mahfuz
Kayıtlı Üye
2014 yılında Müslüman iken yazmış olduğum yazıdır.
Dünya denilen gezegen henüz adını almamıştı. O zamanlar adı Mavi Küreydi. Mikail telaşta melekler etrafta yaratılacak varlık için Mavi Küreyi hazırlıyordu. Ve ilk cin Mavi Küreye adımını atıyor.. MARİC.. O farklıydı ateş ve havadandı o farklıydı ateşi yakmaz, havası uçmazdı. Maric, Adem'in Havva'ya olan ihtiyacı gibi arzulanmış, dolayısıyla eşi MARİCE yaratılmıştı
Maric ve Marice aşkla birbirlerine bağlıyken ilk çocukları Tarnüs meydana gelir.
Gün olur Maric ve Marice'nin ömrü dolar. Kabilelerin adı Can'dır. Can kabilesinin başına en büyük çocukları Tarnüs geçer
Tarnüs güzel bir biçimde kabileyi yönetmekteydi lakin kafasını kurcalayan sorularda vardı. ''Babam Maric annem Marice yaratmış olabilirmi bu kainatı, gökte uçan yerde sürünen bu varlıkları bir Yaratan yok mudur'' gibi sorular kafasını kuşatmışken; Yaratıcı, Tarnüs'e Ruhul Kuds (cibril,cebrail) vahiy meleğini gönderir.
Ruhul Kuds ''Ey Tarnüs sence tüm bunları Baban Maric yaratmış olabilir mi?'' diye başlayan konuşmasının sonunda Tarnüs iman edip cinlerin ilk elçisi oluverir.
Tam 4020 yıl tebliğ yapar. 4020 Yıl sonunda Demnis adında meraklı bir genç ''Cenneti'' bulma umuduyla yasaklı olan bölgeye; göklere yükselir. Yükseldikçe yükselir.
Tarnüs onlara hep ''GÖK HALKI (melekler) kardeşlerimizdir'' demiştir.
Zamanın kaybolduğu bu mekanda kim bilir ne vakittir gezen Demnis ufak bir ışık görür ve heyecanlanır. Işığa doğru ilerler ışık da Demnis'e doğru. İyice yaklaştıktan sonra fark eder ki kendisine doğru gelen ateş topudur. Hemen geriye döner ve kaçmaya başlar. Tarnüs'ün yanına gider. Gök halkının cenneti istila edip ellerinden aldıklarını, orayı bulmak için gittiklerinde Gök Halkının onu ateş toplarıyla kovduğunu söyler (Kur'an-ı Kerim'de Cin Suresi 8,9'da geçer)
Tarnüs ona hakikati anlatsa da Demnis inanmamakta diretir. En sonunda Tarnüs ''Size burada bir melek olduğunu ve o meleğin inananları cennete götüreceğini söylesem inanır mıydınız?'' eh çevresinde isyan fitillenmişti. Bir defa pek ses gelmeyince bu defa Tarnüs ''Peki burada bir melek olduğunu ve o meleğin inanmayanları cehenneme götüreceğini söylesem inanır mıydınız?'' herkes korkuyla inanırız dese de; Demnis, ben inanmam, der.
Bunun üstüne Melek görünür ve Demnis'in boğazına yapışır. Tarnüs engel olmasa belki Demnis ölecektir. Sonrasında Demnis oradan çıkıp gider ve halkı örgütlemeye başlar. Gençleri yanına katarak Siccin Ovası'na götürür ve günden güne artan sayılarıyla Gök Halkıyla savaşma arzusu taşımaya başlarlar. Gök Halkı ile savaşamayacağını güçlerinin yetmeyeceğini tüm inananlar bilir ve Tarnüs'ten medet umarlar.
Tarnüs, kurtarma arzusuyla tek başına Siccin Ovası'na gider. Demnis'e bırakmasını, af dilemesini söyler lakin Demnis kabul etmez.
Gökler gürler, yıldırımlar düşer, Tarnüs haykırır:
"Görmez misin? Gök Halkı sizin haddinizi bildirmek için zor duruyor. Elimi indirsem savaşamadan ölürsünüz, gel tövbe et."
Lakin Demnis yolundan dönmez ve içlerinden bir cin, Tarnüs'e saldırmak ister. O an da Gök Halkı iner ve savaşırlar. Savaş sonlarında Tarnüs yaralanır ve elini semaya kaldırır. Demnis bunu görüp onun kolunu bedeninden ayırır. Olaya şahit olan Tarnüs'e yardımcı olmak için gelen Hülyanis, Demnis'e ok atar ve yanındaki cine isabet eder. Demnis bu savaşta sağ bırakılır. Daha sonralarda Demnis kendi efsanesini yazarak isyanına devam eder. Tarnüs'ün öldürülmesi üzerine Demnis'e ok atan ve aynı zamanda Demnis'in kardeşi olan Hülyanis, Tarnüs'ün yerini alır ve yeni elçi seçilir.
Dünya denilen gezegen henüz adını almamıştı. O zamanlar adı Mavi Küreydi. Mikail telaşta melekler etrafta yaratılacak varlık için Mavi Küreyi hazırlıyordu. Ve ilk cin Mavi Küreye adımını atıyor.. MARİC.. O farklıydı ateş ve havadandı o farklıydı ateşi yakmaz, havası uçmazdı. Maric, Adem'in Havva'ya olan ihtiyacı gibi arzulanmış, dolayısıyla eşi MARİCE yaratılmıştı
Maric ve Marice aşkla birbirlerine bağlıyken ilk çocukları Tarnüs meydana gelir.
Gün olur Maric ve Marice'nin ömrü dolar. Kabilelerin adı Can'dır. Can kabilesinin başına en büyük çocukları Tarnüs geçer
Tarnüs güzel bir biçimde kabileyi yönetmekteydi lakin kafasını kurcalayan sorularda vardı. ''Babam Maric annem Marice yaratmış olabilirmi bu kainatı, gökte uçan yerde sürünen bu varlıkları bir Yaratan yok mudur'' gibi sorular kafasını kuşatmışken; Yaratıcı, Tarnüs'e Ruhul Kuds (cibril,cebrail) vahiy meleğini gönderir.
Ruhul Kuds ''Ey Tarnüs sence tüm bunları Baban Maric yaratmış olabilir mi?'' diye başlayan konuşmasının sonunda Tarnüs iman edip cinlerin ilk elçisi oluverir.
Tam 4020 yıl tebliğ yapar. 4020 Yıl sonunda Demnis adında meraklı bir genç ''Cenneti'' bulma umuduyla yasaklı olan bölgeye; göklere yükselir. Yükseldikçe yükselir.
Tarnüs onlara hep ''GÖK HALKI (melekler) kardeşlerimizdir'' demiştir.
Zamanın kaybolduğu bu mekanda kim bilir ne vakittir gezen Demnis ufak bir ışık görür ve heyecanlanır. Işığa doğru ilerler ışık da Demnis'e doğru. İyice yaklaştıktan sonra fark eder ki kendisine doğru gelen ateş topudur. Hemen geriye döner ve kaçmaya başlar. Tarnüs'ün yanına gider. Gök halkının cenneti istila edip ellerinden aldıklarını, orayı bulmak için gittiklerinde Gök Halkının onu ateş toplarıyla kovduğunu söyler (Kur'an-ı Kerim'de Cin Suresi 8,9'da geçer)
Tarnüs ona hakikati anlatsa da Demnis inanmamakta diretir. En sonunda Tarnüs ''Size burada bir melek olduğunu ve o meleğin inananları cennete götüreceğini söylesem inanır mıydınız?'' eh çevresinde isyan fitillenmişti. Bir defa pek ses gelmeyince bu defa Tarnüs ''Peki burada bir melek olduğunu ve o meleğin inanmayanları cehenneme götüreceğini söylesem inanır mıydınız?'' herkes korkuyla inanırız dese de; Demnis, ben inanmam, der.
Bunun üstüne Melek görünür ve Demnis'in boğazına yapışır. Tarnüs engel olmasa belki Demnis ölecektir. Sonrasında Demnis oradan çıkıp gider ve halkı örgütlemeye başlar. Gençleri yanına katarak Siccin Ovası'na götürür ve günden güne artan sayılarıyla Gök Halkıyla savaşma arzusu taşımaya başlarlar. Gök Halkı ile savaşamayacağını güçlerinin yetmeyeceğini tüm inananlar bilir ve Tarnüs'ten medet umarlar.
Tarnüs, kurtarma arzusuyla tek başına Siccin Ovası'na gider. Demnis'e bırakmasını, af dilemesini söyler lakin Demnis kabul etmez.
Gökler gürler, yıldırımlar düşer, Tarnüs haykırır:
"Görmez misin? Gök Halkı sizin haddinizi bildirmek için zor duruyor. Elimi indirsem savaşamadan ölürsünüz, gel tövbe et."
Lakin Demnis yolundan dönmez ve içlerinden bir cin, Tarnüs'e saldırmak ister. O an da Gök Halkı iner ve savaşırlar. Savaş sonlarında Tarnüs yaralanır ve elini semaya kaldırır. Demnis bunu görüp onun kolunu bedeninden ayırır. Olaya şahit olan Tarnüs'e yardımcı olmak için gelen Hülyanis, Demnis'e ok atar ve yanındaki cine isabet eder. Demnis bu savaşta sağ bırakılır. Daha sonralarda Demnis kendi efsanesini yazarak isyanına devam eder. Tarnüs'ün öldürülmesi üzerine Demnis'e ok atan ve aynı zamanda Demnis'in kardeşi olan Hülyanis, Tarnüs'ün yerini alır ve yeni elçi seçilir.