mecra
Kayıtlı Üye
Artık zamanın oyun oynamadığını biliyorum. Dün anılarımızı paylaşırken anladım bunu. Artık geriye dönüş yoktu. Hep çocuk kalacağımızı zannetmek yoktu. İnsanı en çok acıtan da bu ya! Geri gelmeyeceğini bilmek çocukluğunun, her anın ayrı değer taşıdığını ve milyonlarca, trilyonlarca anın olduğunu bilmek. Hepsi tek, hepsi bir. Zaman bitecek birgün, trilyonlarca anı barındırmasına rağmen. Sonra şu meşhur son gelecek. Ruh yok olmayacak ama. Vücudumuz toprağa girdiği andan itibaren şekil değiştirecek ve varoluşun bütün parçaları evrene yayılacak. Tek bir hücremiz bile boşa harcanmayacak. Bedenimizin tamamı evrenin işine yarayacak.
Ölümden bu yüzden korkmuyorum. İnsan işe yaradığını hissedince mutlu oluyor...
Her ne kadar kabul etmek istemesek de zaman, elimizden düşen incecik kum taneleri gibi dağılıyor sonsuzluğa. Belki gözlerimiz bir şahininki kadar keskin değil ama aynaya her baktığımızda yılların su gibi geçtiğini anlayabiliyoruz. Hele ki yüzümüze satır satır, ince ince işlenmişse o yıllar. Alnınız yılların şaşkınlığını, dudak kenarlarınız yılların mutluluğunu, kaşlarınızın ortası ise yılların kızgınlığını ve üzüntüsünü taşır. Zaman öyle bir siner ki yüzünüze, hangi maskeyi takarsanız takın herkes zamanın su olduğunu, akıp gittiğini anlayacaktır yüzünüzden. Evet, zaman sudur, akar. Biz o suda ordan oraya sürükleniriz nereye aktığımızı bilmeden. Öyle bir gideriz ki, geriye dönüp bakamayız bile. Öyle bir gideriz ki...
Ölümden bu yüzden korkmuyorum. İnsan işe yaradığını hissedince mutlu oluyor...
Her ne kadar kabul etmek istemesek de zaman, elimizden düşen incecik kum taneleri gibi dağılıyor sonsuzluğa. Belki gözlerimiz bir şahininki kadar keskin değil ama aynaya her baktığımızda yılların su gibi geçtiğini anlayabiliyoruz. Hele ki yüzümüze satır satır, ince ince işlenmişse o yıllar. Alnınız yılların şaşkınlığını, dudak kenarlarınız yılların mutluluğunu, kaşlarınızın ortası ise yılların kızgınlığını ve üzüntüsünü taşır. Zaman öyle bir siner ki yüzünüze, hangi maskeyi takarsanız takın herkes zamanın su olduğunu, akıp gittiğini anlayacaktır yüzünüzden. Evet, zaman sudur, akar. Biz o suda ordan oraya sürükleniriz nereye aktığımızı bilmeden. Öyle bir gideriz ki, geriye dönüp bakamayız bile. Öyle bir gideriz ki...