Ah etme şükret!

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
İnsanın hayatında, olumlu ya da olumsuz alışkanlıkları ve duruşları vardır. Bunlar bizim gerçekliğimize dönüşür, hem de süratle ve eminlikle. Kişi enerjisini sürekli kullanır, kimi zaman daha yoğun, kimi zaman daha rutin, kimi zaman olumlu yaratımlar için, kimi zaman ise negatifi çekmek. Yoğun enerji salan durumlardan ikisi, ah etmek denilen durum ve şükürdür, iki ters kutup.

Lanet okumak! Elimizden bir şey gelmediği ya da gelse bile zararı fiziksel ya da hareketsel vermek istemediğimizde lanet okur bir çoğumuz, şayet haklıysak ( mazlumun ahı ) bir yasa olarak işlemeye başlar. Neden çünkü güçlü bir rezonans hali yakalamış, yoğun enerji yayıyor oluruz. Haklı olduğumuzu düşündüğümüz o an, yüksek bir enerji ve inanç haliyle zarara uğratan kişiye doğru yönlendiririz o kurduğumuz rezonansı. Sonuç, yasa işler, o kişiye yakın ya da uzak zaman içinde, evrenin sürprizleri olacaktır o durumla ilgili. İşleyiş böyle çünkü herşey görünen dünyadan ibaret değildir bildiğiniz üzere. Yalnız şu da unutulmamalı, bir söz vardır, beddua iki uçlu değnek gibidir, bir diğer tarafa zarar verirken, azı-çoğuyla size de ucu dokunur, bu da haklı-haksız olmanıza bakmaksızın işleyen evren yasalarındandır. Affedebilmenin hafifletme nedenlerinden sadece birisi de bu zararın bize dokunacak kısmıdır.

Duygularımıza dikkat etmeliyiz. Güne huysuz uyandık, kalan zaman içerisinde sürekli şikayetlerle sızlandık ve bunu alışkanlık haline getirdik diyelim. O dönemlerinizi ve sonrasında yaşadıklarınızı hatırlayın, ta ki kırılma noktasını yaşayana kadar, sıçrama sağlayana kadar, bu böyle sürer gider, zamanı kısıtı yoktur ya siz bunu kıracaksınız ya da hep yeni şikayet kapılarını aralayacaksınız.

Duygularımız yaşadığımız dünyayı şekillendirir, hep söylendiği gibi içeride ne varsa, dışarıda o vardır. Yaşamımız, kendi bakış açımızdan başka bir şey değildir. Bunu böyle bilerek yaşamadık, tersine inanmamız bizi biraz zorlayacaktır ancak hayatımız, bakış açımız ve duygularımızdan örülür.

Şükretmek belki de en büyük güzellik kapısıdır. Bunu dinler, felsefeler, bu şekilde tanımlar hep. Sizce sadece ezbere klişe sözler mi bunlar? İnanç sisteminiz ne olursa olsun, size özeldir kimse de karışamaz ama şuna emin olun, şükretmek mucizevi bir duygudur. Herhangi bir durumda, gönülden şükrettiğiniz bir anı düşünün, hayal etmeye çalışın hisleriniz nasıldı? Hani yaydığımız enerji bize geri dönüyor ya peki o an yaşadığınız pozitif duygu durumu ne kadar yoğun ve olumluydu? Çok güçlü bir enerji çıkışı olmaktadır şükür anında . Evrene harikayım dersiniz, kendinize ve inanç sisteminize olan güveniniz sağlamlaşır. Oldukça mutlu ve memnun hissedersiniz. Büyük ihtimalle yüzünüzde tatlı bir gülümseme, iç dünyanızda huzur, güven, mutluluk ve tatmin vardır. Duygularımız ve bakış açımızdan, kendimize daha çok "benzer benzeri çeker" yasasıyla çektiğimize göre, şükür nasıl bir mucizedir anlayabiliyor musunuz?

Kabul, hayatın bir ya da bir çok alanında, şükredecek ne var ki dediğimiz dönemler olmuştur. Bazı durumlar bizi öyle esir alır ki başka şeye odaklanamayız bile, yalnız bu size dokunan zararı defalarca çarpıp, onaylamaktan başka bir şey değildir. Başkasının zararı, onun ilahi yasaya bıraktığınız an, zaten yine işleyecektir! Sizin tek bir durumdan, daha fazla sıkıntı kabul etmiyorum demeniz, kendi hayrınızdan başka şey değildir. Şunu bilmek, sizin günlük tavırlarınızı ne kadar değiştirir, sizin kendi seçiminiz bu, bir zarardan onlarcasını yaratmak ya da reddedip, faydaya dönüştürmek. İçinde bulunduğunuz durumda, kötü görünen şeylere odaklanacağınıza, iyilere şükürle hayata başlamaktır işte mucize yaratan. Sonrasında şunu da deneyebilirsiniz, inanırsanız kesinlikle işe yarıyor. Şükredilecek her şeye mutluluk ve coşkuyla şükrederken, diğer olumsuz görünen durumları da sorunlar hallolmuş, dilediğimiz kişi olmuşuz gibi şükrederek devam edebiliriz. Bu kendinizi kandırmak gibi görünse de evren de bilinçaltı da hayal-gerçek diye ayırmaz, bu kesindir. Sadece yaydığınız enerjiye bakar ve size benzerlerini çekmek için var gücüyle çalışır. İncindiğimiz, bize acı veren her olayın içinde, durup silkelenip, bunu yaratanlara, hayata vs. ah edeceğimize, serzenişte bulunacağımıza, sadece iyi yerlerden yakalayıp, şükrü bütüne yaymayı deneyin. Bir kaç günlüğe bile olsa deneyin. Yalnızca kendiniz için deneyin.

alin

Sevgiyle...
 
Üst