"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Dünyamızda 3.000 yıl önce nükleer savaşlar

Belki de dünyanın henüz keşfedilemeyen yerlerinde uyandırmamız için bekleyen ileri teknolojiyle uyutulmuş/mumyalanmış canlılar bulacağız. En gelişmiş olduğumuz düşüncesinden kurtulmalıyız.
 
Uyutulmuş canlı falan yok sadece açığa çıkmayı bekleyen bilgiler var, tarihin akışını değiştirecek. Yani bizim gibilerin bildiği ama somut olarak dünyaya kanıtlamamız mümkün olmadığı için sustuğumuz bilgilerin kanıtı açığa çıkacak. Böylece eski kadim uygarlıkların sistemi yeniden gelip değişim süreci başlayacak. 10 bin yıllık eski enerjiler tekrar etkisini göstermeye başladı bile. Bu arada uygarlığın canına okuyan nükleer bomba 5 bin yıl öncesindeydi.
 
Dünyada daha önce nükleer savaşlar olduğunu değişik bir kaynaktan okumuştum ,şu nada yeryüzündeki büyük çöllerin bunla ilişkiisde varmış ama tarih 3500 yıldan çok daha eski diye hatırlıyorum.
 
Mahabharata Destanına göz atabilirsiniz bu konu için. Sesten hızlı uçan araçlar, atmosfer dışına çıkabilen araçlar, nükleer füzeler, lazerli silahlar, vakum bombaları, kimyasal silahlar, komuta merkezi gemiler, telsiz görüşmeleri, uydu destekli stratejiler, hassas güdüm kitli akıllı bombalar vs. Hepsi tarihi tam olarak bilinmeyen bu destan içinde ayrıntılı anlatılmakta. Bazı çevrelerin her konuda ''ya işte burada şimşek demiş,burada gök taşı demiş vs.'' gibi komik çabalarını alt üst eden, radyoaktif zehirlenmeden, roket teknolojisinin işleyişine kadar çok ciddi detayların anlatıldığı bir destandır.
Mahabharata'dan örnekler:
- "Bir gök arabasıydı, insanları Ayodhya kentine taşıyordu. Gök bu harika uçan araçlarla, Vimanalarla doluydu, gece karanlığında yaydıkları sarımtırak göz kamaştırıcı ışık göğü aydınlatıyordu.” (Şehirler arası kontrollü uçuş sağlayabilen ve gök yüzünü aydınlatan, gök araçları)

-Vimanalar rüzgar hızıyla uçarlar ve melodik bir ses çıkarırlar, Vimanalar´ın dört türü vardır. (Ses hızına ulaşan, içten yanmalı motor teknolojimizden daha üstün rahatsız etmeyen sese sahip motorlar. Üstelik bir de türlerini de tarif eder ve hatta Vimana Vailiks türü araçlar Ay üstünde yapılan savaşta kullanıldı der.)

-Vimana´nın demir şimşek silahı vardır. Kentleri küle dönüştürür. Cesetler tanınmayacak kadar yanarlar, ölmeyenlerin saçları ve tırnakları dökülür, çanaklar, çömlekler kendi kendilerine kırılırlar, yiyecekler zehirlenir. Kaçmaya çalışan savaşçılar ve eşyaları küllerle yıkanmaktadırlar." (Atomik bir bombanın etkileri ve sonrasında radyoaktif zehirlenme belirtileri. Yine radyoaktif serpintiye maruz kalanların günümüzde sabun ve fırçayla temizlenmesine benzer külle temizleme yöntemi)

Bu destan için kimi 2600 yıllık der kimi 22.000 yıllık. Tarihi her ne olursa olsun bundan en az 2000 küsür yıl önce yazılmış bu metinler, hem bugüne ait hem de çok daha ötesindeki teknolojik cihazlardan bahsediyor. Bununla da kalmıyor uygulamalı örnekler ve hatta bazı kısımlarda Vimanalar nasıl yapılır, pilotun özellikleri giysisi ne olmalıdır, 7 li mercek sistemli güneş ışınlarını toplayıp silah olarak kullanılan sistemler, bazı Vimana türlerinin hızları vs. gibi çok uçuk ve şaşırtıcı bilgiler verir.
 
İskender Pala'nın Babilde Ölüm İstanbul'da Aşk kitabında Babilliler zamanında bir grup bilim insanı varmış ancak öldürülmüş diye anlatılıyordu sanırım insanlık çok ilerlediği zaman birileri bunu durduruyor ve tekrar başa sarıyoruz..
 
Teknolojinin çok eskilerde çok gelişmiş olduğunu, daha sonra doğal ve yapay birtakım felaketler sonucu teknoloji sıfırlanmış. Bu süreç birkaç kez tekrarlanmış olmalı, yoksa bu kadar sürede daha çok gelişmiş olmalıydık. Mesela Nuh Tufanı hemen hemen bütün dinlerde bütün uygarlıklarda farklı ismi alır ama hepsinde olay aynıdır. Bunun gibi olaylar, ya da insanların nükleer savaşları sonucu teknoloji gerilemiş olmalı. Piramitlerin nasıl yapıldığı sorunsalı gibi pek çok gizem de böylece açıklanabilir.
 
İskender Pala'nın Babilde Ölüm İstanbul'da Aşk kitabında Babilliler zamanında bir grup bilim insanı varmış ancak öldürülmüş diye anlatılıyordu sanırım insanlık çok ilerlediği zaman birileri bunu durduruyor ve tekrar başa sarıyoruz..


osiris öğretisi , thoth enki gibi "bilim adamı" denilen kişilerin kurtulduğunu söylerler. osiris öğretisinin bu şekilde tufandan sonrasına da aktarıldığını ergun candanın antik mısır sırları kitabından öğreniyoruz..
 
Geri
Üst