dynamic apnea
Kayıtlı Üye
Ekli dosyayı görüntüle 9188
Tıp dünyası için son derece yeni bir buluş olan Kirlian fotoğraçılığı'nın uzmanları, insanının duygusal ve ruhsal yaşamının bu yöntem ile görüntülenebileceğini belirtiyorlar. Aşağıdaki yazıda, Profesör Arthur J. Ellison'ın Kirlian aygıtını ve yöntemini tanıtan açıklamalarına yer veriliyor.
1965'te Üniversiteye bağlı bir tür fotoğrafçılık laboratuvarına davet edildim.
Burası bilinen laboratuvarlardan çok farklıydı. Yöntemi bulan Sovyet araştırmacı Semyon Kirlianın adına atfen yönteme ''Kirlian Fotoğrafçılığı'' deniyordu.
Önce biri taze, diğeri kesilmiş, ötekisi tamamen ölü gözüken üç yaprağın, fotoğrafları çekildi. Her üçü de ışıklı bir ortam içinde tümüyle canlı gözüküyorlardı. Çevresinde parlak izler, ışıklı benekler ve yaprakları kuşatan bir hale görülüyordu. ''Esiri beden'' adı verilen bu halenin ışıması, taze yaprakta çok canlıydı.
Yarısından biraz daha azı kesilmiş yaprakta ise, sanki hiç kesilmemiş gibi, o bölümün ışıklı bir kalıbı görünüyordu. Kesik bölümün içinde ışınımlar görülmemekle birlikte, kalıbın çevresi esrarengiz hale ile kuşatılmıştı. Sakat yaprağın kesik bölümü ise, halen oradaymış gibi ışıldıyordu. Tamamen ölü gibi görünen üçüncü yaprağın ise solgun, gölgeli ışıması sürüyordu.
Ekli dosyayı görüntüle 9187
Esiri bedenin bulunuşu
Kesilmiş bir yaprağın hiç kesilmemiş gibi tümüyle görünmesi inanılır gibi değildi. Ama orada esiri bedenin ışıması sürüyordu. Önce bunun bir çekim hatası olabileceği düşündüm. Her seferinde levha biçimindeki elektronotlar temizleniyor, sistem kontrol ediliyordu. Çünkü aygıt çok duyarlıydı. Her seferinde titiz bir bakımla temizleniyordu. Hayır, hiçbir kaçamak yolu yoktu. Fotoğraflar gerçekti.
Ara Beden
Suptil bedenimiz bir ara bedendir. İnanışa göre öteki uzay ile, fizik uzayımız arasında bir geçiş, teğet oluşturmaktadır.Fizik beden ile ruhsal yapımız arasında bir tampon oluşturmaktadır. Mental ya da zihinsel iletişimleri ütlenmiş olan esiri bedenimizin pırıltılarına ya da halesine ''aura'' deniliyor.
Ekli dosyayı görüntüle 9189
İşte bu dinsel tanım, Kirlian fotoğrafçılığıyla adeta doğrulanmaktadır. Bu teknikle elde edilen ışıma ''suptil bir maddenin'' ışıması olabilir. Bu sayede de belki, bir tür açıklanamayan duyular ötesi algılama mekanizması çalışmaktadır.
Duyguları Anlamak Mümkün
Genellikle parmaktan alınan fotoğraflar, kişinin kendi ruh dünyasını tek başına yansıtmaktadır. Ancak toplu halde alınan parmak izlerinde, bunların birbirleriyle olan dolaylı ilişkilerinin de önemli bir etken olduğu anlaşılıyor. Birbirini hiç tanımayan iki kişi yan yana getirilip, parmak fotoğrafları alındığında birbirlerinden hoşlanıp hoşlanmadıklarına bağlı olarak parmak ucundaki ışık saçaklarında değişmeler olmaktadır.
Eğer bu iki kişi arasında sevgi, birbirinden hoşlanma ya da aşk gibi duygular varsa, parmak ucundaki korona denen saçaklar, yumuşayıp, uzamakta ve birbirlerine karışmaktadır. Eğer söz konusu olan, nefret ya da antipatik duygular ise, bu kez parmak saçakları, dikenleşerek birbirleriyle karışmayı ''reddetmektedir.''
Böylece, birbirlerini tanımadığı halde, ilk bakışta kişilerin birbirinden hoşlanıp, hoşlanmadıkları bilinmemektedir. Fakat öte yandan bu olgu, sempati ve antipati gibi duyguların varlığını kanıtlıyor. Aşıklar ve birbirlerine düşkün aile üyeleri arasında birbirlerine karşı eğilim, çekilen fotoğraflarda açıkça görülmektedir.
Kaynak: Bilinmeyen Dünyası Sayı-45
Tıp dünyası için son derece yeni bir buluş olan Kirlian fotoğraçılığı'nın uzmanları, insanının duygusal ve ruhsal yaşamının bu yöntem ile görüntülenebileceğini belirtiyorlar. Aşağıdaki yazıda, Profesör Arthur J. Ellison'ın Kirlian aygıtını ve yöntemini tanıtan açıklamalarına yer veriliyor.
1965'te Üniversiteye bağlı bir tür fotoğrafçılık laboratuvarına davet edildim.
Burası bilinen laboratuvarlardan çok farklıydı. Yöntemi bulan Sovyet araştırmacı Semyon Kirlianın adına atfen yönteme ''Kirlian Fotoğrafçılığı'' deniyordu.
Önce biri taze, diğeri kesilmiş, ötekisi tamamen ölü gözüken üç yaprağın, fotoğrafları çekildi. Her üçü de ışıklı bir ortam içinde tümüyle canlı gözüküyorlardı. Çevresinde parlak izler, ışıklı benekler ve yaprakları kuşatan bir hale görülüyordu. ''Esiri beden'' adı verilen bu halenin ışıması, taze yaprakta çok canlıydı.
Yarısından biraz daha azı kesilmiş yaprakta ise, sanki hiç kesilmemiş gibi, o bölümün ışıklı bir kalıbı görünüyordu. Kesik bölümün içinde ışınımlar görülmemekle birlikte, kalıbın çevresi esrarengiz hale ile kuşatılmıştı. Sakat yaprağın kesik bölümü ise, halen oradaymış gibi ışıldıyordu. Tamamen ölü gibi görünen üçüncü yaprağın ise solgun, gölgeli ışıması sürüyordu.
Ekli dosyayı görüntüle 9187
Esiri bedenin bulunuşu
Kesilmiş bir yaprağın hiç kesilmemiş gibi tümüyle görünmesi inanılır gibi değildi. Ama orada esiri bedenin ışıması sürüyordu. Önce bunun bir çekim hatası olabileceği düşündüm. Her seferinde levha biçimindeki elektronotlar temizleniyor, sistem kontrol ediliyordu. Çünkü aygıt çok duyarlıydı. Her seferinde titiz bir bakımla temizleniyordu. Hayır, hiçbir kaçamak yolu yoktu. Fotoğraflar gerçekti.
Ara Beden
Suptil bedenimiz bir ara bedendir. İnanışa göre öteki uzay ile, fizik uzayımız arasında bir geçiş, teğet oluşturmaktadır.Fizik beden ile ruhsal yapımız arasında bir tampon oluşturmaktadır. Mental ya da zihinsel iletişimleri ütlenmiş olan esiri bedenimizin pırıltılarına ya da halesine ''aura'' deniliyor.
Ekli dosyayı görüntüle 9189
İşte bu dinsel tanım, Kirlian fotoğrafçılığıyla adeta doğrulanmaktadır. Bu teknikle elde edilen ışıma ''suptil bir maddenin'' ışıması olabilir. Bu sayede de belki, bir tür açıklanamayan duyular ötesi algılama mekanizması çalışmaktadır.
Duyguları Anlamak Mümkün
Genellikle parmaktan alınan fotoğraflar, kişinin kendi ruh dünyasını tek başına yansıtmaktadır. Ancak toplu halde alınan parmak izlerinde, bunların birbirleriyle olan dolaylı ilişkilerinin de önemli bir etken olduğu anlaşılıyor. Birbirini hiç tanımayan iki kişi yan yana getirilip, parmak fotoğrafları alındığında birbirlerinden hoşlanıp hoşlanmadıklarına bağlı olarak parmak ucundaki ışık saçaklarında değişmeler olmaktadır.
Eğer bu iki kişi arasında sevgi, birbirinden hoşlanma ya da aşk gibi duygular varsa, parmak ucundaki korona denen saçaklar, yumuşayıp, uzamakta ve birbirlerine karışmaktadır. Eğer söz konusu olan, nefret ya da antipatik duygular ise, bu kez parmak saçakları, dikenleşerek birbirleriyle karışmayı ''reddetmektedir.''
Böylece, birbirlerini tanımadığı halde, ilk bakışta kişilerin birbirinden hoşlanıp, hoşlanmadıkları bilinmemektedir. Fakat öte yandan bu olgu, sempati ve antipati gibi duyguların varlığını kanıtlıyor. Aşıklar ve birbirlerine düşkün aile üyeleri arasında birbirlerine karşı eğilim, çekilen fotoğraflarda açıkça görülmektedir.
Kaynak: Bilinmeyen Dünyası Sayı-45