aris
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 3 Tem 2008
- Mesajlar
- 660
- Tepkime puanı
- 143
Kur’an tarafından evren hakkında verilen bilgilerden en önemlilerinden biri evrenin yedi kat gök halinde yaratılmış olmasıdır. Kur’an’ın 8 ayrı suresinde toplam 9 kez yer alan «Yedi gök» tanımı, evrenin yapısı hakkındaki en önemli bilgilerden biridir.
Burada öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bazı araştırmacılar yedi, yetmiş ve yedi yüz gibi tabirlerin Arapça’da çokluğu ifade ettiği için, «yedi gök katı» tanımı ile bu katların çokluğuna da işaret edilmiş olabileceğini öne sürmüşlerdir. Ancak Kur’an’ın konu ile ilgili ayetleri incelendiğinde sayının gerçek olduğunu düşünmek akla daha yakın gelmektedir.
Konu hakkındaki bir diğer görüş ise burada bahsedilen yedi gök katmanın Dünya’yı çevreleyen yedi gök katı olduğu yönündedir. Gerçekten de hem göklerin hem de üzerinde yaşadığımız Dünya’nın yedi ayrı katmandan oluştuğu bilimsel olarak ispatlanmıştır. Bu katmanlar sırası ile aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Dıştan İçe Doğru Dünya’nın Katmanları
1 – Sial
2 – Sima
3 – Üst Manto
4 – Geçiş Zonu
5 – Alt Manto
6 – Dış Çekirdek
7 – İç Çekirdek
Atmosferin Katmanları
1 – Troposfer
2 – Stratosfer
3 – Kemosfer
4 – Mezosfer
5 – İyonosfer
6 – Ekzosfer
7 – Mağnotosfer
Bu bilgileri paylaştıktan sonra biz bu eserimizde Kur’an’ın yedi kat gök kavramı ile yedi farklı gök katını kastettiğini varsayarak ilerleyeceğiz.
Bakara Suresinin 29. ayetinde : “O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.” denilmektedir. Bu ayetin can alıcı noktası, göğün yani evrenin, yedi gök olarak yaratılmasının açıklanmasından çok bunların insan için yaratılmadığının belirtilmesidir.
Çünkü öncelikle Dünya’ da varolan şeylerin tümünün insan için yaratıldığı belirtilmiş, bu işlem bittikten sonra yedi göğün yaratıldığından bahsedilmiştir. Bu durumda diğer gök katlarının, bazılarının iddialarına göre, «yalnızca insana ibret olması için» yaratılmadığı sonucuna da ulaşırız. Ayrıca ayetin beyanından yola çıkarak, Dünya’nın bu yedi gökten ilkinde yer aldığını da anlarız. Çünkü ayet yedi göğün, Dünya’nın yaradılışının ardından yaratıldığını belirtmektedir. Ayrıca birazdan inceleyeceğimiz üzere, Kur’an’ın bu konudaki diğer ayetleri de Dünya’nın ilk gök katında yer aldığı fikrini doğrular niteliktedir.
Burada en önemli sorun, «yedi gök» tanımından ne anlaşılması gerektiğidir. Bu tanım, fiziksel anlamda sınırları çizilebilen katlar olarak anlaşılabileceği gibi, yedi farklı boyut olarak da anlaşılabilir. İşin aslını ancak Allah bilir, fakat şahsi görüşüm, bu tanımın fiziksel sınırları çizilebilen bölümleri kastettiği yönündedir. Bu görüşüme en önemli delil olarak Ne’be’ Suresinin 12. ayetinde yer alan “Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.” açıklaması gösterilebilir.
Bu açıdan bakıldığında, akla gelecek ilk soru, sınırların nasıl çizilmiş olduğudur. Fakat ne yazık ki Kur’an, hangi göğün nerede başlayıp nerede bittiğini açık seçik açıklamamıştır. Bu durumda elimizde yalnızca ilk gök katı olarak, Dünya’nın da içinde bulunduğu Güneş Sistemini kabul edebilmemize olanak sağlayan bilgiler bulunmaktadır.
Sınırları Güneş sistemine kadar çizmemizi sağlayan bilgi, Mülk Suresinin 5. ayetinde yer almaktadır: “Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.” Kur’an bu vesileyle, birinci kat göğün Dünya’nın dışında kalan kısmının ne amaçla yaratıldığını da açıklamaktadır. Bunun dışında daha birçok ayette de yakın gökte yer alan yıldızların (gezegenlerin) ışık saçan kandiller olarak Dünya göğünü süsledikleri belirtilmektedir.
Dünya’nın Evrendeki Konumu
Kur’an’ın açıklamaları doğrultusunda ilerlediğimizde, Dünya’nın birinci gök katında bulunduğu sonucuna varırız. Zaten Kur’an ilk gök katı haricindeki diğer gök katlarından hiç bahsetmemektedir. Dünya’ya yakın olan diğer gezegenler ve Güneş’i de kapsayan ilk gök katında, Dünya haricinde üzerinde yaşam barındıran başka bir yer «yoktur». Kur’an, ilk kat göğün yaradılış amacını gayet açık bir şekilde ortaya koymuştur. Buna göre, Güneş sistemi içerisinde bulunan diğer gezegenlerin yaradılış amacı, üzerinde yaşam barındırmak değil, Dünya’nın yakın göğünün aydınlatılması ve şeytanların taşlanması gibi değişik amaçlarlardır.
alıntı