arap noktaları tarihi ve tekniği

angeldream

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Şub 2008
Mesajlar
79
Tepkime puanı
20
Bütün noktalar olayın başlangıcı ve de sonu ile iç içe sarılı durumdadır,
olayların meydana gelmesinde çıkarılıp atılan ve kolaylaştırılmış
olanlardır.*


*El-Biruni*

İstanbul Universitesi'nden bir gravür

İnsanın doğduğu vakit, dakika ve bölge, bunları haritalarımızın esası olarak
biliriz.
Astrolojik haritalarımızın hesaplanmasında bunları veri olarak düşünür,
sonuçta da gezegen ve ev konumlarımız ile biçimlenmiş doğum haritalarımızı
elde ederiz.

Ancak, konumuz doğum haritasının hesabı ile aynı doğrultuda ve aynı
frekansta olan bir türevi gibi. Gezegen ve ev konumlarını belirledikten
sonra, onlar sayesinde en az onlar kadar 'çalışan ve gerçeği olan' başka
birtakım noktalar da elde edebiliriz. Tıpkı doğum haritasının hesabı gibi
devam ederek, tamamen ince bir matematik ile elde edilen, haritaya göre
değişkenlik gösteren ve kişiye özel olan dereceler ya da noktalar elde
edebiliriz. Bu bahsettiğim matematiksel noktaları, çoğu kişi gizemli
hesaplar sonucu çıkan belki de isminden ötürü '1001 Gece Masalları' şeklinde
'büyülü' noktalar olarak bilir.

Arap noktaları, bir anlamda haritalarımızdaki 'ilgili konuların'
ortanoktalarıdır. Haritaya göre de değişkenlik gösterdiklerinden tamamen
kişiye ait olurlar. Öncelikle biraz geçmişe bakalım.

*Tarih *

Astrolojinin tarihi tıpkı insanlığın diğer bildiğimiz/ bilemediğimiz
tarihinde olduğu gibi savaşlardan dolayı kopukluklar içeriyor. Astroloji
konusunun nerede ise İnsanlık tarihi kadar eski olduğunu da biliyoruz, ancak
bu yazının konusu değil. Astroloji tarihini incelememiz seneleri alabilir ve
açılımları ancak yüzlerce sayfada mümkün olacağından, burada sadece Arap
noktaları diye bilinen tekniğin geçmişine kısaca bakmamız daha doğru olacak.

M.Ö 90-100 yıllarında, önceleri bir esir olarak yaşamış olan *Marcus
Manilius*' un Astronomica adlı 5 bölümlük kitabında, gece ve gündüz için
ayrı hesaplanan *Athla* ve *Fortuna* terimleri ile yazılmış şiirlerinde yer
aldığına göre, bu noktalar çok daha öncelerden biliniyor olmalı. Buna göre,
M.Ö. 300 yıllarında, yazılı kalmış ya da bilinen bir kaynak olmamakla
beraber, Mezopotamya' da astrolojinin altın çağını yaşadığı dönemlerde bu
noktaların, yani gözlem ve matematiksel hesaplama inceliklerinin
geliştirilmiş olduğu düşünülebilinir. O dönemde, Sümer, Babil, Kalde
uygarlıkları gökyüzü gözlemi konusunda çok ileride idi. Ancak konumuz ile
ilgili ilk yazılı kaynak Manilius' tan geliyor olmalı.

Manilius' tan iki yüzyıl sonra *Claudius Ptolemaus* (100-178) meşhur
Tetrabiblos '4 Kitap' adlı eserinde, bu noktalardan ayrıntılı olarak
bahsetmekte olduğundan, o tarihlerde yani M.S. 100 yıllarında Roma sularında
pratikte kullanılmış olduğunu görüyoruz. Meşhur üstat Ptolemaus,
Tetrabiblos' ta, bu bilgilerin Kalde uygarlığının kültür birikiminden ve
Mısır-İskenderiye' de kendisinin 40 yıl boyunca yaptığı gözlemlerden
kaynaklandığını yazmış. O dönemde İskenderiye şehrinde uygarlığın oldukça
ileri olduğunu, 700.000 kitaplık bir kütüphanenin bulunduğunu, sonradan
yandığını da biliyoruz.

M.S. 334 yılında *Julius Firmus Maternus Siculus*, 'Matheseos Libri VIII'
adlı kitabında ise bunların kullanımını iyice ilerlettiğini görüyoruz. Bu
kitapta Ptolemius' un başka bir eseri olan Almagest' ten ve Astronomica' nın
5. bölümünden gelen bilgilerin devam etmiş olduğunu görüyoruz.

Ne olursa olsun, Manilius, Ptolemius ve Firmus Maternus nokta hesaplama
tekniklerinin kendilerinden evvelki dönemlerden kaynaklandığını teyid
ederler.

Julius Firmicus'un Matheseos Libri VIII eserinin Latince versiyonunda,
antisyon kavramının anlatıldığı sayfa

Yüzyıllar sonra, El-Biruni, El Bu Mazhar ve Masha' Allah adlı bilginler,
Mısır ve Babil' lerin eski dönemlerde toplam 97 hesaplanan noktayı pratikte
kullanmış olduklarını yazar. O dönemde astroloji, felsefe, metafizik, optik,
matematik, ve meteoroloji hakkında 200' den fazla kitap yazmış olan büyük
bilgin El-Kindi' nin öğrencisi olan El Bu Mazhar
(9. yy), ''Büyük Kavuşumlar'' adlı kitabında, ve İran' da yaşamış Özbek
asıllı El-Biruni (973-1048) ''Astrolojinin Esasları'' (1029) adlı kitabında
bu noktalara çok ince ayrıntılar ile değinmişler. El-Kindi bu arada
Aristoteles' in çalışmalarını da Arapça' ya çevirmiş.

Noktalar, büyük ihtimal ile aynı zamanda gezgin olan bu bilginlerin
sayesinde 'Arap Noktaları' olarak adlandırılmış ve o şekilde kalmış olmalı.

8. ve 9. Yüzyıllarda Bağdat ve Şam şehirlerinde olduğu gibi, Avrupa' da 12.
ve 13. yüzyıllara kadar astroloji bilginleri yoktu.

Ptoleme, Grek orijinli, MS. 2. yy'da İskenderiye'de yaşamış ve 1700'lere
kadar dayanan yer merkezli kozmolojik görüşü ortaya koymuş astronom-astrolog

O dönemlerde çoğunlukla, astroloji zenaati ustadan çırağa el vermek sureti
ile de nesilden nesile aktarıldığından, bilgilerin bir bölümü yazılamadan
dağılmış. Yazılı belgeler zaman zaman üstatlar arasında bilgi aktarımında
ikinci yöntem olarak kullanıldığından, el yazmaları yetersiz kalmış.

Arap noktalarına dair bilgileri, Avrupalılar aradaki boşluklaradan sonra
yeniden ancak 12. yüzyılda keşfetmeye başlarlar. Aslında son derece
geliştirilmiş olan bu sanatın eski bilgilerini yeniden ele alıp el yazması
kitapları Arapça' dan tercüme etmeye başlarlar. Bu yeniden keşfetme ve
karanlık çağlardan çıkmanın süreci olmuş. Kuzey İtalya' da yaşamış Kraliyet
astrologu *Guidonus Bonati*, 1277 yılında, eski el yazmalarını
derleyerek '*Liber
Astronomiae'* adlı kitabını çıkartır. Bu kitap 17. yüzyıla kadar etkili
olur.

İlginçtir ki araştırmacı Robert Zoller 15. yüzyıldaki Türklerin Avrupa' ya
olan istilası ile beraber, Avrupalıların Türklere olan düşmanlığından ötürü
Arap noktalarının artık Batı dünyasında kullanılmaktan imtina edildiğini
yazmıştır. Arap astrolojisinin Batı Avrupa' daki kullanımına ait ciddi
politik tehlikelerinden bahsedilmiş olduğunu ve İslam karşıtı Hıristiyan
politikaların egemenliğinden bahsetmektedir.

Ancak buna rağmen meşhur İngiliz astrolog, hekim ve simya bilgini, dönemin
kraliçesinin danışmanı *John Dee* (1527-1608) bu politik konulardan uzak
kalmış ve Bonatti' nin kitabına dikkat etmiştir. Bu çalışmaya dikkat eden
başka bir danışman, astrolog ve hekim Fransız *Jean Ganivet* ve yine
kraliyet astrologu *Johann Kepler* (1571-1630), *Jean Baptist Morin de
Villefrance* (1591-1659) gibi birçok büyük astrolog daha devreye girerek
kaybolmaya yüz tutmuş bilgilerin toparlanmasına yardım etmiştir. Bu
toparlanma süreci, yüzyıllar sonra, günümüzde bile halen *Robert Hand*' in
başlattığı *ARHAT projesi* ile devam etmekte (Archives for the Retrieval of
Historical Astrological Texts).

Jean Baptist Morin de Villefranche, 1583-1656

Tıp ve Felsefe okudu. Paris Üniversitesi Matematik profesörüydü. Pek çok
Astroloji kitabının da yazarıdır. En önemli eseri Astrologica Gallica.
Kardinal Richelieu'nün astroloğu ve döneminin en dikkat çeken
şahsiyetlerinden birisi olmuştur. Kendi geliştirdiği bir ev sistemi de
vardır. (Morinus)

Günümüze kalmış en eski yazılı örnek olan Manilius' un kitabından bir örnek
mısra:

''..*.İlk nokta Fortunae' ye verilir,
Bu Astrolojideki bilinen ismidir,
Sahip olunan esaslarıkendinde gösterir,
Eve ait iliskilendirilen her seyi gösterir:
Birisinin topraklarini,
Birisinin sahip oldugu esirlerin sayisini,
Yapabilecegi binalarin boyutunu...
Bunlarıparlak Cennetin verici yildizlarinin
Uyumlu beraberligine dayandirarak..*.''

Tetrabiblos 4. kitaptan ise daha değişik bir örnek:

'' ...Lot of Fotunae' yi yöneten gezegenler, güçlü olan konumlarına göre,
vaziyete zenginlik katarlar: Özellikle ışıklar ile asalet paylaşma şansına
sahip olduklarında. Buna göre, Saturn binalar konusunda zenginlik verir,
tarımda, ya da gemi ticaretlerinde;

Jupiter itimad ve inanca bağlı ilişkilerde, vesayet altında yönetilen
ilişkilerde, rahipliklerde;

Mars askerlik durumları ve emretmekte;

Venus arkadaşlar ya da kadınlara gelen hediyelerde;

Merkür belagat ve ticaret ilişkilerinde kişiye zenginlik vereceğini...''

''Özellikle Saturn maddi zenginlik ile alakalı ise, ve çift vücutlu
burçlardan birindeki Jupiter ile açısı var ise, ve Jupiter' in de Ay ile
yaklaşan açısı var ise, üst köşelere geldiğinde miras olarak kalan
değerlerin sebebidir...'' diye devam eder.

4. Kitap 7. bölümden: ''Eğer Güneş, Ay, Yükselen ve Lot of Fortunae zodyakta
aynı burca düşme şansına sahip olduğunda, ya da karşılıklı etkileşim halinde
olduklarında, ve Yükselenden ortalama olarak 17 derece uzakta
bulunduklarında, kişiye en yüksek mertebeden ve eritilmesi imkansız bir
sempati sağlar. Hiçbir kavga ve bozuşma bu emniyetli sempatiyi bozamaz.
Aralarında zıtlık varsa en büyük nifaklar buradan çıkar....''
Bu arada ''Lot of Fortunae'' terimindeki ''Lot'' kelimesinin Türkçe
karşılığının kişinin şansına çıkan anlamında, ''piyango, kur' a ve kısmet''
anlamına geldiğini de belirtelim. Büyük ihtimal ile o günlerden günümüz
sözlüklerine yerleşmiş bir kelime olmalı. Bu kadar tarihçeden devam edip
günümüzde noktaların nasıl uygulanabildiğine bir bakalım:

Bu noktaları kullanmak ve haritalarımızda düzgün bulundurmak için birtakım
eski kurallara itaat etmek durumundayız. Örneğin gece ve gündüz haritaları
için bazen farklı şekilde hesaplamak gerekecek. Haritada Güneş yükselen ve
alçalan 1 ve 7. ev aksının altında yer alıyor ise, Güneş daha doğmamış
olduğundan, o bir gece haritası sayılmakta.

Eğer Güneş yükselen ve alçalan çizgisinin üstünde yer almış ise gündüz
haritası olarak esas almak gerekecek. Gündüz haritaları için nokta
formüllerini olduğu gibi kullanabiliriz, ancak gece haritaları için bazı
formülleri tersine çevirmek gerekecek.

Bir harita doğum anımızdaki gezegenlerin 360 derecelik bir izdüşümü olduğuna
göre, tüm haritayı düz ve 360 derece uzunluğunda bir cetvele taşıyalım. Buna
göre tabiki Koç' tan başlayarak, haritayı izdüşümsel bir daire değil de her
burca 30 eşit derece vererek devam eden bir çizgi olarak düşünelim. Tüm
gezegenler ve göstergeler yine de doğru olarak kalacak ve türevini ele
alacaktır.

Buna göre, matematiğe başlıyoruz. Yani, haritadaki her gezegen ya da önemli
konumdaki izdüşümsel ev kesiti noktası, belirli bir gösterge konumundadır.

*Arap noktalarına başlamadan evvel özellikle şuna dikkat etmek gerekir:*

Esas haritayı tam olarak çözümlemeden, haritanın unsurlarının bir çeşit
türevi olan noktaları yorumlamak yanlış olabilir. Kısacası önce taşları ve
temeli oturtup sonradan türevi olan binayı inşa etmeliyiz. Temelde oturan
şey haritanın ta kendisi olduğuna göre, onu bildiğimiz esas yöntemlere göre
tek tek değerlendirmeden üçlü oluşturanlarını toptan ele almak lüzumsuzca
zihin karıştırıcı olabilir.

Astrolojik haritanın gezegenlerin 360 derecelik bir daireye olan izdüşümü
olduğunu biliyoruz. Işıklar diye adlandırılan Güneş ve Ay' ın ve Yükselen
noktanın da haritada en önemli göstergeler olduğunu da biliyoruz. Bunların
yerleri natal, transit, ilerletim gibi teknikler sayesinde çalışan noktalar
olduklarına göre, bunların arasındaki ortanoktalara olan tesirler de
çalışacaktır.

Arap noktaları da bir çeşit midpoint yani ortanoktadır diyebiliriz.
Ortanoktalarda 2 unsurun Zodyaktaki izdüşümsel ortalaması alınır, Arap
noktaları ise 2 çift ortanoktadan oluşur.

Örneğin:
Diyelim ki Güneş 1* İkizlerde,
Ay ise 5* Aslan burcunda yer almış olsun.
Ay/Güneş ortanoktası 3* Yengeç burcuna denk düşer.
Yani A + B : 2.
Bu bildiğimiz, iki unsuru içeren ortanoktadır.

Ancak şimdi öyle bir hesap yapalım ki bulduğumuz yer 3 gezegeni ya da veriyi
birden içersin? İşte o zaman bir Arap noktası bulmuş oluyoruz. Bu
hesaplamada daha çok unsur hesaba katılmış oluyor. Haritamızda en önemli
olan ışıklar ve Yükselen demiş idik, böylece 3 unsuru birden etkileyen yani
tetikleyebilecek noktayı buluruz. Yani:
A + B - C eşittir D
A + B eşittir C + D. Bunu da matematikte yine şöyle yazabiliriz:
AB eşit CD.

Böylelikle 2 çiftten oluşan ortanoktayı aynı anda görebiliyoruz.

Arap astrologlar

*Teknikler*

Bulduğumuz değer bir ortanokta olduğundan, ve enerji verici bir gezegen
olmadığı takdirde atıl olarak duracağından, orbu dar tutmalıyız. Ayrıca bu
noktaların büyük bir kısmı yükselen ya da bir evin kesiti ile
hesaplandığından yine aralığı dar tutmamızda fayda var. Ancak bu
hesaplamaların tek kötü yönü, rektifiye edilmemiş yani saati dakikasına
kadar belirli olmayan haritalarda, noktaları kullanamıyor olmak. Rektifiye
edilmemiş haritalarda Arap noktaları düzgün sonuç vermiyor.

Açılara gelir isek, bu noktaya tesir edecek en önemli açı kavuşum olacak,
daha sonradan diğer açılar sıralama ile yine tesir edeceklerdir. Öyle bir
yer bulduk ki, buraya gelen bir kavuşum, diyelim ki hesabın içinde Güneş, Ay
ve Yükselen olsun, aynı anda sanki bu üçünü birden tetiklemiş gibi tesirli
olacaktır.

Ya da, A artı B eksi C eşittir D olduğuna göre, bu noktaya doğrudan bir
örneğin kavuşum olmasa bile, özellikle formülü oluşturan gezegenlerin
transitten ikili ortanoktaları da noktaya kavuşum yapar ise nokta yine
çalışır.

Bu noktaları transit, ilerletim ya da herhangi başka bir teknikte örneğin
geri dönüş tekniğinde tetik bekleyen küçük kanallar olarak görebiliriz.
Noktaların iyimser ya da kötümser durumda olmalarını anlamak için doğum
haritasındaki diğer unsurlar gibi ele almalı, gezegenlerin onlara
oluşturduğu açılara, burcuna, eve, dikkatlice bakmak gerekir.

Noktanın yöneticisinin de asaletine bakmak gerekecektir. Değerlendirmede,
kendi yöneticisi, ya da bulunduğu evin yöneticisi ile olan açıları da önem
kazanır. Kavuşum yapan gezegen var ise, özellikle onun da asaletine bakmak
gerekecektir. Bu arada kavuşum yapan gezegen, noktaya doğrudan tesir
ettiğinden natal yorumda kişilinin karakterine yansıdığından son derece önem
kazanır.

Bu noktalar, tıpkı Ay düğümleri ya da ev kesitleri gibidirler, tek tek ele
alındıkların- da belirli bir matematik hesabından yola çıktıklarından,
etkinin sebebi olamazlar, ancak etkinin alanı gibi çalışırlar.

Bir nokta, enerji veren bir dış etken olmadığı taktirde atıl olarak, havada
asılı bir potansiyel şeklinde durur.

Bu yüzden değerlendirmelerimizde, bir noktanın bir gezegene tesir ettiğini
söylemek yanlış. Ancak dış etkenler yani gezegenler, tutulmalar, Yeniay gibi
enerjiler, önemli sabit yıldızlar vs. noktalara tesir ederler.

*Arapça'ya karşı Latince*

Klasik astroloji kitaplarında özellikle Arap noktalarının isimleri oldukça
karmaşık olduğunu görüyoruz. Bu, astroloji jargonu olarak geçmekten ziyade
herhalde Avrupalıların o dönemde kullandıkları ağır dilden kaynaklanıyor
olmalı. Araştırmacı Zoller de karışık kelimelerden son derece memnun ve
kendisini zor anlaşılır hale getirmekten özellikle hoşlanıyor olmalı.
Örneğin '*Pars Coniugii Vivorum et Mulierum Secundum Hermetem*' ismini
Kadınlar ve Erkekler için Evlilik noktası olarak basitleştirebiliriz. Ya da
sadece matematiksel ifadesini kullanabiliriz. Hepsi aynı kapıya çıkacaktır.
Ancak bunu yapmakla noktaların kişi için olan anlamını ve yorumlamadaki
zorluğu yenmiş olmuyoruz. Lisandan gelen karışıklığın, sonradan bu
noktaların 'lüzümsuz' sayılmasını engellemiş oluyoruz.

Sadece 2 Arap noktası

Noktalar arasında sadece Fortunae oldukça yerleşmiş bir isim olarak göze
çarpıyor. Formülünü vermeden önce, ne olduğuna bir bakalım: Lot Fortunae, Ay
noktası olarak da geçiyor. Kişinin nasibine çıkan anlamına geliyor, yani bu
'hayattaki nasibi' şeklinde algılanılması gerekmekte, Tanrı' nın kişiye
atfettiği şeklinde de algılamak mümkün. O kadar önemli bir yeri tutuyor ki,
kişinin Güneş, Ay ve Yükseleninden çıkan bir türev. Bu noktanın özellikle
haritanızda iyi bir konumda çıkmasını umut edin. Zira Fortunae şans demek
ancak kişiye her zaman şans getirmeyi taahhüt etmiyor. İsminin belirttiğinin
aksine, bir gösterge olarak kendisinin de şansa sahip olması gerekiyor.

Ayrıca formülündeki Güneş gündüzün yöneticisi, Ay ise gecenin yöneticisi
olduğundan, gündüz doğumlu haritalar için Güneş' i çıkartmak ile, gece
doğumlu haritalar için Ay' ı çıkartmak ile hesaplanıyor.

Hayatı, vücudu, ruhun maddi yanını, sağlamlığı, zenginliği, ticaretteki
değerleri, tüm iyilikler gibi çok değişik şeyleri temsil ediyor. Genel
anlamda kişinin hayatta ne kadar maddi zenginlik ve değer aldığını
gösteriyor.

Yeniay doğumlu kişilerde, formülünden dolayı tam olarak yükselen noktaya
denk düşerken, Dolunay doğumlu kişilerde ise, yine formülünden dolayı 7. ev
bölgelerine denk gelmekte.

Gece ve gündüz doğumları için ayrı hesaplandığından, birazdan gelecek bir
diğer nokta ile zıt anlamları gösteriyor.

Fortunae' nin formül olarak zıt olanı, gece ve gündüz için olanı değil,
ikinci ve en az onun kadar önemli bir nokta olan Güneş noktası olarak da
geçen Pars Solis. Futurorum, ya da Pars Solis, ya da Pars Spirit, aynı
anlamları taşıyor. Fortunae' nin hemen arkasında ya da devamında yer alıyor.
Açılımsal olarak zıttı demiştik, daha ruhsal, kadersel, niyetlere dair,
dinsel ve iç dünyaya daha yakın bir nokta. Kişinin eksik olan yönünü, Tanrı'
ya olan inancını, gizemlerini ve iyi anılmasını gösteren bir nokta. Kısacası
kişinin Fortunae gibi maddi olmayan yönlerinin tümüne, Güneş' ten dolayı
esas benliğine ait bir yer. Bunun da haritada kesinlikle iyi konumda
çıkmasını beklemekte fayda var. Artık formüllerini verebiliriz.

Pars Fortunae ya da Pars of Moon, Ay Noktası:
Gündüz haritaları için: Gece haritaları için:
Asc artı Ay eksi Güneş. Asc artı Güneş eksi Ay.

Pars Spirit, ya da Pars Solis, Güneş Noktası:
Gündüz haritaları için: Gece haritaları için:
Asc artı Güneş eksi Ay. Asc artı Ay eksi Güneş.

Bu iki noktaya aynı değeri vermek gerekiyor, özellikle birincisi daha çok
tanınmış olmasına rağmen, Pars Spirit' in de en az onun kadar kuvvetli
olduğunu göreceksiniz. Değerlendirirken, ağır gezegenlerin transitlerine
bakın. Örneğin bir Saturn transitinin en son ne zaman bu noktaları
tetiklediğine bakın. Ya da Jupiter transitinin yakın gelecekte bu
noktalardan geçip geçmeyeceğine bakın. Kavuşumlar en önemli tetikleyici
unsurlardır demiştik, nokta öylesine hassas olabilir ki zıt açılardan
başlayarak diğer önemli açıları kontrol edin. Önemli açılar kavuşum, zıtlık,
kare, yüz yirmi derece şeklinde gidebilir.

Son 12 yıllık Jupiter ve son 29 yıllık Saturn geri dönüşlerine bakın. Eski
bilginlerin bunları nasıl olup da düşündüklerine siz de hayret edeceksiniz.

Jupiter ve Saturn gezegenlerinin Fortunae' ya ya da Solis' e olan
kavuşumları ile bütün 4 seçeneklere bakın, bunlar dört ayrı parçanın ortak
oluşumları olarak, iki gezegen ve iki nokta ile hayatın bir başka
penceresini oluşturmakta.

Her iki nokta da Güneş, Ay ve yükselenimizi içerdiğinden, onlara gelen bir
tesir, bizleri doğrudan ve kaçınılmaz olarak tüm benliğimizi etkileyen
bölgeler.

Ağır transitlerin yanı sıra, daha yakın zamanlar için Ay' ın bu noktalardan
geçtiği dönemlere de dikkat edebilirsiniz. Kısa süren Ay transitlerinde bu
noktaların kendini iyice gösterdiklerini fark edeceksiniz.

Bu arada çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum: transit eden gezegen ile
noktanın kendisinin de gayet 'Şanslı' bir durumda olması gerektiğini
unutmayın. Eğer düz mantıkla düşünüp piyango bileti almak için Jupiter' in
Fortunae kavuşumunu beklerseniz yanılmış olursunuz. Bu yüzden yazının
başında, haritadaki gezegenlerin tek tek ele alınıp taşların oturtulduktan
sonra binanın inşa edilmesi gerektiğini söylemiştim. Değişiklikler,
haritanın durumuna göre yani natal gezegen potansiyellerine yine bağlı
kalacaktır. Büyük Jupiter Saturn transitlerinde bile haritanın öncelikle
öngördüğüne bağlı kaldığını, tekrarlandığını, gözlemleyebilirsiniz. Açı
aralığını en fazla 4 derece tutmanızda fayda var. Daha derinlemesine bir
bakış için transitteki Jupiter/Saturn ortanoktasının bu noktalara değinip
değinmediğine, ya da diğer açılarına bakabilirsiniz.

Noktalarda natalde bir gezegen kavuşumu var ise bu çok dikkat çekici
olabilirdi ve çalışması için onu aktif hale getirmiyor, dışarıdan gelen bir
etkinin varlığı gerektiriyor idi, özellikle kavuşumu yapan gezegenin
hareketlerine bir göz atın, ya da noktaların yönetici gezegenlerinin
transitten onlara gönderdiği açılara bakın. Kavuşum ile başlayarak tüm
önemli açıları gözden geçirin. Örneğin Saturn' un Pars Solis ile yaptığı
açıların tarihlerinde yaşadıklarınıza dikkat ederek durumunuzu gözden
geçirin.

*Transitler*

Ay, günde ortalama 13*10'36'' bir hız ile ilerliyor, Güneş' in seyahat
ortalama günlük hızı ise 0*59' 08'', buna göre, Güneş günde yaklaşık bir
derece ilerler iken, Ay 2,5 günde bir burç değiştiriyor. Yükselen Burç ise,
yaşadığımız yere göre ortalama 2 ila 5 dakikada bir derece ile çok hızlı
ilerliyor. Bunların üçünü hesaba dahil eder isek, Fortunae oluşumu, günde
ortalama 11* ilerlemekte. Yani, tıpkı Ay transiti gibi, haritamızdaki
noktaya kabaca ayda bir kavuşum yapacağını görüyoruz.

Bunun için, eğer natal haritanızdaki bu iki noktanın bulunduğu yerde özel
bir oluşum var ise, örneğin bir Yeni Ay, Dolunay, Güneş tutulması, ya da
aylık, senelik geri dönüş haritanızdaki önemli bir derece, bunlar dikkat
çekici olacaktır. Örneğin bu noktalardan birinin tam üzerinde bir Yeniay
oluşumu var, o tarihi bir kenara not edebilir, yeni girişimleriniz için iyi
bir tarih belirlemiş olabilirsiniz.

Yeni Ay vaktinde, Pars Fortunae ve Pars Solis tam olarak Yükselen' e denk
düşmekte. Dolunay' da ise, bu noktalar 7. eve denk gelmekteler. Bu yüzden,
Ay transitleri natal haritanızda bu iki noktaya açı yapar ise dikkat çekici
olabilir. Bu konuda sadece Ay transitlerini bile takip etmek mümkün.

Ay transitlerine bakar iken, ilave olarak Yeniay ve Dolunayın tetikleyici
bir bölgeden geçiyor olması bizlere öngörümde kolaylık sağlayabilir. Diyelim
ki Pars Solis noktamızın üzerinde Yeniay oluştu, bu birtakım yenilikler
peşinde olduğumuzu, ya da hayatımızda yeni kararlar alma durumunda
olduğumuzu gösterecektir. Ya da transit Saturn' ün nokta ile kavuşumda
olması özellikle, gözden geçirmemiz gereken oluşumlar ile karşı karşıya
kaldığımızı, haritadaki temel olan Saturn ile paralellik içeren günler
geçirebileceğimizi gösterir. Yorumu temel haritadaki oluşumun üzerine
oturtmalıyız.

Bir örnek yapalım:

Diyelim ki Asc 3*20 Balık, Güneş 19*59 Boğa,
Ay ise 14*51 Oğlak derecelerinde
bulunuyor.

Harita bir gece haritası olduğundan, formülü tersine çevireceğiz ama önce
izdüşümleri uzunlamasına yazalım:

3*20 Balık, her burca 30 eşit derece verirsek 333*20 eder.

19*59 Boğa, aynı şekilde 49*59 eder.
Ay ise, 14*51 Oğlak idi, 284*51 eder.

Fortunae noktasını hesap etmek için, Asc artı Ay - Güneş yerine, gece
haritası olduğundan, Asc artı Güneş - Ay şeklinde hesap edeceğiz:

333*20 artı 49*59 eşittir 382*79, bundan da Ay' ı çıkartalım:
382*79-284*50 eşittir 98*29 yani 8*29 Yengeç buluruz.

*Diğer noktalar*

Bütün maksat haritalarımızda var olan ihtimalleri anlamak olduğuna göre
amacımız kişiye ait olan göstergeleri anlamak, fark etmek, natal yani
değişmez olanın, halihazırda nasibimize verilmiş olanın farkına varmak, bu
kadar ayrıntıya girdiğimize göre kişiye ait olanı ayırd etmeye çalışmak
olmalı, tek tek ele almalı, diyelim ki Jupiter haritanızda 10. evde, ya da
10. evinizin Yay ya da Balık burcunu yönettiğini düşünelim, Jupiter' in
sadece natal haritamızdaki bu noktalara olan açıları ile bizler için neleri
ifade edebileceğini düşünmeli ve onu, var olanı görmeye çalışmalıyız.

Arap noktaları birer küçücük göstergedir. Dikkar ederseniz çoğu astroloji
programında tek tek tarifi yapılmıyor, çünkü kişiye ve haritaya özel. Marka
saatlerin üzerinde bulunan değerli taş sayısı gibi bir küçücük şifredir,
tıpkı büyük şifre ve bizler için matematik harikası olan doğum haritamız
gibi.

Fortuna ve Solis noktalarının haricinde kalan Arap noktalarının hepsi bir
anlamda konu içeriyorlar. Konuya göre hesaplanıyor. Bunların formüllerinde,
astrolojinin sembolik diline yine rastlıyoruz. Hesaplanmalarında 'ilgili
konu' ile alakalı gezegenler devreye giriyor, kimi zaman ev kesitleri, Ay'
ın yöneticisi, hatta bazen sabit yıldızlar bile hesaba katılıyor.
Formüllerini tek tek sıralamak mümkün ancak, yorumlamalarını tek tek
sıralamak mümkün değil. Malum, astrolojinin sembolik diline göre
dizileceklerinden, işler karmaşık hale geliyor.

Aynı konuya ait birkaç nokta, hayatımızdaki bazı konuların birden çok
noktası olması ile iç içe olan bir açılım

Aynı konuda işleyebilecek farklı noktalar arasında seçim yapmak, oldukça
zor. Burada kişinin o andaki yorumunu, karşısındaki insanın yorumunu, yoksa
kişinin hayatının son evrelerindeki yorumunu mu katmak gerekiyor? Konunun
kişiye ait olan tarzını seçim yaparak kullanmak gerekiyor. Bir örnek
verelim: Arkadaşlık noktası, Arkadaşlık ve aşk, Arkadaşlık ve istek,
Arkadaşlık ve aşkın yasallaşması evlilik, arkadaşlık noktaları yavaş yavaş
'renk' değiştirerek 'Evlilik' noktalarına doğru kaymaya başlıyor. Ya da,
kişinin evlilik derken işin aşk mı, sorumluluk mu, sıkıntı mı, hangi
noktasını ele alacağız? Burada oldukça kişisel bir durum karşımıza çıkıyor,
o yüzden çok sayıda ve çeşitlilik gösteriyorlar, başlı başına ayrı bir konu
ve bu konuyu şimdilik keselim. Büyük ihtimal ile işler bu noktada karışık
hale geldiğinden Arap noktaları az kullanılıyor olmalılar.

*Ticaretin hesabı*

Mezopotamyalı üstatlar bu açılımı o kadar ilerilere götürmüşler ki, o yıl
ticarette, pazarlarda oluşacak durumlar konusunda, 'kehanete dair' işler
formüle dökülmüş. Bu bilgiler kral ve yerel yöneticilere sunulmak üzere
öngörülmüş. Bal, şarap, buğday, şeker, pirinç, baharatlar, fındık, zeytin,
kavun ve ipek...

Bunlar günümüzde mundane dediğimiz yani dünyevi astroloji ile alaklalı olan
konular olduğundan doğum haritalarımızdaki hesaplar ile nerede ise aynı
formülleri içermekte. Bu tür borsa hesaplarında, İngress Güneş ya da Ay gibi
gezegenlerin burçlara giriş vakitleri yani temel enerjilerini verdikleri
gökyüzündeki yer ve dereceleri temel olarak alınmış. Bu hesaplar günümüz
ticaret ve borsa tahminlerinin atası sayılmakta.

Gezegenimizin işleyiş sistemini oluşturan tüm Güneş sisteminde, yıllık şarap
rekoltesini hesap etmek için Saturnün Venus ile olan farkı ve Güneş burca
giriş tarihindeki Yükselen ile olan açılımı aslında günümüz borsa
formüllerinden daha doğal sayılmaz mı idi ? Telefon, elektrik, E424, benzin
katkısı, sigorta kağıdının zeyilnamesi gibi teferruatların olmadığı bir
dönemde, her şeyin sadece temel oluşum olan 'var oluş' üzerine oturtulduğu
bir anlayışta, şarap rekoltesini zaman Tanrısı Saturn, Asc -Güneş ve Venus
olarak düşünmek sembolik dilde ancak böyle anlatılabilinirdi.. Ayrıca,
doğaya geri dönüş çabalarımıza rağmen, bizlerin çağımız gereği
anlayamadığımız kadar doğal.

Aslında bu Arap noktalarını hazır verilmiş formüller olarak düşünürüz, bu
yüzden her şeyin bulunan bir noktaya göre tıpkı bir şifre gibi çözüleceğini
umut ederiz, ancak her şey doğum haritamızdaki değerlere göre çözülebilecek
esaslar. Ana formüller verilmiş, ancak formülün sözkonusu gezegenlerin
asaletine göre ve haritanın öngördüğüne göre çalıştığını unutmamalıyız.
Kendi haritanızdaki evveliyatın 'öngörmüş olduğunu' unutmadan ele almak
gerekiyor.

*Güncel hayattan örnekler*

İlk örneğimiz İskoçyalı aktrist Catherine Zeta Jones. Henüz 11 yaşında iken
küçük roller ile mesleğe başlamış. 15 yaşında kendisini tiyatroya adamaya
karar verip Londra' ya taşınmış. Çeşitli dizilerde de oynayarak henüz 20
yaşına gelmeden gazete sayfalarında adı geçmeye başlamış.

İngiltere ve ABD' de misafir sanatçı olarak çeşitli filmlerde oynayıp
başarılı olduktan sonra,1996 tarihinde 27 yaşında iken Hollywood' a tamamen
yerleşmeye karar vermiş. O yıllarda bir çok İngiliz aktör ile kısa süren
birliktelikler yaşamış. Burada sadece 2 noktaya dikkat ederek bakalım. Zeta
Jones' un 7. evinde olan Pars Fortunae noktası 19*II, Pars Solis noktası ise
yine 7. evinde ve 26* II burcunda yer alıyor. Bu kişinin haritasında
ilişkiler son derece önemli ve ilişkilerden gelen bir durum dikkat çekici.
Bunları tek tek inceleyelim:

19*22 II Pars Fortunae,
Pars II burcunda olduğu için 3,
7. evde olduğu için 4,
Jupiter' in yarım orbunun içinde kalan trini ile 4,
yanık değil, 5,
Venus' un terminde 2, olaraktan toplam artı 18 gibi çok yüksek bir değere
sahip.
Bu oldukça yüksek bir rakkam, şans noktasının da şanslı olması gerekir
demiştik, bu oldukça iyi bir örnek.
Üstelik, yöneticisi olan Merkür haritadaki en yüksek asaletli gezegenlerden
birisi, yani Fortunae arkasından büyük bir destekle de korunuyor...

Pars Solis ise, 26*37 II' de idi,
Pars II burcunda olduğu için 3,
7. evde olduğu için 4,
yanık değil, 5,
Mars' ın terminde eksi 2 olarak toplam 10 puan alıyor. Yöneticisi yine
Merkür ve güçlü olduğu için aynı durum söz konusu ancak buradan, Pars Solis'
in Pars Fortunae kadar değerli bir vaziyette olmadığını görüyoruz. Bir
anlamda kişinin ruhsal alanlarda yönlendiği konuların maddi alana oranla
oldukça zayıf kalabileceğini hesapladık.

Bunları geçen zamana oturtursak,
Haziran 1999, şimdiki eşi olan Michael Douglas ile Fransa' da film
festivalinde tanışması. O tarihte, transit Güneş' in Zeta' nın Pars Fortunae
noktasından, transit Merkür'ün de Pars Solis noktasından geçtiğini
görüyoruz. Yükseleninin yöneticisi olan transit Jupiter de Pars Solis' e 60*
derece yapıyormuş.

Çocukları Dylan Michael' in dünyaya gelmesi 8.8.2000, Los Angeles tarihinde
ise progres Jupiter' in daha tanışma tarihinde başlayan ve uzun sürecek
natal Pars Fortunae' ye olan trini, tam orbta.
Bu bir uzun vadeli açı, faydalı bir destek şeklinde, tanışma ile başlayan ve
tam açısında çocuk veren.

Evlilik tarihleri ise 18.11.2000, Manhattan, New-York. Dillere destan olan
evliliğin tarihinde, transit Jupiter' in Zeta Jones' un natal Forunae' sine
kavuşuma doğru gittiğini görüyoruz. Saturn bu tarihte açı yapmıyor.

Şimdilerde ise transit Saturn 26*II' deki Pars Solis noktasının üzerinde
uzun süre kalacak, bu anlamda gazetelerde görmesek bile Zeta Jones' un iç
dünyasında önemli değişiklikler olması mümkün.

*İkinci örnek* ise büyük bir İspanyol Rahip. İspanya' da 'Tanrı' nın İşleri'
'Opus Dei' adında Katolik yeni bir Kilise anlayış ve düşünce tarzını ortaya
atmış bir din adamı.

Yeni düşüncenin, buna ait derneğinin dünyadaki taraftarları ve hizmet eden
kişi sayısı şimdilerde 80 bin üyeyi bulmuş. Bir günlük iş emeğini hatta tüm
emeğini Tanrı' ya adamak olan temel düşüncenin taraftarları onu bir evliya,
aziz kişi olarak görüyor.

1902 doğumlu olan *Josemaria Escriva de Balaguer*, henüz 44 yaşında iken
1946 yılında dönemin Papası Pius XII tarafından kabul edilmiş ve Teoloji
Akademisinin saygıdeğer üyelerinden birisi ilan edilerek onurlu bir şekilde
ödüllendirilmiş.

Merhametli bakışlı *Escriva*

Sonraları iyice gelişen ve büyüyen bu dini oluşum, gizemli ve tutucu
bulunmuş, 1960' lı yıllarda devlet yönetimindeki kişiler ile de bağlantısı
olduğundan kimilerine göre toplum için son derece tehlikeli bulunmuş.

İşin ilginç olan yanı, bu dini oluşumun başındaki Escriva de Balaguer' in,
gerisinde 200 bin gönüllü bırakarak 26 Haziran 1975' deki vefat tarihinden
27 yıl sonra, şimdiki Papa Jean Paul II tarafından tekrardan çeşitli isim ve
sıfatlar altında ödüllendirilmek istenilmesi. Haritasındaki sadece iki Arap
noktasına bir bakalım:

Yükselen 21* 06 Başak,
Pars Fortunae 20*44 Başak ve Pars Solis 21*27 Başak ile hep beraber kavuşum
oluşturuyorlar.

Rahiplerin 'konuşarak ya da vaaz vererek' görevde bulunduklarını, noktaların
Yükselende yerleştiklerini unutmayalım. Pars Fortunae' nin durumuna bakalım:
II' de olduğundan 3,
Yükselende olduğundan 5,
Jupiter ile üçgeni olduğundan 4,
Yanık olmadığından 5,
Saturn' un terminde olduğundan -2,
ki Oğlak burcunda Güneş Saturn kavuşumu var, buna rağmen toplam 15 gibi
oldukça yüksek bir asalet elde ediyor.

Bu durum aynen Pars Solis için de geçerli çünkü bu iki nokta haritada
kavuşum halinde. Ancak bu iki noktanın da arkasındaki temel güç olan Merkür'
ün durumu, onlar kadar iyi değil. Yani noktalar o kadar iyi bir dispositore
sahip değil. Zamana bölelim:

Papa Jean Paul II' nin 'kendisinin bir Aziz' olduğunu ilan ettiği tarihte,
10 Haziran 2002, transit Merkür, Ay, Kuzey Ay Düğümü, Saturn ve Güneş' in
İkizler' deki toplu bu kavuşumu ile söz konusu iki noktaya kare yaptığını
görüyoruz. 10 Haziran 2002 tarihinde 19 II 54 tutulması tam 10. evinde
gerçekleşmiş.

Natal haritasındaki Pluto ve Neptun dikkat çekici niteliklere sahipler. Bu
tutulmadaki
5 gezegen ve Kuzey Ay düğümü
Balaguer' in Neptün ve Pluto
ortanoktasında odaklanmış.

Kuşkusuz buradaki en önemli gösterge natal Oğlak hatta fazlasıyla Oğlak
enerjisi olan kişinin Saturn transiti, ve aynı derecelerin üzerine odaklanan
tutulma halindeki ilginç transit. Bu tutulma olayından sonra, tören
tarihine, hatta törenin neden bu vakite denk geldiğine geliyoruz.

Kilise kanunlarına göre rahipleri en yüksek mertebe olan 'Azizlik' sınıfına
yüceltme töreni ise, İspanya 6 Ekim 2002 tarihine denk gelmekte ve, burada
bir Yeniay oluşumu var. Yeniay, Balaguer' in 11 ve 12. evlerini geçerek
nihayet Fortunae' ve Solis' in bulunduğu yerde gerçekleşmiş.
Fortuna' dan geçerek, hem natal Neptün Pluto Mc' ye hem de stelyumuna tesir
etmiş.

Transit Mars' ın 4 derecelik geçkin bir orbuna karşılık zaten natalde 10.
evde olan transit Pluto' nun bu iki noktaya kare yaptığını görüyoruz.

Saturn Pluto zıtlığının Yükselendeki bu iki Arap noktasına, Papa' nın olayı
ilan etmesi ile başlayan, bu tören ile sona eren bir T kare yaptığını
görüyoruz.

Burada dini anlamda son derece söz sahibi diyebileceğimiz güçlerin ve
birtakım bilemediğimiz toplumsal olayların da işin içine girdiğini
düşünerek, törenin sonucunun Kilise camiasında büyük yankılar uyandırdığını
söyleyebiliriz. Esriva De Balaguer kilise tarihine öldükten sonra bile olsa
Aziz olarak geçmiş.
Netekim, aralarında Cardinaller, yüksek rütbeli otoriter rahipler bulunan
Roma Vatikan' a ait 400 din adamı ile gerçekleştirilen unutulmaz bir ödül
töreni yapılmış.
 
Üst