SaHiBuZaMaN
Kayıtlı Üye
İmam Zeynül-Abidin Ali ibni Hüseyn (as) buyurur ki, ben bu kelamları okuduğum zaman insanların ve cinlerin benim aleyhime yığılıb, bana zarar vereceklerinden korkmuyorum:
“Bismillahi ve billahi ve minallahi ve ilellahi ve fi sebilillah.
Allahumme ileyke eslemtu nefsi ve ileyke veccehtu vechi ve ileyke fevveztu emri, fehfezni bihifzil imani min beyni yedeyye ve min ğelfi ve en yemini ve en şimali ve min fevqi ve min tehti, vedfe` anni bihevlike ve quvvetike feinnehu la havle ve la quvvete illa billahil aliyyil azim”.
Tercümesi:
“Allahın adı ve zatı ile, Allahdan (bizi yaradan odur ve ona taraf döneceyiz) Allaha taraf ve Allah yolunda.
İlahi kendimi sana teslim etdim ve senin dergahına yüz çevirmişim ve işlerimi senin tarafına bırakmışım (sana tevekkül etmişim). Beni (sana olan kamil) iman sayesinde önden, arkadan , sağdan ve soldan və yerden ve gökden gelen belalardan öz küdret ve küvvetinle koru ve onları benden uzak et. Hakikaten Aziz ve büyük yaradandan başka küdret ve küvvet sahibi yokdur”.
Cinlerin varlığı gerçektir. Cinler çeşitli şekillere girerek gözükebilirler. Kafir olan cinler mu'minlere zarar vermek isteyebilirler. Ama namazında ibadetinde olan, Allah'ı sıklıkla zikreden, Kur'an okuyup, Kur'an'la haşir neşir olanların korkmalarına gerek yoktur. Ayrıca cinlerin şerlerinden korunmak için çeşitli dualar nakledilmiştir. Mesela Felak ve Nas sureleri, Ayetel- Kürsiyi çok okuyun. Yine bazı dualar Mefatihü'l-Cinan kitabında zikredilmiştir. Fihristine bakarak bulabilirsiniz.
Şu dua da insanların ve cinlerin şerrinden korunmak için riavayet edilmiştir:
Bismillahirrahmanirrahim
"La İla İllallahu, aleyhi tevekkeltu ve hüve Rabbul-Arşil-Kerim, Ma şaaellahu kaane ve ma lem yeşe' lem yekun. Eşhedu ennellahe ala kulli şey'in gadir. Ve ennellahe gad ehate bi-kulli şey'in ilmen. Ellahumme inni euzu bike min şerri nefsi ve min şerri kulli daabbetin ente akhizun bi-nasiyetiha, inne Rabbi ala sıratin müsteqim."
ıbb’ul-Eimme kitabında Hz. Ali’den (a.s) nakledilen bir hadise göre aşağıdaki ayetlerin okunması veya yazılıp beraberinde taşınması insanı şeytan ve cinlerin şerrinden korur.
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
“İnne rabbekumullâhullezî halaga’s-semâvâti ve’l-arzi fî sitteti eyyâmin summestevâ ale’l-arşi yuğşilleyle ven- nehâre yudlibuhü hasisen ve’ş-şemse ve’l-gamera ven- nucûme musahherâtin bi-emrih. Elâ lehu’l-halgu ve’l-emru t...ebârekellâhu rabbul âlemîn. Ud’û rabbekum tezarruan ve hufyeten innehu lâ yuhibbu’l-mu’tedîn. Velâ tufsidû fi’l-arzi be’de islahiha ved’û havfen ve tamâen inne rahmetallâhi garîbun mine’l-muhsinîn.”
Tercümesi:
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmakta, emir de yalnızca onundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz o haddi aşanları sevmez. İslahından sonra yeryüzünde fesat çıkarmayın. Ona korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.(1)
(1) A’raf, 56-54; el-Hacat 206
“Bismillahi ve billahi ve minallahi ve ilellahi ve fi sebilillah.
Allahumme ileyke eslemtu nefsi ve ileyke veccehtu vechi ve ileyke fevveztu emri, fehfezni bihifzil imani min beyni yedeyye ve min ğelfi ve en yemini ve en şimali ve min fevqi ve min tehti, vedfe` anni bihevlike ve quvvetike feinnehu la havle ve la quvvete illa billahil aliyyil azim”.
Tercümesi:
“Allahın adı ve zatı ile, Allahdan (bizi yaradan odur ve ona taraf döneceyiz) Allaha taraf ve Allah yolunda.
İlahi kendimi sana teslim etdim ve senin dergahına yüz çevirmişim ve işlerimi senin tarafına bırakmışım (sana tevekkül etmişim). Beni (sana olan kamil) iman sayesinde önden, arkadan , sağdan ve soldan və yerden ve gökden gelen belalardan öz küdret ve küvvetinle koru ve onları benden uzak et. Hakikaten Aziz ve büyük yaradandan başka küdret ve küvvet sahibi yokdur”.
Cinlerin varlığı gerçektir. Cinler çeşitli şekillere girerek gözükebilirler. Kafir olan cinler mu'minlere zarar vermek isteyebilirler. Ama namazında ibadetinde olan, Allah'ı sıklıkla zikreden, Kur'an okuyup, Kur'an'la haşir neşir olanların korkmalarına gerek yoktur. Ayrıca cinlerin şerlerinden korunmak için çeşitli dualar nakledilmiştir. Mesela Felak ve Nas sureleri, Ayetel- Kürsiyi çok okuyun. Yine bazı dualar Mefatihü'l-Cinan kitabında zikredilmiştir. Fihristine bakarak bulabilirsiniz.
Şu dua da insanların ve cinlerin şerrinden korunmak için riavayet edilmiştir:
Bismillahirrahmanirrahim
"La İla İllallahu, aleyhi tevekkeltu ve hüve Rabbul-Arşil-Kerim, Ma şaaellahu kaane ve ma lem yeşe' lem yekun. Eşhedu ennellahe ala kulli şey'in gadir. Ve ennellahe gad ehate bi-kulli şey'in ilmen. Ellahumme inni euzu bike min şerri nefsi ve min şerri kulli daabbetin ente akhizun bi-nasiyetiha, inne Rabbi ala sıratin müsteqim."
ıbb’ul-Eimme kitabında Hz. Ali’den (a.s) nakledilen bir hadise göre aşağıdaki ayetlerin okunması veya yazılıp beraberinde taşınması insanı şeytan ve cinlerin şerrinden korur.
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
“İnne rabbekumullâhullezî halaga’s-semâvâti ve’l-arzi fî sitteti eyyâmin summestevâ ale’l-arşi yuğşilleyle ven- nehâre yudlibuhü hasisen ve’ş-şemse ve’l-gamera ven- nucûme musahherâtin bi-emrih. Elâ lehu’l-halgu ve’l-emru t...ebârekellâhu rabbul âlemîn. Ud’û rabbekum tezarruan ve hufyeten innehu lâ yuhibbu’l-mu’tedîn. Velâ tufsidû fi’l-arzi be’de islahiha ved’û havfen ve tamâen inne rahmetallâhi garîbun mine’l-muhsinîn.”
Tercümesi:
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmakta, emir de yalnızca onundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz o haddi aşanları sevmez. İslahından sonra yeryüzünde fesat çıkarmayın. Ona korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.(1)
(1) A’raf, 56-54; el-Hacat 206