Genelde usuller var, kurallar var o kadar kolay bir şey değil bu. Bir de tamamen bunlardan bağımsız bir şekilde yetki almış veya yetenek bahşedilmiş insanlar var. Ayak ayak üstüne atıp gayet rahat uzaktan, sadece düşünerek varlık defedebilenler de var.
Yani bu işin tekeli yok. Böyle diyince bazılarının zoruna gider haklı olarak.
Model 1: Adam ömrünü vakfetmiş, ibadetlerinden geri kalmamış, ter temiz de bir hayat sürmüş belki (yani ibadetini içselleştirebilmiş), kalkmış ilime yönelmiş, buna rağmen değil varlık defedebilmek, saldırılarından muzdarip olmuş.
Model 2: Hayatında hiç ibadet yapmamış, herhangi bir dine yakın olmamış, gayet sıradan da bir hayat yaşamış biri aniden varlıkları hissedip ve hatta aniden kendisine tabi olmuş varlık ordularıyla, sadece düşünmesi yeterek diğer varlıkları uzaklaştırmış.
Her iki model de genele yayılamaz. Her şey bireyseldir. Dinler de hem genel için hem de birey için değişkendir. Kimin zoruna giderse gitsin, her şey kişiye göre değişir.
Toplumsal bazı iyi şeyler için evet o bireysellik de gizli kalmalıdır. Kısaca iki yüzlü olunmalıdır. Ne yazık ki böyle..
Beynimizdeki ayna nöronlar tek kelime ile ''şizofrenik'' işleyişe sahipken (her sağlıklı şizofren olmayan insanda bile böyledir ve hatta böyle olmak zorundadır), günlük hayata bunun yansımaması ve tabiat kurallarının böyle şekillenmemesi işten bile değildir.
