Dua etmek 4. Duvarı yıkarak tanrıya ulașmaktır. Kutunun dışından düşünerek, kendini așarak, matrixin gizli yazılmıș kodlarını çalıştırarak, hatta belki de yaratılış amacını gerçekleştirerek yukarı aleme karşı açık kapı bırakarak vizyonel bir duruș sergilemeyi bașarmaktır.
Hani filmlerdeki karakollarda sorgu odası olur ya, ayna duvarın arkasındaki polis amiri sorguyu oradan takip eder. Sorguya çekilen kişi masumdur ve o amirin aslında oracıkta hemen aynanın dibinde olduğunu ve pür dikkat kendisini izlediğini bilir ve bir anda kendisine iyi polis kötü polis muamelesi yapan çaylakları boșverip direk aynanın arkasındaki kişiye yönelir. Yani farkındalık olarak içerisi ile beraber dışarısı ile de etkileşimdedir.
Dua etmek onun gibi bișey. Gücünün sınırları dışındaki bir güce ulașma talebidir. İște o yüzden insan anca zora girince bir anda dualar etmeye bașlar. İstisnasızdır bu. Göçük altında kalan herkes dua eder. En tanrı tanımaz insan bile dua etmeyi dener. Sonradan psikolojim bozuktu o yüzden dua ettim diyerek yine inkar eder o ayrı. Firavun bile boğulurken dua etti. Yani herkeste o gizli kod yazılı. Zorda kalınca tanrılara yakarabildiğini anlaman çok ironiktir aslında.