origanum
Yönetici
Lokman Hekim kültürünün uzantısıdır aslında.
Ne ki,
Doğu-Batı sentezi derken, ne İsa’ya, ne Musa’ya
ve ne de Muhammed’e yaranabildi
“Sentez olayım” derken, ucube bir mutant oldu aktar.
***
Zencefil, zerdeçal, biberiye, çeşit çeşit baharatın vitrindeki yerini,
Ya cinsel gücü arttırıcı, boy uzatıcı bilmem ne yapıcı
Destursuz imansız salınan mucizevi Uzakdoğu cingözlüğüne,
Ya da okyanusun enn derin enn mutena katmanında yaşayan
köpek balığı gözü kıkırdağının Batılı uyanıklığına bıraktı aktar.
***
Derken,
“Nasılsa işin çivisi çıktı, ben de sebepleneyim bari biraz” deyip,
Doğu efendiliği gömleğini çıkarmış atmış, Batı ahlakını da anlamamış,
Arada sıkışmış kalmış arsız ahlaksız taşra fütursuzluğunun elinde,
Sağlığımızı tehdit eden bir bombaya dönüştü aktar.
***
Bitkibilimciler vardı aslında,
Ama Cumhuriyet Türkiye’sinde okumuş adamın para kazanması ayıp sayılınca
Bilim ile ticaret uzak durunca birbirine
Bir türlü bitkibilimciyle buluşamadı aktar
Bilmenin değil satmanın geçerli olduğu pervasızlıkta
Giderek hiçe saydığı bitkibilimciliğe, beyaz gömleği giyip kendi soyundu,
“Bak yaptım, oldu” dedi aktar.
***
Lakin “olmamıştı”, ama ne gam
Bilgisizce kullanılan acıkavun’dan zehirlenen,
Ölümcül şoka giren hasta hastanede,
Bitkibilimcilerin tedaviden anlayanı eczacılık fakültesinde
Medya maymunu fırsatçı şarlatan TV ekranlarında
Yetkili kurum az kadroyla kırk başka derdin çözümüne koşturmada olunca,
Yıllarca sahipsiz kaldı aktar.
***
İş öyle çığrından çıktı ki, reyting kovalayan kamera karşısında,
Bir tutam ondan, iki tutam ondan, ortaya karışık şifa kürleri hazırladı,
Hepimiz TV’den izledik.
“Şu hastalığa şu ot iyi gelir diyemezsin, yetkin yok, bilgin yok,
Yasaktır yazamazsın”ı dinlemedi, devam etti aktar.
***
Yetkinin bir bölümü Sağlık, bir bölümü Tarım Bakanlığı’nda oldukça,
Tüm iyi niyetli çabalar boşa.
Ya Türk İlaç ve Gıda İdaresi kurulacak,
Ya da pervasızlığa devam edecek aktar.
***
Ah aktar!
Keşke sattığın nektar
Seni zapt-ı rapt altına almaya yarasaydı bir miktar.
Dr. Seyfullah Dağıstanlı
Ne ki,
Doğu-Batı sentezi derken, ne İsa’ya, ne Musa’ya
ve ne de Muhammed’e yaranabildi
“Sentez olayım” derken, ucube bir mutant oldu aktar.
***
Zencefil, zerdeçal, biberiye, çeşit çeşit baharatın vitrindeki yerini,
Ya cinsel gücü arttırıcı, boy uzatıcı bilmem ne yapıcı
Destursuz imansız salınan mucizevi Uzakdoğu cingözlüğüne,
Ya da okyanusun enn derin enn mutena katmanında yaşayan
köpek balığı gözü kıkırdağının Batılı uyanıklığına bıraktı aktar.
***
Derken,
“Nasılsa işin çivisi çıktı, ben de sebepleneyim bari biraz” deyip,
Doğu efendiliği gömleğini çıkarmış atmış, Batı ahlakını da anlamamış,
Arada sıkışmış kalmış arsız ahlaksız taşra fütursuzluğunun elinde,
Sağlığımızı tehdit eden bir bombaya dönüştü aktar.
***
Bitkibilimciler vardı aslında,
Ama Cumhuriyet Türkiye’sinde okumuş adamın para kazanması ayıp sayılınca
Bilim ile ticaret uzak durunca birbirine
Bir türlü bitkibilimciyle buluşamadı aktar
Bilmenin değil satmanın geçerli olduğu pervasızlıkta
Giderek hiçe saydığı bitkibilimciliğe, beyaz gömleği giyip kendi soyundu,
“Bak yaptım, oldu” dedi aktar.
***
Lakin “olmamıştı”, ama ne gam
Bilgisizce kullanılan acıkavun’dan zehirlenen,
Ölümcül şoka giren hasta hastanede,
Bitkibilimcilerin tedaviden anlayanı eczacılık fakültesinde
Medya maymunu fırsatçı şarlatan TV ekranlarında
Yetkili kurum az kadroyla kırk başka derdin çözümüne koşturmada olunca,
Yıllarca sahipsiz kaldı aktar.
***
İş öyle çığrından çıktı ki, reyting kovalayan kamera karşısında,
Bir tutam ondan, iki tutam ondan, ortaya karışık şifa kürleri hazırladı,
Hepimiz TV’den izledik.
“Şu hastalığa şu ot iyi gelir diyemezsin, yetkin yok, bilgin yok,
Yasaktır yazamazsın”ı dinlemedi, devam etti aktar.
***
Yetkinin bir bölümü Sağlık, bir bölümü Tarım Bakanlığı’nda oldukça,
Tüm iyi niyetli çabalar boşa.
Ya Türk İlaç ve Gıda İdaresi kurulacak,
Ya da pervasızlığa devam edecek aktar.
***
Ah aktar!
Keşke sattığın nektar
Seni zapt-ı rapt altına almaya yarasaydı bir miktar.
Dr. Seyfullah Dağıstanlı