Enokyan Maji sistemi, 1580’li yıllarda Dr. John Dee ve Edward Kelley‘nin çalışmaları sonucunda elde edilen son derece karmaşık bir sembol ve dil sistemidir. Bu sistem onlara (teorik olarak) bedensiz varlıklar tarafından tebliğ edilmişti. (Tabii ki her ikisi de dindar veya en azından inançlı Hıristiyan olduklarından) bu varlıkları melek diye tanımladılar. Bu sistem, böyle kısa bir mektupta anlatmak için fazla kapsamlıdır. Hatta, Dee ve Kelley’nin sandıklarından çok daha kapsamlı (örneğin, Büyük Elemanlar Tablosu evrenin altı boyutlu bir şemasıdır. Dee ve Kelley’nin bunu idrak ettiklerini hiç sanmıyorum. Üç boyutun ötesini içerecek geometrik çalışmaların o devirlerde geliştiğini zannetmiyorum). Son asrın sonlarında, bazı Golden Dawn (Altın Şafak Cemiyeti) üyeleri tarafından bu konuda önemli çalışmalar yapıldı (özellikle McGregor Mathers ve Aleister Crowley). Bu sistemin evren görüşü şöyledir, fiziksel evren iki yöne aynı anda hareket eden dört boyutlu bir hiperküredir (Dördüncü boyutta hareket eden bir Einstein evrenini düşünürseniz - sanırım buna zaman benzeri hareket diyorlar- iyi bir benzetme olur.) Hiperküre elemanlara ve alt elemanlara bölünmüştür (Golden Dawn revizyonunda harfleri ve başka sembolik sistemleri içine yerleştirdiler), bunlar da ayrıca bölünür, dolayısıyla bütünün her biriminin içerdiği güç istenildiğinde belirli veya genel olabiliyor.
Varlıklar bu güçlerin çeşitli çalışmalarında kullanılacak insan dışı bir dilde yazılı bir dizi metin (çağrı veya anahtar) verdiler. Bu sistemde ayrıca, gezegen güçleri vs.. gibi oldukça yaygın Rönesans maji unsurları da vardır.
Crowley ve Neuberg’in mükemmel “Vision and the Voice” (“Vizyon ve Ses”) çalışma dizilerinde sabit yıldızları açık bir şekilde Enokyan alfabesinin harflerine ve diğer şeylere iliştirilmişti. Bu çalışma “Otuz Aethyr”de (Şuur Alanları) gezileri içerir. Bu Aethyr’ler, ortasında söz konusu kürenin (evreni temsil eden “Büyük Elemanlar Tablosu”) bulunan iç içe yerleşik bir dizi küre (hiperküreler) olarak düşünülebilir.
Josh Geller'den alıntı...