Doğada iki tür kuvvet vardır.. pozitif kuvvetler vardır, birde negatif kuvvetler vardır.. Pozitif kuvvetler yaradana ve bütüne çekerler.. Negatif kuvvetler ise yaradandan ve bütünden uzaklaştırırlar.. Kişiyi kendisine çekerler.. Ben dedirtirler.. Sahte bir benlik algısı, maya(yanılgı) yaratırlar..
Doğa böyledir.. bu şekilde çalışır.. Devalar(melekler) ve asuralar(şeytanlar) şeklinde çalışır.. Esasında bütün doğa prakriti(maddi enerji)'dir.. ve bütün var olanlar prakriti içerisinde var olurlar.. Prakriti enerjisi dişidir.. Fakat bu enerjide kendi içinde ikiye ayrılır.. Cansız ve canlı varlıklar olarak.. Cansız varlıklar pasif prakriti'dir.. Canlı varlıklar ise aktif prakriti'dir.. Yaratan ise tüm bu dişil kuvvetleri doyuran esas, eril, hakiki, mutlak güçtür.. puruşa'dır.. Geriye kalan canlı varlıklar ise jiva'dır.. Bütün canlı varlıkları yaradan doyurur ve besler, bütün canlı varlıkların kalbinde yaradan bulunur.. Yaradan bütün canlı varlıkların kalbinde paramatma olarak bulunur. En basit, en zavallı bir hayvanın kalbinde bile yaradan vardır..
Yaradan, bütün canlıların ve varlıkların kalbinde, özünde paramatma olarak bulunur. Mutlak, gerçek, hakiki hoşlanıcı olarak bulunur.. Yaradan mutlak, gerçek, hakiki hoşlanıcıdr.. Mutlak varlıktır, mutlak liderdir, mutlak güçtür..
Nasılki insanın vücudundaki bütün hücreler, kafa, göğüs ve kollarda dahil yemek bulmak için çalışır.. İnsan vücudundaki bütün hücreler bir şekilde kendisini düşünmez, yalnızca ihtiyacı kadarını alır ve geriye kalanı mideye sunar.. İnsan vücudundaki bütün bu oluş ve eylemler öyle yada böyle midede sonuçlanır.. Yaratan kişiyi yedirir ve doyurur.. midesindede bir ateş yakar.. yediklerini sindirtir.. Yaratan kişileri yedirtip doyurur ve o ateşi kendisi ayarlar.. midesindeki ateş ne kadar fazla ise o kadar az kilo problemi olur.. ne kadar az ise o kadar fazla kilo problemi yaşanır.
Nasılki insanın eli kolu besin temin etmek için çalışır, tüm hücreleri ise kendisi için değilde yalnızca mideyi doyurmak, mideyi beslemek için çalışır. Vücudun tüm hücreleri, işbirlikci bir şekilde, bütün bir şekilde kişinin midesini tatmin etmek için çalışır.. İşte yaradılanlarda tıpkı mideye hizmet eden hücreler gibi olmalıdır. Yaratana hizmet etmelidir. Yaratana memnuniyet ve hoşnutluk vermelidir. Nasılki insan vücudunda doldurulan, esas hoşlanıcı mide ise..; bütünde ve sistemde ise gerçek, hakiki ve mutlak hoşlanıcı yaradandır.. O yüzden bedenin hücrelerinin mide için niyetlenmesi gibi, kişilerde yaradana yönelik niyetlenmelidir.. Yaradanı memnun ve mutlu etmek için niyetlenmelidir.. Böylece sistem kusursuz çalışır ve sonsuz hazlar alınabilir.. Barış olur.. Savaş olmaz.. Aksi taktirde hep savaş olur..
Kişi eylemlerini yaratan için değilde kendisi için kurguladıkca savaş ve yıkımlarda doğal olarak olacaktır.. Bu tıpkı bedendeki kanserli hücrelere benzer.. Bedende kanserli hücreler olur.. Onlar, bedenin besinlerini kendileri için kullanırlar ve diğer hücreleri unuturlar. Diğer hücreleri hesaba katmazlar. Diğer hücrelerin yıkımı uğruna alırlar, onların mahfı uğruna alırlar. Hatta diğer hücreler mahfoldukca, eksik kaldıkca dahada tatmin olurlar.. İşte günümüz insanoğluda tıpkı öyle yapar.. Diğerlerinin yıkımından tatmin olur.. Kanserleşmiş bir hücredir.. Sizde tahmin edersinizki doğa, yaradan.. Böyle bir bozukluğa corona(taç) gibi bir takım tedbirleri doğal olarak uygulayacaktır.. Kemoterapi olarakta düşünebiliriz aslında bunu.. Ne yapıyorsa rahmetinden yapıyor.. Ne yapıyorsa insanlığı sevdiği için yapıyor.. Kötü diye birşey yoktur.. Yaradan'ın iki kolu vardır.. Anne olarak gelen zarif, nazik, merhametli bir kolu vardır.. Birde baba olarak gelen sert, erdemli, ibret vermeye yönelik bir yönüde vardır.. Ama öyle yada böyle yaratan daima yaradılanlara iyilik yapar.. Çünkü yaradılanları onlara iyilik yapmak için yaratmıştır..
Nasılki bir meyve baslangıçta çürük ve bozuktur.. yenildiği zaman ekşi ve zehir gibidir.. Fakat olgunlaştıktan sonra tatlıdır ve yenilmeye hazırdır.. doğada bize öyle gösteriyor.. İnsan başlangıçta bozuk olsada gelecekte öyle yada böyle pişmek zorunda.. yaratan'ın etkilerindeyiz çünkü.. Yaradan var.. Vallahi billahi var.. Yemin ediyorum size.. Hissettim onu. Yalnızca bize dincilerin anlattığı gibi bir yaratan değil..