Doğrularımız Üzerine Bir Çalışma

Alakan

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Tem 2022
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
2,107
Doğru tektir düşüncesine hiç katılmıyorum. Bugünün doğruları yarının yanlışları olabilir. Tarım toplumlarında erken yaşta evlilik ve çok çocuk sahibi olmak doğrudur. Sanayi toplumlarında çok cocuklu olmak avamlıktır. Yaşam süresinin kısa olduğu zamanlarda erken evlilik yerinde bir durumdur. Yaşamın uzadığı dönemlerde erken evliliğe hoş gözle bakılmaz. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Bir de insanı vicdanıyla baş başa bırakan doğrular ve yanlışlar vardır. Örneğin toprağını korumak için birini öldürmek, yaşamını devam ettirebilmek için hırsızlık yapmak gibi... Bu örnekler de yine yaşanılan döneme ve topluma göre uyarlanabilir.
Öyleyse bizim doğrularımız ve yanlışlarımız neye göre şekilleniyor? Gerçekten o "vicdan" dediğimiz olguya göre mi karar veriyoruz yoksa vicdan dediğimiz de çevresel şartların etkisinde mi kalıyor?
Yine bu sorudan yola çıkarak başka noktalara varılabilir. Düşüncelerimiz, hislerimiz ve bizi biz yapan diğer şeyler gerçekten özümüzden mi geliyor yoksa öz dediğimiz şey tamamen doğduğumuz, büyüdüğümüz ve yetiştiğimiz ortam mı?

Elinize bir kağıt ve kalem alıp tüm doğrularınızı yazdığınızda kendinizi başka çevrede başka durumlarda hayal edin. Dürüstlükle cevaplarsanız kaçı o durumda sizin doğrunuz olmaya devam ederdi?
Ben bu çalışmayı kendi adıma yapacağım. Bana katılan arkadaşlar da olursa ve fikirlerini paylaşırsa çok sevinirim.
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Eğer başlangıç noktası öz nedir? Özümüz nedir ? İse önce bundan başlamamız gerekiyor. Yazınızın ilk cümlesi ile çelişir bu bu durumda bu günün doğruları yarının yanlışları ise tek bir Özden bahsedebilir misiz ya da özün değişmediğinden. Öz dediğimiz şey diyelim ki tek bir gerçekliğe ulaştı. Bu gerçeklik DNA olsun diyelim. Yine de bu öz bizi tanımlamaya yeter mi
 

Absoluta Virtute

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2020
Mesajlar
3,243
Tepkime puanı
7,680
Kağıt kalem olarak güzel de, burada düşünceleri yazarsanız münazaraya katılan bir sürü insan olur bence.
National Geographic te bir belgesel izlemiştim. Afrika'da bir kabile. Hayvancılık yapıyorlar. Oranın çocuklarında sarı saç modası varmış. İnek işediğine, kafaları akıntı altına koyup sonra kuruyorlar. Birkaç defa bu şekilde yapınca saçlardaki inek idrarı tabakası oluşuyor. Ve saçın rengi sarıya dönüyor. İnekleri nasıl sağlıkları anlatmayacam, kusabilme ihtimaliniz var çünkü.
 

Alakan

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Tem 2022
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
2,107
Eğer başlangıç noktası öz nedir? Özümüz nedir ? İse önce bundan başlamamız gerekiyor. Yazınızın ilk cümlesi ile çelişir bu bu durumda bu günün doğruları yarının yanlışları ise tek bir Özden bahsedebilir misiz ya da özün değişmediğinden. Öz dediğimiz şey diyelim ki tek bir gerçekliğe ulaştı. Bu gerçeklik DNA olsun diyelim. Yine de bu öz bizi tanımlamaya yeter mi
Ben de tam olarak bundan bahsediyorum. Bu tabii ki benim kanaatim; özün değişebileceği. Hatta özü DNA olarak kabul edersek kalıtsal birçok faktörün kişisel çıkarımlar üzerinde etkili olabileceği. Bu konuda birçok fikir var; insan özünde iyidir veya insan özünde kötüdür. Bu fikirlerden yola çıkarak toplumların nasıl şekillendiği veya devletlerin nasıl ortaya çıktığı... Yüz yıllardır tartışılan ve hala tartışılmaya devam edilen meseleler.
Yazımın başındaki benim konu üzerine kişisel fikrimdir. Doğru tektir ve değişmez diyenler olabilir. Her koşulda insanın özü saftır; saflığı etkileyen çevresel koşullardır diyen olabilir. Doğru tek değildir, çevresel koşullara da bağlı değildir herkes kendi özüyle şekillenir ve o özü şu şekilde... açıklıyorum diyenler çıkabilir. Tamamen fikir yürütmek üzerine bir tartışma konusu.
Bu tartışmada yazarak çalışmayı esas aldım. Arkadaşlar bunu kendilerini tanımak, tanımlamak ve kendilerine başka perspektiften bakmak amacıyla da kullanabilir.
Ve öze değinecek olursak benim için insanın özü daha anne karnındayken çevresel faktörlerden etkilenmeye başlayan ve yaşamaya devam ettiği müddetçe çevresel faktörlerin etkisiyle şekillenen bir oluştur. İnsanın bir şekilde başarıp tüm etkilerden sıyrıldığını düşünelim. Elinde ne kalır? Hiçbir şey. O halde öz bizi tanımlayan her şeydir. Bizi tanımlayan şeyler de değişmeye ve gelişmeye açıktır. Bugün için doğru kabul ettiklerimiz yarın yanlışlarımız olabilir. Bugün bizim için doğru olanlar başkalarının yanlışları da olabilir. Umarım kendi fikrimi açık ve anlaşılır bir biçimde açıklayabilmişimdir.
Bu başlık altında biraz Sokrates vari bir yaklaşım benimseyelim. Katılmak isteyen arkadaşlar soruları çoğaltabilir, farklı tanımlamalarda bulunabilir. Okuyanların kafasında farklı bir ışık yakacağı fikrindeyim.
 

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
703
Tepkime puanı
1,221
İnsan düşünebilen ama aslında kendisi üzerinde çok da düşünmesi gerekmeyen bir hayvandır.
Uzun süre bu tarz şeyleri sorguladım durdum. Her şeyi bir uyduruyoruz ve anlam yüklüyoruz. Seçebildiğimizi sanıyoruz ama o kadar da çok seçeneğimiz yok. Gendir, çevredir, ailedir, diğer etkilerdir zaten çok da özgür değiliz. İyi, kötü tamamen bizim bireysel çıkarımımız ya da bulunduğumuz çoğunluğun kabulüdür. Ahlak ve etik değerlerin çoğu açlıkta ve bedensel savunma ihtiyacında yok olur. Hani derler ya uygun şartlarda herkes kötü olur diye. Aynen öyle.
İnsanlığın kendini sorgulaması felsefik açıdan sadece sorudur. Derin sorulara kafa yormak belli bir süreden sonra hiçliği getirir. Yargılar, değerler, yaşamsal eylemler, nedenler vb. şeyleri sorgulamak bizi sadece
A noktasından A noktasına getirir. Bunun maksimumu kendimize gelmektir. Böylece ya içinizdeki kötüyü diriltiriz ya da iyiyi. Biz nasıl tanımlıyorsak o oluruz yine. İşin özü bizim yenmemiz gereken en büyük sorun zamandır. Gerekirse zamanı içine kötülükleri de dahil edip ya verimli kullanacağız ya da ona yenileceğiz.
Bana kalırsa bulunulan çevreye en iyi adapte olan, engelden çok onu en iyi kontrol eden zaten bu sorgulamalarda olmaz. Kısacası bu tür sorgulamaları bırakalı çok oldu. Ben de böyle düşünüyorum. Yani bu dünyada ne olduğumu biliyorum. Ben bir hiçim.
Etki alanı geniş olan otursun düşünsün. Gerekirse anlatsın, uygulasın. Eyleme dönüştüremediğim hiçbir şeye tahammül edemiyorum.
Böyle de bir yazı oldu işte.
 
Üst