pako_
Kayıtlı Üye
Öncelikle herkese hayırlı geceler diliyorum ve başımdan geçen bir olayı anlatmak istedim.Bundan 7 sene önce yazın kuzenimle memlekete gezmeye gitmiştik.3 hafta kaldıktan sonra onun dönmesi gerekiyodu benim ise 1 hafta daha zamanım vardı.Hava kararmaya yakın evde su kalmamış nenem su almamı istedi.Köy evi evde çeşme yok tabi,köy çeşmesine gittim.İlk bidonu doldurdum ikincisi yarılandığı zaman,sadece davul sesi gelmeye başladı.Ama öyle ritim falan yok saçma sapan çalıyor.En yakın köy 3 km uzaklıkta o da babamın köyü.Yani bir düğün eğlence olsa haberimiz olur zira köyde kimsede davul yok zaten yasayan 10 kişi ya var ya yok.Neyse ses bir uzaklaşıyor,bi yakınlaşıyor ama sanki dibimde çalıyo.Yanımda çalarken ses birden ileride ki ağaçlığın içine doğru ilerliyor.Suyun dolması bitince bidonları yere bıraktım ve gitmeye karar verdim.Tam 2 adım atmıştım ki anlatılanlar aklıma geldi ürperdim,suları aldığım gibi eve gittim.Nenem beni hızlı hızlı gelirken görmüş ne oldu dedi bende anlattım.Gülmeye başlayınca kızdım içten içe.Nenem sonra bana dönüp ''oğlum onların hep düğünleri olur korkma ben çok denk geldim,hey hey diye oynayıp duruyolar,ama sakın gitme dedi''.Bu olaydan 3 sene sonra yine tatile köye gittim.Anneannemde bi kaç gün kaldıktan sonra gece babaanneme gitmeye karar verdim.Dayım,annem ve ben yola çıktık.Ata binmeyi çok sevdiğim için atıda aldım yanımıza.Köye varınca evin altında yaklaşık 50 senedir kullanılmayan ahıra atı bıraktık.Kısaca atın üzerindekileri anlatayım.Önce yumuşak bir çul atın karın bölgesinden bağlanır.Üzerine karnının önünden ve arkasından geçicek gibi bağlanan,kot pantolona taktılan kemer ile aynı olan eğerin bağlantısı yapılır.Kısacası bir insan harici bunları kimse açamaz.Sonra eve çıktık 15 veya 20 dakika sonra bir kişneme ve duvarlara tekme sesleriyle irkildik.Hemen dayımla ahıra koştuk,kapıyı açar açmaz at dışarı fırladı dayım boynundaki yuları tuttu ama atı zaptedemiyor.Atın gözleri ve burun delikleri o kadar irileşmişki anlatamam bakışları bile deli deli.Üzerinde ne eğer ne çul hiçbirşey yok.Kemer sistemi olan bağlantılar açılmış,kopma düşme değil özellikle bir insanın açması gibi açılmış.Cinlerin yele ördüğünü duydum ama ilk kez orada gördüm.Saç örgüsü gibi değil tel tel birbirine örülmüş,açmanın imkanı olanağı yok o derece.Üzerindede salyamsı gibi köpükler vardı.Sonra köye döndük dedemle konuştum devamlı atların yelelerini tutmak için örüp sırtına binip gezerlermiş.Bu bizim oralarda devamlı oluyormuş.Başka başına bu tarz bir olay gelen varmı bilmiyorum ama beim için baya farklı bir tecrübe oldu.