"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Gençlerin Gelişim Sorunları

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan AJA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

AJA

Elit Üye
Gençlik sorunlarının temelinde, aile içindeki iletişim problemleri vardır. Anne-baba, çocuk arasında değil, karı-koca arasında da iletişim çatışmaları sorunlara neden olmaktadır. Temel faktör, problemlerin karı-kocanın gerekli uyum, işbirliğini, koordinasyonu kendi aralarında sağlayamamalarıdır. Anne-babanın güvenli duruşu, çocukları için sağlıklı rol ve model olmaları, güzeli-iyiyi aile içerisinde hep güçlü bir şekilde temsil etmeleri gerekir. İngiltere’de bir araştırma yapılmış, hangi aileler mutlu hangi aileler mutsuz diye; mutsuz ailelerde aile üyelerinin birbirlerine karşı kullandıkları kelimelerin, cümlelerin olumsuz-kötü sözler, hakaretler, aşağılayıcı durumlar olduğunu tespit etmişlerdir. Mutlu ailelerde ise yaklaşımların, sözlerin olumlu, onaylayıcı ve takdir cümleleri olduklarını tespit etmişlerdir. Eğer bir ebeveyn çocuğuyla güçlü ve güvenli bir bağ, sevgiye dayalı iletişim kurmuşsa, gencin arkadaşların içinde toplum içinde endişe edeceği bir şey yoktur. Çünkü genç, ailesi ile oluşturduğu güçlü bir şekilde kurulan güven bağı ile arkadaşları ve toplum içerisinde güvenli duruşunu sürdürür. Güvenli bağ kuramayan, suçlanmaktan, eleştirilmekten kaygı duyan gençler anne ve babalarına problemlerini anlatamazlar, açıklayamazlar, kaçırırlar, yalan söylerler. Gençlik sorunların temelinde, uyum ve davranışların oluşmasında, madde bağımlısı olmalarının arkasında sağlıksız, patalojik aile dinamikleri yatmaktadır.


Gençlik sorunları sadece ekonomik sebeplerle açıklanamaz. Bir genci ebeveyninin dinlememesi, genç üzerinde baskı oluşturması neticesinde çocuk içe kapanıyor, kapıları kapatıyor, sorunlarıyla yalnız ve baş başa kalıyor aileden uzaklaşıyorlar ve arkadaş guruplarına yaklaşıyorlar. Her türlü kötü alışkanlığın temelinde bu şekilde aileden uzaklaşma, güveni huzuru arkadaş ortamlarında arama yatıyor. Ailede güven ve huzurlu bir ortam olmazsa çocuğun bu şekilde dışarıya yönelmesi, sıkıntısını paylaşacak başka ortamlar araması kaçınılmaz oluyor. Elbette ergen arkadaşlarıyla iletişim kuracak ancak ailesinden uzaklaşmadan, aile bağlarını koparmadan üstelik ailesinin onay verdiği arkadaşlarıyla ilişki içersinde olmalıdır.


Anne ve babanın yaptığı hatalardan diğer’de kendi aralarındaki problemleri çocuk üzerinden gidermeye çalışmalarıdır. Yetişkinler, çocuğu kullanarak problemlerinin bir parçası haline getiriyorlar. Mesela kocasından ayrılmak isteyen bir kadın, kocasıyla yaşadığı çatışmayı çocuklarına anlatırsa ben babanızdan ayrılacağım artık onunla yasayamam, sizleri terk edeceğim derse çocuk o yaşta duygusal bunalımlar yaşar, travma geçirebilir. Çocuk bu durumda suçu kendisinde arar, yaşananları düşünüp kavrayamaz.


Ruhsal Rahatsızlıklar


Ruhsal hastalıklarda, iletişim ve davranış problemlerinin bir sebebidir. Her ailede bu konuştuğumuz faktörler olabilir ama her aileyi kendi özelinde değerlendirerek ancak kendi teşhisimizi koyabiliriz. Özellikle aile içi yaşanan stres faktörleri belirlemek önemlidir. Ayrıca çocukta yaşanan sorunlar, organik ya da mental yetersizliklere bağlı olarak ciddi davranış bozukluklarına yol açabilir. Hiperaktivite, otizm, kişilik bozuklukları, antisosyal kişilik bozuklukları bunlarda ciddi birer etkendir.


Çözümleyici Yaklaşımlar


İletişimde altın kurul; karşınızdaki kişiye kendisini değerli hissettirtmektir. Bu kuralı gerçekleştirmek iyi bir dinleme becerisine bağlıdır.


Bir anne babanın çocuğun gelişim döneminde ona yapacağı en iyi yardım onu karşısına alıp dinlemesidir. Bir çocuğun kendi sorunlarını anlatabilmesi o sorunların çözümü için çok önemli bir aşamadır. Annenin ve babanın çok fazla bir şey yapmasına gerek yok aslında. Anne baba her seferinde çocuklarına onlar için yaptıklarını öne sürüp, ben senin için saçlarımı süpürge ettim, senin yaptığına bak deyip hakaretler, olumsuz sözler söylemesi yanlış bir yoldur. Çocuğun kendisini suçlu hissetmesine yol açar. Aslında sadece dinleseler önemsediklerini gösterseler, güven verseler o zamana o çocuklar anne babaya güvenle, sevgiyle, saygıyla yaklaşırlar. Güven oluşursa en küçük sorunlarında bile anne babaya gelip anlatacaklardır.


Toplumsal Çözüm


Bizler gençlik, sosyal, siyasal problemlere güvenli bir toplumla çözüm üretebiliriz, güvenli bir aileyle çözebiliriz. Dolayısıyla çözüm eğitimle, mutlu bireylerle oluşturulabilir. Kariyer ya da başarı mutluluk sağlayabilir mi? Bazen getirir ama her zaman tek başına yeterli olmayabilir.


Ürettikçe, faydalı, yararlı oldukça kendine, ailesine ve toplumuna fayda sağladıkça, mutlu oluyor, huzurlu oluyor. Bizim gençlik sorunlarımızdan biriside boş zamanların nasıl değerlendireceğidir? Bu gün birçok genç boş zamanlarını nasıl değerlendireceklerini bilmemektedir. Boş zamanlarını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilecek bir ortam ve organizasyonlar maalesef yoktur. Gencin kendini hayat içerisinde değerli ve anlamlı hissetmesi için, (mutluluğun kaynağı), enerjisini yararlı ve anlamlı faaliyetler içeren bir rol içerisinde ortaya koymalıdır. Tüketen değil üreten olmalıdır. Bizim en önemli vazifemiz, bireyin kendini değerli ve önemli hissetmesine katkı sağlamak olmalıdır. Bu yönde araçları üretmeli ve oluşturmalıyız. Bunu içinde sosyal hizmet, sosyal faaliyet çok önemlidir.


Bizler gençliğin enerjisini, üretime faydalı şeylere yöneltmemiz gerekirken ülkemizde kahvehanelerde ve internet cafelerde zaman öldüren gençlerin, çocukların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu sorunun çözümü için farklı olarak, gençlerin Ne beklediklerini? Ne istediklerini? tespit etmeliyiz. Pedagojik ilişkinin temel fonksiyonu kişinin bulunduğu yerden başlamaktır. Kişinin seviyesi neyse onun seviyesine inip, ona uygun onun anlayabileceği şekilde yaklaşmaktır. Mesela çocuklarla iletişimde soyut kavramlar kullanılmaz, somut kavramlar kullanılır. Gençlere yönelik politika üretirken öncelikle gençlere dönüp sormalıyız. Bizim ne istediğimiz değil onların ne istediğini sorarak, onların kendi politikalarını kendi projelerini üretmelerini sağlayarak, onların katılımcılığını destekleyerek yapılmalıdır.






Fatih Kılıçarslan/Sosyal Hizmet Uzmanı.
 
Geri
Üst