Çok aşık olduğun birini unutmak

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Öncelikle merhaba. Konuyu açarken yanlışlık yaptıysam affola.16 yaşında bi' kızım. Lise 2'yi bitirmek üzereyim.Altıncı sınıftan beri buradayım aslında ama daha önce hep misafir olarak araştırma yapıyordum sadece. Yine altıncı sınıftan beridir aşık olduğum biri var. Sen daha küçüksün, aşk sanıyorsundur diyenler olacaktır. Belki haklısınızdır. Hissettiğim bu duygu her neyse canımı çok acıtıyor ama. Ne yaptıysam olmadı, kurtulamadım. Hatta bu ilişki yüzünden kafayı sıyırdım belki de. Trikotillomani oldum. Saçlarımı yoluyorum ve daha önce neredeyse kel kaldım. Anlayacağınız gerçekten çok yoruldum. Yıllarca beni gerçekten kazanmaya çalıştı. Ve ben ona teslim oldum. Belirli bi seviyeye kadar bütün ilklerimi onunla yaşadım. Aklımdan atamıyorum onu. Saplantı bile olabilir. Normalde onu kendime bağlamak için büyü öğrenmeye çalışacaktım ama. Biliyorum hayır gelmez öyle bi aşktan. Bana aşık biliyorum eğer yanılmıyorsam. Ama sevdiği halde üzüyor beni. Uçkur meraklısı biraz. Belki kanı hızlı aktığındandır bilmiyorum ama gerçekten çok yoruldum. Yalvarırım bana yardım edin. Bağıra bağıra ağlayıp içimden atsın diye tanrıya yalvardığımı biliyorum. Canım çok yanıyor. Bana önerebileceğiniz bi enerji çalışması, maji, ya da unutmam için büyü gibi bi şey söylerseniz gerçekten çok mutlu olurum. Ya da küçük bi öneri, öngörü. Başınızı ağrıtmamışımdır umarım. Şimdiden teşekkür ederim.
 

Speedify

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Nis 2019
Mesajlar
13
Tepkime puanı
7
Aşk, diğer tüm bedensel olaylar gibi, tamamen biyokimyasal bir süreçten ibarettir ve hiçbir madde üstü ve mutlak olarak “soyut” olan bir anlam taşımamaktadır!
Gerçek, son derece yalın bir şekilde gözümüzün önündedir: aşk, tüm diğer duygular gibi nöral (sinirsel) ve hormonal yolaklar aracılığıyla açıklanabilmektedir.
Aşkın bilimsel arka planıyla ilgili anlamamız gereken ikinci önemli nokta, belki kimilerine aptalca gelebilecek kadar sade bir diğer gerçektir. Bu gerçek, çok yalın olmasına rağmen büyük bir inatla halen toplum içerisinde çarpıtılmakta ve “gerçekmiş gibi” sunulmaktadır: aşk, kesinlikle kalp ile ilgili bir duygu değildir ve diğer bütün duygular gibi, aşk da, sadece ve sadece beyinde meydana gelmektedir.
İlk bakışta, aşkın evrimleşmesinin en kritik nedenlerinden birinin seks olduğu açık bir biçimde görülecektir. Çünkü artık net bir şekilde bilindiği üzere, bütün canlılar hayatta kalmak ve üremeküzerine kurulu bir genetik yapıya sahiptirler; en karmaşık hayvan türlerinden, en basit yapılı bakterilere kadar...
Yani sadece hayvansal bir şey üreme duygusu ne zaman mantığın ile değilde duyguların ile hareket edersen sürekli bu tip şeyler yaşarsın
 

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Aşk, diğer tüm bedensel olaylar gibi, tamamen biyokimyasal bir süreçten ibarettir ve hiçbir madde üstü ve mutlak olarak “soyut” olan bir anlam taşımamaktadır!
Gerçek, son derece yalın bir şekilde gözümüzün önündedir: aşk, tüm diğer duygular gibi nöral (sinirsel) ve hormonal yolaklar aracılığıyla açıklanabilmektedir.
Aşkın bilimsel arka planıyla ilgili anlamamız gereken ikinci önemli nokta, belki kimilerine aptalca gelebilecek kadar sade bir diğer gerçektir. Bu gerçek, çok yalın olmasına rağmen büyük bir inatla halen toplum içerisinde çarpıtılmakta ve “gerçekmiş gibi” sunulmaktadır: aşk, kesinlikle kalp ile ilgili bir duygu değildir ve diğer bütün duygular gibi, aşk da, sadece ve sadece beyinde meydana gelmektedir.
İlk bakışta, aşkın evrimleşmesinin en kritik nedenlerinden birinin seks olduğu açık bir biçimde görülecektir. Çünkü artık net bir şekilde bilindiği üzere, bütün canlılar hayatta kalmak ve üremeküzerine kurulu bir genetik yapıya sahiptirler; en karmaşık hayvan türlerinden, en basit yapılı bakterilere kadar...
Yani sadece hayvansal bir şey üreme duygusu ne zaman mantığın ile değilde duyguların ile hareket edersen sürekli bu tip şeyler yaşarsın
 

Lottienator34

Banlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2018
Mesajlar
62
Tepkime puanı
54
Bende de aynı durum oldu, anlattığın her şey birebir aynı hatta. Benim aşık olduğum kişi benden yaşça büyüktü. Bu nedenle bazı şeyleri -cinsellik konusunda- yaşamaya çok meraklıydı ve sevgili olduğumuzda da onun bu hareketleri beni çok yıpratmıştı. Yok demekten dur demekten yapma demekten anlamıyordu da. Ben de ayrıldım, hem de hatasını söyleyerek ve düzelttiğinde ona döneceğimi anlatarak ayrıldım ama hiç düzelmedi. Ondan sonra dengesizleştim, bipolar teşhisi koyuldu. Artık saplantılı bir deli gibiydim herkesin gözünde. Onsuz duramıyordum ama onunla da yapamıyordum. Daha sonra büyü yaptırmayı denedim tam lise 2'de. O yaşta 2 kere dolandırıldım. Tam unutmak için enerji çalışmaları, meditasyonlar, günlük başka aktivitelerle zamanımı doldurmaya yönelecekken karşıma bir kadın çıktı. Son şans be, son şans diyerek işlem yaptırdım. (Tabi son yaptırdığım işlem 2, 2.5 sene sonra oldu bu olaylardan) Bana gerçekten dönmek için deli oldu, her konuştuğumuzda ona hatasını anlattım. Düzeldi de, büyüden mi pişmanlıktan mı olgunlaşmaktan mı bilmiyorum ama düzeldi. Şuan güzel bir ilişkimiz var. Büyüyü yaptıralı çok uzun bir zaman da olmuyor onu söyleyeyim bu sene içinde yaptırdım.
Başımdan geçen olayı anlattıktan sonra şunu da ekleyeyim, unutmak istiyorsan onu sana hatırlatacak şeyler yapma. Yani sadece fotoğraflarına bakmak, stalk yapmak, eşyalarını göz önünde tutmaktan bahsetmiyorum. Onu unutmak için bir şey yapmak bile onu hatırlamana sebep olur. Konusu mu geçiyor kapat o konuyu, numarası mı kayıtlı sil o numarayı, sosyal medyada ekli mi çıkart gitsin, eşyaları sende mi at ya kaldır at. Önce aklına onun yokluğunu ve tekrar var olmayacağını kabul ettir ki kalbin de bu durumu kabullenebilsin. Bunları ben yapmadım belki fakat çok gözlemledim. Umarım her şey gönlünce olur.
 

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Bende de aynı durum oldu, anlattığın her şey birebir aynı hatta. Benim aşık olduğum kişi benden yaşça büyüktü. Bu nedenle bazı şeyleri -cinsellik konusunda- yaşamaya çok meraklıydı ve sevgili olduğumuzda da onun bu hareketleri beni çok yıpratmıştı. Yok demekten dur demekten yapma demekten anlamıyordu da. Ben de ayrıldım, hem de hatasını söyleyerek ve düzelttiğinde ona döneceğimi anlatarak ayrıldım ama hiç düzelmedi. Ondan sonra dengesizleştim, bipolar teşhisi koyuldu. Artık saplantılı bir deli gibiydim herkesin gözünde. Onsuz duramıyordum ama onunla da yapamıyordum. Daha sonra büyü yaptırmayı denedim tam lise 2'de. O yaşta 2 kere dolandırıldım. Tam unutmak için enerji çalışmaları, meditasyonlar, günlük başka aktivitelerle zamanımı doldurmaya yönelecekken karşıma bir kadın çıktı. Son şans be, son şans diyerek işlem yaptırdım. (Tabi son yaptırdığım işlem 2, 2.5 sene sonra oldu bu olaylardan) Bana gerçekten dönmek için deli oldu, her konuştuğumuzda ona hatasını anlattım. Düzeldi de, büyüden mi pişmanlıktan mı olgunlaşmaktan mı bilmiyorum ama düzeldi. Şuan güzel bir ilişkimiz var. Büyüyü yaptıralı çok uzun bir zaman da olmuyor onu söyleyeyim bu sene içinde yaptırdım.
Başımdan geçen olayı anlattıktan sonra şunu da ekleyeyim, unutmak istiyorsan onu sana hatırlatacak şeyler yapma. Yani sadece fotoğraflarına bakmak, stalk yapmak, eşyalarını göz önünde tutmaktan bahsetmiyorum. Onu unutmak için bir şey yapmak bile onu hatırlamana sebep olur. Konusu mu geçiyor kapat o konuyu, numarası mı kayıtlı sil o numarayı, sosyal medyada ekli mi çıkart gitsin, eşyaları sende mi at ya kaldır at. Önce aklına onun yokluğunu ve tekrar var olmayacağını kabul ettir ki kalbin de bu durumu kabullenebilsin. Bunları ben yapmadım belki fakat çok gözlemledim. Umarım her şey gönlünce olur.

Yanıtlarınız, dönüşleriniz için çok teşekkür ederim öncelikle. Demem o ki kendimi bildiğimden beri varmış gibi geliyor. Sadece son iki yılda yakınlaşmaya başladık. Hatta küçük bir ilçede yaşıyoruz. İlk bi buçuk yıl sürekli ayırdılar bizi. Buluşmuyorduk bile ben okulun penceresinde bekliyordum o da önüne gelip sigara içerdi, birbirimizi izlerdik sadece. Kafam gerçekten çok karışık ve ne yapacağımı bilmiyorum. Beraber büyüdük resmen beraber öğrendik her şeyi ve ben içimden aitlik hissimi atamıyorum. Umarım mutluluğun daim olur. Teşekkür ederim, sevgilerimle.
 

Mithra

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2013
Mesajlar
394
Tepkime puanı
135
Aşk hastalıktır.Yaşın küçük daha, ruhsal ve biyolojik olarak yeni tanıştığın durumlar oluyor ve tanımlaman zaman alacak.Önceliklerini değiştir önde demek bu varmış, en öne derslerini, hobi vs. gibi şeyler koy.Annenle iletişimi sıkı tut, babanla bizatihi öyle.
 

Demre

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2018
Mesajlar
289
Tepkime puanı
580
Aşk, diğer tüm bedensel olaylar gibi, tamamen biyokimyasal bir süreçten ibarettir ve hiçbir madde üstü ve mutlak olarak “soyut” olan bir anlam taşımamaktadır!
Gerçek, son derece yalın bir şekilde gözümüzün önündedir: aşk, tüm diğer duygular gibi nöral (sinirsel) ve hormonal yolaklar aracılığıyla açıklanabilmektedir.
Aşkın bilimsel arka planıyla ilgili anlamamız gereken ikinci önemli nokta, belki kimilerine aptalca gelebilecek kadar sade bir diğer gerçektir. Bu gerçek, çok yalın olmasına rağmen büyük bir inatla halen toplum içerisinde çarpıtılmakta ve “gerçekmiş gibi” sunulmaktadır: aşk, kesinlikle kalp ile ilgili bir duygu değildir ve diğer bütün duygular gibi, aşk da, sadece ve sadece beyinde meydana gelmektedir.
İlk bakışta, aşkın evrimleşmesinin en kritik nedenlerinden birinin seks olduğu açık bir biçimde görülecektir. Çünkü artık net bir şekilde bilindiği üzere, bütün canlılar hayatta kalmak ve üremeküzerine kurulu bir genetik yapıya sahiptirler; en karmaşık hayvan türlerinden, en basit yapılı bakterilere kadar...
Yani sadece hayvansal bir şey üreme duygusu ne zaman mantığın ile değilde duyguların ile hareket edersen sürekli bu tip şeyler yaşarsın
Ellerinize sağlık, son derece realist ve tatminkar bir cevap olmuş lakin, kalbi sandığı hormonları tarafından esir alınmış arkadaşımız ne kadar anlayabilir yazdıklarınızı bilemiyorum :( Yaşı itibariyle O da geçecek herkesin geçtiği yollardan, düşe kalka öğrenecek sonunda, gerçek aşkın, sevginin, karşısındakiyle alakası olmadığını.. Tüm marifet ben deymiş diyecek, benim neyi nekadar beslediğimmiş içimde, nekadar büyüttüğümmüş gözümde mühim olan.. Marifet bendeymiş madem, öyleyse senin ne önemin var.. Yeniden böyle sevebilirim, söküp atmadıktan sonra yüreğimi... daha da fazla sevebilirim.. Ben varsam sen varsın.. Ben varsam aşk var.. Ben varsam dünya var . Aşık Veysel (nur içinde uyusun) yıllar önce özetleyivermiş ne de güzel; Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa, Eğlenecek yer bulamazsın, gönlümdeki köşk olmasa.. Demem o ki, kendine değer vermeli insan, günümüzün aşkları elmalı şeker gibidir;uğruna kendinizden geçtiğiniz o aşk ruyasından, elinizde bir kazıkla uyanıverirsiniz mazallah..
 

Cyrus

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Mar 2019
Mesajlar
44
Tepkime puanı
69
Gelelim şu konuya bende sevdim çok sevdim alkol bağımlısı oldum mahvoldum içim yandı ama benimkisi saçmaydı karşı taraf imkansızdı ama söz geçiremiyorsun kalp işte bu forumda olmamın sebebide o burayı o tanıttı bana onun için buraya takıldım ve onun sayesinde burayı seviyorum ama aşk gerçekten saçma birşey hele tek taraflıysa canın çok yanıyor karşı taraf iyi niyetli bile olsa yapabileceği birşey yok sevmediği bir insanla muhattap ta olamaz aklın varsa kurtulmaya çalış bu konuda tecrübesi olan varsa unutmak için herşeyi yapabilirim dediğim gibi seni anlıyorum uykusuz geceler sürekli aklında ama unut unutabiliyorsan
 

Speedify

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Nis 2019
Mesajlar
13
Tepkime puanı
7
Dışarıdan çok aşığım filan içeriden beyniniz üremem gerek genlerimi yaymam gerek diye çığrınıyor aslında sizinki dışarıdan bakınca hüzünlü bir durum gibi ama detaya inince komedi
 
D

DAİMON

Ona olan bagınızın ve aitlik duygunuzun artmasındaki en önemli sebep tensel temasın seviyesi ve uzun süreli bakışmalardır. Bu ikisi özelliklere temas artıkça bagınız artar.
Bir çok yönden güzel durum değerlendirmeleri yapmışsınız. Yaşınıza göre beklemediğim olgunlukla.
Hala tamamiyle duygularınıza yenik düşmediginiz anlamına gelir ki bu iyi haber.
Buradan mantıklı bir insan oldugunuz sonucunu çıkartıyorum. Arada kaldığınız ikilemden ötürü de saçınızı başınızı yoluyorsunuz. Sürekli gamlı baykuş gibi düşünüyorsunuz.
Şimdi aslında ne desek boş... Bu da bir imtihan. Zamanı gelince aşarsınız. Tek vereceğim tavsiye mümkün oldugunca yakınlaşmayın ileride pişman olacağınız şeylere asla bulaşmayın, yanyana mı yürüyorsunuz elini asla tutmayın, koluna girmeyin. Arkadaş mesafesinde ilerleyin. Düşmanda olmayın. Zaten kendinizde biliyorsunuz ki en deli çağlarınızdasınız. Sen böyle yaparsan o bir süre sonra bahaneler üretip uzaklaşacaktır. Kavga kıyamet derken ayrılma sinyalleri ilk ondna gelir. Sende ekstra çaba harcamadan ondan sogursun. Çünkü 'beni ben oldugum için degil bana yakınlaşmak için istiyormuş' düşüncesi sana yerleşecek ve içten içe bu düşünceyle otomatik olarak ona karşı soğuyacaksın. Bu da zaman alacak tabi ama geçecek. Üniversiteye gidince herkes kendi yoluna bakar. Zaten o rahat durmaz bu kafayla daha lisede böyle yapan(yanlış anlamayın siz seviyorum diye başlamış olabilirsiniz ama erkekler biraz erken başladıysa daha gözü dışarıda oluyorlar bana göre) üniv.de daha beter olur. Lisede sevgili edinen kaç erkek gördüysem üniv.de de sevgilisi oldugu halde gözleri dışarıda oluyordu. Tıyneti(ahlakı) bozuk oluyor öylelerin. Kendilerine çok güveniyorlar. Sürekli kızları süzüp inceliyorlar, ortamda ilgi delisi oluyorlar. Bu seni çok yorar. O yüzden samimi olma yüzeysel sürdür uzak dur o çeker gider Dedigim gibi. Yani zaten başka bir şey yapamazsın sen. Şu an ki ruh halin onu gösteriyor ki daha küçüksün.
Yukarıda bir arkadaş yazmış derslerine odaklan dil öğren yeteneklerin varsa onlara yoğunlaş. Lisede başlayan aşkların ya da aşk gibi duran bir çok birlikteliğin sonu %98 hüsranla biter, insanı zihnen çökertir, ruhsal bunalıma iter. İleride ise çocukluk der geçersin ama fazla yakınlık kurduysan onarılmayacak hasarlar olduysa da ömür boyu düzeltemeyecegin sorunlarla karşılaşırsın.
Yani evlenme çağın gelmeden uzak dur böyle işlerden. Hepsi bir heves... Sadece evlilik çağında ciddileşir ver hayat öyle gerektirdiği için evlenilir. Şartlar olgunlaşmadan var olan bütün birliktelikler yara almaya ya da yok olmaya mahkumdur.,
 
Ü

Üye silindi 58480

Bütün ilkler böyledir. Siz sadece mizacınıza göre tepki vermişsiniz. Kimisi kapanır içinde yaşar. Kimisi dışa vurur. Kimisi içinde başka yaşar dışa başka vurur. Ben mesela sizin yaşınızda umursamaz biriydim. Kaotik ve gergin ortamlarda sakinleştirici ve kollayici biriyken, sosyal ortamlarda herkez mutluyken daralirdim. O halime kapılan bir kıza aşık olmustum. Lise 2. Kavga ettikçe sevgi tutkuya donusuyordu. Catistikca gelen elektrik bosalmalarinin ardındaki o sükuneti hızla tuketirdik.

Derken ayrıldık. Ben yine arka sıralara gerilerken o ön sırada derslerine odaklanmaya başladı. Başkası ile onu görmeye tahammülüm bile yoktu. Ayrılık ile gelen o ilk zamanlarda kızlar entelektüel arkadaşlar edinirler. Onu başkası ile okula gelip giderken görmek vallahi ilk travma sebebimi. Ama çok sosyal ve derslerinde başarılı olması dolayısı ile, benim ise 1 2 boş insanla gezen ve kavga çıksa da sosyalleşsem diye geçirdiğim lise yıllarımda ona bir daha sokulma imkanım kalmıyordu.

Şimdi lise 2 de zor şartlar altında tanıdığım, tutkusunu sel gibi akıtan, aklı bana karşı herseferinde bir şekilde hep çaresiz kalan, gözü başka birsey görmeyen o kızı kaybettiğimde e hayatımdan 5 yılı da kaybettim.

Eminim ki herkezde aynısı olmuştur. Zaten olmadıysa sorun vardır. Ama bizim zamanımızda büyü müyü yoktu yahu. Hepimiz yanıp tutușsak bile hayatta kalırdık. Aşkından zombiye dönen kaç tane arkadaşım vardı. Ruh gibi gelirlerdi okula. Ama dayanikliydik sanki.

Siz zaten duymak istemediğiniz gerçeği itiraf etmişsiniz : Yașın küçük demeyin demişsiniz. Bu şuur altı bosalmasidir. Yaşınız daha küçük daha neler neler goruceksiniz.
 

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Dışarıdan çok aşığım filan içeriden beyniniz üremem gerek genlerimi yaymam gerek diye çığrınıyor aslında sizinki dışarıdan bakınca hüzünlü bir durum gibi ama detaya inince komedi
Onu da düşündüm, cinsel anlamda da her ergen gibi baya yoğun yaşadığım oluyor bunu saklayamam ama ondan başka kimseyle yakınlaşmak içimden gelmiyor. Keşke tek düşündüğüm üremek olsa o zaman içten içe aitmiş gibi hissetmezdim. Yanıtın için teşekkürler.
 

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Gelelim şu konuya bende sevdim çok sevdim alkol bağımlısı oldum mahvoldum içim yandı ama benimkisi saçmaydı karşı taraf imkansızdı ama söz geçiremiyorsun kalp işte bu forumda olmamın sebebide o burayı o tanıttı bana onun için buraya takıldım ve onun sayesinde burayı seviyorum ama aşk gerçekten saçma birşey hele tek taraflıysa canın çok yanıyor karşı taraf iyi niyetli bile olsa yapabileceği birşey yok sevmediği bir insanla muhattap ta olamaz aklın varsa kurtulmaya çalış bu konuda tecrübesi olan varsa unutmak için herşeyi yapabilirim dediğim gibi seni anlıyorum uykusuz geceler sürekli aklında ama unut unutabiliyorsan

Onun da sevdiğine inanıyorum. Sorun burada zaten. Yakın arkadaşıma söylediği şey "beraber olacağız sonra ben yine doğru durmayacağım, üzülecek" garip. Ciddi düşünelim hep birbirimizi sevelim ben onu bekleyeyim o yaşasın sonra gelsin, onun kafası bu. Ama sanırım dediğin en mantıklısı. Unutmak için gerçek bi gayret göstereceğim bu sefer. Yanıtın için teşekkürler. :)
 

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Ona olan bagınızın ve aitlik duygunuzun artmasındaki en önemli sebep tensel temasın seviyesi ve uzun süreli bakışmalardır. Bu ikisi özelliklere temas artıkça bagınız artar.
Bir çok yönden güzel durum değerlendirmeleri yapmışsınız. Yaşınıza göre beklemediğim olgunlukla.
Hala tamamiyle duygularınıza yenik düşmediginiz anlamına gelir ki bu iyi haber.
Buradan mantıklı bir insan oldugunuz sonucunu çıkartıyorum. Arada kaldığınız ikilemden ötürü de saçınızı başınızı yoluyorsunuz. Sürekli gamlı baykuş gibi düşünüyorsunuz.
Şimdi aslında ne desek boş... Bu da bir imtihan. Zamanı gelince aşarsınız. Tek vereceğim tavsiye mümkün oldugunca yakınlaşmayın ileride pişman olacağınız şeylere asla bulaşmayın, yanyana mı yürüyorsunuz elini asla tutmayın, koluna girmeyin. Arkadaş mesafesinde ilerleyin. Düşmanda olmayın. Zaten kendinizde biliyorsunuz ki en deli çağlarınızdasınız. Sen böyle yaparsan o bir süre sonra bahaneler üretip uzaklaşacaktır. Kavga kıyamet derken ayrılma sinyalleri ilk ondna gelir. Sende ekstra çaba harcamadan ondan sogursun. Çünkü 'beni ben oldugum için degil bana yakınlaşmak için istiyormuş' düşüncesi sana yerleşecek ve içten içe bu düşünceyle otomatik olarak ona karşı soğuyacaksın. Bu da zaman alacak tabi ama geçecek. Üniversiteye gidince herkes kendi yoluna bakar. Zaten o rahat durmaz bu kafayla daha lisede böyle yapan(yanlış anlamayın siz seviyorum diye başlamış olabilirsiniz ama erkekler biraz erken başladıysa daha gözü dışarıda oluyorlar bana göre) üniv.de daha beter olur. Lisede sevgili edinen kaç erkek gördüysem üniv.de de sevgilisi oldugu halde gözleri dışarıda oluyordu. Tıyneti(ahlakı) bozuk oluyor öylelerin. Kendilerine çok güveniyorlar. Sürekli kızları süzüp inceliyorlar, ortamda ilgi delisi oluyorlar. Bu seni çok yorar. O yüzden samimi olma yüzeysel sürdür uzak dur o çeker gider Dedigim gibi. Yani zaten başka bir şey yapamazsın sen. Şu an ki ruh halin onu gösteriyor ki daha küçüksün.
Yukarıda bir arkadaş yazmış derslerine odaklan dil öğren yeteneklerin varsa onlara yoğunlaş. Lisede başlayan aşkların ya da aşk gibi duran bir çok birlikteliğin sonu %98 hüsranla biter, insanı zihnen çökertir, ruhsal bunalıma iter. İleride ise çocukluk der geçersin ama fazla yakınlık kurduysan onarılmayacak hasarlar olduysa da ömür boyu düzeltemeyecegin sorunlarla karşılaşırsın.
Yani evlenme çağın gelmeden uzak dur böyle işlerden. Hepsi bir heves... Sadece evlilik çağında ciddileşir ver hayat öyle gerektirdiği için evlenilir. Şartlar olgunlaşmadan var olan bütün birliktelikler yara almaya ya da yok olmaya mahkumdur.,

İleride pişman olacağım bir şey yaşamadım. Sadece duvarları ve mesafesi olan bi kızdım. Ulaşılması zordum ve o bana ulaşabilen tek insan. Sanırım bu yüzden yenilen benim. Başımı eskisi gibi dik tutacağım. Gerçekten çok kötü bir gün geçirip buraya yazmıştım ve yanıtınız gerçekten bana olumlu şeyler yansıttı. Ben o olmadan da benim. Eğer olacağı varsa zaten benim karşıma 4 yıl sonra da çıkar 5 yıl sonra da. Çıkmazsa da iyi ki yaşamışım demek isterdim. Bu güzel cevabın için teşekkürler!
 

Cyrus

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Mar 2019
Mesajlar
44
Tepkime puanı
69
Onun da sevdiğine inanıyorum. Sorun burada zaten. Yakın arkadaşıma söylediği şey "beraber olacağız sonra ben yine doğru durmayacağım, üzülecek" garip. Ciddi düşünelim hep birbirimizi sevelim ben onu bekleyeyim o yaşasın sonra gelsin, onun kafası bu. Ama sanırım dediğin en mantıklısı. Unutmak için gerçek bi gayret göstereceğim bu sefer. Yanıtın için teşekkürler. :)
Rica ederim :)
 
Ü

Üye silindi 56746

her aşk çok kıymetli neticede, şu anki acını kucakla ve onu kabul et. şu anda yaşamakta olduğunun acının bir travmaya dönüşmesine izin verme zira ilerde daha büyük bir aşkla şu anki travmanı bulup çözmek durumunda kalabilirsin (bilinçaltı uzmanı değilim ama bu böyle). zihin unutmuyor ama çok çabuk halının arkasına süpürebiliyor görülmemesi gerekeni. o yüzden sen şimdi gör, şimdi şu yaşında meseleyi hallet. başlayan her neyse tam da bu yaşlarda başlıyor(muş) zaten, benden söylemesi. :)
 

gökay1

Kayıtlı Üye
Katılım
11 May 2018
Mesajlar
178
Tepkime puanı
89
@DAİMON çok yerinde bir tespit yapmışsın tensel temas ve göz kontağı kurmak kadın erkek arasında aşka kapı açar. Konuyu açan kişi henüz daha yolun başındasın. Hayatında nice olaylar, aşklar yaşayacaksın. Hayat dinamiktir, hiçbir şey yerli yerinde kalmaz. Değişim ve dönüşüm muhakkaktır. Bir de sevdiğin kişi için uçkur düşkünü demişsin anlamıyorum bazı kadınlar neden efendi erkek varken p*c erkeklere ilgi duyar.
 

Paradise.

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Şub 2018
Mesajlar
23
Tepkime puanı
13
Aşk dünyadaki en güzel ama en tehlikeli duygudur bana göre. Takıntı olur,saplantı olur, geri dönülemeyecek hatalar yapmaya sebep olur. Ama geçtiğinde yani aşk bittiğinde ( ki her aşk bir gün muhakkak biter) geriye ne kaldığı önemlidir. Sevgi ve muhabbetle yaşayan iki insan mı? Kırık dökük paramparça olmuş pişmanlıklarla dolu bir hayat mı? Bir çoğumuzda kalan paramparça olmuş bir ruh, yaralar açılmış halde.. Sen de bizden olmak istiyorsan bırak kendini. Değilse kendinden taviz verme, kişiliğini değiştirme. Kolay olmayacak biliyorum ama bununla savaşmayı öğrenmelisin.Daha çok gençsin zamanla o kadar çok değişecek gelişeceksinki kendin bile şaşıracaksın. İlerde pişman olacağın şeyler yapmanı istemem, aynı hatalara düştük düşmeni istemem. Bize kulak ver, senin için cinsellik çok erken, önce kendini keşfet, hedefini koy okuluna ağırlık ver. Bunları bir ablan söylüyormuş gibi al lütfen sakın gücenme. Sevgiyle kal.
 
Üst