Hepimiz Matrix'te yaşıyor olabiliriz

doğaüstü_

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2010
Mesajlar
33
Tepkime puanı
2
Ekli dosyayı görüntüle 3214

Matrix filmini bilmeyen yoktur. yaşadığımız dünyanın aslında bir bilgisayar simülasyonu olduğunu anlatan film, bilimkurguda zihnin sınırlarını zorlamış olsa da biliminsanları evreni anlamak için yeni yaptıkları keşiflerle, bu olasılığın da gündeme geldiğinin altını çiziyorlar.

Biliminsanlarını bu düşünceye iten detay, simülasyonların belli kısıtlamalarının olduğu gerçeği. Eğer evren bir simülasyon değilse, fizik kurallarının kısıtlamalara, engellere takılmadan süreklilik arz ediyor olması gerekiyor. Bonn Üniversitesi'nden Profesör Silas Beane, parçacıkların sahip olduğu enerjinin anlamsız bir sınırı olduğunu vurguluyor. Kozmik ışınların enerjisinin bir limiti var ve buna Greisen–Zatsepin–Kuzmin (GZK) limiti deniliyor. Yüksek enerjili parçacıklar, kozmik mikro dalgalarla karşılaştıklarında bunların arasına girerek daha düşük enerjili parçacıklar haline geliyor. Biliminsanları bunu, büyük bir kutuyu, daha küçük bir kutunun içine koymak olarak tanımlıyorlar. Böyle bir şeyin fizik kuralları ile açıklanmasının mümkün olmadığını anlatan biliminsanları, açıklamayı yapay olarak üretilmiş bir simülasyon evrende yaşıyor olabileceğimiz ihtimali ile yapıyorlar. Elbette, bu fiziksel fenomenin bilimsel bir açıklamasının da birgün bulunabileceğini, simülasyon ihtimalinin çok küçük bir olasılık olduğunun da altını çiziyorlar.
Ancak şu detay da önemli ki, bilim ilerledikçe ve evreni gözlemledikçe, evrenin Matrix benzeri bir yazılım olabileceği ve bizim de onun içinde yaşayan başka yazılımlar olduğumuz ihtimali biliminsanlarını daha çok düşündürüyor.


KAYNAK
İnternet
 

ptaah

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Kas 2010
Mesajlar
280
Tepkime puanı
20
Konum
Allah'ın anıldığı yerlerden
Frederick Vester bilimin bu konuda ulaştığı noktayı şöyle ifade eder:
Bazı düşünürlerin, 'insan bir hayaldir, aslında bütün yaşananlar geçici ve aldatıcıdır, bu evren bir gölgedir' şeklindeki sözleri günümüzde bilimsel olarak kanıtlanıyor gibidir.

Bütün bunlar madem ki sadece zihinde var olan şeylerdir, öyleyse evreni ve şeyleri zihnin dışında varlıklar olarak hayal ettiğimizde, yanılmaların içine düşmüş oluyoruz demektir… Öyleyse bizi çevreleyen şeylerin hiçbirinin bizim zihnimizin dışında bir varlığı yoktur..

Alıtıdır
 

sun shine

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2013
Mesajlar
118
Tepkime puanı
16
Konum
İstanbul
Filmi ilk izlediğimde Wachowski kardeşlerin uyuşturucuyu baya bir fazla kaçırdıklarını düşünmüştüm :) Çünkü sağlıklı bir insan beyni böyle bir senaryoyu nasıl yaratabilirdi ki? Fakat sonra okuduğum ve düşündüğüm şeylerden sonra, aslında bizim de matrix'te yaşadığımızı anladım. Yani, bilincimizi kullanmadığımız sürece, sürüye uyduğumuz sürece, filmdeki tüpün içindeki bebeklerden farkımız yok. Beynimiz bir şekilde programlanmış ve biz buna riayet ediyoruz. Tüm evren beynimizdeki sahte görüntülerden ibaret ve görüntü her zaman yanıltır biliyorsunuz. Birçoğumuz bu görüntülerden memnun, bu çerçeve ve kalıp içinde yaşamaktan memnun. Değiştirmeyi ya da değişmeyi hiç düşünmezler. Ömürlerinin sonuna kadar kalıp içinde yaşar ve ölürler.

Fakat Neo gibi, gerçeği arayanlar da var. Yani her şeyin bu gördüğümüzden ibaret olmaması gerektiğini düşünen, daha derinlerde de bir şeylerin olabileceğini hayal eden insanlar da var. İşte onlar seçim yapıyorlar. Kırmızı ya da mavi haptan birini seçip ya acı ve mücadele dolu gerçekliğe yaklaşıyorlar yani gerçek dünyaya giriyorlar ya da eski rahat hayatlarına devam ediyorlar. Gerçek dünya zor gelebilir, aslında bize gösterilenlerin sahte olduğunu algılamak ve kabullenmek uzun sürebilir fakat tüm hayatımız boyunca kandırılmaktan daha iyidir.

Filmdeki Zion'da bilincini geliştirip gerçeğe yaklaşmış insanların cenneti diyebilirim. Kurtarılmış bölge. Ayrıca filmdeki robotlara karşı olan savaşa da olması muhtemel gözüyle bakıyorum. Bir süre sonra, robotlara karşı savaşacak insanlar. Yapay zeka teknolojisi gelişecek ve robotlara da insan özellikleri yüklenecek. Bu durumda yer yüzü dar gelmeye başlayacak... Neyse bu konuda komplo teorilerim çoktur benim :)

Kısacası, bence şuanda matrix'te yaşıyoruz. Farkındalıklarımız, bilincimiz arttıkça da gerçek dünyaya yaklaşıyoruz. Şartlanmalardan, koşullanmalardan, korkularımızdan arınarak yaşamayı başardığımız sürece sanırım asıl olmamız gereken insana doğru yaklaşıyoruz.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Kesinlikle matrixte yaşadığımızı düşünüyorum,Matrix filminin senaryosunun insanlar tarafından üretilmediği dünya dışı olduğu ve ilham edildiği ile ilgili bir mesaj okumuştum amaç insanları uykudan uyandırmakmış çok mantıklı geldi ,son zamanlarda matrixin etkisi iyice güçlendi gibi geliyor,ben hipnoz seansları yapıyorum ve toplum sanki bir hipnoz altında robot gibi davrandaklarını hissediyorum,insanların çoğu düşünmeden refleks olarak yaşıyor,Gurdijef insanların çoğunluğu bir robottur demişti aynen katılıyorum,insanların bir iradeye sahip oldukları inanacıda bir kendini kandırmaca tüm sistemi yöneten,kurgalayan mastermind takımı var amaçları belli,küresel bir sömürge sistemi yaratmak ,her türlü teknoloji ile toplumun düşünce sistemini denetliyorlar .Eğlence sektörü ,uyuşturucu sektörü ,din sektörü,medya sektörü.... insanlar zaten gerçeği aramaktan ,kendileri ile yüzleşmekten kaçıyorlar uyutucu bol uyanmak zor ,zahmetli.
 

Eleman

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Tem 2014
Mesajlar
107
Tepkime puanı
47
İş
Tasarim ve El Sanatları
Yıl 2020, bu konu hala kafamı kurcalıyor... Şu videoda da güzel bir bakış açışı işleniyor.

 

Naotak

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Mar 2020
Mesajlar
8
Tepkime puanı
4
Eee rahmetli ölünce Matrix’ten çıkıp zeondaki vücuduna mı dönüyor.
insanların kodladığı 3boyutlu yazılımlara bak çöp gibi.
sizce bu kusursuz evren, galayx yazılımdan mı ibaret ?
Öyle olsa bile Hepsi Allah’ın eseridir.
simülasyonda olsak veya olmasak ne değişecek ki?
HANGİNİZ SİMÜLASYONUN TANIMINA BAKTI ??
Gerçek dünya mı var biz sahtesinde yaşıyoruz ? İnternetten Tanıma bakın
Gerçek dünya olsa , onlarda demezler mi aaa biz simülasyonda mı yaşıyoruz acabaaa?
 
Son düzenleme:

Eleman

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Tem 2014
Mesajlar
107
Tepkime puanı
47
İş
Tasarim ve El Sanatları
Videoyu hazırlayan Erkan Trükten'in gelen eleştirilere karşı yorumu dikkate değer:

ALINTIDIR

Zeki dostum, ATLADIĞIN yer şu:
Mimar, sisteminde isyana, kendisine karşı çıkılmasına da yer veriyor. Bunu üstüne basa basa vurguladık. Bundan ne anlaman lazım? Böyle videoları silmek yerine, daha kolay bir yöntem var. İnsanları ahmaklaştırmak...Böylece sen ne kadar mantıklı bağlantı kurarsan kur, sistemin içindeki boş vermişlik, bayağılık, senin ciddiye alınmana engel olacak. ( ahmaklaştırma zaten GDO, elektromanyetik silahlar, medya ve dijitalleşmeyle gerçekleşiyor) Zion'da özgür olduğunu düşünenlerin basit davranışları, dans partileri aklına gelsin. Böyle olunca da, millet tıpkı senin yaptığın gibi böyle bağlantılar kuranlarla dalga geçmeyi üstün zekaya sahip olmak sanacaktır. ZATEN İLLUMİNATİ KONUSU O KADAR SULANDIRILDI Kİ ARTIK BÖYLE İDDİALARIN HEPSİNE SALAKÇA ŞEYLER GÖZÜYLE BAKAN KİTLELER TÜREDİ. Her şey tam istenilen doğrultuda gidiyor....İnsan psikolojisi de iyi incelenmiş. (ama umut elbette ki var, birileri bu niyetleri fark edebiliyorsa ahmakların kınayışlarına, körlüklerine rağmen umut vardır.) Sulanmasına sebep olmak, başı boş bırakmak, bir şeyi yasaklamaktan daha iyi ve sinsice Çünkü yasaklanan şey, tepki çekebilir. Ama bir şeyi umursamaz isen, o bilgiyi bomboş programlarla, oyunlarla, gıdalarla, kliplerle, en kaba hazların bombardımanıyla ergenlik seviyesinde bırakılıp beyni sulandırılan insanlara sunar isen, senin yasaklamana gerek kalmadan, o şey değer anlayışı değişmiş insanlarca zaten git gide makbul görülmeyecektir. Tıpkı senin makbul görmediğin gibi. (Suç bilgiyi paylaşanda değil, paylaşımı değersizleştiren beyinler/manipülasyonlar üretenlerde) "Doğrunun etrafını yanlışlarla sararsan, tembel beyin hepsini birden reddedecektir." Aynı beyin soruyor: "Adamlar madem herkesi uyutmak istiyorlar bunu konu alan bir film niye yapsınlar mantık ???" Adamlar 11 EYLÜL SALDIRISINDA, saldırının işaretlerini saldırı öncesinde filmlerine yerleştirdiler. hepinizce malum. (ama sonra bu da ahmaklaşan beyinlerce sulandırıldı ve olaylardan sonra meydana gelen bazı canlandırmalar da sanki geçmişte yapılmış gibi sunularak işin ciddiyeti bozuldu)

Şeytani kibir, insanın ahmaklık derecesini ölçüyor. Fikir şu: "Niyeti tam ortaya serme! Biraz örtülü ver! Zaten gerçek niyeti çok az kişi idrak edecektir. " O niyeti tam ortaya sermediğin için, biri bunu fark etse ve yaysa bile, onu komplo teorisyeni diye basitleştirmek kolay olacaktır." Bir insan dünyayı yönetmeye talip ise, hem de gaddarca hırslarla yönetmeye talip ise, İZ BIRAKMAK İSTER. bu kibir ve egonun birincil isteğidir. Tüm dünyayı sen yönetsen, yönetimini de gizeme ve gize borçlu olsan, buna rağmen "ulan ah bu geri zekalılar dünyayı aslında benim yönettiğimi bir bilseler" diye kahrolmaz mıydın? "Gerzekler benim kuvvetimi bilmiyor" demez miydin? Sonra, şifreli mesajlar serpiştirirdin oraya buraya... Anlayan senin yönettiğini anlardı da, hep bir "acaba" olurdu. "Yok ulan, o yönetse, dün kendisine küfretmiştim beni sağ bırakmazdı" diyenler olurdu. Halbuki o seni böyle uyuştuğun için sağ bıraktı : ) Bunu düşünmenin ötesine geçemediğin için. Gerçekleri çözenlere de böyle düşünen insanlarla yaşamayı cehennem kıldı. Çünkü sistemi bayağılık. Al sana Matrix. Ben hiç bir bulguyu iş olsun diye uydurmadım. Bunları yönetmenlerimiz uydurmuş. Biliyorum hayalleriniz kırılıyor. Filmi çok sevdiğiniz için toz konduramıyorsunuz. Derin felsefe, varoluş sorgusunun altından böyle bir öz çıkamaz diye savunmaya geçiyorsunuz.

Dekart'ın ( Descartes) kötü cin metaforu üzerinden bir değerlendirme yapıp, kandırılıyor muyuz? Gerçek zannettiğimiz her şey bir rüya olmasın? Eğer asla uyanmasaydık, bir rüya gördüğümüzü fark eder miydik gibi şeyler üzerinde dursam çok havalı olurdu. Biraz varoluşçuluk, azıcık sürrealizim, bir iki filozofun film ile uyuşan bakış açıları 'siyon' un üzerini örtmeye yetermiş. Filmde metafor olarak tanrılığa soyundurulan mimar kod adlı yapay zekaya da "ne tanrısı kardeşim, bu yazılım yazılım!" diye ağızlarından entelektüellik akıtan beyinlerin 'metafor' kelimesinin, 'mecazın' sembolizmin ne olduğunu bildiklerini var saymak bence asıl hatam oldu. Ben filmi bana ısrarla anlatmak istediği şeyler üzerinden anlamamayı seçiyorum. Sizin havalı bulduğunuz "Wake up!" çağrısı da başka tür bir "sleep well"...bilmem anlatabildim mi? Bence anlatamadım. Siyonu göze sokan bir filmden, Morpheus'un haplarıyla uyanacağını zanneden bir nesile ne anlatılabilir. Unutmadan: Rüya tanrısı Morpheus, hiç kimseyi uyandırma zahmetinde bulunmaz. Mış gibi yaptırır...mışıl mışıl yattırır. Descartes, Lacan, Deluze gibi filozoflarla pekiştirilen açıklamalar görüğünüz zaman "ooo ne muzzam" deyip, sırf bu açıklamaları nakledenlere hayranlık duyuyorsunuz. Taktir edilenler bunlar çünkü. Bu kişileri hayatınızda hiç okumasanız da böyle... Ama beni eleştirmeden önce neden Wachowskilerin senaryoya robotları Yahudilikle bağlantılı kılan olay örgüsü, bilgi ve anlatım eklediğini görmezden gelmek için gayret edip, onların niyetini hiç sorgulama gereği görmüyorsunuz da, sırf somut bağlantıları gösteriyorum diye benim niyetimi sorgulamayı tercih ediyorsunuz? Umarım benim hakkımdaki niyet okumasını yönetmenler için de yapmaya çalışırsınız.

Bizi Yahudi düşmanı diye niteleyip mevzuyu örtmeye çalışanlara gelsin:
1. Siyon isminin kaynağı ne?
2. Animatrix'i çekenler "vaad edilmiş topraklar" tabirini robotların yerleştiği yer için neden kullanmış?
3. Robotların ilk ülkesi neden Arabistan'ın kuzeybatısında Kudüs'e çok yakın bir yer olarak işlenmiş? Dünya'da başka yer mi yoktu?
4.Neden Hıristiyanlar, Müslümanlar hatta Budistler bile robotlarla savaşanlar arasında gösterilirken, Yahudi yönetmenlerimiz kendi dinlerinden olanları robotlarla savaşanlar arasında yansıtmamış?
5. Robot katliamını neden Yahudilerin Nazi Almanya'sındaki katliamına benzetmişler? Neden o tarihin fotoğraflarıyla, Animetrix''deki katliam görüntüleri benzer ve robotlar benzer bir biçimde mazlum?
6. Bu kadar açık ilintiyi fark ettim diye neden Yahudi düşmanı oluyorum?
7. Neden bu sorularıma mantıklı cevaplar vermek yerine, kabahat işlemiş çocuklar gibi "sen hödö hödösün" diyorsunuz? Yönetmenlerimizin goyim kavramı üzerine Yahudi olmayanlar hakkındaki dinden kaynaklı fikirlerini yansıtması serbestken, benim bu bağlantıları göstermem mi düşmanca?
 

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
968
Konum
Güzel İzmir
simulasyon argümanı konusu altında baya bir yazmıştım zaten bunları burada ... Ama o kadar uçtum ki. moderasyon kızdı ?

siz siz olun çok uçmayın benim gibi..
 
Üst