Çok bunaldım çok mutsuzum

Retro

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2023
Mesajlar
2,178
Tepkime puanı
4,885
Yaşadığımız hayatta bunalım ve mutsuzlukları deneyimlemek kaçınılmazdır.

İnsan fıtratının default ayarı mutluluk ve mujdedir. Sağlık ve neşedir.

Dikkat ettiyseniz psikologlar, doktorlar hatta sprituel yaşam koçları bile mutluluk veya sağlık yüklemesi yapmazlar. Çünkü kadim bilgelikte buna gerek yoktur. Onlar sadece sizi Mutsuz eden faktörü ortadan kaldırlar ve siz default ayarınıza dönerek varoluşsal müjdeniz ile yeniden buluşursunuz.


İşin bütün sırrı kendimiz ile barışık olmak.
Haksızlık yaptıkça, kötü zanlar besledikçe kendimizi kendimize küstürürüz aslında.

İçimizde bir adil yargıç ve bir de laftan anlamak istemeyen birkaç alt bilinç aynı anda vardır. Üst bilinçlerimizi küstürürsek, onlar da bizi yaşama sevinci kaybına uğratarak cezalandırırlar.

Kendimizle barışık olmalıyız her yönden. Çünkü birseyleri haketmediğimize yine derin bilincimizle karar veririz aslında.
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,766
Tepkime puanı
7,703
Konum
Nirvana
İş
Witch
Bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz yine aynı bilip bilmeden ithamlar. Saldırgan enerjili falan? Her neyse istediğinizi yazın size hiçbir şey yazmıcam tespitlerinizi ilerletebildiğiniz gibi ilerletin.
Suçlamak için söylemediki sadece tavsiye olarak yazdı siz neden sürekli savunmaya geçiyorsunuz sürekli.. burda derdinizi anlattınız arkadaşlar da ellerinden geldiği kadar anladıkları kadar yardımcı olmaya çalıştılar yoksa hiçbirinin size kasıtlı bir tavrı yok.
 

Retro

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2023
Mesajlar
2,178
Tepkime puanı
4,885
İşte ben pek sevemiyorum keşke sevebilsem.

Sevmek zorunda değiliz zaten, ama deneyimlemek ve empati kurarak bütünü oluşturan değişik unsurlara ulaşmak zorundayız.
Sonuçta kollektiften beslenen varlıklarız. Onu doğru anlamalıyız.


***

Travmalar için de bu böyledir. Dış veya iç uyaranlardan ezberlerimizi paniğe sürükleyen bir sufle geldiği zaman olay yerinden kaçmak yerine doğru empatiyi kuracak kadar yürekli olmalıyız ki travmaların ayaklanması ve sabote edici gücü kesilsin.

Herşey bir enerjidir. Ve enerji sen onu anlayabildiğin zaman sana boyun eğer. Doğru anlamak ise "ene-l yakin" olmayı gerektirir. Yani o duyguyu birebir deneyimleme ve ona (ve ona maruz kalanlara) saygı duyma cesaretini. O enerji Seni yutmaya ve sana sevmediğin şeyler yaptırmaya gelse bile. Doğru empati,evet sana da o enerjiyi yaşatabilir ama sonrasında tüm akımı bir anda keser. Çünkü travma gafil avlamayı ve sen bilinçte değilken seni kontrol etmeyi sever. Cinnet gibi. Bilinçte iken sürekli anlama ve serbeşt bırakma ritüelleri yapmak işte böyle kritik durumlar için işe yarar.
 
Son düzenleme:

bilenveyapankişi

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Kas 2022
Mesajlar
77
Tepkime puanı
57
Yaşadığımız hayatta bunalım ve mutsuzlukları deneyimlemek kaçınılmazdır.

İnsan fıtratının default ayarı mutluluk ve mujdedir. Sağlık ve neşedir.

Dikkat ettiyseniz psikologlar, doktorlar hatta sprituel yaşam koçları bile mutluluk veya sağlık yüklemesi yapmazlar. Çünkü kadim bilgelikte buna gerek yoktur. Onlar sadece sizi Mutsuz eden faktörü ortadan kaldırlar ve siz default ayarınıza dönerek varoluşsal müjdeniz ile yeniden buluşursunuz.


İşin bütün sırrı kendimiz ile barışık olmak.
Haksızlık yaptıkça, kötü zanlar besledikçe kendimizi kendimize küstürürüz aslında.

İçimizde bir adil yargıç ve bir de laftan anlamak istemeyen birkaç alt bilinç aynı anda vardır. Üst bilinçlerimizi küstürürsek, onlar da bizi yaşama sevinci kaybına uğratarak cezalandırırlar.

Kendimizle barışık olmalıyız her yönden. Çünkü birseyleri haketmediğimize yine derin bilincimizle karar veririz aslında.
Teşekkür ederim özellikle son cümleniz benim duygularımı tasvir ediyor gibi. Bazı güzel şeyleri kendime layık görmeme durumunu da aşmam gerek.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,463
@bilenveyapankişi Kendinize çok yükleniyorsunuz ,yeni bir şehirde olmak ,ailenizden uzak olmak belki sizi sandığınızdan daha fazla etkilemiştir.Yalnız cevabı kendiniz verdiniz,''güzel bir şey oluyorsa da keyfini süremiyorum.''dediniz ya...İşte mutluluktan daha önemli olabilen keyif moduna gelmeye çalışmak...Biraz hayata mizah katmak olabilir...Mesela daha çok komedi dizi ve filmlerine yönelmek,stand--up izlemek....Ya da amaçsızca bir semtten bir semte vapurla gidip maviliklerde kaybolmak...Evde şarkılar söyleyip kahvenizi,çayınızı içmek bile size tat verir....''Konfor alanlarımızdan''çıkmamız öneriliyor ya her zaman...Hayat mücadelesinde konfor alanlarımızı bozmak iyidir ama günlük hayatta 1 - 2 saat çekilecek bir rahatlama köşelerimiz olmalı....Her gün belirli rutinler oluşturmak da hayattan keyif almaya bahanedir...Örneğin;Her gün mutlaka 1 saat yürüyüş yapmak ya da 1 saat müzik dinlemek...Yemeğin üstüne mutlaka bir türk kahvesi içmek artık sizin zevkiniz her neyse siz seçersiniz o rutinleri ,belki de vardır sizin de böyle alanlarınız...Siz isteseniz de istemeseniz de sonra keyif alacaksınız...Bir işe başlamak için motivasyon beklersek harekete geçmek zorlaşıyormuş ama harekete geçersek o neşe ,keyif kendiliğinden gelir...Aslında mesele mutluluk ya da mutsuzluk değil,çünkü hayatta iki durum da var...Ama mutsuz olup hayatımıza keyif,neşe katmak bizim elimizde...Bir karikatür dergisi takip etmek bile ruh halimizi değiştirir... Kendisi hem yazar hem ressam hem psikoloji alanında usta isimlerden Cem Mumcu'nun tavsiyesi:''Hiçbir şey yapamıyorsanız,başka yerlere gidemiyorsanız mutlaka semtinizden çıkın,şehrinizin farklı yerlerini ziyaret edin''der... @bilenveyapankişi Çok fazla tavsiye veriyormuş gibi oluyorum ama sizi samimi bulduğum için yazıyorum...Ayrıca Cem Mumcu'nun ''Dialogger''adında programları vardı youtube'da...Onun da kitaplarını okur ve videolarını izleseniz bakış açınız değişecektir...Cem Mumcu ve Sinan Canan izlemek,okumak ve onları dinlemek insanın ruhuna dokunuyor...Ben size inanıyorum,biraz yaşam sevinciniz azalmış o kadar...Kitaplardan ya da filmlerden alıntılara bayıldığımı herkes biliyor artık...Bir film alıntı yapasım geldi:''Der Himmel Über Berlin''filminde karakterlerden biri ''--Kirazın tadı için bile bu dünyada yaşamaya değer''diyor...Nasıl bir hayatı sevmektir bu:)
 

bilenveyapankişi

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Kas 2022
Mesajlar
77
Tepkime puanı
57
@bilenveyapankişi Kendinize çok yükleniyorsunuz ,yeni bir şehirde olmak ,ailenizden uzak olmak belki sizi sandığınızdan daha fazla etkilemiştir.Yalnız cevabı kendiniz verdiniz,''güzel bir şey oluyorsa da keyfini süremiyorum.''dediniz ya...İşte mutluluktan daha önemli olabilen keyif moduna gelmeye çalışmak...Biraz hayata mizah katmak olabilir...Mesela daha çok komedi dizi ve filmlerine yönelmek,stand--up izlemek....Ya da amaçsızca bir semtten bir semte vapurla gidip maviliklerde kaybolmak...Evde şarkılar söyleyip kahvenizi,çayınızı içmek bile size tat verir....''Konfor alanlarımızdan''çıkmamız öneriliyor ya her zaman...Hayat mücadelesinde konfor alanlarımızı bozmak iyidir ama günlük hayatta 1 - 2 saat çekilecek bir rahatlama köşelerimiz olmalı....Her gün belirli rutinler oluşturmak da hayattan keyif almaya bahanedir...Örneğin;Her gün mutlaka 1 saat yürüyüş yapmak ya da 1 saat müzik dinlemek...Yemeğin üstüne mutlaka bir türk kahvesi içmek artık sizin zevkiniz her neyse siz seçersiniz o rutinleri ,belki de vardır sizin de böyle alanlarınız...Siz isteseniz de istemeseniz de sonra keyif alacaksınız...Bir işe başlamak için motivasyon beklersek harekete geçmek zorlaşıyormuş ama harekete geçersek o neşe ,keyif kendiliğinden gelir...Aslında mesele mutluluk ya da mutsuzluk değil,çünkü hayatta iki durum da var...Ama mutsuz olup hayatımıza keyif,neşe katmak bizim elimizde...Bir karikatür dergisi takip etmek bile ruh halimizi değiştirir... Kendisi hem yazar hem ressam hem psikoloji alanında usta isimlerden Cem Mumcu'nun tavsiyesi:''Hiçbir şey yapamıyorsanız,başka yerlere gidemiyorsanız mutlaka semtinizden çıkın,şehrinizin farklı yerlerini ziyaret edin''der... @bilenveyapankişi Çok fazla tavsiye veriyormuş gibi oluyorum ama sizi samimi bulduğum için yazıyorum...Ayrıca Cem Mumcu'nun ''Dialogger''adında programları vardı youtube'da...Onun da kitaplarını okur ve videolarını izleseniz bakış açınız değişecektir...Cem Mumcu ve Sinan Canan izlemek,okumak ve onları dinlemek insanın ruhuna dokunuyor...Ben size inanıyorum,biraz yaşam sevinciniz azalmış o kadar...Kitaplardan ya da filmlerden alıntılara bayıldığımı herkes biliyor artık...Bir film alıntı yapasım geldi:''Der Himmel Über Berlin''filminde karakterlerden biri ''--Kirazın tadı için bile bu dünyada yaşamaya değer''diyor...Nasıl bir hayatı sevmektir bu:)
Tavsiyeleriniz cidden birbirinden kıymetli önem verip bu tavsiyelerde bulunduğunuz için çok teşekkür ederim. Yazdıklarınızı deneme gayretinde bulunacağım çokta gezmeyen biri değilim ama farklı şeyler deneyeceğim:):)
 
Üst