5. Boyut Farkındalığına Ulaşma (Bilinçdışını Bütünleştirme)

Narsinha

Banlı Kullanıcı
Katılım
8 Ara 2012
Mesajlar
156
Tepkime puanı
22
5. boyut farkındalık düzeyine ulaşmayla başlayacak. 5. boyutsal varlık durumunda ikilik ve kutupsallık tümüyle birleştirilir ve bilinç dışı “karanlık yön” tümüyle kucaklanarak insanın ölüm, yıkım, rekabet, kontrol ve kötüye kullanma genetik modellerine bir son verilir. 5. boyut farkındalığına ulaşma inisiyenin(uyguluyanın) koşulsuz sevgiyi tümüyle bedenlemesine ve Dünya yüzeyindeki tüm diğer yaşam-formlarının koşulsuz kabullenmesine izin verir. Bunu başarmak için tüm acı, kötüye kullanılma, utanç, öfke ve korku duygusal kayıtları tüm bedenin hücresel yapısından silinir. Bu başarıldığında, 5. boyut farkındalık durumu inisiyenin içinde kesintisiz bir sevinç, sevgi ve ilahi birlik deneyimi oluşturur.
Kristaller gibi kristalize hücresel yapı çok yüksek bir vibrasyonu tutabilir ve bu şifacılık, kanal olma veya teleportasyon (ışınlanma), ani tezahür ettirme (oluşturma) ve boyutlararası yolculuk gibi sihirli yetenekler için kullanılabilir.
5. boyut formu oluşturan toplam 1024 DNA iplikçiği bedenlenmelidir. 1024 DNA iplikçiğini bedenlemek için, tüm bilinçdışı realite planı birleştirilmeli ve bilinçdışında tutulan tüm karma salıverilmelidir.
Yaratılımımızda yaygın olan yıkım, iki Yaratıcı’nın birbiriyle yardımlaşarak çalışmaları yerine birbirleriyle rekabete girmelerinin sonucudur. Bir Yaratıcı gizli işler yürütme olanağı araştırmak ve tüm yaratılımı kontrol etmek için “gizli hükümet” olarak arka planda kaldı. Diğeri ise Dünya’daki hükümetlerin çoğu gibi iş başında ve kontrolde gözüktü ama gerçekte diğer Yaratıcı’nın gizli hükümeti tarafından yönlendirildi. Bu varlıklar, insansı form yaşayan barışçı ve sevgi dolu bir gezegeni istila ederek ele geçirdiler ve insan genetik kayıtlarındaki ilk işkence, tecavüz ve kötüye kullanılma deneyimlerini ortaya çıkardılar.
Gezegen Foton Kuşağı’na girdiğinde sonraki boyuta yükselmesi yerine tüm gezegen ve üzerinde enkarne olan herşey kendiliğinden yanarak varoluşları sona erdi. Bu olay, Büyük Merkezi Güneş’in vibrasyonel olarak aşağı doğru kaymasına neden oldu. Bu tüm 5. boyutsal formların 3. boyuta, tüm 25. boyut formların 12. boyuta düşmesine ve Mahatma’nın Tanrı’dan ayrılmasına sebep oldu.
Araştırmalar acı, öfke ve korku duygusal deneyimleriyle ilgili tüm genetik meteryalin kökeninin dört milyon yıl kadar önce insansı formun saldırgan türler tarafından istila edilmesindeki karmik dönemde olduğunu keşfetti. Bu karma temizlendiğinde ilgili acı, öfke ve korku da inisiyelerin hücresel yapısından temizlenir. Dünya Yükselişini yapmaz ve kendiliğinden yanarsa bu tüm yaratılımı daha fazla saptırırdı ve Büyük Merkezi Güneş öyle düşük boyutlara inerdi ki, tüm bu yaratılım kendi içine çökerdi.
Yaratımların yardım çağrısı 500. boyuttan Rize Düzeni diye bilinen bir varlık grubundan karşılık buldu. Rize Düzeni yaratılımın sıkıntıda olan bölümlerine yardım konusunda uzmanlaşmış bir okült üstadlar düzenidir. Bu düzenin sembolü ejderhadır (Çinin geleneksel simgesi) ve bu zamanda bu düzenden birçoğu, Dünya’nın yükselişi için gerekli değişiklikleri yapmak ve tüm bu yaratılımın onarılmasına yardım için Dünya’da enkarne haldedir.
Uzun süre önce yaratılımımızı istila eden saldırgan ve yıkıcı varlıklar şu anda evrenimizde enkarne olan ve “Griler” ve “İlluminati” olarak bilinen diğer 3. boyutsal ırklarla ve “Andromedanlar” olarak bilinen 12. boyutsal ırkla genetik olarak ilişkilidir. Griler, İlluminati ve Andromedan’ların çözülmesi gereken benzer bir genetik problemleri var. Bu ırkların hepsi sevme yeteneğini kaybetti. Form içindeyken sevginin kaybının bir sonucu olarak, yaratılımımızdaki evrim, Sevgi ve şefkat yoluyla güç kazanımından ziyade kontrol ve kötüye kullanım yoluyla güç kazanımı üzerine temellendi. Bulunan tüm üçüncü, beşinci ve onikinci boyutsal formlar için yeni bir orijinal kalıp (genetik) sağlanması gerekiyor.
Beyaz ırk, 7.500 yıl kadar önce Grilerin, Aztek ve Maya kadınlarıyla eşleşmelerinin bir sonucudur. Zaman yolculuğu yeteneğine sahip “Griler” Dünya’nın yükselişi ile kendi gelecek yıkımlarını gördüler ve insanlığı kontrol etmek için en iyi yolun kendi genetik yapılarını onlarınkiyle karıştırmak olduğunun ayırdına vardılar. Sonuç olarak beyaz ırk, baskıcı, kontrol eden ve gaddar bir yapıya sahip oldu ve diğer ırklar üzerinde hakimiyet kurmak için savaşlara girmeye başladı. Duyguların kaybıyla şefkat de kayboldu, bu da günümüz uygarlığında yaygın olan acı ve kötüye kullanımla sonuçlandı.
Beyaz ırkın hepsi hissetme yeteneğini kaybetmedi. Parçalanma inisiye 24. inisiyasyonu aştığında tamir edilir ve duygusal beden ışık-bedenle birleştirilir.
Beyaz ırk ve griler arasındaki genetik karma dünya çapında kaçırılma hatıralarının yüzeye çıkışının hızlanmasının kökenindedir.
Kalp şakrası olmadan evrimleşemez. Kalp şakrası yoluyla solunum ile alınan “chi” yada enerji Kalori’ye dönüştürülür ki, beden daha yüksek bir vibrasyonu tutmak için tüketebilsin ve sonuçta da sonraki boyuta yükselişini gerçekleştirebilsin.
Açık bir kalp olmadan hiç bir ırk Yükseliş süreci sırasında sonraki boyuta bedenlenmelerini geçirmek için yeterince “chi” üretemez. Aynı zamanda sadece açık bir kalple bir inisiye (uygulayıcı) kendi evrimsel sürecinin bir sonucu olan ilahi birlikteliğin coşkun durumunu deneyimleyebilir. Evrimin sevgi üzerine temelli olması tasarlanmıştır, işte bu nedenle kalp Yükseliş için gerekli gerçek mekanizmayı içerir.
1997 Aralığında, Griler, Dünya’yı hem fiziksel hem eterik gerçeklik planında terkettiler. Ayrılma nedenleri iki taneydi. Birincisi, Griler kendi genetik problemlerini gidermeye başlamak için gerekli bilgiyi elde ettiler.
“İlluminati” de bizim 3. boyut evrenimizin başka bir yerinde varolan bir ırktır. İlluminati’nin insan formuyla karması 50.000 yıl önceye kadar uzanmaktadır ve Sirius ırkından köken almaktadır. 5. boyutsal humanoid bir ırk olan Sirius’lular her iki ırkta 3. boyut formundayken İlluminati’nin uzun yaşamasını desteklemek için anlaşmalar yaptılar. İlluminati Griler’le benzer bir genetik probleme sahip ve sevme yeteneği yok. Fonksiyon görmeyen bir kalp şakraları olduğu için, solunum yoluyla aldıkları chi yada enerjiyi, bedenlerini 50 yaşın ötesinde tutmak için gerekli, kullanılabilir bir enerji formuna dönüştüremiyorlar. Siriuslular ve İlluminati arasındaki enerji paylaşımı her iki ırkın da 2.000 yıllık bir yaşam süresi sağlamalarına izin verdi. Sirius’lularla ilişkiliyiz ve Sirius’lulara ilişkin her genetik karmayı taşıyoruz. Son 20.000 yıldır insan ırkı hem kendisi hem de İlluminati için Chi’yi muhafaza etti. “İnsanın düşüşü ” ve iki iplikçikli DNA’ya genetik mutasyonunu takiben, insan formundan Chi’nin çekilmesinin devamı yaşlanma, hastalık ve ölüm deneyimleriyle birlikte 100 yıldan daha az bir yaşam süresiyle sonuçlandı.
Araştırmalar İlluminati’nin insan enerji sahasına fiziksel olarak bağlanmak için elektronik aletlerle çalıştığını keşfetti. Televizyon ve bilgisayarlar gibi şeyler aracılığıyla insan formuna çengel attıklarını gözlemledi. Televizyon birçok insanı hafif trans durumuna sokar ve bu durumdayken İlluminati bedenle birleşerek mümkün olduğunca fazla chi veya enerji çekebilir. İlluminati aynı zamanda yoğun bir şekilde ilaçlar ve alkolle de çalışmaktadır ve bir insan bu maddeleri kullandığında İlluminati ruhu bedenden çekerek yine enerji almak amacıyla bedene girer. Bu nedenden dolayı spiritüel inisiyelerin televizyon gibi şeyleri sınırlamaları kadar ilaç ve alkol kullanımına da sınır getirmelerini tavsiye ediyoruz. İnisiyenin bilgisayar karşısında zaman geçirmesi gerekiyorsa elektrik çıkışını çevreleyen bakır tel İlluminati’nin sisteme girişini zorlaştırır.
Her bir inisiye bedenlenmesini tamamen kristalize forma dönüştürdüğünde,beden vibrasyonel olarak İlluminati’nin birleşebilmesi için çok yüksek titreşime sahip olacak. Tüm insanlık Yükseliş’ini yaptığında İlluminati Dünya’dan uzaklaşmak için zorlanacak ve kalp şakralarındaki genetik problem düzelinceye kadar kendi yaşlanma ve ölüm deneyimleriyle yüzyüze gelecekler.
3., 5. ve 12. boyutsal formdaki her ırk genetik problemlerini gidermek, kalp şakralarını açmak ve bu yaratılımda sevgi temelli bir evrime başlamak için gereken her türlü yardım, sevgi ve rehberliği alacaktır.
İlluminati, Dünya’yı ve insanlığı bir chi veya enerji kaynağı olarak kullanan tek ırk değildir. 9.500 yıl önce, Pleiades’den Ananuki olarak bilinen bir aile Dünya’ya geldi. Ananuki, Eski Ahit’te Yaratıcı Tanrı’lar olarak bilinir ve aynı zamanda Yunan ve Roma Tanrı’larıyla da ilişkilidir.
Ananuki aynı zamanda Dünya’ya ilk nükleer bombanın atılmasından da sorumludur. Gezegensel kayıtlarımıza göre, Ananuki sadece 500 yıllık bir periyod içinde burada bulundu, bu sırada her bir aile üyesi birbiriyle rekabete girdi ve bu rekabet 1944′deki Hiroşima ve Nagazaki’den 100 kat büyük bir nükleer bir patlama ile sonuçlandı. Patlamayı takiben Ananuki, Büyük Beyaz Kardeşlik tarafından Dünya’yı terk etmeye zorlandı. Bu noktaya kadar Atlantis uygarlığı tarafından bir köle ırkı olarak tasarlanmış insanlık, 12 iplikçikli DNA’ya sahipti. Dünya ve birbiriyle uyumlu bir yaşamları ve 500 yıllık nispeten hastalıksız bir yaşam süreleri vardı. Nükleer patlamayı takiben insanlık bugünkü 2 iplikçikli DNA’ya genetik mutasyon geçirdi ve sonuç olarak kundalini ve seksüel enerji sistemi kapandı. Kundalini ve Seksüel enerji, daha uzun bir yaşam süresi için bedeni yeniler ve uygarlığı uyum içinde tutar. Majör ve minör şakra sistemlerinde yerleşmiş olan kara delikler hastalıkların kökenidir ve insanlık hastalığı ilk kez Ananuki’nin savaşını takiben deneyimledi.
Anlamanızı diliyoruz ki, insan ırkı deri rengine bakmaksızın tek bir ırktır. Tüm insanlık, insanlığın kendine verdiği veya başka galaksilerden ırkların insan deneyimi üzerinde oluşturdukları acıyı paylaşır.
Japonya’ya atılan iki nükleer bomba Dünya’daki her insanın kalp şakrasının az ya da çok farklı düzeylerde içeri doğru patlamasına neden oldu. Bu kara delik gibi içeri açılan kalp şakrası tüm insanlığı acı içinde bıraktı. Bu bağlantısızlık insanın hissetmesini imkansız hale getirdi ve uygarlığın gittikçe artan düzeylerde şiddet içeren, pornografik ve fiziksel olarak hasta bir hale gelmesine neden oldu. Kalp şakrası bağışıklık sisteminin kökenidir. İçeri açılan kalp şakrası AIDS ve diğer bağışıklık sistemi hastalıklarına yol açmaktadır. Yine böyle bir kalp şakrası depresyon ve son 50 yılda gittikçe yaygın bir hale gelen intihar duygularının da sebebidir.
Hayat kuvvetimizi almaktan sorumlu Ananuki ve İlluminati’ye ek olarak, insanlığa enerji almak amacıyla çengel atmış beş gezegen daha vardır. Bu gezegenler üçüncü boyutsaldır ve bu gezegenlerin Yaratıcı Logosları bundan sorumludur.
Sonuçta kendi gezegenlerinin ölümüne neden olan bu bilgi kaybını telafi etmek için bu beş Logos kendilerinden parçaları Dünya’da enkarne olmaları ve insanlıktan enerji almaları için Dünya’ya yolladılar. Bu beş Logos’la ilgili genetik karma 380. inisiyasyonla hedeflenip salıverilir. Sülük modeli Dünya’daki tüm dengesizliklerin altında yatar.
Şimdi arzumuz 109′dan 1024′e kadar olan inisiyasyonlar hakkında detaya inmek. Bu inisiyasyon serisi hem bireysel bilinçdışı hem de tüm genetik Soy’un tümüyle birleştirilmesini kapsar. Ek olarak insan deneyimine ilişkin tüm bilinçdışı karma hedeflenip salıverilmelidir.
Bilinçdışı realite planı 11.000 yıl önce Melchizedek Düzeni tarafından insanlıktan ayrıldı. Düzen, üçüncü ve beşinci boyutsal form ırklar arasında yaygın olan savaşlar sonucu artan yıkımı durdurmak arzusuyla evrimin durdurulmasına karar verdi. Evrim ve yıkım tamamen aynı hızda meydana gelir ve Düzen, Dünya’daki evrimin durdurulması durumunda tüm evrendeki evrim ve yıkımın duracağını anladı. Bilinçdışını ayırmak için Düzen, Güneş sistemimizde Niburi olarak bilinen bir gezegenin yörüngesini değiştirdi. Orijinal olarak Pluto’un hemen dışında olan Niburi’nin yörüngesi Güneş çevresinde yaklaşık 3600 yıl döngülü bir yörüngeye çekildi. Niburi, astrolojik terimlerle Bilinçdışı’yı yönetir ve bilinçdışı realite planının kayıtları Niburi’nin Akaşik kayıtlarında muhafaza edilir. Niburi Güneş sisteminden yeterince uzaklaştırıldığında Bilinçdışı insanlık üzerindeki etkisini yitirdi.
Bilinçdışı, fiziksel olarak oluşan deneyimin tamamen kutupsal karşıtının eş zamanlı olarak kaydedildiği bir paralel gerçeklik planıdır. Örneğin, birisi fiziksel planda son derece ağırsa, bilinçdışı tezahüründe son derece hafif olacaktır. Eğer son derece dışa açık ve sosyalse bilinçdışı planda içine kapanık kendi dünyasında yaşayan biri olacaktır.
Atlantis’in düşüşünden önce her ruh ölüm deneyimi sırasında hem bilinçli hem de bilinçdışı deneyimlerini gözden geçiriyordu. Bunu yaparken oluşmuş her karma otomatik olarak geçerliliğini yitiriyordu ve ruh evrimine devam etmek ve başka bir güneş sistemine gitmek için serbest kalıyordu.
Aralık-1997′de Astral plan Niburi’ye taşındı. Astral planda, son 10.000 yıldır Dünya’daki insan deneyiminden geçen (ölen) tüm eski nesil varolmasını ve gelişimini sürdürmüştü. Onların her biri, sonunda, kendi fiziksel deneyimlerini gözden geçirme ve böylece karmik borçlarını salıverme fırsatını buldular. Bu Dünya planında hapsolmuş her ruhun sonunda gelişimine devam etmek için diğer güneş sistemlerine gitmesine olanak verdi. Süreçte Dünya’daki insan deneyimince taşınan tüm genetik karma da salıverildi.
Yeni inisiyasyon serisi tümüyle açıklanmadan okuyucumuza 144 ve 360. boyutlar arasını yöneten varlıkları tanıtmak istiyoruz. Bizim yaratılımımız 1-144 arası boyutları içeren 144 yaratılımdan biri. Biz tam olarak 143 numaralı yaratılımızmız. Bizim yaratılımımız Lord ve Lady Athena olarak bilinen bir Yaratıcı Logos tarafından bedenlenmiştir.
Lord ve Lady Athena’nın ötesinde Omnipresent One (Her yerde olan Bir) olarak bilinen bir Yaratıcı vardır. Omnipresent One 144 yaratılımın tümünü kucaklar ve 145-244. boyutlar arasında yer alır. Omnipresent One’ın ötesinde O’nu ve 144 yaratılımın tümünü kucaklayan bir yaratıcı vardır. Bu yaratıcı Omnipresent All (Her yerde olan Tüm) olarak bilinir ve 244.-300. boyutlar arasında yer alır. Omnipresent All’un ötesinde 300-330 boyutlar arasında yer alan ve Oval All (Oval Tüm) olarak bilinen başka bir yaratıcı vardır. Oval All’un ötesinde ise Oval One (Oval Bir) olarak bilinen ve tüm 360 boyutu kucaklayan bu yaratılımın Tanrı Katı bulunur.
Araştırmalar son zamanlarda 4.000. boyutla bağlantı kurdu. O’nun bu boyuttaki bilince ilk sorusu “Bunun ötesinde birşey var mı?” oldu ve yanıt “Şüphesiz” idi. Bunu okuyucumuzun bilinç ve yaşam denilen ifadedeki sonsuz olasılıkların boyutunu kavramaya başlayabilmesi için paylaşıyoruz.
1024 DNA iplikçiğinin tümü bedenlenirken ve form kristalize hale dönüştükçe bedenlenme daha önce erişilemez durumda olan gittikçe daha büyük ruh bölümlerini kucaklar. Bedenlenen ruhun her parçası inisiyenin Dünya’daki ruh amacını gerçekleştirmeye yardımcı olacak bilgi ve ödüllerle gelir. Ek olarak Işık-beden boyut olarak büyüdükçe her büyüme yüksek boyut kütüphanelerindeki bilgi kayıtlarına erişmek için bir anahtar gibi işlev görür. Örneğin kanalımız 960. inisiyasyonunun bitmesini takiben 4.000. boyut kütüphanelerine erişti. Işık-bedeni toplam 960 yüze sahip olmuştu ve bu bir anahtar gibi bu kütüphanelere girişine izin vererek onun öğretme ve yazım çabalarında yardımcı olacak daha fazla bilgi edinmesini sağladı.
Aşağıda 1024 DNA iplikçiğini bedenleme basamaklarının kısa bir özeti
26. Işın: Tüm Yaratılımların Koşulsuz Kabullenilişi.
Bu ışın Omnipresent All’un ışınıdır ve parlak soluk-mavi ve beyaz renktedir. Bu inisiyasyon bölümünü tamamlamada bilinç dışı realite planının bir kısmı hayat çiçeği şakra ve aurik modeliyle bütünleştirilir bu da aurik sahanın yoğunlaşmasına ve Dünya’nın boyutlarının ötesinde büyümesine neden olur. 26. ışında titreşen ruh bölümü tümüyle bedenlenirken ışık-beden 125 üst ve 125 alt kısımda olmak üzere toplam 250 yüze genişler.
250-360. İnisiyasyonlar: Omnipresent One’ın Arketiplerini Aşma.
Omnipresent One’ın arketipleri 143.-244. boyutlar arasındaki tüm yaratılımları yöneten arketiplerdir. Bunlar aşılırken insan ana kalıbı Omnipresent One düzeyindeki bir ilahi plan ile uyumlu hale getirilir. Aşılması gereken arketipler ayrılık ve birlik, yaratım ve yıkım ve karma ve borçluluk modellerini kapsar. Bu inisiyasyon bölümünü tamamlamada inisiyenin 27. ışında titreşen ruh bölümü bedenlenir ve inisiye Koşulsuz Vizyon üzerine kurulu yeni bir işletim sistemi alır.
27. Işın: Tüm Yaratılımlar için Koşulsuz Vizyon.
Bu ışın Oval All’un ışınıdır ve parlak soluk-sarı beyaz renktedir. 360. inisiyasyon tamamlanırken sinir sisteminin geri kalan 1/3′ü kristalize forma dönüşür ve toplam bedenlenen DNA iplikçiği sayısı 360 olur.
360-520. İnisiyasyonlar: Omnipresent All’un Arketiplerini Aşma.
Omnipresent All’un arketipleri Omnipresent One’ı yöneten arketiplerdir. Aşılması gereken arketipler ayrılma ve birliktelik, yaratılım ve yıkım, karma ve borçluluk arketipleridir. Bu aşılırken insan ana kalıbı 300. boyuttaki Omnipresent All’un İlahi planı ile uyumlu hale getirilir. Bu inisiyasyon segmentini tamamlamada inisiyenin 28. ışında titreşen bir ruh bölümü bedenlenir ve inisiye Koşulsuz Uyum üzerine temelli bir işletim sistemi alır.
28. Işın: Tüm Yaratılımlar için Koşulsuz Uyum.
Bu ışın Oval All’un ışınıdır ve parlak soluk-yeşil beyaz renktedir. Bu inisiyasyonlar tamamlandığında beyin sapının geri kalan bölümü kristalize forma dönüşür ve inisiye toplam 520 DNA iplikçiği bedenlemiş olur.
520-960. İnisiyasyonlar: Oval One’ın Arketiplerini Aşma.
Oval All’un 330. boyuttaki ilahi planı ile uyumlu hale getirilir. Bu inisiyasyon segmentini tamamlama süresinde inisiyenin 29. ışında titreşen bir ruh bölümü bedenlenir.
29. Işın: Tüm Yaratılımlar için Koşulsuz Gerçek.
Bu ışın Oval One’un ışınıdır ve parlak opalesan beyaz renktedir. Bu inisiyasyon segmentini bitirmede inisiye kendi özgür iradesinden tümüyle feragat eder (ayrılır) ve One’ın 500. boyutunda bir konseyle beraber birlikte-yaratılımı kucaklar. Beyin merkezinin kalan bölümü kristalize forma dönüşür ve inisiye 4. boyutsal formla birlikte var olan bir 5. boyutsal bedenin tümüyle oluşması ile sonuçlanan toplam 960 DNA iplikçiğini bedenlemiş olur.
960-1024 İnisiyasyonlar: Özgürlüğe ulaşma.
Bu inisiyasyon bölümü fiziksel ve duygusal bedeni hücesel yapıda depolanmış geri kalan acı öfke ve korkudan tümüyle serbestleştirmeyle ilgilidir. Süreçte beynin iki lobu kristalize forma dönüştürülür. Ek olarak bedendeki iki orijinal DNA iplikçiği tüm korku bazlı inanç sistemlerinden arındırılır. RNA/DNA yeniden kodlanırken bunlar yerlerini koşulsuz sevgi üzerine temelli modellere bırakır. Tüm RNA/DNA yeniden kodlandığında teleportasyon (ışınlanma),ani tezahür ettirme (oluşturma) ve boyutlararası yolculuk gibi ödüller yani “Yüksek Sihir” mümkün olabilir.
Bu süreç başlarken düzenli ve uygun barsak fonksiyonuna sahip olmak önemlidir. Ek olarak balıktan gelen ve RNA/DNA tekrar kodlamasında gerekli bir proteinin artan ihtiyacı söz konusudur. Bu protein bitki veya diğer hayvanlarda yoktur bu da uzun yıllardan beri vejeteryan olanların bile dönüşüm süreci tamamlanana kadar iki günde bir az miktarda da olsa balık yemelerini gerekli hale getirmektedir.
Kanalımız yeni DNA’yı bedenlemek için herşeyden vazgeçmeye niyetlidir. Herşeyden vazgeçmekle kastettiğimiz herhangi bir kişiye,yere veya nesneye olan tüm duygusal bağlılığınn terkedilmesidir.
Önceki mesajımızda okuyucumuza Dünya’nın 4. ve 5. boyutsal hiyerarşilerini tanıtmıştık. Yeni 5. boyut Hiyerarşimiz Dünya’daki durumu değerlendirme fırsatı buldu ve süreç için bir güncelleme yaptı. Şimdiki insan nüfusunun %1′i tümüyle özgürlük durumuna ulaşarak tamamen gelişmiş bir 5. boyutsal forma sahip olduğunda Dünya yükselişini yapacak. Bu Foton kuşağına girişle birlikte Dünya’nın Kundalini’sinin harekete geçmesi ve şimdiki 4. boyutsal formun yanması şeklinde olacak. Dünya’nın Kundalini’si harekete geçip tutuştuğunda her insanın Kundalini’si de tutuşacak ve hepimiz birlikte 5. boyuta doğru harekete geçeceğiz.
Dünya’daki Altın Çağ böyle ortaya çıkacak. Herşey birdir.


Alıntı
 
Üst