"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Her Bir Saniye Çok Değerli

OneRepublic

Kayıtlı Üye
noahs-ark-1b.jpg

Eski zamanlarda ömürlerin uzun olduğunu söylerler. Nuh'un 600 yıl civarı bir ömür sürdüğünü de bir yerlerden okumuş veya duymuşsunuzdur. İşte o zamanlar bir kadın Nuh'a gelir ve ağlamaya başlar.

Nuh sorar;

-Neden ağlıyorsun?

-Oğlum genç yaşında öldü ben oğlumu geri istiyorum.

-Kaç yaşındaydı oğlun?

-150 yaşındaydı.

-Bak kadın. Kıyamete yakın insanların ortalama ömürleri 60 yıl kadar olacak. Senin oğlun 150 yıl yaşamış.

-Gerçekten mi?

-Evet.

-Peki o kadar kısa süre yaşayan insanlar evlenmeye fırsat bulabilecekler mi? Çocukları olacak ve çocuklarını büyütebilecekler mi? O kadar kısa süre için kendilerine ev yapacaklar mı?

gibi sorularını sıralamaya başlamış. Evet. Şimdi ellerin arasına başımızı alıp düşünmenin zamanı. Hangi yaşta olursanız olun, çocukluğunuzun ne zaman geçtiğini, gençliğiniz geçmişse gençliğinizin ne zaman geçtiğini, eğer yaşlanmışsınız ömrünüzün ne zaman geçtiğini bir düşünün. Cevabınız mutlaka “ne kadar da çabuk, sanki bir gün gibi” olacaktır.

Bu kısacık ömrümüze neler sığdırmaya çalışıyoruz. Ve gerçekten de neler sığdırıyoruz. Evleniyoruz, iş buluyoruz, ev alıyoruz, işimizi değiştiriyoruz vs vs. Fakat arada bir şeyi unutuyoruz. Yaşamayı. Her şeyi elde etmek için çırpınıp dururken derin aldığımız bir nefesin bizim için ne kadar değerli olduğunu unutuyoruz. Yediğimiz bir lokma yemeğin tadını hissetmek için gevmek ve lezzetini iliklerimize kadar hissetmek bile bize zaman kaybı gibi geliyor. Bir bardak suyu bile bir anda bitirip susuzluğumuzu giderelim diye uğraşırken suyun tadını almayı unutuyoruz. Bir gülümsemeyi yüzümüze yerleştirmek, bir dargınlığımıza son vermek bize kâbus gibi geliyor.

Hep bir şeyleri erteleyerek yaşıyoruz. Yarın yaparım diyerek bitmeyen yarınların, geleceği garanti olmayan geleceğin kanatları altında kendimizi hep güvende hissediyoruz. Oysa yaşayacağımız zamanın yekûnu ne kadar ki. Erteleye erteleye nereye kadar erteleyeceğiz ki. Bizi bizden başka kim kandırabilir? Bizi bizden başka kim hayattan koparabilir.? Kim yaşadığımızı sanmamızı sağlayarak bizi yaşamdan koparabilir?

Güneşin doğuşunu seyretmenin ne kadar huzur verici bir duygu olduğunu yeryüzende milyonlarca insan bilir. Fakat bu huzuru yakalamak için ancak binlercesi kendini zorlayarak o vakitte hazır olur belki de daha azı. Kovaladığımız nedir? Yakalamayı umduğumuz nedir? 600 yıl yaşasak da 60 yıl yaşasak da yakalanmamız kesin değil mi? Bizi bir kovalayan yok mu?

Kırlarda çimenler var. O çimenleri avuç avuç koparıp kısa sürede bitirmek de bizim elimizde. Her bir çimeni tek tek kokusunu hissederek, yumuşaklığını hissederek, varlığını hissederek koparmak da bizim elimizde. Evet çimenler bu hayatta yaşadığımız günler de olabilir, dakikalar da, saniyeler de. Mutlaka bitecekler. Ve her bir çimen yani her bir saniye çok değerli. Bunu bilerek yaşamak temennisi ile.
 
Derin bir Ahhh... çekiyorum, sevgili OneRepublic.
Yaşamlarımızı erteliyoruz doğrudur.
Yapmamız gereken sorumluluklarımız var, dünya düzeninde yaşamak için; Okumak, çalışmak gerekiyor. Trafikte harcadığımız zamanı hiç saymıyorum. Hele hele çocuk sahibi olunca, yaşamınız tamamen endekslenebiliyor.
Kırlara çıkmak: Yıllık izni olanlar, ekonomik gücü olanlar. Hem kırlarada çıkabiliyor, deniz kenarınada gidebiliyor isterse farklı bir ülkeyede gidebiliyor.
Birde özel sektörde çalışanlar var, hele hele diğer meslek guruplarını saymıyorum.
Bizim caddede meyve satan amca aklıma geldi, şimdi ısınmak için kesin bir tahta parçası yakmış, kalan meyveleri satmak için bekliyor.
Yine derin bir Ahhh...çekiyorum sevgili genç arkadaşım, keşke hayat biraz daha toz pembe olsaydı. Mesela isveç gibi bir ülkede yaşasaydım, sorumluluklarım azalacaktı, eğitim ve sağlık giderlerini düşünmeyecektim en azından. Yemyeşil bir ülkede ormanda gezinti yapacak, kışın üşümeden keyifle karın beyazını seyredecek, hatta kızağımı alıp kayacaktım.
Hani derler ya bir dokun bin ah işit. İyiki açtın bu konuyu, olanakları olan arkadaşlarımız henüz çok fazla sorumluluk yüklenmeden, yapabilecekleri herşeyi yapsınlar. Sevgiler...:smash:
 
güzel paylaşım teşkkürler. Yalnız nuh as. için 1000 yıl yaşadığı rivaayet edilir ama bildiğim kadarıyla ozamanlar bir kameri ay yıl olarak hesaplanırmış buna göre 84 yıl kadar yaşamış, zaten 1000 yıl insan bıkar bu dünyadan yaşanırmı şurda 60/70 yıl burnumuzdan geliyor 1000 yılı düşünemiyorum :))))
 
Keşke herkez 150 yıl yaşayasaydı.Şu kadar ömre bunlar sığıyorsa 150 yıla neler sığardı kimbilir?

Vallahi çok ilginçtir ki ben bu yaşa nasıl geldiğimi çok iyi anladım.İnsanlar bunu duyunca şaşırıyorlar genelde.Yaşanmışlıkla mı alakalı neyle alakalı bende bilmiyorum.
 
sayın onerepublic paylaşımlarınız gerçekten çok güzel her paylaşımınızı takip ediyor ve devamını bekliyorum :) emeğinize sağlık
 
güzel paylaşım teşkkürler. Yalnız nuh as. için 1000 yıl yaşadığı rivaayet edilir ama bildiğim kadarıyla ozamanlar bir kameri ay yıl olarak hesaplanırmış buna göre 84 yıl kadar yaşamış, zaten 1000 yıl insan bıkar bu dünyadan yaşanırmı şurda 60/70 yıl burnumuzdan geliyor 1000 yılı düşünemiyorum :))))

100 yil ya da 1000 yil fark etmiyor.. Cogu insanlar zamanin degerini anlamakta gec kaliyorlar. :)

Keşke herkez 150 yıl yaşayasaydı.Şu kadar ömre bunlar sığıyorsa 150 yıla neler sığardı kimbilir?

Vallahi çok ilginçtir ki ben bu yaşa nasıl geldiğimi çok iyi anladım.İnsanlar bunu duyunca şaşırıyorlar genelde.Yaşanmışlıkla mı alakalı neyle alakalı bende bilmiyorum.

Degil mi sayin Katarina? Daha cok sey yapardik. Daha cok okur ve ögrenirdik mesela. Ya da kendimize veya sevdiklerimize daha cok zaman ayirirdik. Keske imkanimiz olsa ve biz fazla yasasak. :)

sayın onerepublic paylaşımlarınız gerçekten çok güzel her paylaşımınızı takip ediyor ve devamını bekliyorum :) emeğinize sağlık

Tesekkürler sayin black. :) Güzel seyler buldukca paylasmaya devam edecegim. :)

Hayat avuçlarımızın içinden akıp gidiyor tutamıyoruz .Hayat bir pamuk ipliği....

Buna ragmen zamanimizi bosa harcamaktan hala vazgecemedik. :)
 
10.000 yıl ömrümüz bile olsa gene onun değerini kimse bilemez çünkü zaman geçiyor sabit kalmıyor ki
 
Geri
Üst