Gaslighting

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,710
Tepkime puanı
7,613
Konum
Nirvana
İş
Witch
ilk iş olarak "gaslighting" teriminin nereden geldiğini açıklayalım.
terimin çıkış noktası 1938 tarihli gas light adında bir tiyatro oyunu. daha sonra filmi de çekilen ve "angel street" adıyla da bilinen bu oyun, senaryosunun da etkisiyle bu terime adını veriyor. filmde jack ve bella adlı bir çift var. jack her gece evdeki gaz lambasını bir önceki güne göre giderek daha fazla kısıyor, bu durumdan habersiz olan bella da ne zaman "gaz lambası giderek daha mı az ışık veriyor?" dese jack'ten sert tepkiler alıyor. bu şekilde bella'nın kendine olan özgüvenini sarsmaya çalışan jack, olaya dahil olan bir dedektif nedeniyle bu planında başarısız oluyor.

filmin konusu kafanızda mutlaka bir şeyler uyandırmıştır, şimdi direkt olarak bu manipülasyon yönteminin kendisini inceleyelim.
tam olarak türkçe bir karşılığı olmayan gaslighting, karşıdaki insana çeşitli oyunlar oynayarak zamanla kendisinden şüphe etmesini sağlamasına yönelik olan bir psikolojik işkence/manipülasyon yöntemi olarak biliniyor. genellikle narsistler ve sosyopatlar tarafından uygulanan bu yöntemin korkunç olan tarafıysa kurban tarafından fark edilmesinin neredeyse imkansıza yakın olması. bunun nedenlerinden biri de sevdiğimiz insanlara güvenmemiz ve sözlerine inanma eğiliminde olmamız. daha da kötüsü, çoğumuz bir dönemler farkında bile olmadan böyle bir manipülasyona maruz kalmış olabiliriz; küçük çaplı olsa bile.

yani olayın temelinde yatan şey, karşıdaki insanın güvenini ve sevgisini suistimal ederek zamanla özgüvenini ve özsaygısını yaralamak.
bu eylemi yapan insanların genelde tek bir amacı oluyor: karşı tarafı kendisine bağımlı hale getirmek. gözlemleri ve düşünceleri sürekli yalanlanan kurban, belli bir zaman sonra kendi zihnine düşman haline geliyor. her yapacağı hareketin, her kuracağı cümlenin, her düşüncesinin yanlış olacağını düşünmeye başlıyor ve karar alma yetisini kaybediyor. zamanla kendine olan şüphesi iyice artan kurban, bütün kontrolü karşı tarafa bırakıp iyiden iyiye kendi köşesine çekiliyor. işler bu noktaya kadar geldiğinde geri dönülmesi iyice imkansızlaşan bir yola girmiş olan kişi, çevresinde güvenebileceği tek insan olarak karşısındakini görüyor ve o ne isterse onları yapmaya başlıyor.

bu manipülasyonun uygulanma şekilleri farklılıklar gösterebiliyor.
temelde yatan üç ana yöntem bulunuyor. bunlardan birincisi, sözlü şekilde bir şeyleri ifade edip bu bilgileri her seferinde tekrardan, bu sefer farklı şekillerde anlatmak. böylece karşıdaki kişinin algılarını allak bullak etmek amaçlanıyor. ikinci yöntem ise fiziksel; sürekli evde bulunan şeylerin yerlerini değiştirmek ve bir süre sonra olması gereken yerlerine tekrar koymak. böylece eşyayı ilk başta ait olduğu yerde göremeyen ama bir süre sonra tam orada bulan kurban, bu durumdan bahsettiğinde "ne saçmalıyorsun, hep oradaydı o" tepkisi alıyor. bu durum zamanla yine kendisinden şüphe etmesine yol açıyor. üçüncü yöntem ise bir olayın detaylarından bilinçli olarak bahsetmemek, daha sonrasındaysa önceden bahsetmiş gibi konuşmak ve karşıdaki insana hafıza kayıpları yaşadığı vurgusunu yaparak aklını bulandırmak üzerine.

tabii ki tüm uygulanış şekilleri bu üçüyle sınırlı değil, ancak temel olarak bu üç yöntemden dallanmış durumdalar.
diğer yöntemlere bir örnek vermek gerekirse; karşıdaki kişiyle önce sert bir ses tonuyla konuşup daha sonrasında bunu inkar etmek ve oldukça yumuşak bir ses tonuyla konuştuğunu, onun yanlış anladığını söylemek. bu durumun devamında kurban her şeyi olumsuz anlamasıyla suçlanıyor ve zamanla karşıdaki sert konuştuğunda bile kendi kendine sadece yanlış anladığını, son derece normal bir konuşma yaşadığını söylemeye başlıyor.

olayın uygulanış yöntemlerini anlamak oldukça önemli, böylece bu tarz bir durumla karşı karşıya kalındığında olayı kavrayabilmek mümkün olabilir.
bu manipülasyon yönteminin sınırları öylesine geniş bir alana yayılıyor ki, farklı şekillerde maruz kalmak maalesef mümkün. örneğin bir başka yöntem de karşıdaki kişide aldatılıyormuş hissi uyandırmak. sürekli aynı kişiden, normal olmayan bir şekilde bahsettikten sonra doğal olarak şüphelenen kurban bu şüphesini ortaya döküyor. bu noktada manipüle eden kişi sert bir tavır kullanarak güvensizlik suçlamaları yapmaya başlıyor, işi daha da ileriye götürerek kurbanın zihninde kendi kendisine olan güvenini sarsacak düşüncelerin oluşmasını sağlıyor. kafasında bu düşünceleri kurgulayan kurban zamanla problemli biri olduğunu düşünmeye başlıyor ve gerçekten aldatılsa bile bu düşünceyi sadece kafasında kurduğunu düşünerek kendine kızıyor.

bir diğer yöntem de kurbanla sürekli dalga geçip, daha sonrasında çok alıngan olmakla suçlamak. bu hareket sürekli tekrarlandıkça kurban aşağılanmayı kabullenmeye, kötü hissettiğinde "sadece espri yapıyor, ciddiye almamam gerek" demeye başlıyor.
burada yapılacak en kritik hata ise "bunlar olsa fark ederim herhalde, fark edilmeyecek gibi değiller." demek.

burada yapılacak en kritik hata ise "bunlar olsa fark ederim herhalde, fark edilmeyecek gibi değiller." demek.
bu kesinlikle oldukça yanlış bir düşünce tarzı. araştırmalara göre çoğu insan bir şekilde, ister küçük çapta ister büyük çapta olsun, böylesi bir manipülasyona maruz kalıyor. karşınızda sevdiğiniz ve güvendiğiniz bir insan olduğu için de onun sözlerine değil, kendi algılayış biçiminize şüpheyle yaklaşmanız daha kolay geliyor. bunu yaparkenki temel düşünce de "o neden yalan söylesin ki, ben yanlış anlamışımdır altı üstü.". bu nedenle gaslighting en tehlikeli psikolojik manipülasyon yöntemlerinden. sonuçları nedeniyle de adeta bir işkence aracına dönüşebiliyor.

peki bu manipülasyon nasıl fark edilebilir?
kurban için bu durumu fark etmenin oldukça zor olduğunu söyleyelim öncelikle, özellikle böyle bir manipülasyon türünün bilincinde değilse. bu konu hakkında bilgisi olan bir kişinin böyle bir oyuna getirilmesi ihtimali kısmen daha düşük oluyor, ancak tehlike yine de ortadan kalkmıyor. dışarıdan bir gözün fark etmesiyse daha kolay olabilir. manipülasyona uğrayan kişide gözlemlenebilecek ana problemleri şöyle sıralayabiliriz:

sürekli özür dileme: kurban diğer insanlara ve manipüle eden kişiye karşı sürekli bir özür dileme halinde olacaktır, yanlış yaptığı bir şey yoksa bile.

karar alamama: seçim şansı sunulduğunda kurban ne seçerse seçsin yanlış olacağını düşünecek ve kendi başına bir seçim yapamayacaktır. bu durum zamanla manipüle eden kişiye daha büyük bir otorite ve güç sağlayacaktır.

içe kapanıklık: hem morali, hem de kendine saygısı yerle bir olan kurban zihnen sürekli yorgun hissedecek ve sosyalleşmeye daha az zaman harcamaya başlayacaktır. böylece zamanla ailesiyle ve arkadaşlarıyla arasındaki mesafe artacak, bu da manipüle eden kişiye kurban üzerinde daha çok etkili olma şansı tanıyacaktır.

fark etmek zor demiştik, ancak imkansız değil.
özellikle karşıdaki kişi bu davranışları sergiliyorsa bir manipülasyonla karşı karşıya olmanız olası:

söylediği bir şeyi söyledikten sonra, cümleleri ile yüzleştirilince "ben asla öyle bir şey demedim" demesi,
defalarca belli bir olaydan veya söylemden kırıldığınızı anlatmanıza rağmen sizi üzüp kırdıktan sonra "çok abartıyorsun, fazla dramatiksin" demesi,
size hakaret ettikten sonra "hep sen beni sinirlendirip bu hale getiriyorsun" demesi,
suçlanacak çok şeyi olmasına rağmen "hep beni suçluyorsun, sanki sen suçsuzsun" demesi,
sizi üzüp, ağlatıp, kırıp "sen histeriksin, başkaları görse bu halini bana acırdı, senin deli olduğunu düşünürdü" demesi.
sizin için çok önemli olmasına rağmen bir konu için "bir daha bu saçmalığı dinlemeyeceğim" diyip, sizi söyledikleriniz veya inandıklarınızın saçmalık olduğuna inandırması,
emin olduğunuz bir hatıra konusunda "hayır sen yanlış hatırlıyorsun" demesi,
"hep negatifsin", "çok kötümsersin", "daha önce de kız/erkek arkadaşlarım oldu, hiç biri senin gibi değil" diyerek inanç, his ve fikirleriniz konusunda sizi şüpheye düşürmesi.

ayrıca şu durumları da yaşıyorsanız bir problem olması olası:
kafanız hep karışık mı, "ben ne yaptım, yanlış mı davrandım" gibi sorular kafanızı devamlı kurcalıyor mu?
durumu kurtarmak, anlık huzur bulmak için yalan söylediğiniz oluyor mu?
hır çıkmasın diye sustuğunuz, doğruluğunuzu savunacak, savaşacak gücü bile bulamadığınız oluyor mu?
mutlu bir hayat için ümidiniz kalmadı mı?
devamlı yeterince iyi bir insan, iyi bir sevgili, iyi bir arkadaş olup olmadığınızı sorguluyor musunuz?
ne yaparsanız yapın yeterince iyi olmadığını, hatta hep kötü yapıyor olduğunuz hissine kapılıyor musunuz?
sanki eskiden daha özgüvenli, mutlu ve geleceğe karşı ümidiniz vardı da şimdi yokmuş gibi düşünüyor musunuz? kendinizi tanımadığınız hissine kapılıyor musunuz?

bu manipülasyon ne kadar sürebilir, bittikten sonra etkileri kalıcı mı oluyor?
geri dönüşü olmayan yola girildikten sonra olay tamamen manipüle eden kişinin insafına kalıyor dersek yalan olmaz. yalnız şunu eklemek gerek; bu tip durumlarda genelde manipüle eden insanın tek amacı karşısındaki kişiden üstün hale gelip ondan faydalanmak. bu fayda süreci son bulduğunda ilişkinin de sonu geliyor ve geriye yeni kurban ve yeni heyecan arayan hasta bir ruh ile derinden yaralanmış bir kurban kalıyor. tüm yalvarma çabaları, gönül alma yöntemleri ve uğraşları boşa giden kurban da uzun bir süre kendine gelemiyor, hala kendini suçluyor ve git gide hayattan soğuyor. daha sonra içten içe rahatlama hissetmeye başlayan kurban, yine de çok kritik bir iyileşme süreci geçirmek durumunda kalıyor. bu dönemde sevdiği insanların yanında olması ve onlar tarafından kendine olan güvenini ve saygısını kazandırılması gereken kişi, süreci iyi atlatabilirse eskisinden daha güçlü bir hale gelebiliyor.

özetle, gaslighting konusunda bilinçlenin ve çevrenizdekileri de bilinçlendirin. unutmayın, hepimiz bu tür bir manipülasyona maruz kalabiliriz; ama bugün, ama yarın. üstelik yalnızca sevgililerimiz tarafından değil; arkadaşlarımız, hatta ailemiz tarafından bile -kasıtlı olmasa dahi- bu şekilde manipüle edilebilir, hatta ve hatta farkında olmadan başkalarını aynı şekilde manipüle edebiliriz. dolayısıyla hem mağdur olmamak, hem de kimseyi mağdur etmemek için bu konu hakkında ne kadar çok şey bilirsek ve ne kadar çok insanı bilinçlendirirsek o kadar iyi. aksi takdirde sonuçları psikolojik açıdan çok yıkıcı ve yıpratıcı olabilir. (Alıntıdır)
 
Üst