Aravut ve Manevi Çalışma Arasında ki İlişki

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
142
ARAVUT VE MANEVİ ÇALIŞMA ARASINDAKİ İLİŞKİ

Şenlik yemeklerindeki konuşmalardan alıntılar

Aravut – karşılıklı sorumluluk/güvence – ve çalışma arasındaki ilişki nedir? Bu çok basit. Bir bilimsel çalışma var ve bir de Maneviyat (Kabala/içsellik/ruhani ilim, Kabalistler aynı zamanda “Tora – Hz Musa’nın kitabını” yani “Tevrat” kelimesini de bu anlamda kullanırlar) çalışması. Maneviyat çalışması şunları kapsar; bir birey Üst Gücün gelip onu düzeltmesi için çalışır ve tabii bunun sayesinde de bireyin kendi doğasının üstündeki Üst gerçekliğe çıkar. Buna Maneviyat çalışması diyoruz. Söylediği gibi: ‘‘Kötü eğilimi yarattım ve Maneviyat (Tora) onun için bir baharat (ilaç) gibidir, çünkü insanı tekrar kaynak’a getirecek olan ışık içinde gizlidir’’. Kendini düzeltmek için çalışanlar, maneviyat’ı çalışır. Ve kim bunu dışındaki herhangi bir ödülü kazanmak için çalışıyorsa, basitçe söylemek gerekirse bilgi için çalışır.

Maneviyat’ı çalışan bir insan pozitif olabilir mi? Evet, tabii eğer çalışma kökünde bir gruba dayanırsa ve bu grup güçle, Aravut’un sorumluluğu ile oluşan bir bağa sahipse. Aksi takdirde, şüphesiz grubun farklı bir amacı vardır. İlk ve en önemli olarak şu var; bir temel olmalı: bizler neden burada toplandık, biz burada beraber ne yapıyoruz, neden bir kitap açıyoruz ve çalışıyoruz? Düzelme bu noktada başlıyor. İşte bu nedenden dolayı eğer çalışmada Aravut yok ise öyle bir çalışmanın faydası yoktur. Daha önce olan her şey; hazırlık için olan dönem demektir. Bir kişinin kalbi ve aklı sonunda karşılıklı sorumluluk olmadan haberleri kabul edene kadar, kişi düzelme gücü için olan yukarıya doğru çekimi formüle edemez.

Öyleyse Aravut ve çalışma arasında bir bağlantı var; hep beraber gidiyor, ilerliyorlar. Kişinin Aravut içindeki noktadan ADAM’ı (kişinin içerisindeki “insan” seviyesi/ “ruh”) yükseltmesi ancak bizlerin birbirimize bağlanmasıyla olur. ADAM sadece eğer herkesten gelirse yükseltilebilir. Kendi başına oturup çalışan ir insan şüphesiz yanlış yoldadır. Bakın Rabaş ve Baal HaSulam grup hakkında ne yazmış. Ne yöne dönerseniz dönün, her zaman önemli ve temel, belli başlı şeyler vardır; onların dışındaki her şey bu şeylerin ancak sonucudur. Bununla birlikte, oraya gelebilmek çok zordur, çözebilmek, sonunda bunu kabulleneceğim demeye karar vermek çok zordur ve bu şeyleri temel olarak, kendisinden köklenerek gelişen her şey için çok önemlidir. Bunların insanın belkemiğine yerleşmesi birkaç yıl alır. Ancak, bizler kabul ettikten sonra – buna “yapacağız ve duyacağız’’ denir – her şey farklı gelir. Bu ilk adım en zorudur.

Binlerce yıl boyunca sadece birkaç grup vardı ve bunlar egoist kalplerini kırıp, gerçekten Aravut’un gücünde birleşmeye yöneldiler. Böyle gruplar çok azdı. Hepimiz Rav Bar Yoha’nın grubunu gayet iyi biliyoruz. Bunun dışında birkaç tane daha vardı: Tapınağın yıkımından sonra ortaya çıkan meşhur grup, Baal Shem Tov tarafından organize edilen grup ve Kotzik’in bir kısmı. Bu tip gruplar var oldu ama karşılaştırmak gerekirse; genel insan miktarına göre, Kabala İlmini çalışan grup sayısı ve tarih boyunca maneviyatı çok arzulayanlardan sadece birkaç tane oldu.

Baal HaSulam’ın yazdığına göre pek çok insan bu uğurda ellerini, bacaklarını kesmeye hazırlardı. Çok fazla insan acı çekiyordu ama her nasılsa Yaratan onlara cevap vermiyordu. Neden? Çünkü onlar ipin ucunu yanlış kopardılar. Bunu doğru yapmak – bunun anlamı hep beraber gelişmemiz, her kişinin kendisini diğerlerine vermesi – ve bunu Yaratan’a bağlı olmak için yapmak. İşte burada durumu daha karıştıran bir ön koşulumuz var.

Maneviyat onların arzusunu tamamen karşılamalı, yardım etmeli ve bütün süreci bir sonuca ulaştırmalı. Bizler bunu anladıktan sonra, çaresizlikten ‘’Yardım Edin!’’ diye bağıracağız. Üst Güç gelir ve bize yardım eder. İşte bu nedenle kişi çok zorlanacağı için korkmamalı. Zor değil! O anda zor gelebilir ve yardım için yalvarmanın sonunda durum çözülür. Genel ağlama, bir insanın kendisinden ayrılmakla meşgul olmasıdır ve dışarıya diğerlerine gitmesidir bu olduğunda doğada anlatılmaz bir etki meydana gelir. Bu başka bir tür güçtür; bizim doğamızda hiç bir şekilde bulunmaz. Bunu yaparak insan her görünüşte ve her anlamda, bütün zamanları ve boşlukları doldurmaya başlar.

Basitçe, biz bir karar vermeli ve o şekilde ilerlemeliyiz, ne olursa olsun. Ve eğer bir şey olursa, Yaratan’a yalvarın. Özünde, Yaratan bize güvence veriyor, O bize Aravut’u fark etme gücü veriyor, o ileri düzelmeleri getiriyor – hepsini O yapıyor. Biz sadece en son şeyi başarmalıyız: “Yapacağız ve burada olacağız’’. Ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacağız, - her şey mümkün.

alıntı
 
Üst