Duvarlarına Cinlerin Yazı Yazdığı Camiye Girdik - Videomu Yorumlar Mısınız :)

ekslibrist

Kayıtlı Üye
Katılım
9 May 2018
Mesajlar
13
Tepkime puanı
19
Dostlar gerçekten izin almak için uzun uğraşlar verdiğimiz ebusuud sıbyan mektebini (yazılı medrese) sizlere elimden geldiğinde dilim döndüğünce yorumlamak istedim. Bu arada içinin videosunu çekebilen ilk youtube kanalıyız :)
Video ;
 
S

Sehane

Yani ne desem pek bilemedim, şu an düşündüğüm şey videonun youtube listeme eklenmiş olma ihtimali :))

Yanlış anlamayın ama bunu gayet evde oturarakta anlatabilirdiniz bence, sonuçta gördüğümüz şey normal bir yapı oldu yani. Bu biraz da takipçi kazanmak için yapılmış bir şey. Çoğu cümleniz varsayımlar üzerineydi ve somut bir şey göremedik. Belki o kapıyı açan adam hikaye filan anlatmış olsa daha farklı olabilirdi.

Sayenizde böyle bir durumun olduğunu da öğrenmiş olduk, gerçekliği tartışılsa bile :)
 
  • Beğendim
Tepkiler: dgo

ekslibrist

Kayıtlı Üye
Katılım
9 May 2018
Mesajlar
13
Tepkime puanı
19
Yani ne desem pek bilemedim, şu an düşündüğüm şey videonun youtube listeme eklenmiş olma ihtimali :))

Yanlış anlamayın ama bunu gayet evde oturarakta anlatabilirdiniz bence, sonuçta gördüğümüz şey normal bir yapı oldu yani. Bu biraz da takipçi kazanmak için yapılmış bir şey. Çoğu cümleniz varsayımlar üzerineydi ve somut bir şey göremedik. Belki o kapıyı açan adam hikaye filan anlatmış olsa daha farklı olabilirdi.

Sayenizde böyle bir durumun olduğunu da öğrenmiş olduk, gerçekliği tartışılsa bile :)
benim amacım olayın olduğu yeri tanıtmakdı biraz. :/
 
S

Sehane

O açıdan iyi olmuş, sadece ne kadar verimli olduğu konusund kafam karıştı biraz.
Neden bu tür yerlere gidip video çekme merakınız oluştuğunu sorabilir miyim peki? Bu sorumun yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Eğer o kadar kötü olay yaşanmış bir mekan varsa neden oraya gidilip içeride oturulur ki? Ve yazıların muhtemelen silinmediğini ve üstüne yenilenme yapıldığını söylüyorsunuz. Bu muhtemel enerjilerin orada hapsolması demek :)
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
Ebussuud Efendi Sıbyan Mektebi

Eyüp Meydanı'nda, Camii Kebir Caddesi üzerindedir. Arkasında Saçlı Abdülkâdir Efendi Camii ve sol tarafında ise Sokullu Mehmed Paşa Türbesi bulunmaktadır.

Mektep tuğla hatıllı olarak muntazam kesme taştan yapılmış olup ahşap çatılı ve geniş saçaklıdır. 1957 yılında aslına uygun şekilde restore edildi. Ve yan tarafındaki Eski Kavaşar Sokağı ortadan kaldırıldığı için meydana çıkmıştır. Klasik bir yapı olup kitabesi yoktur. Mektebin yapılış tarihi belli değildir. Önündeki haziredeki en eski tarihli taş 970 (1562) tarihli olduğuna göre bu tarihten evvel yapılmış demektir. Banisi, Şeyhülislam Ebû's-Su'ud Efendi olup 982 (1574) tarihinde vefat etmiştir. Muhteşem lahdi mektebinin önündeki hazirededir. Baş ve ayak taşlarındaki kitabesi ne yazık ki Arapça'dır.


Ebû's-su'ud Efendi 1490 tarihinde İskilip'te doğmuştur. Hoca Çelebi diye de anılan büyük Türk bilgini ve devlet adamıdır. Bir çok görevlerde bulunduktan sonra Ekim-1545 tarihinde Şeyhülislam olmuş ve bu vazifede 29 yıl şereşe kalmıştır. Babası 1516 da vefat eden İskilip'li Yavsi Muhyiddin Mehmed Efendi dir. Dedesi Mustafa İmâdi, tanınmış Türk bilgini Ali Kuşçu'nun kardeşidir.

Ebû's-su'ud Efendi uzun öğretim hayatında pek çok öğrenci yetişmiştir. Bunlar sonradan osmanlı ilim dünyasının önderleri olmuşlardır. Bunlar arasında Hoca Sadeddin Efendi, Bostan Zade Mehmed Efendi, Sunullah Efendi, Kınalı-Zâde Hasan Çelebi, Şair Baki, Aşık Çelebi, Hâce-i Sultani Ataullah Efendi Şeyhi, Zenbillizâde Fudeyl Efendi en tanınmışlarıdır.


Alıntıdır: T.C. Eyüpsultan Belediyesi internet sayfası
 
Ü

Üye silindi 70925

Öncelikle teşekkür ediyorum. Sonuçta medrese şuan kapalı vaziyette ve anladığım kadarıyla herhangi biri de giremiyor. Siz bayağı uğraşmışsınız izin alıp girebilmek ve çekim yapabilmek için. Sayenizde içinin son durumunu görmüş olduk. Gönül isterdi sıva yapılmadan önceki haline ait görüntüleri, yazıları da görebilelim ama üzerinden seneler geçmiş. Bilgiyi araştırmışsınız. Sadece oturduğunuz yerden değil şuan ki tarihçilerin yaptığı gibi bizzat tarihi eseri ziyaret edip, göstererek bize sunmuşsunuz. İç kısmı konusunda merakımızı giderdiniz çok teşekkür ederim ve çalışmalarınızda da başarılar diliyorum.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Bitkinruh

Banlı Kullanıcı
Katılım
17 Ağu 2019
Mesajlar
174
Tepkime puanı
347
İyi olmuş, sadece konuşurken bir iki yerde söylediğin anlaşılmamış .kamerayı tutan arkadaş çok sallamış kamerayı.
 

Enneagram

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2019
Mesajlar
587
Tepkime puanı
985
Konum
DAİMON
Öncelikle özgüveninizi ve emeğinizi takdir ediyorum. Merak etmekle kalmayıp bu ilgiye olan iştiyakınızın peşinden gitmişsiniz.

Konuya gelecek olursak bahsi edilen lakaba sahip şahıs, Ebussuud Efendi değil de, onun hocası olan Kemal Paşazade dir.
Bu alim zata ilmî ihatası, muhakeme ve münazara kudreti, şer‘î meseleleri çözme ve fetva verme konusundaki kabiliyetinden dolayı “müfti’s-sekaleyn” (insanların ve cinlerin müftüsü) lakabı verilmiştir.

Gittiğiniz Sıbyan mektebini ise Ebussuud Efendi yaptırmış ve ziyaret ettiğiniz üzere kabri şerifi haziresindedir.

Bu zatlar çok büyük alimlerdir. Her ikisinden de Allah razı olsun.

Peki, Kemalpaşazade cinlere fetva hususunda yardımcı olmuş mudur?

Allah u alem ama ilmi ihatasıyla dillere destan olmuş bir isim oldugu aşikar. Hak, halk ve padişahlar nezdinde de yüceltilmiş bir şahsiyettir. Cinlerin ona saygı duyması ve danışması Allah ın izniyle mümkündür fakat bunu kanıtlamak imkansızdır.

Kemal paşazade ile Yavuz Sultan Selim hakkında herkesin bildiği bir menkıbe de vardır.
Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönerken İbni Kemal’in atının ayağından sıçrayan çamur Yavuz Selim Han’ın kaftanına sıçrayınca İbni Kemal çok mahcup olur ve ne diyeceğini şaşırır. Bu hali gören Padişah; “Âlimin atının ayağından sıçrayan çamurlar bize medar-ı ziynettir. Öldüğüm zaman bu kaftanı böylece sandukamın üstüne koysunlar” diyerek hocasını yüceltir. Vasiyeti üzere bu kaftan bugüne kadar yıkanmadan muhafaza edilmiştir.
Selim-Han-latasi.jpg

Mısır’ın fethinden sonra oradaki büyük âlimlerle sohbetlerde ve münâzaralarda bulundu. Burada fazîlet ve üstünlüğü iyice anlaşıldı. 1527 senesinde Şeyhülislâmlığa tâyin edildi. İbn-i Kemâl Paşa, sekiz yıl bu görevde kaldıktan sonra 1534 (H.940)te İstanbul’da vefât etti. Vefâtı için; “Kemâlle birlikte ilimler de gitti” mânâsına gelen “İrtehale’l ulûmü bi’l kemâli” sözüyle; “Vay gitti Kemâli bu asrın” târihi düşürüldü. Kabri Edirnekapı Mezarlığındadır. Boğaz Köprüsü çevre yolu yapılırken kabri târihî bir eser olarak on metre geri alınmıştır.

İbn-i Kemâl Paşa bütün vaktini ilme veren âlimlerdendir. İlmi ile büyük şöhret kazandığından, devrinin âlimleri, içinden çıkamadıkları meselelerde ona başvururlardı. Hattâ bir kısım ulemâ yazdıkları eserleri, tashih (kontrol) için, ona gönderirlerdi. O, on altıncı asrın ilk yarısında Osmanlı kültürünün en büyük mümessili olarak görülmektedir. Ahlâkı güzel, edebi mükemmel, zekâsı ve aklı kuvvetli, ifâdesi açık ve veciz olup, ilmi yeniden ihyâ eden iki dünyâ faydalarını bilen ve bildiren pek nâdir simâlardan biriydi.

Kemalpaşazade ve Ebussuud Efendi hakkında en güvenilir bilgiler DİA maddesinde mevcuttur. Oradan araştırmalarınızı derinleştirebilirsiniz.



***

Mezardaki oyuklara "suluk" denir.
Hayvanların sulanması içindir. Hayvanlar faydalandıkça ölünün sevap hanesi işlemeye devam eder. Çünkü o muhit ölüye aittir. Üzerinde biten ot bile ölüye sevap kazandırır, amel defterine işlenir.

*Suluklar, yalnızca müslüman mezarlarında bulunmaz.

***

İstanbul da oturmama ragmen (Eyüp bana uzak ama) medresenin haziresinde yatan Ebussuud Efendi den haberim yoktu. Video benim için bir farkındalık oldu. En yakın zamanda ziyarete gideceğim.
Ve eski medrese bence hala egitim için kullanılıyor. (Kuran tahsili yapılıyor olabilir.) Girişinde danışma mahiyetinde, hocaya ait bir masa bile vardı. O gün belki tatildi bilemiyorum.
 

ekslibrist

Kayıtlı Üye
Katılım
9 May 2018
Mesajlar
13
Tepkime puanı
19
Öncelikle özgüveninizi ve emeğinizi takdir ediyorum. Merak etmekle kalmayıp bu ilgiye olan iştiyakınızın peşinden gitmişsiniz.

Konuya gelecek olursak bahsi edilen lakaba sahip şahıs, Ebussuud Efendi değil de, onun hocası olan Kemal Paşazade dir.
Bu alim zata ilmî ihatası, muhakeme ve münazara kudreti, şer‘î meseleleri çözme ve fetva verme konusundaki kabiliyetinden dolayı “müfti’s-sekaleyn” (insanların ve cinlerin müftüsü) lakabı verilmiştir.

Gittiğiniz Sıbyan mektebini ise Ebussuud Efendi yaptırmış ve ziyaret ettiğiniz üzere kabri şerifi haziresindedir.

Bu zatlar çok büyük alimlerdir. Her ikisinden de Allah razı olsun.

Peki, Kemalpaşazade cinlere fetva hususunda yardımcı olmuş mudur?

Allah u alem ama ilmi ihatasıyla dillere destan olmuş bir isim oldugu aşikar. Hak, halk ve padişahlar nezdinde de yüceltilmiş bir şahsiyettir. Cinlerin ona saygı duyması ve danışması Allah ın izniyle mümkündür fakat bunu kanıtlamak imkansızdır.

Kemal paşazade ile Yavuz Sultan Selim hakkında herkesin bildiği bir menkıbe de vardır.
Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönerken İbni Kemal’in atının ayağından sıçrayan çamur Yavuz Selim Han’ın kaftanına sıçrayınca İbni Kemal çok mahcup olur ve ne diyeceğini şaşırır. Bu hali gören Padişah; “Âlimin atının ayağından sıçrayan çamurlar bize medar-ı ziynettir. Öldüğüm zaman bu kaftanı böylece sandukamın üstüne koysunlar” diyerek hocasını yüceltir. Vasiyeti üzere bu kaftan bugüne kadar yıkanmadan muhafaza edilmiştir.
Ekli dosyayı görüntüle 1124

Mısır’ın fethinden sonra oradaki büyük âlimlerle sohbetlerde ve münâzaralarda bulundu. Burada fazîlet ve üstünlüğü iyice anlaşıldı. 1527 senesinde Şeyhülislâmlığa tâyin edildi. İbn-i Kemâl Paşa, sekiz yıl bu görevde kaldıktan sonra 1534 (H.940)te İstanbul’da vefât etti. Vefâtı için; “Kemâlle birlikte ilimler de gitti” mânâsına gelen “İrtehale’l ulûmü bi’l kemâli” sözüyle; “Vay gitti Kemâli bu asrın” târihi düşürüldü. Kabri Edirnekapı Mezarlığındadır. Boğaz Köprüsü çevre yolu yapılırken kabri târihî bir eser olarak on metre geri alınmıştır.

İbn-i Kemâl Paşa bütün vaktini ilme veren âlimlerdendir. İlmi ile büyük şöhret kazandığından, devrinin âlimleri, içinden çıkamadıkları meselelerde ona başvururlardı. Hattâ bir kısım ulemâ yazdıkları eserleri, tashih (kontrol) için, ona gönderirlerdi. O, on altıncı asrın ilk yarısında Osmanlı kültürünün en büyük mümessili olarak görülmektedir. Ahlâkı güzel, edebi mükemmel, zekâsı ve aklı kuvvetli, ifâdesi açık ve veciz olup, ilmi yeniden ihyâ eden iki dünyâ faydalarını bilen ve bildiren pek nâdir simâlardan biriydi.

Kemalpaşazade ve Ebussuud Efendi hakkında en güvenilir bilgiler DİA maddesinde mevcuttur. Oradan araştırmalarınızı derinleştirebilirsiniz.



***

Mezardaki oyuklara "suluk" denir.
Hayvanların sulanması içindir. Hayvanlar faydalandıkça ölünün sevap hanesi işlemeye devam eder. Çünkü o muhit ölüye aittir. Üzerinde biten ot bile ölüye sevap kazandırır, amel defterine işlenir.

*Suluklar, yalnızca müslüman mezarlarında bulunmaz.

***

İstanbul da oturmama ragmen (Eyüp bana uzak ama) medresenin haziresinde yatan Ebussuud Efendi den haberim yoktu. Video benim için bir farkındalık oldu. En yakın zamanda ziyarete gideceğim.
Ve eski medrese bence hala egitim için kullanılıyor. (Kuran tahsili yapılıyor olabilir.) Girişinde danışma mahiyetinde, hocaya ait bir masa bile vardı. O gün belki tatildi bilemiyorum.
Hocam medrese çok eskiden kullanılmış bir dönem o eşyalar o zamana ait. Şuan yıllardır kapalı bir konumda idi medrese. Video sırasında o masada oturan beyfendi mütfülük çalışanı idi. Bize refakat etti video boyunca. Gidip görmenizi en azından mezarın tavsiye ederim manevi olarak çok kuvvetli bir mekan. Ek olarak videoyu baştan sona izlediğiniz için çok teşekkür ederim çok mutlu oldum.
edit: eski dediysem 2000li yıllar orada ki garip havadan ötürü ki artık orayı kilitli tutuyorlar. Hiç girilmiyor

O açıdan iyi olmuş, sadece ne kadar verimli olduğu konusund kafam karıştı biraz.
Neden bu tür yerlere gidip video çekme merakınız oluştuğunu sorabilir miyim peki? Bu sorumun yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Eğer o kadar kötü olay yaşanmış bir mekan varsa neden oraya gidilip içeride oturulur ki? Ve yazıların muhtemelen silinmediğini ve üstüne yenilenme yapıldığını söylüyorsunuz. Bu muhtemel enerjilerin orada hapsolması demek :)
Hocam bu tarz merakımın üzerine giderim ben hep ama zarar gelmediği sürece. oranın garip bir havası vardı. Biraz daha kalabilsem ya da gece kalabilsem çok daha detaylı bir video yapabilirdim ama müftülüğün kapanışına kadar videoyu bitirmem gerekti.
 
Son düzenleme:

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,711
Tepkime puanı
7,616
Konum
Nirvana
İş
Witch
Hocam bu tarz merakımın üzerine giderim ben hep ama zarar gelmediği sürece. oranın garip bir havası vardı. Biraz daha kalabilsem ya da gece kalabilsem çok daha detaylı bir video yapabilirdim ama müftülüğün kapanışına kadar videoyu bitirmem gerekti.

Gece kalabilseniz gerilim macera videosu çekerdiniz :D
 

ekslibrist

Kayıtlı Üye
Katılım
9 May 2018
Mesajlar
13
Tepkime puanı
19
İfritlerin kovalama macerası olur ama o ?
Hocam o tarz korkunç olayların olacağını sanmam. Benim asıl merak ettiğim acaba gözle görülebilen o hareketleri kamera çekebilir mi? Örnek vermek gerekirse ayak seslerini çıtırdıları fısıltıları. Bunu deney olarak yapabilirsem süper olurdu
 
Üst