createtherules ©
Kayıtlı Üye
Bilinçaltı programlarıyla ilgili alanlarda en sık duyduğumuz, hemen hemen herkeste değişken konularla rastlandığından ve başedilmesi en zorlu kod olduğundan bahsedilen dürtü :
"Değersizlik"
İlerlememize ket vuran, haketme bilincimizi baskılayan, tezahürünü bize imkansız hissettirerek arzu frekanslarımızın önünde jammer işlevi gören değersizlik algımıza neden ihtiyacımız var?
"Buna yanlışa neden ihtiyaç duyarız? Bu ihtiyacımızı terketmeliyiz." gibi basamak atlayan bir yaklaşımın aksine bunu nasıl okuyarak kullanmamız gerektiğini ve bu duyguyu neden hissediyor olmamıza gerek olduğunu yorumlamaya çalışacağım.
Forumdaki şu eski konuyu incelerken örneğin taraflılığı beni rahatsız etti.
Bariz şekilde Ayşe Ali'yi peşinden haketmediği halde koşturan, normalde daha iyiye layık olmayan ama haline de şükretmeyen, gözü yüksekte bir enerji vampiri gibi, Ali de kurban bilincinde acı çeken basit bir mağdur olarak lanse edilmiş. Hem Ali'nin hem Ayşe'nin tekamül sürecinde olması böyle bir şey değildir.
Biz yaratılanlar, ruhlarımızın en kusursuz halde ve en iyiye layık olduğunu dünya üzerindeki halimizle kabul edemiyoruz. Buna inanmayışımız bedenimizdeki beğenmezliklerimizi veya hayattaki eksiklerimizi zihnimizde aktif eder onları çoğaltır, kökleştirir. Bu böyle sürdükçe başkalarının yorumlarında bunlar aynalanır. Tekrar bu yorumlara maruz kalan birey kendiyle ilgili bu yargıları daha çok benimser ve sürdürür. Bu yargılar değersizlik inançlarını doğurup beslemeye başlar.
Yalı dizilerindeki hayatlar bana göre de saçma ve beni temsil etmiyor, o ayrı. Ama Ayşe'nin böyle bir arzusu olsa bile Ayşe için iyi olandır, istenendir, layık olduğudur. Buna anlaması için önüne bir hedef olarak gelmiştir ve biz bunu yargılayamayız.
İlişkilerde aşık olup istediğiniz kişiye yönlenmeniz ama size aşık olup değer veren bir kişiye ilgi duymamanız genelde kınanır. Bu sizi konfor alanınızdan çıkmamaya iten hiledir. Oysa siz platonik aşık olduğunuz o kişiye kendinizden daha çok mesela 12 birim değer verdiğiniz için ulaşamıyorsunuz ama akıl sıra değersizlikle mücadele etmek için öğütlenip, size 10 birim değeri zaten sunmuş biriyle yetinerek tam da o değersizlik duygusunun bir nebze daha kökleşmesini sağlıyorsunuz. Oysa ki sizin için tekamül ve ruhunuzun iyiye layık olma hissini tatma 12 birimin olduğu yerde. 12 birimden eğer 14 birimi istiyorsanız vazgeçin. Zaten gerçekten hedefiniz 14 olursa, 12 size karşı değersiz hissedecek ve size çekilecek, bu sefer siz onun tekamülünde bir basamak olacaksınız. Ancak 12'den 10 için vazgeçilmez ve bunun için suçluluk duygusu hissedilmemelidir.
Bu, "Sürekli ilişki içindeyken ya da duygusuzca madde üzerinden analizler yapıp başka bir insana yönlenin, daldan dala atlayın" anlamına gelmiyor. Değersizlik hissinizi kırdığınız yerde zaten kökleşiyorsunuz ve dengede bir ilişki sizi memnun ediyor.
İlişki dışındaki arzular için de geçerli. Bir şeyi istiyorsanız onu hakettiğinize inanmanız için ruhunuz tomurcuklanan bir değersizlik duygusuyla kirletilir. Ve siz ruhunuzu temiz tutmakla en güzeli hissetmekle görevlisiniz.
Konunun kibirle olan bağlantısı da var. Konu ilgi çekerse tartışırız.
"Değersizlik"
İlerlememize ket vuran, haketme bilincimizi baskılayan, tezahürünü bize imkansız hissettirerek arzu frekanslarımızın önünde jammer işlevi gören değersizlik algımıza neden ihtiyacımız var?
"Buna yanlışa neden ihtiyaç duyarız? Bu ihtiyacımızı terketmeliyiz." gibi basamak atlayan bir yaklaşımın aksine bunu nasıl okuyarak kullanmamız gerektiğini ve bu duyguyu neden hissediyor olmamıza gerek olduğunu yorumlamaya çalışacağım.
Forumdaki şu eski konuyu incelerken örneğin taraflılığı beni rahatsız etti.
Vazgeçmenin Paradigması
Vazgeçmenin Paradigması Bir şeyi elde etmenin yolunun ondan vazgeçmek olduğunu size söylesek pek inandırıcı gelmez ama biz yine de anlatalım. İşe bir örnekler başlayalım; Ayşe ve Ali adında iki tane konu mankenimiz var. Her ikisi de ortama bir mahallenin çocuklarıdır. 18-22 yaşları...
www.gizlimabet.com
Bariz şekilde Ayşe Ali'yi peşinden haketmediği halde koşturan, normalde daha iyiye layık olmayan ama haline de şükretmeyen, gözü yüksekte bir enerji vampiri gibi, Ali de kurban bilincinde acı çeken basit bir mağdur olarak lanse edilmiş. Hem Ali'nin hem Ayşe'nin tekamül sürecinde olması böyle bir şey değildir.
Biz yaratılanlar, ruhlarımızın en kusursuz halde ve en iyiye layık olduğunu dünya üzerindeki halimizle kabul edemiyoruz. Buna inanmayışımız bedenimizdeki beğenmezliklerimizi veya hayattaki eksiklerimizi zihnimizde aktif eder onları çoğaltır, kökleştirir. Bu böyle sürdükçe başkalarının yorumlarında bunlar aynalanır. Tekrar bu yorumlara maruz kalan birey kendiyle ilgili bu yargıları daha çok benimser ve sürdürür. Bu yargılar değersizlik inançlarını doğurup beslemeye başlar.
Yalı dizilerindeki hayatlar bana göre de saçma ve beni temsil etmiyor, o ayrı. Ama Ayşe'nin böyle bir arzusu olsa bile Ayşe için iyi olandır, istenendir, layık olduğudur. Buna anlaması için önüne bir hedef olarak gelmiştir ve biz bunu yargılayamayız.
İlişkilerde aşık olup istediğiniz kişiye yönlenmeniz ama size aşık olup değer veren bir kişiye ilgi duymamanız genelde kınanır. Bu sizi konfor alanınızdan çıkmamaya iten hiledir. Oysa siz platonik aşık olduğunuz o kişiye kendinizden daha çok mesela 12 birim değer verdiğiniz için ulaşamıyorsunuz ama akıl sıra değersizlikle mücadele etmek için öğütlenip, size 10 birim değeri zaten sunmuş biriyle yetinerek tam da o değersizlik duygusunun bir nebze daha kökleşmesini sağlıyorsunuz. Oysa ki sizin için tekamül ve ruhunuzun iyiye layık olma hissini tatma 12 birimin olduğu yerde. 12 birimden eğer 14 birimi istiyorsanız vazgeçin. Zaten gerçekten hedefiniz 14 olursa, 12 size karşı değersiz hissedecek ve size çekilecek, bu sefer siz onun tekamülünde bir basamak olacaksınız. Ancak 12'den 10 için vazgeçilmez ve bunun için suçluluk duygusu hissedilmemelidir.
Bu, "Sürekli ilişki içindeyken ya da duygusuzca madde üzerinden analizler yapıp başka bir insana yönlenin, daldan dala atlayın" anlamına gelmiyor. Değersizlik hissinizi kırdığınız yerde zaten kökleşiyorsunuz ve dengede bir ilişki sizi memnun ediyor.
İlişki dışındaki arzular için de geçerli. Bir şeyi istiyorsanız onu hakettiğinize inanmanız için ruhunuz tomurcuklanan bir değersizlik duygusuyla kirletilir. Ve siz ruhunuzu temiz tutmakla en güzeli hissetmekle görevlisiniz.
Konunun kibirle olan bağlantısı da var. Konu ilgi çekerse tartışırız.