Ori
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 18 Ocak 2010
- Mesajlar
- 3,250
- Tepkime puanı
- 3,146
Flight 19
Amerikan donanmasının rutin bir eğitim görevi olarak başlayan uçuş, altı uçağın ortadan kaybolması ve Bermuda Üçgeni denen alanın doğuşu gibi sonuçlar doğurdu. Charles Taylor tarafından yönetilen uçuş için araçlar 5 aralık 1945 yılında Florida şehrinden yola çıktı. Hava açık ve deneyimli bir uçuş görevlisinin ekiple birlikte olmasına rağmen eğitimin 90. dakikasından itibaren pilotların dikkati dağılmaya başlar ve işaretleri algılayamazlar. Radyo yayınından gelen bilgilere göre Taylor’un pusulası da arızalanmıştı. Kulenin geri dönüş için öğrencilere batı yönünde gitmesi tavsiyesine rağmen Taylor, ekibi düzensiz bir rota üzerinde götürmeye devam etti. Sonuç olarak, kulenin beş uçakla olan bağlantısı koptu ve ekipten bir daha haber alınamadı.
Bu olayda ilginç olan iki noktaya daha değinmeden geçmeyelim. Taylor ve ekibini aramaya giden kurtarma uçağı da aynı gece ortadan kayboldu. Birçok kişinin görüşü radardan çıkan uçağın, havada patlamış olabileceği üzerine kurulu.Diğer ilginç nokta ise o gün Taylor’un bu uçuşu erteleme isteği ile alakalı. Taylor bu uçuş eğitimini yapmamak için izin istemiş ancak donanma bu isteğini reddetmiş ve Taylor bu sebeple bu eğitim uçuşunu yapmak zorunda kalmış. Erteletme isteğinin nedeni ise halen bilinmiyor.
EgyptAir Flight 990
31 Ekim 1999 günü Mısır Hava Yolları’na ait uçak1 Atlantik okyanusuna düştü ve uçaktaki 217 kişi hayatını kaybetti. Mısır Sivil Havacılık Otoritesi kazayı detaylıca araştıramadı. Çünkü kuruluşun kaynakları sınırlıydı ve kaza uluslararası sularda gerçekleşmişti. Bu nedenle Amerikan Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu’ndan davayı devralmaları istendi. Kurul ön inceleme sonrası suikast olabileceği sonucuna ulaşınca olayı FBI’ya devretmeyi önerdiler ancak Mısırlı yetkililer bunu reddetti ve kuruldan incelemeyi devam ettirmelerini istedi. Olay halen suç sınıfında işlenmeye devam edince Mısırlı yetkililer kendi incelemelerini yapma kararı aldılar. Öngörüldüğü üzere iki kurumda farklı sonuçlar buldular. Amerikalı yetkililer yardımcı pilotun intihar ettiği ve uçaktakileri de bilerek ölüme sürüklediği sonucuna, Mısırlı yetkililer ise kazanın mekanik bazı hatalardan kaynaklandığı sonucuna vardı. Tam olarak ne olduğu ise hala gizemini korumakta.
Star Dust
1947 yılında Buenos Aires şehrinden Santiago’ya giden İngiliz uçağının And Dağları’nda aniden kaybolması olayına Star Dust adı verilmiştir. Son anlarında alınan esrarengiz Mors mesajı “STENDEC” ise halen gizemini korumakta. Düştüğü tahmin edilen alanda geniş çaplı arama yapılmasına rağmen ilk etapta hiçbir şey bulunamayan uçağın tam 50 yıl sonra dağa tırmanan kişiler tarafından buza altına karışmış enkazı bulundu. Bu buluş, uzaylılar tarafından kaçırıldı gibi iddialara son verse de mesajın ne olduğu meçhul durumda.
Flight 191
Aslında bu özel bir kaza değil, 191 numaralı uçuşlardaki felaketlerle ilgili bir yazı. O kadar çok olay olmuş ki, 13. kat yapmayı reddeden bazı otel sahiplerine benzer şekilde, batıl inançlı bazı hava yolları da 191 numarasını uçuşlara vermeyi bırakmışlar. 60’lı yıllarda uçuş numarası 191 olan beş uçuş ölümcül kazalarla sonlandı. Bunlardan biri de American Airlines’ın 191 numaralı uçuşunda gerçekleşen ve 273 kişinin ölümüyle sonuçlanan, Amerikan havacılık tarihinin en büyük uçak kazasıdır. 2012 yılında yine aynı numaralı uçuşlardan birinde uçağın pilotu Hz. İsa, teröristler ve 11 Eylül olayları hakkında hiç durmadan konuştuğu için yardımcı pilot tarafından kokpitten kovulmuş ve yolcular tarafından tartaklanmıştır. İniş sonrasında pilot akıl hastahanesine gönderilmiştir.
Flying Tiger Flight 739
1962 yılında Amerikan ordusu çeşitli malzemeleri ve ordu üyelerini Kaliforniya’dan Vietnam’a taşıyabilmek için bu uçağı kiraladı. Guam’da benzin almak için duran uçak, kalktıktan sonra Filipin denizi üzerinde kaybolmuştur. Havanın sakin olduğu ve hiç bir tehlike çağrısı da alınmadığı düşünülünce uçağın öylece yok olduğu düşünülmeye başlandı. Araştırmalarda hiçbir sonuç alınamayınca uçaktaki 107 kişi ölü kabul edildi. Gerçekler hiçbir zaman ortaya çıkmayınca meydan komplo teorileri ve tahminlere kaldı. Görgü tanıkları ifadelerinde, uçağın gidiş izini ve aynı yolda parlak bir ışık gördüklerini söylemişlerdir.
USAir Flight 427
132 kişi Chicago’dan Pittsburgh’a ufak bir uçuş için binmişlerdi. Ancak uçuşun 10. dakikasında uçak arızalandı ve yaklaşık saatte 500 km hızla yere doğru düşüşe geçti. Darbenin etkisiyle uçaktaki herkes hayatını kaybetti. Normalde yetkililer bir iki hafta içinde kazanın sebebini tespit edebilirken, bu uçuş için süreç dört yılı aştı. Sonuç olarak kazanın uçağın dümenindeki bir hatadan dolayı pilotun kontrolü kaybetmesiyle oluştuğunu açıkladılar. Gizem çözülürken başka bir soru ortaya çıktı: Havayolu şirketi diğer uçaklarında da aynı sorunun olabileceğinin farkında mıydı? 1990’larda da benzer kazalar olmuştu ve “eğer firma kazaları daha ayrıntılı inceleseydi, 427 farklı kazayı engelleyebilirdi” görüşünü savunan bir kitle ortaya çıktı. Bunun üzerine uçak kazalarında hayatını kaybedenlerin aileleri şirketi dava etti. Şirket ise mahkeme sürecine girmeden,yaklaşık 50 milyon dolara yakın parayı vererek davalılarla anlaşma yoluna gitti.
TWA Flight 800
Kennedy havaalanından kalktıktan 12 dakika sonra patlayarak kaza yapan uçak, 230 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Dört yıllık araştırmadan sonra Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu arızalı kablolama nedeniyle uçağın yakıt besleme kısmında kıvılcım oluştuğu sonucuna vardılar. Ancak bu açıklama, uçağa doğru çizgi şeklinde yaklaşan bir ateş topu olduğunu iddia eden FBI tanıklarını yalanlıyordu. Tanıklardan bazılarına göre bu uçak bir füze tarafından patlatılmıştı. Sivil bir uçağa kim, neden saldırır ki? Geçerli kabul edilen bir teoriye göre aynı gün Long Island sahilinde eğitimi olan Amerikan ordusunun yaptığı bir hata sonucu uçak patlatılmıştı. Günümüzde halen bu olayla ilgili kanıtların FBI tarafından değiştirildiğini düşünen bir kesim mevcut.
Air France Flight 447
2009 yılında gökyüzünden açıklanamaz şekilde düşerek 228 kişiyi Atlantik okyanusuna gömen jetten tek bir yardım çağrısı bile gelmedi. Hatta pilotlarla hava trafiği ile ilgili iletişim kurmayı başaramayan kule bile olayın saatler sonra farkına vardı. Kazanın sebebini bulmak hayli zordu çünkü jet okyanusta parçalara ayrılmış olmalıydı. 30 gün içinde siyah kutu bulunamayıp siyah kutuyu arama çalışmaları durunca soruşturma sonucunu bulma ümidi azaldı ancak, Fransız yetkililer aramayı bırakmadı. 2011 yılında özel bir ekip bu iş için çağrıldı ve bir hafta içinde enkaz alanı bulundu, Fransa donanması kara kutulara ve 100’den fazla cesede ulaştı.Kazanın otomatik pilotun devre dışı kalmasından sonra yapılan pilot hatası olduğu açıklandı. Büyük bir gizem çözüldü ancak akıllarda jette bulunan üç pilottan her birinin kolaylıkla yönetilebileceği bu durumun nasıl böylesi bir sonuca yol açtığı sorusu kaldı.
Pan Am Flight 7
8 Kasım 1957 yılında, dünya boyunca gezi vaadiyle yola çıkan son derece lüks uçak Pasifik okyanusuna düşmüş ve 44 kişi hayatını kaybetmiştir. Enkaza bir hafta sonra ulaşıldı ve Amerikan donanması bulunan cesetleri ülkeye taşıdı. Yetkililer kaza sebebini kesin olarak tespit edemese de kaza ile ilgili bir kaç gerçeğe ulaşıldı. Bunlardan biri hiçbir felaket çağrısının alınmamış olması ve enkazın rotadan çıkmış bir alanda olması. En ilginç olan bulgulardan biri de, toksikoloji raporuna göre bulunan cesetlerden birkaçında yüksek oranda karbonmonoksite rastlanması. 50 yılı aşsa da insanlar halen bu konu ile ilgili bir cevap arayışı içerisindeler. Öne çıkan teoriler; intikam almak isteyen kızgın bir ekip üyesinin komplosu, sigorta ile ilgili dolandırıcılık yapılmak istenmesi ve motor arızası yaşanmış olması yönünde.
Alıntı
Amerikan donanmasının rutin bir eğitim görevi olarak başlayan uçuş, altı uçağın ortadan kaybolması ve Bermuda Üçgeni denen alanın doğuşu gibi sonuçlar doğurdu. Charles Taylor tarafından yönetilen uçuş için araçlar 5 aralık 1945 yılında Florida şehrinden yola çıktı. Hava açık ve deneyimli bir uçuş görevlisinin ekiple birlikte olmasına rağmen eğitimin 90. dakikasından itibaren pilotların dikkati dağılmaya başlar ve işaretleri algılayamazlar. Radyo yayınından gelen bilgilere göre Taylor’un pusulası da arızalanmıştı. Kulenin geri dönüş için öğrencilere batı yönünde gitmesi tavsiyesine rağmen Taylor, ekibi düzensiz bir rota üzerinde götürmeye devam etti. Sonuç olarak, kulenin beş uçakla olan bağlantısı koptu ve ekipten bir daha haber alınamadı.
Bu olayda ilginç olan iki noktaya daha değinmeden geçmeyelim. Taylor ve ekibini aramaya giden kurtarma uçağı da aynı gece ortadan kayboldu. Birçok kişinin görüşü radardan çıkan uçağın, havada patlamış olabileceği üzerine kurulu.Diğer ilginç nokta ise o gün Taylor’un bu uçuşu erteleme isteği ile alakalı. Taylor bu uçuş eğitimini yapmamak için izin istemiş ancak donanma bu isteğini reddetmiş ve Taylor bu sebeple bu eğitim uçuşunu yapmak zorunda kalmış. Erteletme isteğinin nedeni ise halen bilinmiyor.
EgyptAir Flight 990
31 Ekim 1999 günü Mısır Hava Yolları’na ait uçak1 Atlantik okyanusuna düştü ve uçaktaki 217 kişi hayatını kaybetti. Mısır Sivil Havacılık Otoritesi kazayı detaylıca araştıramadı. Çünkü kuruluşun kaynakları sınırlıydı ve kaza uluslararası sularda gerçekleşmişti. Bu nedenle Amerikan Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu’ndan davayı devralmaları istendi. Kurul ön inceleme sonrası suikast olabileceği sonucuna ulaşınca olayı FBI’ya devretmeyi önerdiler ancak Mısırlı yetkililer bunu reddetti ve kuruldan incelemeyi devam ettirmelerini istedi. Olay halen suç sınıfında işlenmeye devam edince Mısırlı yetkililer kendi incelemelerini yapma kararı aldılar. Öngörüldüğü üzere iki kurumda farklı sonuçlar buldular. Amerikalı yetkililer yardımcı pilotun intihar ettiği ve uçaktakileri de bilerek ölüme sürüklediği sonucuna, Mısırlı yetkililer ise kazanın mekanik bazı hatalardan kaynaklandığı sonucuna vardı. Tam olarak ne olduğu ise hala gizemini korumakta.
Star Dust
1947 yılında Buenos Aires şehrinden Santiago’ya giden İngiliz uçağının And Dağları’nda aniden kaybolması olayına Star Dust adı verilmiştir. Son anlarında alınan esrarengiz Mors mesajı “STENDEC” ise halen gizemini korumakta. Düştüğü tahmin edilen alanda geniş çaplı arama yapılmasına rağmen ilk etapta hiçbir şey bulunamayan uçağın tam 50 yıl sonra dağa tırmanan kişiler tarafından buza altına karışmış enkazı bulundu. Bu buluş, uzaylılar tarafından kaçırıldı gibi iddialara son verse de mesajın ne olduğu meçhul durumda.
Flight 191
Aslında bu özel bir kaza değil, 191 numaralı uçuşlardaki felaketlerle ilgili bir yazı. O kadar çok olay olmuş ki, 13. kat yapmayı reddeden bazı otel sahiplerine benzer şekilde, batıl inançlı bazı hava yolları da 191 numarasını uçuşlara vermeyi bırakmışlar. 60’lı yıllarda uçuş numarası 191 olan beş uçuş ölümcül kazalarla sonlandı. Bunlardan biri de American Airlines’ın 191 numaralı uçuşunda gerçekleşen ve 273 kişinin ölümüyle sonuçlanan, Amerikan havacılık tarihinin en büyük uçak kazasıdır. 2012 yılında yine aynı numaralı uçuşlardan birinde uçağın pilotu Hz. İsa, teröristler ve 11 Eylül olayları hakkında hiç durmadan konuştuğu için yardımcı pilot tarafından kokpitten kovulmuş ve yolcular tarafından tartaklanmıştır. İniş sonrasında pilot akıl hastahanesine gönderilmiştir.
Flying Tiger Flight 739
1962 yılında Amerikan ordusu çeşitli malzemeleri ve ordu üyelerini Kaliforniya’dan Vietnam’a taşıyabilmek için bu uçağı kiraladı. Guam’da benzin almak için duran uçak, kalktıktan sonra Filipin denizi üzerinde kaybolmuştur. Havanın sakin olduğu ve hiç bir tehlike çağrısı da alınmadığı düşünülünce uçağın öylece yok olduğu düşünülmeye başlandı. Araştırmalarda hiçbir sonuç alınamayınca uçaktaki 107 kişi ölü kabul edildi. Gerçekler hiçbir zaman ortaya çıkmayınca meydan komplo teorileri ve tahminlere kaldı. Görgü tanıkları ifadelerinde, uçağın gidiş izini ve aynı yolda parlak bir ışık gördüklerini söylemişlerdir.
USAir Flight 427
132 kişi Chicago’dan Pittsburgh’a ufak bir uçuş için binmişlerdi. Ancak uçuşun 10. dakikasında uçak arızalandı ve yaklaşık saatte 500 km hızla yere doğru düşüşe geçti. Darbenin etkisiyle uçaktaki herkes hayatını kaybetti. Normalde yetkililer bir iki hafta içinde kazanın sebebini tespit edebilirken, bu uçuş için süreç dört yılı aştı. Sonuç olarak kazanın uçağın dümenindeki bir hatadan dolayı pilotun kontrolü kaybetmesiyle oluştuğunu açıkladılar. Gizem çözülürken başka bir soru ortaya çıktı: Havayolu şirketi diğer uçaklarında da aynı sorunun olabileceğinin farkında mıydı? 1990’larda da benzer kazalar olmuştu ve “eğer firma kazaları daha ayrıntılı inceleseydi, 427 farklı kazayı engelleyebilirdi” görüşünü savunan bir kitle ortaya çıktı. Bunun üzerine uçak kazalarında hayatını kaybedenlerin aileleri şirketi dava etti. Şirket ise mahkeme sürecine girmeden,yaklaşık 50 milyon dolara yakın parayı vererek davalılarla anlaşma yoluna gitti.
TWA Flight 800
Kennedy havaalanından kalktıktan 12 dakika sonra patlayarak kaza yapan uçak, 230 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Dört yıllık araştırmadan sonra Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu arızalı kablolama nedeniyle uçağın yakıt besleme kısmında kıvılcım oluştuğu sonucuna vardılar. Ancak bu açıklama, uçağa doğru çizgi şeklinde yaklaşan bir ateş topu olduğunu iddia eden FBI tanıklarını yalanlıyordu. Tanıklardan bazılarına göre bu uçak bir füze tarafından patlatılmıştı. Sivil bir uçağa kim, neden saldırır ki? Geçerli kabul edilen bir teoriye göre aynı gün Long Island sahilinde eğitimi olan Amerikan ordusunun yaptığı bir hata sonucu uçak patlatılmıştı. Günümüzde halen bu olayla ilgili kanıtların FBI tarafından değiştirildiğini düşünen bir kesim mevcut.
Air France Flight 447
2009 yılında gökyüzünden açıklanamaz şekilde düşerek 228 kişiyi Atlantik okyanusuna gömen jetten tek bir yardım çağrısı bile gelmedi. Hatta pilotlarla hava trafiği ile ilgili iletişim kurmayı başaramayan kule bile olayın saatler sonra farkına vardı. Kazanın sebebini bulmak hayli zordu çünkü jet okyanusta parçalara ayrılmış olmalıydı. 30 gün içinde siyah kutu bulunamayıp siyah kutuyu arama çalışmaları durunca soruşturma sonucunu bulma ümidi azaldı ancak, Fransız yetkililer aramayı bırakmadı. 2011 yılında özel bir ekip bu iş için çağrıldı ve bir hafta içinde enkaz alanı bulundu, Fransa donanması kara kutulara ve 100’den fazla cesede ulaştı.Kazanın otomatik pilotun devre dışı kalmasından sonra yapılan pilot hatası olduğu açıklandı. Büyük bir gizem çözüldü ancak akıllarda jette bulunan üç pilottan her birinin kolaylıkla yönetilebileceği bu durumun nasıl böylesi bir sonuca yol açtığı sorusu kaldı.
Pan Am Flight 7
8 Kasım 1957 yılında, dünya boyunca gezi vaadiyle yola çıkan son derece lüks uçak Pasifik okyanusuna düşmüş ve 44 kişi hayatını kaybetmiştir. Enkaza bir hafta sonra ulaşıldı ve Amerikan donanması bulunan cesetleri ülkeye taşıdı. Yetkililer kaza sebebini kesin olarak tespit edemese de kaza ile ilgili bir kaç gerçeğe ulaşıldı. Bunlardan biri hiçbir felaket çağrısının alınmamış olması ve enkazın rotadan çıkmış bir alanda olması. En ilginç olan bulgulardan biri de, toksikoloji raporuna göre bulunan cesetlerden birkaçında yüksek oranda karbonmonoksite rastlanması. 50 yılı aşsa da insanlar halen bu konu ile ilgili bir cevap arayışı içerisindeler. Öne çıkan teoriler; intikam almak isteyen kızgın bir ekip üyesinin komplosu, sigorta ile ilgili dolandırıcılık yapılmak istenmesi ve motor arızası yaşanmış olması yönünde.
Alıntı
