ikbal1505
Guest
Çocukken, babamın her ilkbaharda evimizin küçük arka bahçesine domates tohumları ekmesini seyrederdim. Bahar yerini yaza bırakırken, bu tohumların gürbüz domateslere dönüştüğünü istemeden de olsa fark ederdim. Ne de olsa bu bahçe, plastik toplarla oynadığımız maçlarda faul bölgesiydi ve ne yazık ki, benden daha fazla top yakalıyordu. Yıllar sonra şimdi, farklı bir mahsul veren farklı bir tohum türü aklıma geliyor. Bunlara pozitif enerji tohumları diyorum. Bunlar, pozitif düşünceler, sözcükler ve eylemler şeklinde ortaya çıkıyor. Her düşünce, her sözcük ve her eylem ile, evinize, ofisinize, dünyanıza ve evreninize enerji tohumları ekersiniz. Bir domates tohumu gibi, pozitif enerji tohumlarınız da besleyici ve zenginleştirici bir şeye dönüşecektir.
Mücadele veren bir arkadaşı aramak, o kişinin gününü aydınlatacaktır.
Rastgele bir nezakette bulunmak, birinin yaşamında fark yaratacaktır.
İş arkadaşınıza öğüt vermek, o kişinin kariyerinde derin bir etki yapabilir.
Çocukları teşvik etmek, yetenek ve becerilerini keşfetmelerini sağlayacaktır.
En basitinden, eve pozitif düşüncelerle gitmek bile ailenize güç verecektir.
Ne var ki, bir domates tohumunun aksine, çalışmanızın meyvelerini her zaman göremeyebilirsiniz. Pozitif enerji tohumları ekebilirsiniz; ama yarattığı etkiyi aylarca, yıllarca ya da çoğu durumda hiçbir zaman göremeyebilirsiniz. Bazı zamanlar bu durum sinir bozucu olabilir; çünkü hepimiz hemen ödüllendirilmeyi severiz. İnsanız. Eylemlerimizin anında sonuç verdiğini bilmek isteriz. Ama, iş enerji tohumlarına gelince, hasat başka bir yerde, uzakta ve gelecekte bir zaman olabilir.
• Çocuğunuz size zamanında takdir etmediği birşey için 20 yıl sonra teşekkür edebilir.
• Yardım ettiğiniz bir yabancı, bundan 10 yıl sonra birinin hayatını kurtarabilir.
• Muhtaç birine karşı cömert davranışınız, o kişinin çocuklarını, çocuklarının çocuklarını ve gelecek nesilleri etkileyebilir.
• Bugün eğittiğiniz bir öğrenci ya da çocuk, yarın ülkenin liderlerinden biri olabilir.
Dolayısıyla, harmanı asla gözümüzle görmesek de enerji tohumlarıyla bir fark yarattığımıza inanmalıyız. Nezaketin, şefkatin ve vermenin, eylemlerimizin ötesine geçen enerji dalgacıkları oluşturduğu fikrine güvenmeliyiz.
Tohumlarımızı sonuçları görme arzusuyla değil, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda bir hasatla sonuçlanacağına ve bir fark yaratacağına inanarak ekmeliyiz.
Enerji tohumlarınızı ekmenize yardımcı olması açısından aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz.
Enerji tohumları ekin.
Zamanınızı ve enerjinizi pozitif düşünerek, nazik olarak, fark yaratarak ve başkalarına yardım ederek harcayın.
Hemen sonuç alma konusunda endişelenmeyin.
Yalnızca bir enerji tohumu ekicisi olun ve ekin, ekin, ekin.
Sevgi tohumları gönderin.
Bu hafta en az 5 kişiye bir kart atın, e-posta gönderin ya da telefon edin.
Basit bir biçimde, seni düşünüyordum ve yalnızca sevgilerimi iletmek istedim, deyin.
Şefkatinizi yansıtın.
Bunu bugün deneyin.
Sokaktan aşağı yürürken, ofisinizden geçerken ya da bakkalda dolanırken, oturan, ayakta duran ya da yürüyen insanları gördüğünüzde onlara sessizce esenlikler dileyin.
“Esenlikler dilerim”, “İyi günler dilerim” ya da “Pozitif enerjimi yolluyorum” türü sözcükleri düşünebilirsiniz.
Bunu kalabalık bir caddede yüzlerce kişi bana doğru yürürken yapmayı denedim; gerçekten harika bir duyguydu.
Yalnızca dünyayı daha pozitif yaptığımı hissetmekle kalmadım (milyonlarca insanın bunu her gün yaptığını bir düşünün), nörobilim alanındaki son araştırmaları incelediğim için, bu alıştırmayı yaparak beynimin pozitif duyguları içeren kısmını aktif hale getirdiğimi, böylece kendimi daha mutlu ve enerjik kıldığımı da biliyordum.
Yazar: Jon Gordon
Mücadele veren bir arkadaşı aramak, o kişinin gününü aydınlatacaktır.
Rastgele bir nezakette bulunmak, birinin yaşamında fark yaratacaktır.
İş arkadaşınıza öğüt vermek, o kişinin kariyerinde derin bir etki yapabilir.
Çocukları teşvik etmek, yetenek ve becerilerini keşfetmelerini sağlayacaktır.
En basitinden, eve pozitif düşüncelerle gitmek bile ailenize güç verecektir.
Ne var ki, bir domates tohumunun aksine, çalışmanızın meyvelerini her zaman göremeyebilirsiniz. Pozitif enerji tohumları ekebilirsiniz; ama yarattığı etkiyi aylarca, yıllarca ya da çoğu durumda hiçbir zaman göremeyebilirsiniz. Bazı zamanlar bu durum sinir bozucu olabilir; çünkü hepimiz hemen ödüllendirilmeyi severiz. İnsanız. Eylemlerimizin anında sonuç verdiğini bilmek isteriz. Ama, iş enerji tohumlarına gelince, hasat başka bir yerde, uzakta ve gelecekte bir zaman olabilir.
• Çocuğunuz size zamanında takdir etmediği birşey için 20 yıl sonra teşekkür edebilir.
• Yardım ettiğiniz bir yabancı, bundan 10 yıl sonra birinin hayatını kurtarabilir.
• Muhtaç birine karşı cömert davranışınız, o kişinin çocuklarını, çocuklarının çocuklarını ve gelecek nesilleri etkileyebilir.
• Bugün eğittiğiniz bir öğrenci ya da çocuk, yarın ülkenin liderlerinden biri olabilir.
Dolayısıyla, harmanı asla gözümüzle görmesek de enerji tohumlarıyla bir fark yarattığımıza inanmalıyız. Nezaketin, şefkatin ve vermenin, eylemlerimizin ötesine geçen enerji dalgacıkları oluşturduğu fikrine güvenmeliyiz.
Tohumlarımızı sonuçları görme arzusuyla değil, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda bir hasatla sonuçlanacağına ve bir fark yaratacağına inanarak ekmeliyiz.
Enerji tohumlarınızı ekmenize yardımcı olması açısından aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz.
Enerji tohumları ekin.
Zamanınızı ve enerjinizi pozitif düşünerek, nazik olarak, fark yaratarak ve başkalarına yardım ederek harcayın.
Hemen sonuç alma konusunda endişelenmeyin.
Yalnızca bir enerji tohumu ekicisi olun ve ekin, ekin, ekin.
Sevgi tohumları gönderin.
Bu hafta en az 5 kişiye bir kart atın, e-posta gönderin ya da telefon edin.
Basit bir biçimde, seni düşünüyordum ve yalnızca sevgilerimi iletmek istedim, deyin.
Şefkatinizi yansıtın.
Bunu bugün deneyin.
Sokaktan aşağı yürürken, ofisinizden geçerken ya da bakkalda dolanırken, oturan, ayakta duran ya da yürüyen insanları gördüğünüzde onlara sessizce esenlikler dileyin.
“Esenlikler dilerim”, “İyi günler dilerim” ya da “Pozitif enerjimi yolluyorum” türü sözcükleri düşünebilirsiniz.
Bunu kalabalık bir caddede yüzlerce kişi bana doğru yürürken yapmayı denedim; gerçekten harika bir duyguydu.
Yalnızca dünyayı daha pozitif yaptığımı hissetmekle kalmadım (milyonlarca insanın bunu her gün yaptığını bir düşünün), nörobilim alanındaki son araştırmaları incelediğim için, bu alıştırmayı yaparak beynimin pozitif duyguları içeren kısmını aktif hale getirdiğimi, böylece kendimi daha mutlu ve enerjik kıldığımı da biliyordum.
Yazar: Jon Gordon
