Geçen gün yıldızları izlemek için arkadaşımla balkona çıkmıştık. Bina'nın en üst katında dururken, ikimiz de yaklaşık 20-30 metre yükseklikte, çok yakın bir mesafede, çok parlak ve topa benzeyen bir nesne gördük. Bu şey çok hızlı bir şekilde önümüzden geçti ve hala görüş mesafemizdeyken bir anda yok oldu. USO olarak tabir edilen araçlar olabileceğini düşünüyorum, çünkü hiç küre şeklinde bir drone görmedim ve oturduğum yerde drone uçuracak birisi yok. Böyle nesneler görenleriniz var mı?
Anlatacak kadar ehemmiyet vermediğim bir olay olmuştu. Şimdi bunu okuyunca bir bahsedeyim dedim ve belki çok önemli de olabilir.
Bir çok şeyi önemsemeyen biriyim, biriydim desem daha doğru olur ve özbekli şaman arkadaşım bu yüzden beni terslemişti; haklıymış, neyse.
1999 yılıydı. Son katta oturuyordum, göğü seyretmeyi severim. Gündüz vakti semanın son bulduğu kesitten yukarısında, gökte daha önce olmayan birşey farketmiştim. Acaba sıcak bir akımmıydı, nasıl adlandıracağımı bilemiyorum ama daha önce olmayan birşeydi; ve o sıralar muhabbet kuşum hiç olmadığı kadar çılgınca huzursuzdu. Hayvanın sağlığından feci derece endişeliyim ve bir okadar da artık çıkardığı barıştan öfkeliydim...ona neler oluyordu ve çok sevdiğim o minik şeyi bir satıcıya götürmeyi düşündüm ama yapamıyordum.
Bir gün dayanamadım kafesi yere çarptım. O an hissettiğim acıyı anlatamam,
O minicik şey çok korkmuştu
..........birşeyler mi oluyordu, yada olacak? Ana sakinleşemiyordu, ve onu alıp ne olduğunu bilemediğim birşeyden uzaklaştırma iç güdüsüyle dip tarafta sandık odası gibi küçük bir yere kapattım.
Bir iki gün sonra gece balkonda aynı tarafı, yani kuzey batı yönünü seyretmeye başladım. Soldan sağa, kuzeyden daha batı yönüne iri yıldız büyüklüğünde arka arkaya ışık topları atılmaya başladı. Aklıma asla ufo olayı gelmedi. Sanki yarım daire şeklinde bir ışık atışlarıydı.Sağdan alttan fırlatılıyor yarim daire şeklinde solda aşağıda son buluyordu. Bir kaç dakika devam etti, arka arkaya...sanki bir askeri atışlarıydı. Çok fazla geçmedi ve bir gece rüyamda dünyayı ayaklarımın altında yanarken seyrettim. Burasını özet geçmek zorundayım, dalga geçilme gibi pervazsızlığı göze alamıyorum ve ertesi sabah büyük Marmara depreminin olduğunu duyuyoruz.
Ve minik oğlumun da aniden eski haline döndüğünü farkediyorum.
Fakat herşeyden önce gündüz vakti semadaki farklılığı ve o ışık toplamının da anlamını düşünmeden ademiyorum.
