında yanarız sonra uyanırız. Nedendir bilinmez ölüm anının ötesine bir türlü geçemeyiz. Belki beynin o güne kadar ''ölüm'' ü hiç yaşamamış olmasından, belki de yaşadığımız adrenalin dolu anın etkisi sonucu beynin uyarılmasından.. Ama belki de şuan yaşadığımızı sandığımız bütün hayatımız bir rüyadır ve ölünce bir başka hayatta bir başka yatakta uyanacağız. Ardından o hayatımızda bir rüya ve ondada ölünce bir başkasına uyanacağız. Bu paradoks sonsuza dek sürecek. Sizin yorumlarınızı almak istiyorum. Hayatımız bir rüyadan ibaret olabilir mi?

benim de merak ettiğim,çocukluğumdan beri aklıma gelen bir soruydu. Cevabını da hiç bulamadım.

Hz. Muhammed ( S.A.V. ) hayat için " Uyuyanların gördüğü bir rüyadır." buyurmuştur. Buradan yola çıkarsak (dini inanışınızı bilmiyorum kusura bakmayın) evet dediğiniz paradoks olası bir durum fakat uyanıldığında yatakta uyanılacağını hiç sanmıyorum. Bu uyanış dünyada yapılan kötülüklerin, iyiliklerin, haksızlıkların, hakların terazide dengeleneceği uyanıştır. Fakat ahiret hayatından sonra bir uyanışın söz konusu olduğunu sanmıyorum.

Konuyla alakası yok ama bugün ayın 19u nasıl üsttekiler 20 ve 21i görünüyo cidden kafayı mı sıyırdım diye düşünüyorum herşeyde bi esrarengizlik arar oldum

Belki herşey bir paradoks, belki uyuyoruz mışıl mışıl. Ne değişir ki?
Şu anda, gelecekte yada başka rüya ve alemlerde varlığımın ölçüsü her yerde ayni.
Sonuçta var olmak eylemi değişmiyor.
Rüya yada gerçekte olsa, bence en iyi ve doğru şekilde var olmak önemli
Şimdi bana herşey rüya, uyuyorsun deseler, kötü mü? Uyuyorsamda en iyi şekilde uyumaya devam ederim

Bu paradoksları binlerce yıldır filozoflar tartışır durur,kitaplar yazar kütüphaneler dolar.
Sonuç olarak biz milenyum insanları herşeyi gercek olarak kabul edip, dünyayı ilerletmeyi seçtik,
Şu anki bilim, kültür ve teknoloji bir rüyadan çok, yüzlerce neslin bilgi birikiminin eseri, paradoksta dolanıp dursaydık, hiç birşey üretemez, ilerleyemezdik.
Diğerleri üretip, ilerlerlerken, ben neden paradoksta takılayım, ne farkım var? Paradoksumun içine bu televizyonu, elektiriği kim icat ettide koydu?
Bazı önemli insanların zaman içinde düz bir çizgide ilerlediği, ürettiği kesin. Bazı insanların dünyayı dizayn ederken, bazılarının takılıp kalması mantıklı gelmiyor.
İz paradokstayken, dünyadaki şu bin yıl nası değişti, insanlar yapmadıda, rüyama havadan mı geldi?
rüyaysada, tek bir kişinin beyninden çıkamayacak kadar güzel bir rüya dizaynıdır.

Yıllar önce izledığim Alacakaranlık Kuşağı serisinde işlenmiş mevzu bu.Adam uyanır biri onu vurur,meğerse ruyadır,o ruyadan uyanır ruyaymış der rahatlar yine vurulur....Bu böyle süreeeerrr gider.Eğer uyandığımda herşey benim için daha iyi olucaksa şu an uyuyor olmayı tercih ederdim.