Beni Neden Gezdiriyorlar?

kopuklumocha

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Haz 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
20
Selamlar.

Fazla detaya buralarda girmemeye çalışarak sorumu açıklayayım. Ben hisleri biraz kuvvetli olan biriyim. Bazı olayları hissediyorum, istediğimde insanları okuyabiliyorum vs. Yaklaşık 4-5 senedir ara ara gezdiriyorlar. Ve rüyada değil, uyumak için yatıyorum, rüya gibi ama bilinçli bir halde geziniyorum. Astral falan olduğunu sanmıyorum çünkü bedenimi hiç görmedim :)

Bir kere cinlerden biri geldi yanıma o rüya gibi anda, gel dedi bir yere gitmeliyiz. Başta korktum, sonra merak edip gittim. Beni bir girişe götürdü, kapının ilerisi çayırlık, bahçe gibi bir yer. Sen geçebiliyorsun falan dedi ama içerisi bir kalabalık ki anlatamam. Iceridekilerin hepsi bana bakıyor ve korkuyorlar benden, çekiniyorlar. Sonra bana girişte bir kitap gösterdiler, kadim bir kitapmış. Okumamı istiyorlar ama harfleri bilmediğimi söyledim. Sonra harfleri öğretmeye başladılar. Ondan sonra "zamanla öğreneceksin" dedi yanımda olan ve onunla birlikte kapıdan geçtim. Kapıdan uzaklaşmadık, kaybolursam tek başıma geri dönemezmişim, tekrar görüşeceğiz falan diyerek kapıdan dışarı çıkardı beni. Sonra uyandım. Uyandığımda aklımda kalan bir harfi aradım internetten, İbranice'ymiş. O ana kadar İbranice ile ilgili hiçbir bilgim yoktu. Zaten öğretilecek olan harflerin hangi dilde olduğunu da uyanınca kendim öğrendim. Rüyalarımı hep hatırlayan biri olarak bir ipucu hatırlamak için 3-4 saat kadar düşündüm. Sonunda 2 harf hatırlayınca araştırabildim.

Sonra babaannemin ölümünün ardından yine aynı uykuyla uyanıklık hali oldu, bu sefer gelen melekti. Korkma dedi, korkmadım zaten. Beni babaannemin olduğu yere götürdü, dedemi falan da hissediyorum ama göremedim, beni babaanneme teslim etti. Ona "sen öldün" dedim. "Evet" dedi. "Burada mısın artık?" dedim. "Evet, her canlı bir gün buraya gelecek" dedi. Farklı bir yerdi detayına girmek istemiyorum. Korkup babaanneme "beni buraya niye getirdiler, ben de mi öleceğim?" dediğimde daha vaktin gelmediğini söyledi. Sonra babaannem beni meleğe teslim etti, onunla birlikte döndüm.

Bir keresinde de istemsizce geziyordum ortalıkta. Bir kale görüp merak ettim, bu lucid rüya gibiydi ama değildi, anlaşılır olsun diye öyle diyeyim. Neyse kaleye girdim, gezmeye başladım. Etrafıma bir sürü küçük boylu cin doluştu. Net göremiyorum ama varlıklarını biliyorum (gerçek hayatta da böyleyim), "çabuk git buradan, ne işin var senin burada" diye hep bir ağızdan bana gitmemi söylemeye başladılar. Nedenini sorduğumda "efendimiz bize kızar, bizi cezalandırır" dediler. "O o kadar kolay değil korkmayın" dedim, onlarla beraber kaleyi gezmeye devam ederken birden hepsi kaçıştı, tek kaldım. Sonra baktım merdivende biri var, bana bakıyor. Her detayıyla hatırlıyorum hala. O an ağzını oynatmadan "bunun ne işi var burada" dediğini duydum. Ben de ağzımı oynatmadan "yazık, tek başına mı yaşıyorsun koca kalede" dedim. Sonra o "sen beni anlıyor musun?" dedi. "Anlamamam mı gerekiyordu?" dediğimde sinirli baktı, "Sen buraya nasıl geldin? Korkmuyor musun?" dedi. "Bilmiyorum, kaleyi görünce merak ettim ve korkmuyorum" dedim ve aklıma ondan korkan küçük boylu cinler geldi, onlara ceza falan vermesin diye arkamı dönüp çıktım kaleden.

Ve geçenlerde yine geziyorken yanıma bir varlık yaklaştı. Ama ilk defa formunu tamamıyla gördüm bir varlığın, (kaledeki efendi hariç) Bana "gel" dedi, "gitmemiz gerek". Nereye dediğimde "bizim bölgemize" dedi. Sonra formundan dolayı ona "sen nesin?" diye sorduğumda şeytan olduğunu söyledi. Bana göstermesi gereken yerler varmış. Görev gibiydi sanki onun için. Neyse beni bir girişe götürdü. Ama o kadar güzeldi ki... neyse. "Sen buradan bu halde giremezsin, seni açmam gerekiyor yoksa göremezsin" dedi. Nasıl dediğimde korkma basit falan dedi ve önce kalbimin hemen üstünde bir noktaya bastırdı, sonra alnımın ortasında bir noktaya bastırdı. Ondan sonra felaket başım dönünce "ne yaptın bana?" dedim. "Korkma, birden açıldığın için ağır geldi, alışacaksın" dedi. Ben denge problemi yaşayarak kapıdan içeri girdim, kale gibi bir yere götürdü beni, orada soylularla, rütbeli askerlerle falan tanıştırdı. Hepsinin formu değişikti. Sonra ben "bunları bana neden öğretiyorsunuz? Siz nihayetinde bana düşmansınız" dediğimde (müslümanım) "şimdi bu konuların sırası değil" dediler. Sanki amaç o konudan farklıydı, dedim ya, görev gibi tanışıyorlardı benimle. Ondan sonra ilk gelen şeytan beni kapıya geri götürdü. Uyuduğum odaya bıraktı ve uyandım. Uyandığımda yaklaşık 3-4 saat başım dönmeye devam etti. Baktım geçmiyo, yattım uyudum. Bu arada uyumak amacıyla yattığım için korunma dualarımı da okuyarak uyumuştum, zaten ona güvenerek gittim. (Gidip gitmemeyi seçebiliyorum, zorla götürmüyorlar)

Şimdi buraya kadar okuyan olduysa, neler olduğu hakkında fikri olan var mı? Bunlar neden habire bana birşeyler öğretmeye çalışıyorlar?
 
Son düzenleme:

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Astral seyahat de kendinizi göreceksiniz diye bir şart yok.
Astral seyahat uyku ya da uyanıklık arasında olan bir durum değildir. Astral beden bilinçli olarak kontrol edilir ve kontrol tamamen size aittir. Fiziki dünya ilke bağlantı kesilmez. Farkındalık devam eder ve artar.

lucid rüya, bilinçli rüya görmektir. Yani gördüğünüz rüyayı kontrol edebilirsiniz. Başka bir aleme ya da boyuta girmezsiniz.

haberci rüya, rüyanız da gelecekten ya da diğer zamanlardan Bilgi almaktır, sembol dili çok az yaşanır.

Ruhsal deneyimler bu saydıklarından sadece astral boyutta yaşanır. Sizin anlatımlarınıza göre söylüyorum yoksa pek çok ruhsal deneyim yaşama şekli var.

İbraniceyi daha önce görmedim duymadım dememiz bilinçli aklınızın ürünü internete bir sanat eserinde yolda yürürken pek çok yerde görmüş ve bilinçaltınıza atmışsınızdır. Bilinçaltı saniye de 4,5 milyar veri işler bilinç ise en fazla 7 veri yani bilinçli akınız ben bilmiyorum görmedim haberim yoktu diyebilir bilinçaltı ise herşeyi kayıt eder.

derin uykuda olmayan rüyalar görüyorsunuz. Bilinçaltınız alfa frekansında devreye gider. Derin olmayan uyku da alfa frekansında yalanır.

ruhsal denetimlerde bilinen bir dil öğretilmez. Bilinmeyen bir dil öğretilir. Bildiğiniz örgün bir eğitimden bile kat kat fazla Bilgi vardır, hiç birini unutmasınız. Herşey açıkve nettir ve uyku ile uyanıklık arasında yaşanan bir durum değildir. Uyanık olmakta da uyanık bir haldir.

özetle yaşadığınız şey derin olmayanuyku esasında görülen rüyalar. Bilinçaltınızdan da buveriler çıkıyor. Ruhsal alemle bağlantıda olsanız en başta gördüğünüzü söylediğiniz o varlık tanımlarını zaten hiç yapmadınız.
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,748
Tepkime puanı
7,675
Konum
Nirvana
İş
Witch
Benim de garip yerlere gittiğim oluyor ama çoğunu unutuyorum sadece bazen uyandığımda kalp bölgemde bir delik açılmış gibi hissediyorum sanki orda hava akımı oluyor.
 

kopuklumocha

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Haz 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
20
Astral seyahat de kendinizi göreceksiniz diye bir şart yok.
Astral seyahat uyku ya da uyanıklık arasında olan bir durum değildir. Astral beden bilinçli olarak kontrol edilir ve kontrol tamamen size aittir. Fiziki dünya ilke bağlantı kesilmez. Farkındalık devam eder ve artar.

lucid rüya, bilinçli rüya görmektir. Yani gördüğünüz rüyayı kontrol edebilirsiniz. Başka bir aleme ya da boyuta girmezsiniz.

haberci rüya, rüyanız da gelecekten ya da diğer zamanlardan Bilgi almaktır, sembol dili çok az yaşanır.

Ruhsal deneyimler bu saydıklarından sadece astral boyutta yaşanır. Sizin anlatımlarınıza göre söylüyorum yoksa pek çok ruhsal deneyim yaşama şekli var.

İbraniceyi daha önce görmedim duymadım dememiz bilinçli aklınızın ürünü internete bir sanat eserinde yolda yürürken pek çok yerde görmüş ve bilinçaltınıza atmışsınızdır. Bilinçaltı saniye de 4,5 milyar veri işler bilinç ise en fazla 7 veri yani bilinçli akınız ben bilmiyorum görmedim haberim yoktu diyebilir bilinçaltı ise herşeyi kayıt eder.

derin uykuda olmayan rüyalar görüyorsunuz. Bilinçaltınız alfa frekansında devreye gider. Derin olmayan uyku da alfa frekansında yalanır.

ruhsal denetimlerde bilinen bir dil öğretilmez. Bilinmeyen bir dil öğretilir. Bildiğiniz örgün bir eğitimden bile kat kat fazla Bilgi vardır, hiç birini unutmasınız. Herşey açıkve nettir ve uyku ile uyanıklık arasında yaşanan bir durum değildir. Uyanık olmakta da uyanık bir haldir.

özetle yaşadığınız şey derin olmayanuyku esasında görülen rüyalar. Bilinçaltınızdan da buveriler çıkıyor. Ruhsal alemle bağlantıda olsanız en başta gördüğünüzü söylediğiniz o varlık tanımlarını zaten hiç yapmadınız.
Hocam derin olmayan uyku olduğunda da tabir-i caizse sersem gibi uyanılır mı? Mide bulantısı ve yorgunlukla uyanıyorum çoğu zaman, baş ağrısı da olabiliyor. Açıkçası rüya olması gerçeği içimi ferahlatır çünkü bu tip konularla yaşayabilecek kadar bilgi sahibi değilim. Ve eğer rüyaysa, sadece hisleri kuvvetli olan ama öyle alınıp götürülmeyen biri oluyorum ki bu güvenli.

Eğer durum böyleyse, ben cevabımı almış olurum, postu kapatabilirsiniz. Teşekkür ederim.
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Hocam derin olmayan uyku olduğunda da tabir-i caizse sersem gibi uyanılır mı? Mide bulantısı ve yorgunlukla uyanıyorum çoğu zaman, baş ağrısı da olabiliyor. Açıkçası rüya olması gerçeği içimi ferahlatır çünkü bu tip konularla yaşayabilecek kadar bilgi sahibi değilim. Ve eğer rüyaysa, sadece hisleri kuvvetli olan ama öyle alınıp götürülmeyen biri oluyorum ki bu güvenli.

Eğer durum böyleyse, ben cevabımı almış olurum, postu kapatabilirsiniz. Teşekkür ederim.
Maalesef evet uykumuz üç evreden oluşur, hafif uyku, rem uykusu ve derin uykusu, derin uyku. Günde ortalama 7-8 saat uyumamız gerekir. Bu uyku esnasında sürekli değişen bir beyin frekansımız olduğu için uyku evreleri de sürekli değişiyor. Kaliteli bir uyku için en az dört saat derin uyku uyumamız gerekir. Hafif uyku da beyin aktiftir. Normal de dinlemeniz gerekirken tam tersi aktif bir beyin aktiflesi olduğu için dinlenemez, yorgun kalkar, baş ağrısı ile uyandır, kas ağrıları yaşanır. Organlar dinlenmez ve mide ağrısı, bağırsak ağrısı, bulantı gibi sorunlar yaşanır.

stres, gece yemek yemek, Zeki olmak, gün için de çok aktif olmayan bir yaşantı olması, ya da aşırı aktif bir yaşam için de olup düşünecek çok unsur olması gibi sebepler uyku kalitemizi etkiler ve beyin aktivitesini canlı tutar. Yatağın konumu, yatak odasındaki eşyalar ya da havalandırma gibi pek çok unsur da etkilidir.

migren, fibromiyelji, safra kesesi taşı,iç organ iltihaplanmaları gibi bazı rahatsızlar da buna Sebep olabilir. insomnia da olabilir.

uyku testleri yaptırabilir be kaliteli bir uyku uyumak için dikkat etmeniz gerekenlere dikkat edebilirsiniz.


hisseleri kuvvetli biri iseniz, bu da tek başına bir sebeptir. Algılama yeteneğiniz Faliyette olduğu için uyku kalitenizi etkiler. Bunun için de bunu kontrol altına alma yöntemleri üzerin çalışmanız gerekir.

Kaliteli bir uyku sağlıklı yaşamın ikinci en önemli unsurudur.
 

kopuklumocha

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Haz 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
20
Maalesef evet uykumuz üç evreden oluşur, hafif uyku, rem uykusu ve derin uykusu, derin uyku. Günde ortalama 7-8 saat uyumamız gerekir. Bu uyku esnasında sürekli değişen bir beyin frekansımız olduğu için uyku evreleri de sürekli değişiyor. Kaliteli bir uyku için en az dört saat derin uyku uyumamız gerekir. Hafif uyku da beyin aktiftir. Normal de dinlemeniz gerekirken tam tersi aktif bir beyin aktiflesi olduğu için dinlenemez, yorgun kalkar, baş ağrısı ile uyandır, kas ağrıları yaşanır. Organlar dinlenmez ve mide ağrısı, bağırsak ağrısı, bulantı gibi sorunlar yaşanır.

stres, gece yemek yemek, Zeki olmak, gün için de çok aktif olmayan bir yaşantı olması, ya da aşırı aktif bir yaşam için de olup düşünecek çok unsur olması gibi sebepler uyku kalitemizi etkiler ve beyin aktivitesini canlı tutar. Yatağın konumu, yatak odasındaki eşyalar ya da havalandırma gibi pek çok unsur da etkilidir.

migren, fibromiyelji, safra kesesi taşı,iç organ iltihaplanmaları gibi bazı rahatsızlar da buna Sebep olabilir. insomnia da olabilir.

uyku testleri yaptırabilir be kaliteli bir uyku uyumak için dikkat etmeniz gerekenlere dikkat edebilirsiniz.


hisseleri kuvvetli biri iseniz, bu da tek başına bir sebeptir. Algılama yeteneğiniz Faliyette olduğu için uyku kalitenizi etkiler. Bunun için de bunu kontrol altına alma yöntemleri üzerin çalışmanız gerekir.

Kaliteli bir uyku sağlıklı yaşamın ikinci en önemli unsurudur.
Saçma sapan bir yere taşındım, kötü işlerle uğraşmayan neredeyse yok burada. Etraftaki insanlara bir göz atayım dedim geçenlerde, korkunç şeyler öğrendim. Normalde algımı bastırmayı ya da kontrol etmeyi öğrendim, istemedikten sonra kimseyi okumuyorum veya hiçbir şey hissetmiyorum (dış etken olmazsa) ama buradaki ortam algımı bozuyor sanırım. Uyku esnasında yaşadığım bu problemin üzerine gideceğim.

Son bir sorum olacak, mümkünse yanıtınızı bekleyeceğim; cinlerin uykudan uyanmamızı engellemeleri mümkün mü? Yoksa bu da uykuyla alakalı bir durum mudur? Karabasanvari bir durumdan söz etmiyorum, sürekli uyandığını sanıp, her şeyin aynı olduğu evinizde gezip, bir detayla rüyada olduğunuzu fark ederek uyanmak ve uyandığınızda hala rüyada olmaktan bahsediyorum. Bir konuyu kurcalayınca başıma geldi bu, aslında nedenini de tahmin ediyorum ama yanlış yorumluyor olabilir miyim diye sormak istedim. Hepsini yazdım kağıda, bu durum aynı uykuda 10-12 kere tekrarladı aynı gün, hep detaylarla fark ettim uyanamadığımı.
Tavsiyeleriniz ve ilginiz için tekrar teşekkür ederim.
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,748
Tepkime puanı
7,675
Konum
Nirvana
İş
Witch
cinlerin uykudan uyanmamızı engellemeleri mümkün mü? Yoksa bu da uykuyla alakalı bir durum mudur? Karabasanvari bir durumdan söz etmiyorum, sürekli uyandığını sanıp, her şeyin aynı olduğu evinizde gezip, bir detayla rüyada olduğunuzu fark ederek uyanmak ve uyandığınızda hala rüyada olmaktan bahsediyorum. Bir konuyu kurcalayınca başıma geldi bu, aslında nedenini de tahmin ediyorum ama yanlış yorumluyor olabilir miyim diye sormak istedim.

Bana oluyordu bir zamanlar, hafta için işe gitmem gereken günlerde olurdu bu genelde, sabah erken kalmakta sorun yaşardım saati yanlış gösterirlerdi rüyamda kalkmayayım diye. Uyandığımı sanıp uyanmadığımı fark ederdim.
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
11D99478-5020-46F1-A9AF-2B739E73C434.jpeg
Bu benim dün geceki uyku grafiğim.
Çok fazla hesap yaptım bir sürü şey düşündüm ve gün içinde düşündüğüm, stres yaptığım vs herşeyin rüyasını gördüm.

sadece 54 dakika sağlıklı uyumuşum.
2 saatten gazla rüya görmüşüm. Aşırı yüksek bir rakam.

Gördüğüm şeyleri anlatsam sizinkinden pek farklı değil. Çünkü bilinçaltım ve bilincim uyku sırasında devrede ve rüya sıradında beyin dengesiz bir şekilde elektriklenir. Yani ciddi bir kaos vardır. Bizi etkileyen bazı rüyalar ( bazı kişiler sürekli geçen gibi rüya görür) nedeniyle anlam yükleriz ister istemez. Lakin çok az rüya haberci niteliği taşır.

rüyalara olduğundan fazla mana yüklemenin iki sebebi var. Birincisi psişik deneyimleri ifade etmek için eskiler rüya kelimesini kullanmış. Yani şuur dışı algılama faliyeti ile gerçek rüya benzer nitelikler taşıdığı için olabilir. Günümüz de artık her bir parapsikolojik deneyime ayrı ayrı isim veriyoruz.

ikinci sebep ise rüyalarımız da kontrolsüz olarak gerçekleşen bu beyin aktivitesini bilmeyenler ruhani bir açıklama getirerek, ruhlara, tanrılara, bedensiz varlıklara, diğer aleme yormuşlar.

rüyalara anlam yükleme çabası içine girilmiş. Elbette rüya kavramı hem ilmi hem fenni açıdan incelenmeye devam etmeli. İnceleme ve araştırmalar sayesinde bu gün Rüyalar ile ilgili daha çok şey biliyoruz ve kelime haznemiz geliştikçe daha doğru tanımlamalar yapıyoruz.

tek tanrılı inanç sistemlerinden önce şaman pagan Rahibi cadı adına ne dersek diyelim psişik kişiler, şifacılar, büyücü hekimler yaşadıkları ruhani olayları ( kuantum sıçraması) açıklarken rüya demişler.

bu rüyada gördüklerini anlatmışlar kaleme almışlar. Sonra halk arasında bir efsane başlamış. Rüyaların bir kapı olduğuna ya da rüya alemi dediklerinin öte alem olduğuna düşünmeye başlamışlar.

Uyku felci, uyku sırasında ölümler, uyur gezerlik, kabuslar görme, uyku sıradında yaşanan beyin aktiviteleri nedeniyle psikosomatik etkilenme nedeniyle oluşan beden de izler vs bu inancı desteklemiş.

Arap dünyasın da cin kelimesi ( gizli varlık bilinmeyen varlık) anlamına gelen kavram Müslümanlığın yaygınlaşması ile birlikte ayetlerin de etkisi ile önem kazanmış.

eski inançlar ile dinsel inançlar birleşecek bugün ki cin efsaneleri doğmaya başlamış.

pek çok alim, sözde alim, ya da egemen güçlerin istediklerini yazdırdıkları yazarlar ile birlikte bir korku dünyası yaratılmış.

Cin kavramı inanılmaz abartılı bir efsaneye dönüşmüş, ayetler saçma sapan açıklamalarla uzatılmış.

yani bugün islam inancı adı altında kuran dışında yazan her Bilgi kişisel yorumdur ve gerçek ile ilgisi yoktur.

cinler ile ilgili ayetleri okursanız zaten onların sözde bazı islam alimlerinin anlattığı gibi bir varlık olmadığını görürsünüz.

cin kavramı Arap dünyasına ait bir tanımlama olduğu için ve siz cin kelimesini kullandığınız için İslami yoldan açıkladım.

özetle rüya görmek bir boyut geçmek farklı bir alana gitmek, ya da farklı enerjisel mekan değildir.

bedensiz varlıklar ya da elemantal varlıklar ile iletişim kurma aracı değildir.
Rüyamıza etki etmezler.

rüya beyin de gerçekleşen bir olaydır. Fiziki dünyaya ait ve sadece size ait bir alandır.
Cinler uyku ve rüya ile ilgili anlatılan her Bilgi zamanında korkutma sebebi ile hizaya sokma çalışmalarının bir ürünüdür. Gerçek ile ilgisi yoktur
 

kopuklumocha

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Haz 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
20
Ekli dosyayı görüntüle 1711
Bu benim dün geceki uyku grafiğim.
Çok fazla hesap yaptım bir sürü şey düşündüm ve gün içinde düşündüğüm, stres yaptığım vs herşeyin rüyasını gördüm.

sadece 54 dakika sağlıklı uyumuşum.
2 saatten gazla rüya görmüşüm. Aşırı yüksek bir rakam.

Gördüğüm şeyleri anlatsam sizinkinden pek farklı değil. Çünkü bilinçaltım ve bilincim uyku sırasında devrede ve rüya sıradında beyin dengesiz bir şekilde elektriklenir. Yani ciddi bir kaos vardır. Bizi etkileyen bazı rüyalar ( bazı kişiler sürekli geçen gibi rüya görür) nedeniyle anlam yükleriz ister istemez. Lakin çok az rüya haberci niteliği taşır.

rüyalara olduğundan fazla mana yüklemenin iki sebebi var. Birincisi psişik deneyimleri ifade etmek için eskiler rüya kelimesini kullanmış. Yani şuur dışı algılama faliyeti ile gerçek rüya benzer nitelikler taşıdığı için olabilir. Günümüz de artık her bir parapsikolojik deneyime ayrı ayrı isim veriyoruz.

ikinci sebep ise rüyalarımız da kontrolsüz olarak gerçekleşen bu beyin aktivitesini bilmeyenler ruhani bir açıklama getirerek, ruhlara, tanrılara, bedensiz varlıklara, diğer aleme yormuşlar.

rüyalara anlam yükleme çabası içine girilmiş. Elbette rüya kavramı hem ilmi hem fenni açıdan incelenmeye devam etmeli. İnceleme ve araştırmalar sayesinde bu gün Rüyalar ile ilgili daha çok şey biliyoruz ve kelime haznemiz geliştikçe daha doğru tanımlamalar yapıyoruz.

tek tanrılı inanç sistemlerinden önce şaman pagan Rahibi cadı adına ne dersek diyelim psişik kişiler, şifacılar, büyücü hekimler yaşadıkları ruhani olayları ( kuantum sıçraması) açıklarken rüya demişler.

bu rüyada gördüklerini anlatmışlar kaleme almışlar. Sonra halk arasında bir efsane başlamış. Rüyaların bir kapı olduğuna ya da rüya alemi dediklerinin öte alem olduğuna düşünmeye başlamışlar.

Uyku felci, uyku sırasında ölümler, uyur gezerlik, kabuslar görme, uyku sıradında yaşanan beyin aktiviteleri nedeniyle psikosomatik etkilenme nedeniyle oluşan beden de izler vs bu inancı desteklemiş.

Arap dünyasın da cin kelimesi ( gizli varlık bilinmeyen varlık) anlamına gelen kavram Müslümanlığın yaygınlaşması ile birlikte ayetlerin de etkisi ile önem kazanmış.

eski inançlar ile dinsel inançlar birleşecek bugün ki cin efsaneleri doğmaya başlamış.

pek çok alim, sözde alim, ya da egemen güçlerin istediklerini yazdırdıkları yazarlar ile birlikte bir korku dünyası yaratılmış.

Cin kavramı inanılmaz abartılı bir efsaneye dönüşmüş, ayetler saçma sapan açıklamalarla uzatılmış.

yani bugün islam inancı adı altında kuran dışında yazan her Bilgi kişisel yorumdur ve gerçek ile ilgisi yoktur.

cinler ile ilgili ayetleri okursanız zaten onların sözde bazı islam alimlerinin anlattığı gibi bir varlık olmadığını görürsünüz.

cin kavramı Arap dünyasına ait bir tanımlama olduğu için ve siz cin kelimesini kullandığınız için İslami yoldan açıkladım.

özetle rüya görmek bir boyut geçmek farklı bir alana gitmek, ya da farklı enerjisel mekan değildir.

bedensiz varlıklar ya da elemantal varlıklar ile iletişim kurma aracı değildir.
Rüyamıza etki etmezler.

rüya beyin de gerçekleşen bir olaydır. Fiziki dünyaya ait ve sadece size ait bir alandır.
Cinler uyku ve rüya ile ilgili anlatılan her Bilgi zamanında korkutma sebebi ile hizaya sokma çalışmalarının bir ürünüdür. Gerçek ile ilgisi yoktur
Sayenizde bu zamana kadar yaşadığım ve yaşamaya devam edeceğim hiçbir olayı doğru tanımlayamadığımı fark ettim. Şimdi daha fazla araştırıp başımdan geçenleri tek tek yeniden öğrenmeliyim. Uyku halindeyken yaşananlar tamamen rüya, o konuyu anladım. Uyanıkken yaşananlar benim bildiğim tabirle cin değilse, ne? Ya da cin dediğimiz kavram tam olarak ne? İslamda cinlerden bahsediliyor, topluluklarından, padişahlarından, bunların ne kadarı doğru? Peki ya diğer varlıklar? Bu sorulara yönelmeliyim ve hissettiğim varlıkların ne olduğunu öğrenmeliyim sanırım. Şimdilik son kez vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederek araştırmaya koyulmalıyım. Basite kaçtığımın farkındaydım fakat bu kadar da basitleştirdiğimi bilmiyordum, yüzüme vurmanız çok faydalı oldu. İyi günler dilerim.
 

jensına

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ocak 2015
Mesajlar
150
Tepkime puanı
83
Senin olayını aynı birisi yaşamaştı professionel astral yapan biri.
Yanına bir varlık geliyor sol elinde kitap var dokunmasını istiyorlar oda tabi dokunmuyor sadece 1 sayfasını gösteriyorlar oda bakıyor hep şekiller buda diyorki ben bunu okuyamam bilmiyorum ama o sayfalardaki cümleler bir anda canlanıyor ve resme dönüşüyor baya kötü bir resim megersem o kitap büyü kitabıymış dokunsaydı peşini bırakmazdı. En sonunda onu öldürüp öyle kurtuldu adam.
 

kopuklumocha

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Haz 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
20
Senin olayını aynı birisi yaşamaştı professionel astral yapan biri.
Yanına bir varlık geliyor sol elinde kitap var dokunmasını istiyorlar oda tabi dokunmuyor sadece 1 sayfasını gösteriyorlar oda bakıyor hep şekiller buda diyorki ben bunu okuyamam bilmiyorum ama o sayfalardaki cümleler bir anda canlanıyor ve resme dönüşüyor baya kötü bir resim megersem o kitap büyü kitabıymış dokunsaydı peşini bırakmazdı. En sonunda onu öldürüp öyle kurtuldu adam.
Biri vardı profesyonel, çevremdeki bazı kişiler hep ona giderlerdi problemleri olunca. Bir aile, babaları kafayı yedikçe (herkesten nefret ediyor zaman zaman, çocuklarına küfürler ediyor, kimseyi istemiyor falan) hep o kişiyi ararlardı. Bir telefon ediyorlardı, o kişi "tamam hallediyorum" diyordu, hoop 1 saate herkesten nefret eden adam pamuk gibi oluyordu, düzeliyordu. Veya olaylar ters ters gidiyordu, o kişiyi arıyorlardı, atıyorum "buzdolabının arkasında büyü var, onu alın vereceğim yönteme göre imha edin" diyordu, gidiyorlardı dediği yerde cidden büyüyü bulup imha ediyorlardı.

Benim başıma birkaç olay gelince ve en son gündüz vakti odamda bana bakan 5 varlık görünce, ailem korkup beni de götürdü o kişiye. Başta pek umursamadı beni, geçmişimi falan anlattı önce, "bunları bilmen tuhaf değil, dediğin gibi bağlantıların varsa bilmemen tuhaf olur" dedim. Sonra bana "şuan burada bir varlık var, görüyor musun?" dedi. "Hayır" dedim. "Normalde onları hissetmek için ne yapıyorsan onu yap" dedi. Yaptım, bir yönü göstererek "şurada var" dedim. "Ama 1 tane değil, arkamızda daha güçlüsü var" dedim. Sonra "yerde ateş yanıyor ısıyı hissediyor musun?" dedi, "evet" dedim. "Görebiliyor musun?" dedi, "hayır" dedim. Ondan sonra adam temizlik falan yapacağını söyledi ve beni eğitmeyi teklif etti. Temizliği nasıl yapacağını sorduğumda "çoğunu öldürdüler bile" dedi. Karargah mı ne varmış, onu yok etmezse bana hep bulaşırlarmış. Sorgusuz sualsiz, iyiliğe davet etmeden hiçbir canlıya, hatta net kötü kişiye bile zarar vermek inancımda yok benim. Yalan söylemeleri elbette bir ihtimal, ama denemek gerek yine de, bilmiyorum. O kişi direkt öldürttü diye ne eğitim aldım, ne de bir daha görüştüm. Hissetmeye çalışırken gözlerini kapatma demişti bana, gözlerimi kapatmadan birşey göremiyordum ki ben, ona da anlam veremedim. O kişiyle hala görüşenler olsa da ben "yanımda adını anmayın, ona da benden bahsetmeyin" diyorum onlara.

Bilmiyorum doğru mu yaptım, ama kötü olmak veya gücünü kötüye kullanmak kolay, zor olan en kötüsünü yapabilecekken iyiliği seçmek. Bu da böyle bir anımdır.
 

Mistedover

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Eki 2018
Mesajlar
22
Tepkime puanı
12
İbraniceyi daha önce görmedim duymadım dememiz bilinçli aklınızın ürünü internete bir sanat eserinde yolda yürürken pek çok yerde görmüş ve bilinçaltınıza atmışsınızdır. Bilinçaltı saniye de 4,5 milyar veri işler bilinç ise en fazla 7 veri yani bilinçli akınız ben bilmiyorum görmedim haberim yoktu diyebilir bilinçaltı ise herşeyi kayıt eder.
Yani bilinçaltımız tüm dilleri yada bir çok dili bilir mi demek istediniz yanlış anlamadıysam ?
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Hayır maruz kaldığımızın farkında bile olmadığımız herşeyi bilinçaltı kaydeder. Dil öğrenmek ise başka bir durum. Lakin İngilizce gibi sürekli maruz kaldığımız diller bilinçaltın da daha çok yer kaplıyor.

Bir hipnoz gösterisi yapıyordum. Fransızcaya aslında yatkın olduğumuzu ( çok fazla Fransızca kelime dilimize geçmiştir) göstermek için toplu trans çalışmasında dil öğrenme üzerine yanlış kodları düzenleme ile ilgili ilgili bir konuydu. Farklı dillerde eğitim olan arkadaşlarla yaptığımız bir çalışmaydı. Çok Kısa süre de dil öğrenme ve bilinçaltından Çıkarma ile ile ilgili bir gösteri de bir katılımcı Fransızca hocamızla akıcı bir şekilde Fransızca konuştu. Trans bittikten Sonra ne kadar güzel Fransızca biliyorsunuz dedim. Ben mi dedi ben Fransızca bilmiyorum.50 kişiden fazla katılımcı vardı. Herkes olur mu Fransızca konuştun. Bu nasıl. Olabilir diye konuşurken dayım Fransa’da yaşıyor yazları yanımıza geldiği zaman ailesi ile Fransızca konuşur çoçukluğumdan beri böyle lakin bir kaç kelime dışında bilmiyorum dedi.

Fransızca maruz kaldığı için Fransızca konuşabildi trans da iken.Lakin bilinçli haline geri geldiğinde konuşmadı.

20 dakikalık bir gösteri de ne kadar kelimeöğrenebiliriz ne kadar kelimeyi bilinçaltınızdan çıkarabiliriz ile ilgili bir gösteriydi diğer katılımcılar bizimöğretimiz kelimeleri hatırlatarak transdan çıktılar.

özetle bilinçaltı bir şeye ne kadar maruz kalırsa ne kadar aynı şey tekrar ederse o kadar öğreniyor.

günümüz dünyasında artık bilinçaltı daha fazla çöplük gibi. İnternet ve televizyon yüzünden bir çok şeye maruz kalıyoruz tekrar ve düzen olmadığı için bilinçaltı seviye de öğrenme gerçekleşmiyor sadece depo ediyor. Rüya gibi bilinçaltının devre de olduğu zamanlarda bu bilinçaltına atılan veriler karmaşık bir şekilde ortaya çıkıyor
 

jensına

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ocak 2015
Mesajlar
150
Tepkime puanı
83
Hayır maruz kaldığımızın farkında bile olmadığımız herşeyi bilinçaltı kaydeder. Dil öğrenmek ise başka bir durum. Lakin İngilizce gibi sürekli maruz kaldığımız diller bilinçaltın da daha çok yer kaplıyor.

Bir hipnoz gösterisi yapıyordum. Fransızcaya aslında yatkın olduğumuzu ( çok fazla Fransızca kelime dilimize geçmiştir) göstermek için toplu trans çalışmasında dil öğrenme üzerine yanlış kodları düzenleme ile ilgili ilgili bir konuydu. Farklı dillerde eğitim olan arkadaşlarla yaptığımız bir çalışmaydı. Çok Kısa süre de dil öğrenme ve bilinçaltından Çıkarma ile ile ilgili bir gösteri de bir katılımcı Fransızca hocamızla akıcı bir şekilde Fransızca konuştu. Trans bittikten Sonra ne kadar güzel Fransızca biliyorsunuz dedim. Ben mi dedi ben Fransızca bilmiyorum.50 kişiden fazla katılımcı vardı. Herkes olur mu Fransızca konuştun. Bu nasıl. Olabilir diye konuşurken dayım Fransa’da yaşıyor yazları yanımıza geldiği zaman ailesi ile Fransızca konuşur çoçukluğumdan beri böyle lakin bir kaç kelime dışında bilmiyorum dedi.

Fransızca maruz kaldığı için Fransızca konuşabildi trans da iken.Lakin bilinçli haline geri geldiğinde konuşmadı.

20 dakikalık bir gösteri de ne kadar kelimeöğrenebiliriz ne kadar kelimeyi bilinçaltınızdan çıkarabiliriz ile ilgili bir gösteriydi diğer katılımcılar bizimöğretimiz kelimeleri hatırlatarak transdan çıktılar.

özetle bilinçaltı bir şeye ne kadar maruz kalırsa ne kadar aynı şey tekrar ederse o kadar öğreniyor.

günümüz dünyasında artık bilinçaltı daha fazla çöplük gibi. İnternet ve televizyon yüzünden bir çok şeye maruz kalıyoruz tekrar ve düzen olmadığı için bilinçaltı seviye de öğrenme gerçekleşmiyor sadece depo ediyor. Rüya gibi bilinçaltının devre de olduğu zamanlarda bu bilinçaltına atılan veriler karmaşık bir şekilde ortaya çıkıyor


Peki bu tür şeyleri neden videoya çekmiyorsunuz izlerdik açıkcası ben daha cok inanırdım
 

Karzimeg

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Ağu 2020
Mesajlar
1
Tepkime puanı
1
Biri vardı profesyonel, çevremdeki bazı kişiler hep ona giderlerdi problemleri olunca. Bir aile, babaları kafayı yedikçe (herkesten nefret ediyor zaman zaman, çocuklarına küfürler ediyor, kimseyi istemiyor falan) hep o kişiyi ararlardı. Bir telefon ediyorlardı, o kişi "tamam hallediyorum" diyordu, hoop 1 saate herkesten nefret eden adam pamuk gibi oluyordu, düzeliyordu. Veya olaylar ters ters gidiyordu, o kişiyi arıyorlardı, atıyorum "buzdolabının arkasında büyü var, onu alın vereceğim yönteme göre imha edin" diyordu, gidiyorlardı dediği yerde cidden büyüyü bulup imha ediyorlardı.

Benim başıma birkaç olay gelince ve en son gündüz vakti odamda bana bakan 5 varlık görünce, ailem korkup beni de götürdü o kişiye. Başta pek umursamadı beni, geçmişimi falan anlattı önce, "bunları bilmen tuhaf değil, dediğin gibi bağlantıların varsa bilmemen tuhaf olur" dedim. Sonra bana "şuan burada bir varlık var, görüyor musun?" dedi. "Hayır" dedim. "Normalde onları hissetmek için ne yapıyorsan onu yap" dedi. Yaptım, bir yönü göstererek "şurada var" dedim. "Ama 1 tane değil, arkamızda daha güçlüsü var" dedim. Sonra "yerde ateş yanıyor ısıyı hissediyor musun?" dedi, "evet" dedim. "Görebiliyor musun?" dedi, "hayır" dedim. Ondan sonra adam temizlik falan yapacağını söyledi ve beni eğitmeyi teklif etti. Temizliği nasıl yapacağını sorduğumda "çoğunu öldürdüler bile" dedi. Karargah mı ne varmış, onu yok etmezse bana hep bulaşırlarmış. Sorgusuz sualsiz, iyiliğe davet etmeden hiçbir canlıya, hatta net kötü kişiye bile zarar vermek inancımda yok benim. Yalan söylemeleri elbette bir ihtimal, ama denemek gerek yine de, bilmiyorum. O kişi direkt öldürttü diye ne eğitim aldım, ne de bir daha görüştüm. Hissetmeye çalışırken gözlerini kapatma demişti bana, gözlerimi kapatmadan birşey göremiyordum ki ben, ona da anlam veremedim. O kişiyle hala görüşenler olsa da ben "yanımda adını anmayın, ona da benden bahsetmeyin" diyorum onlara.

Bilmiyorum doğru mu yaptım, ama kötü olmak veya gücünü kötüye kullanmak kolay, zor olan en kötüsünü yapabilecekken iyiliği seçmek. Bu da böyle bir anımdır.
onun öldürdüğü ruhsal varlıklarla normal bir insanı öldürmek arasında dağ kadar fark var. Onun öldürdüğü varlıkların parazitlerden farkı yok. Ayrıca adam sana inisiyasyon teklif etmiş ve sen reddetmişsin.., keşke kabul etseydin eğitimi
 

kopuklumocha

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Haz 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
20
onun öldürdüğü ruhsal varlıklarla normal bir insanı öldürmek arasında dağ kadar fark var. Onun öldürdüğü varlıkların parazitlerden farkı yok. Ayrıca adam sana inisiyasyon teklif etmiş ve sen reddetmişsin.., keşke kabul etseydin eğitimi
Hocam belki doğrudur ama sanmıyorum. Çünkü bahsettiğim kişinin yanında aşırı derecede huzursuz oldum, birşeyler doğru değildi. Hala da içimde "acaba?" oluşmaz. Hislerime güvenmeyi gerçekten zor yoldan öğrendim ben. Asla da yanılmadı. Hatta yanılsın diye dualar ettiğim, bazen çok dibe çöküp bu hislerimi "lanet mi acaba" diyecek kadar kendimi kaybederek sorguladığım bile oldu. Yalnız da kaldım, görmezden de geldim. Ama hissettiklerim her koşulda benden bağımsız bir şekilde doğruluğuna devam etti. Yani içimdeki bilinmezlik "acaba iyi biri miydi?" şeklinde değil. "Acaba kabul etseydim neler olurdu?" şeklinde. O da eksik hissettirmiyor açıkçası.
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Peki bu tür şeyleri neden videoya çekmiyorsunuz izlerdik açıkcası ben daha cok inanırdım

kimseyi inandırma çabam yok. hipnoz inanç sistemi ile ilgili bir şey değil zaten. Narkozsuz ameliyatlardan Dil öğrenmeye kadar pek çok alanda yıllardır kullanılan bir teknik. bilinçaltı üzerine yapılan çok fazla çalışma var. Bireysel seansları yayınlamak için izin gerekiyor. Çekim izni aldığım videolar var lakin yayın izni almadım. Genelde insanlar izin vermiyor. Hipnoz gösterilerini kurumlarLa anlaşarak yapıyoruz onlarda izin vermiyorlar. İzin sorunu olmayan Yakın çevre ile yayınlanabilir. Onda da rol yapılıyor ideaları olabilir. Bilmeden yapılan suçlayıcı tavır içeren yorumlar şahsi olarak beni rahatsız ediyor. Genele yayılmak yerine küçük gruplar ile çalışmayı daha çok tercih ediyorum bu yüzden.
 
Üst