Mrb benim bildiğim 41 günde etkisini göstermeye başlarYapılan büyü kaç günde etki eder
Bir de ayetler var 250 defa fil suresi bunlardamiMrb benim bildiğim 41 günde etkisini göstermeye başlar
250 defa Fil Suresi ne için?Bir de ayetler var 250 defa fil suresi bunlardami
Yapılan büyü kaç günde etki eder
Büyü yapmasan da berbat hayatlar yaşıyorsun şansın lağım çukuru gibiyse.Büyünün birine etki etmesi konusunda biraz fazla iyimsersiniz. Etki edecek diye bir şey yok. Nasıl ki, iki kişi birbirleri ile trafikte kavga edip karakolluk oldukları zaman, birbirlerinden davacı olmasalar dahi, sırf kamusal alanda kötü örnek teşkil etmekten kendilerine adliyeden kamu davası açılması riski ile karşı karşıya kalıyorlarsa: büyü yapanın da durumu bundan farklı değildir. Enerjileri göremeyiz ama enerjiler birbirlerini çok iyi görürler. Farkındalıklı hareket etmek zorundayız.
Yani her büyü yapan kişinin yanına kar kalacak diye bir şey de yoktur, büyü yapan kişi "kozmik adliye yasasına" göre risk altındadır. Kendisine bir anda kamu davası açılabilir. Kozmik hapishaneye alınabilir. Bunu da daha antisosyal, daha dünyaya yabancı, daha köksüz, daha yabancı hissedeceği bir ruhani daralma olarak deneyimleyecektir.
Yani büyülere bu kadar güvenmeyin. Çift yönlü mızrak gibidir büyü işlerine kalkışmak. Bir büyü yaparsınız öfkenize yenilerek, büyü bir tutar, tutku cinayeti işlemişsiniz de suç üstü yakalanmışsınız gibi ruhunuza acımasız gardiyanlar sirayet etmeye başlar. Ev hapsine alınırsınız, anlayamazsınız, sokağa bile çıkmak istemezsiniz. Hayata ve hayatın getirdiklerine git gide daha da yabancılaşmak, cadıların müebbeti
Peki gerçekten karşı taraf hakediyorsa? Ya yapan %100 haklıysa? Ya da gerçekten mağdur edildiyse ?Yani her büyü yapan kişinin yanına kar kalacak diye bir şey de yoktur, büyü yapan kişi "kozmik adliye yasasına" göre risk altındadır. Kendisine bir anda kamu davası açılabilir. Kozmik hapishaneye alınabilir. Bunu da daha antisosyal, daha dünyaya yabancı, daha köksüz, daha yabancı hissedeceği bir ruhani daralma olarak deneyimleyecektir.
Evet bazıları kara büyü, vakit ve enerji calma. yalanlarla insanları manipüle edip kullanma dahil her haltı yiyip sonra da mağdur edebiyatı yapıyor, onlara ne yapalım peki ben de pek merak ettim bu etik ve düzgün yolu..Peki gerçekten karşı taraf hakediyorsa? Ya yapan %100 haklıysa? Ya da gerçekten mağdur edildiyse ?
O zamanda mı yapmamalı? Ya da yaptığı takdirde söylediklerinize yine de mi maruz kalır?
Bunlar hakkında da görüşünüz ve şahsi düşüncenizi almak isterim. Düşüncelerinize önem verdiğim için.
Peki gerçekten karşı taraf hakediyorsa? Ya yapan %100 haklıysa? Ya da gerçekten mağdur edildiyse ?
O zamanda mı yapmamalı? Ya da yaptığı takdirde söylediklerinize yine de mi maruz kalır?
Bunlar hakkında da görüşünüz ve şahsi düşüncenizi almak isterim. Düşüncelerinize önem verdiğim için.
Şimdi o yüzden kamu davası metaforunu verdim. Haklı olduğuna emin olduğun bir davada sana öyle kapsayıcı, öyle temelden, öyle bir başkalarına da hak doğan bir karşı dava açılabilir ki, kendi hakkını ararken bir anda alacaklı değil de verecekli bir duruma gerileyebilirsin.
İnsan ne yazık ki tek taraflı, kısa devreli ve can havli ile düşünür. Yani sorgusuz sualsiz haklı bulunması gerektiği sonucuna deneyimlediği acılar üzerinden varmaya çalışır. Artık kronik ve toxic hale gelmiş acılarını davasına kati delil olarak göstermek gibi bir kısır döngüye düşebilir. Yani hak iddia ettiği dava kanunlara göre sonuçlandığı zaman sonucu da beğenmez. Çünkü acılarına tutunduğu için, muhattaplarını acılara boğacak bir neticeler silsileri umar. Bu da adaleti kendi lehine manipüle etme isteği doğuracaktır. Bu çok uzun bir sürece yayılabilir, bir ömre yayılabilir, bir soyun devamına sarkabilir, bu süreçte de birsürü kişinin hakkına girdiğini anlayamadığı gibi, hakkından fazlasını zulmane bir şekilde talep ettiğini de anlayamayabilir.
Şimdi gel çık işin içinden. Toxic hele gelmiş bir kişinin ilk yapacağı şey kendini sorgulayıp bir güzel arınmak iken, yıllarca bu toxic enerjiyi biriktiren bir bireyin, en ufak bir anlaşmazlıkta adaletin kimden yana olduğunu hangi duygu durumu ile değerlendirebileceğini ben sizlere bırakıyorum. Elcevap insanlara ve hayata küsmüş birinin canını yakarsanız sizden sadece o olayın intikamını değil, tüm hayatının intikamını almaya kalkışabilir.
Bana kalırsa başkasından önce kendini düşünmek daha önemli. Halbuki toxic insanlar önce başkalarını, başkalarından vakit kalırsa da kendilerini düşünürler. Bağları onlarda kalmıştır. Asıl gezegen değil, uygu gezegen haline gelmişlerdir. Kendileri için iyi bir şey yapamayacak kadar başkalarında kalan haklarına dikmişlerdir. Öz bilinçlerini kendileri değil, bağlı oldukları o başkaları adeta esir almış gibidir.
Biliyorum çok zor bir durum kurban bilinci. Kurtulmak istemeyeceğin kadar tatlı, kurtulunca tükenişe geçeceğin kadar yalnız hissettiren bir enerji bu.
Kısaca bu şekilde.
Teşekkür ederim elinize sağlık.Ve işin ağır noktası aslında burası net bir şekilde... Tabi bunu aştığım durumlar oldu aşamadığım durumlar da oldu.Halen bocaladıklarım var.Konu aynı iken şahısların farklılıkları bu durumda bi tık daha belirleyici etken olsa gerek.Biliyorum çok zor bir durum kurban bilinci. Kurtulmak istemeyeceğin kadar tatlı, kurtulunca tükenişe geçeceğin kadar yalnız hissettiren bir enerji bu.
Teşekkür ederim elinize sağlık.Ve işin ağır noktası aslında burası net bir şekilde... Tabi bunu aştığım durumlar oldu aşamadığım durumlar da oldu.Halen bocaladıklarım var.Konu aynı iken şahısların farklılıkları bu durumda bi tık daha belirleyici etken olsa gerek.
Ayirma250 defa Fil Suresi ne için?
Çok büyük bir enerji akışı ister.Garantisi de yoktur.En ufak bir düşünce olumsuzluğu yaptığınız işlemi devre dışı bırakacaktır. Duaların geri dönüşü okudum sayıyı tamamladım ve bu olacak demek değildir.Ayirma
Büyü yapmasan da berbat hayatlar yaşıyorsun şansın lağım çukuru gibiyse.
O zaman da diyorsun ben kime naptim da bu hayati yaşıyorum.
Kimsenin istemeyeceği bir aile sanki başkasıni bulamamış sana kitlenmiş bir hayat.
Bu çok doğru özellikle bedeni tehdit edici ruhani hastalıklar beliren örnekler var. Bir anda sıçrayış bekleyen bu sıçrayışın bedelini, hakkını karşılayacak bedeli vereceğini bilmeli. Bunu umursamamak bundan kurtulanacağı anlamına gelmiyor en çok umursamayanlar sonu çok kötü oluyor. Özellikle hastalık gibi kaçamayacağı bir bedende kayıpla yüzleşiyor oysa bu tarz anlaşmaları yapmak kadar iptal etmek de sizin hakkınız. Bir ev almak istediğinizde veya kiraya girdiğinizde sözleşmeleri iptal etme hakkınız her zaman var bunu sakın görmezden gelmeyin, özellikle sizin gönderiniz altına alıntı yazarak daha çok dikkat çekeceğini düşündüm, bu yazdığım direkt sizin yorumunuza cevap değil, sadece destekler nitelikte bir yorum.Büyünün birine etki etmesi konusunda biraz fazla iyimsersiniz. Etki edecek diye bir şey yok. Nasıl ki, iki kişi birbirleri ile trafikte kavga edip karakolluk oldukları zaman, birbirlerinden davacı olmasalar dahi, sırf kamusal alanda kötü örnek teşkil etmekten kendilerine adliyeden kamu davası açılması riski ile karşı karşıya kalıyorlarsa: büyü yapanın da durumu bundan farklı değildir. Enerjileri göremeyiz ama enerjiler birbirlerini çok iyi görürler. Farkındalıklı hareket etmek zorundayız.
Yani her büyü yapan kişinin yanına kar kalacak diye bir şey de yoktur, büyü yapan kişi "kozmik adliye yasasına" göre risk altındadır. Kendisine bir anda kamu davası açılabilir. Kozmik hapishaneye alınabilir. Bunu da daha antisosyal, daha dünyaya yabancı, daha köksüz, daha yabancı hissedeceği bir ruhani daralma olarak deneyimleyecektir.
Yani büyülere bu kadar güvenmeyin. Çift yönlü mızrak gibidir büyü işlerine kalkışmak. Bir büyü yaparsınız öfkenize yenilerek, büyü bir tutar, tutku cinayeti işlemişsiniz de suç üstü yakalanmışsınız gibi ruhunuza acımasız gardiyanlar sirayet etmeye başlar. Ev hapsine alınırsınız, anlayamazsınız, sokağa bile çıkmak istemezsiniz. Hayata ve hayatın getirdiklerine git gide daha da yabancılaşmak, cadıların müebbetidir.