Cinler,nazar,büyü bozma,rukye tedavisi,medyum ve falcı

spiritualist35

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Tem 2023
Mesajlar
6
Tepkime puanı
3
Konum
Diyarbakır
İş
Danışmanlık
TCK 158/1-A maddesi, dini istismar sebebiyle nitelikli dolandırıcılık, hem medyum hemde falcı ile ilgili olup davacı olduğumuzda en az 3 yıl hapis cezası verilir.web sitesi,sosyal medya hesabı,banka hesap hareketi,HTS kaydı(whatsapp yazışma/görüşme gibi.)

Cinlerden ve nazardan korunma,rukye ayetleri tedavisi,medyum ve falcı büyü çeşitleri bozma:

1-Cep telefonundan kulaklıkları takarak en yüksek seste bazı kuran surelerini dinlememiz gerekir.
2-Kurandan bazı sureleri okuyup kalbimize ve karnımıza üflememiz gerekir.bazı sureleri okuyup güçlü bir şekilde elimize üfledikten sonra elimizi bedenimizin her yerine bastırarak sürmemiz gerekir.
3-Bir miktar sıvı yağ üzerine kurandan bazı sureleri okuyup üzerine üfledikten sonra sıvı yağı elimizle göğsümüze sürmemiz gerekir.
4-Duş aldıktan içi dolu su kabına yarıya kadar da sirke koyup kurandan bazı sureleri okuduktan sonra sirkeli suyun üzerine üflememiz ve sonrasında sirkeli suyu başımızdan aşağı dökmemiz gerekir.

Cinler, genellikle tek başına kalan ve bünyesi uygun olan, vücudunda açık menfez bulunan insanları korkuturlar. İnsanlara ürperti, vesvese, heyecan, asabiyet, telaş gibi hisler verirler. Asr-ı saadette cinler maddi olarak da saldırı yapabiliyordu. Hz. Ali (r.a.) Celcelutiye'de kendine hüddam olan ifritler vasıtasıyla, namaz kılarken kafir cinlerin veya düşmanlarının taarruzundan korunuyordu. Veya Hz. Peygamber (asm), beyt-ül mal'dan hırsızlık yapan bir cini direğe bağlıyordu. Günümüzde böyle maddi görüntü ile karşımıza çıkmıyorlar.

Asr-ı saadette meydana gelen hadiseleri ve rivayetleri iyi anlamalı, iyi tabir etmeliyiz. Yoksa bir çok konuda yanılabilir, hatalı bilgilere sahip oluruz. Olayın meydana gelişi ile şahıslar arasında iyi bir irtibat kurmalıyız. Hadiselerin hikmetini ve mahiyetini iyi kavramalıyız. Hangi söz, nerede, hangi olay neticesinde söylenmiş, bunu idrak etmeliyiz.

Cinler, insanları korkutmayı, vesvese ve şüpheye düşürmeyi, aciz ve çaresiz bırakmayı severler, kendilerine yalvarılmasından hoşlanırlar. Halef, selef meselesi bu konuda tesirli bir sebeptir. Yani, insan yaratılmadan evvel yeryüzünde cinlerin hakimiyeti vardı. Mantık, muhakeme, iz'andan uzak cin toplulukları yeryüzünü fesat ve savaşa boğdular. Sonra üzerlerine halife olarak insan geldi. Kafir cinler insanlara rahatsızlık verirken bu zarar insanın bünyesine, yapısına göre değişir. Yoksa cinler, her insana gidip zarar veremez.

Cin, insana tasallut edince, onu korku, ürperti hisleriyle sefahat ve kötü alışkanlıklara sevk eder. Yani, sıkıntı ve korku, endişe ve ürperti ile insan ibadeti terk eder; içkiye, kötü alışkanlıklara, intihar etme duygusuna müptela olur.

Böyle bir cin tasallutuna maruz kalan kişiler, eğer iyi niyetli, ihlaslı ve metafizik aleme kabiliyeti olan kişilere rast gelirse, Allah'ın (c.c.) izniyle şifa bulabilir. Sadece dindar olmak yeterli değildir; bazı medyumluk kabiliyetlerinin de olması gerekir. Bu olayların hepsi ilmidir. Ayrıca tılsımat-ı Kur'aniye, ehil kimseler vasıtasıyla cinlerin tasallutuna uğramış insanlara yardımcı olabilir.

- Cinin zararsız hâle getirilmesi mümkün müdür?

Evet, mümkündür. Zira cinin başka yere kaçmaması, medyumluk kabiliyeti olan kişinin gözlerinin hüneriyle sağlanır. Ancak buradaki maddi gözümüz değildir.

Çünkü biz cinleri, beş duyu organımızdan biri olan göz ile göremeyiz. Manyetik akım, el, göz ve nefesten farklı farklı frekansta çıkar. Gözden çıkan bir şua, cini olduğu yerde sabitler, kımıldayamaz hâle getirir; cini bulunduğu yere âdeta mıhlar. Belki cin çeşitli kılıklara girebilir, korku ve ürperti veren görüntü gösterebilir, ama insanın bu konudaki üstünlüğü tartışılmaz. İnsanlar arasında meşhur "göz hapsi" deyimi tam bu hadise için geçerlidir.

Nazar devam ederken cin bir yere kaçamaz. Bu arada okunacak olan tılsımat-ı Kur'aniye dediğimiz ayet ve dualarla, cinin üzerine gönderilen manyetik nefes onu nötr hale getirir, yani öldürür. Ama gönderilen akıma göre bu yaralanma ve çeşitli zarar verme şeklinde de olabilir.
( said nursi risalelerde cinlerin insana zarar verdiklerinden bahsediyor. )
 

spiritualist35

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Tem 2023
Mesajlar
6
Tepkime puanı
3
Konum
Diyarbakır
İş
Danışmanlık
-Araf suresi 179.ayet: birçok cin ve insanı cehennem için yarattık.onların gözleri,kulakları ve kalpleri olmasına rağmen kavramaz.işte onlar hayvan gibidir hatta dahada aşağıdadır.
-Zariyat suresi 56.ayet: cinleri ve insanları bana kulluk etsinler diye yarattım.
-Felak suresi: düğümlere üfleyen büyücülerin,şeytanların ve haset edenlerin şerrinden allaha sığınırım.
-Hicr suresi 27.ayet: cinleri insan gözeneklerinden geçebilen ateşten yarattık.
-Hicr suresi 26.ayet: insanları şekil verilmiş olan topraktan yarattık.
-Bakara suresi 62.ayet: iman edenler,yahudilerden,hristiyanlardan ve sabiilerden her kim allaha ve ahirete inanıp salih amel işlerse cennete girecektir.
 

spiritualist35

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Tem 2023
Mesajlar
6
Tepkime puanı
3
Konum
Diyarbakır
İş
Danışmanlık
TCK 158/1-A maddesi, dini istismar sebebiyle nitelikli dolandırıcılık, hem medyum hemde falcı ile ilgili olup davacı olduğumuzda en az 3 yıl hapis cezası verilir.web sitesi,sosyal medya hesabı,banka hesap hareketi,HTS kaydı(whatsapp yazışma/görüşme gibi.)

Cinlerden ve nazardan korunma,rukye ayetleri tedavisi,medyum ve falcı büyü çeşitleri bozma:

1-Cep telefonundan kulaklıkları takarak en yüksek seste bazı kuran surelerini dinlememiz gerekir.
2-Kurandan bazı sureleri okuyup kalbimize ve karnımıza üflememiz gerekir.bazı sureleri okuyup güçlü bir şekilde elimize üfledikten sonra elimizi bedenimizin her yerine bastırarak sürmemiz gerekir.
3-Bir miktar sıvı yağ üzerine kurandan bazı sureleri okuyup üzerine üfledikten sonra sıvı yağı elimizle göğsümüze sürmemiz gerekir.
4-Duş aldıktan içi dolu su kabına yarıya kadar da sirke koyup kurandan bazı sureleri okuduktan sonra sirkeli suyun üzerine üflememiz ve sonrasında sirkeli suyu başımızdan aşağı dökmemiz gerekir.

Cinler, genellikle tek başına kalan ve bünyesi uygun olan, vücudunda açık menfez bulunan insanları korkuturlar. İnsanlara ürperti, vesvese, heyecan, asabiyet, telaş gibi hisler verirler. Asr-ı saadette cinler maddi olarak da saldırı yapabiliyordu. Hz. Ali (r.a.) Celcelutiye'de kendine hüddam olan ifritler vasıtasıyla, namaz kılarken kafir cinlerin veya düşmanlarının taarruzundan korunuyordu. Veya Hz. Peygamber (asm), beyt-ül mal'dan hırsızlık yapan bir cini direğe bağlıyordu. Günümüzde böyle maddi görüntü ile karşımıza çıkmıyorlar.

Asr-ı saadette meydana gelen hadiseleri ve rivayetleri iyi anlamalı, iyi tabir etmeliyiz. Yoksa bir çok konuda yanılabilir, hatalı bilgilere sahip oluruz. Olayın meydana gelişi ile şahıslar arasında iyi bir irtibat kurmalıyız. Hadiselerin hikmetini ve mahiyetini iyi kavramalıyız. Hangi söz, nerede, hangi olay neticesinde söylenmiş, bunu idrak etmeliyiz.

Cinler, insanları korkutmayı, vesvese ve şüpheye düşürmeyi, aciz ve çaresiz bırakmayı severler, kendilerine yalvarılmasından hoşlanırlar. Halef, selef meselesi bu konuda tesirli bir sebeptir. Yani, insan yaratılmadan evvel yeryüzünde cinlerin hakimiyeti vardı. Mantık, muhakeme, iz'andan uzak cin toplulukları yeryüzünü fesat ve savaşa boğdular. Sonra üzerlerine halife olarak insan geldi. Kafir cinler insanlara rahatsızlık verirken bu zarar insanın bünyesine, yapısına göre değişir. Yoksa cinler, her insana gidip zarar veremez.

Cin, insana tasallut edince, onu korku, ürperti hisleriyle sefahat ve kötü alışkanlıklara sevk eder. Yani, sıkıntı ve korku, endişe ve ürperti ile insan ibadeti terk eder; içkiye, kötü alışkanlıklara, intihar etme duygusuna müptela olur.

Böyle bir cin tasallutuna maruz kalan kişiler, eğer iyi niyetli, ihlaslı ve metafizik aleme kabiliyeti olan kişilere rast gelirse, Allah'ın (c.c.) izniyle şifa bulabilir. Sadece dindar olmak yeterli değildir; bazı medyumluk kabiliyetlerinin de olması gerekir. Bu olayların hepsi ilmidir. Ayrıca tılsımat-ı Kur'aniye, ehil kimseler vasıtasıyla cinlerin tasallutuna uğramış insanlara yardımcı olabilir.

- Cinin zararsız hâle getirilmesi mümkün müdür?

Evet, mümkündür. Zira cinin başka yere kaçmaması, medyumluk kabiliyeti olan kişinin gözlerinin hüneriyle sağlanır. Ancak buradaki maddi gözümüz değildir.

Çünkü biz cinleri, beş duyu organımızdan biri olan göz ile göremeyiz. Manyetik akım, el, göz ve nefesten farklı farklı frekansta çıkar. Gözden çıkan bir şua, cini olduğu yerde sabitler, kımıldayamaz hâle getirir; cini bulunduğu yere âdeta mıhlar. Belki cin çeşitli kılıklara girebilir, korku ve ürperti veren görüntü gösterebilir, ama insanın bu konudaki üstünlüğü tartışılmaz. İnsanlar arasında meşhur "göz hapsi" deyimi tam bu hadise için geçerlidir.

Nazar devam ederken cin bir yere kaçamaz. Bu arada okunacak olan tılsımat-ı Kur'aniye dediğimiz ayet ve dualarla, cinin üzerine gönderilen manyetik nefes onu nötr hale getirir, yani öldürür. Ama gönderilen akıma göre bu yaralanma ve çeşitli zarar verme şeklinde de olabilir.
( said nursi risalelerde cinlerin insana zarar verdiklerinden bahsediyor. )

*Emniyet müdürlüklerinde istihbarat şubesi vardır.vatandaşların tüm geçmiş verileri ile cep telefonu sinyalini tespit etmektedir.
 

Mektebulirşad

Banlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2023
Mesajlar
238
Tepkime puanı
183
Konum
Ehli kubur
İş
Ahirci
TCK 158/1-A maddesi, dini istismar sebebiyle nitelikli dolandırıcılık, hem medyum hemde falcı ile ilgili olup davacı olduğumuzda en az 3 yıl hapis cezası verilir.web sitesi,sosyal medya hesabı,banka hesap hareketi,HTS kaydı(whatsapp yazışma/görüşme gibi.)

Cinlerden ve nazardan korunma,rukye ayetleri tedavisi,medyum ve falcı büyü çeşitleri bozma:

1-Cep telefonundan kulaklıkları takarak en yüksek seste bazı kuran surelerini dinlememiz gerekir.
2-Kurandan bazı sureleri okuyup kalbimize ve karnımıza üflememiz gerekir.bazı sureleri okuyup güçlü bir şekilde elimize üfledikten sonra elimizi bedenimizin her yerine bastırarak sürmemiz gerekir.
3-Bir miktar sıvı yağ üzerine kurandan bazı sureleri okuyup üzerine üfledikten sonra sıvı yağı elimizle göğsümüze sürmemiz gerekir.
4-Duş aldıktan içi dolu su kabına yarıya kadar da sirke koyup kurandan bazı sureleri okuduktan sonra sirkeli suyun üzerine üflememiz ve sonrasında sirkeli suyu başımızdan aşağı dökmemiz gerekir.

Cinler, genellikle tek başına kalan ve bünyesi uygun olan, vücudunda açık menfez bulunan insanları korkuturlar. İnsanlara ürperti, vesvese, heyecan, asabiyet, telaş gibi hisler verirler. Asr-ı saadette cinler maddi olarak da saldırı yapabiliyordu. Hz. Ali (r.a.) Celcelutiye'de kendine hüddam olan ifritler vasıtasıyla, namaz kılarken kafir cinlerin veya düşmanlarının taarruzundan korunuyordu. Veya Hz. Peygamber (asm), beyt-ül mal'dan hırsızlık yapan bir cini direğe bağlıyordu. Günümüzde böyle maddi görüntü ile karşımıza çıkmıyorlar.

Asr-ı saadette meydana gelen hadiseleri ve rivayetleri iyi anlamalı, iyi tabir etmeliyiz. Yoksa bir çok konuda yanılabilir, hatalı bilgilere sahip oluruz. Olayın meydana gelişi ile şahıslar arasında iyi bir irtibat kurmalıyız. Hadiselerin hikmetini ve mahiyetini iyi kavramalıyız. Hangi söz, nerede, hangi olay neticesinde söylenmiş, bunu idrak etmeliyiz.

Cinler, insanları korkutmayı, vesvese ve şüpheye düşürmeyi, aciz ve çaresiz bırakmayı severler, kendilerine yalvarılmasından hoşlanırlar. Halef, selef meselesi bu konuda tesirli bir sebeptir. Yani, insan yaratılmadan evvel yeryüzünde cinlerin hakimiyeti vardı. Mantık, muhakeme, iz'andan uzak cin toplulukları yeryüzünü fesat ve savaşa boğdular. Sonra üzerlerine halife olarak insan geldi. Kafir cinler insanlara rahatsızlık verirken bu zarar insanın bünyesine, yapısına göre değişir. Yoksa cinler, her insana gidip zarar veremez.

Cin, insana tasallut edince, onu korku, ürperti hisleriyle sefahat ve kötü alışkanlıklara sevk eder. Yani, sıkıntı ve korku, endişe ve ürperti ile insan ibadeti terk eder; içkiye, kötü alışkanlıklara, intihar etme duygusuna müptela olur.

Böyle bir cin tasallutuna maruz kalan kişiler, eğer iyi niyetli, ihlaslı ve metafizik aleme kabiliyeti olan kişilere rast gelirse, Allah'ın (c.c.) izniyle şifa bulabilir. Sadece dindar olmak yeterli değildir; bazı medyumluk kabiliyetlerinin de olması gerekir. Bu olayların hepsi ilmidir. Ayrıca tılsımat-ı Kur'aniye, ehil kimseler vasıtasıyla cinlerin tasallutuna uğramış insanlara yardımcı olabilir.

- Cinin zararsız hâle getirilmesi mümkün müdür?

Evet, mümkündür. Zira cinin başka yere kaçmaması, medyumluk kabiliyeti olan kişinin gözlerinin hüneriyle sağlanır. Ancak buradaki maddi gözümüz değildir.

Çünkü biz cinleri, beş duyu organımızdan biri olan göz ile göremeyiz. Manyetik akım, el, göz ve nefesten farklı farklı frekansta çıkar. Gözden çıkan bir şua, cini olduğu yerde sabitler, kımıldayamaz hâle getirir; cini bulunduğu yere âdeta mıhlar. Belki cin çeşitli kılıklara girebilir, korku ve ürperti veren görüntü gösterebilir, ama insanın bu konudaki üstünlüğü tartışılmaz. İnsanlar arasında meşhur "göz hapsi" deyimi tam bu hadise için geçerlidir.

Nazar devam ederken cin bir yere kaçamaz. Bu arada okunacak olan tılsımat-ı Kur'aniye dediğimiz ayet ve dualarla, cinin üzerine gönderilen manyetik nefes onu nötr hale getirir, yani öldürür. Ama gönderilen akıma göre bu yaralanma ve çeşitli zarar verme şeklinde de olabilir.
( said nursi risalelerde cinlerin insana zarar verdiklerinden bahsediyor. )
Çok güzel bir konu olmuş lakin sizlerin göz kabiliyeti ile cini durdurmanız mümkün değil kendinizi savunabilmek için sağ avuç içini cine çevirin sakın cin saldırmadan saldıracak gibi hareketlerde bulunmadan asla ayet okumayın
Saldıracak gibi oldumu çekeceğiniz bir besmele bile onu geri püskürtecektir

cinler yanınca ya ailesi kavmi kabilesi gelir tepene biner yada mahkeme kurulur ve yargılarlar
Bu sayede mahkemeden azadedilebilirsin o bana saldırdı ben sadece kendimi savundum denilip işgence ve kısasdan azadedilirsin

bunlar ince ayrıntılar
 
Üst