7 Rakamı İle İlgili Yaşadığım Sorunlar ve Hikayem

Zaurifer

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Haz 2017
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Öncelikle merhabalar.
Bu konuyu açıp açmamakla ilgili uzun süre düşündüm. Sorunlarımı kendi başıma çözebileceğimi zannederek. Sürekli araştırmalar yaptım fakat hiçbir sonuç alamadım. Anlatacağım şeyler birçok kişinin yaşadığı olaylar gibi çocukluğa dayanıyor. Bunu tahmin etmişsinizdir, yine klasik, psikolojik bir hikaye. Konuyu yanlış bölüme açmadığımı umuyorum, silinmesini istemem. Büyük ihtimalle yanlış ve bu durumda, açtığım ilk konu olduğu için taşınmasını rica ediyorum. Hikayeme başlıyorum, ilgili olan kişilerin, hikayeyi sonuna kadar okumalarını rica ederek.

Hikayenin en başı sanırım ben beş yaşlarındayken başlıyor. Birkaç arkadaşımla birlikte bahçe duvarlarının deliklerinde bulunan örümcek yuvalarını bozuyordum. Onlardan uzaklaştıktan sonra sol elimin yüzük parmağı hizasındaki damarın üzerinde çok kesin bir acı hissettim. Elime baktığımda damarın üstü kırmızı olmuştu. Aradan bir süre geçtikten sonra kırmızılığın yerini gümüş renginde 7 şeklinde bir yara almıştı. Bu yara bazen çok belirgin oluyorken, bazen doğru dürüst görünmüyordu bile. Üzerini defalarca çizdim, kestim. Fakat her zaman aynı şekilde kaldı. Ve tuhaf olaylar yaşamaya başladım. Şu anda bunu anlatırken tuhaf şeyler hissediyorum, genelde anlatmaya çalıştığımda böyle olur. Asla tamamıyla anlatamam, her zaman eksikler olur.

Bu olaydan sonra gerçekleşmeye başlayan kötü rüyalardan bahsedeceğim öncelikle. Rüyamda uyuduğum odayı görürdüm, her şey tamamen aynıydı, birkaç ayrıntı haricinde. Genellikle kırmızı bir hava vardı. Tamamıyla sessizdi oda, kulağımın çınlamasını duyardım sadece. Bir toz parçası görürdüm, bu toz parçası çok küçüktü, tekti. Toz parçasına çok dikkatli bakardım ve aniden çok büyürdü, odayı kaplayacak kadar, beni çığlıklarla uyandıracak kadar. Bunun neden korkunç olduğunu veya neden anlattığımı bilmiyorum. Sanırım eksik anlatmak istemiyorum. Gördüğüm başka bir rüya daha vardı. Onda da tuvalete gitmek zorunda kalırdım, sebebini bilmiyorum. Ve orada ters dururdum, bu iki rüyayı böyle anlattığım zaman komik geldiğine eminim. Fakat bana göre her şeyden daha korkunç. Tabii annem dua okuduktan sonra rüyaları görmezdim.

Zaman geçtikte etrafımdakilerden uzaklaşmaya başladım. Fazlasıyla sessizleştim, yalnız olmaya başladım, küçücük yaşımda. Misafirliğe veya başka yerlere gittiğim zaman daima boş ve karanlık olan odaya girip, saatlerce hiçbir şey yapmadan otururdum. Bunun sebebini hala bilmiyorum, fakat bundan sıkıldığımı hatırlamıyorum, korktuğumu da. Mesela cin görüldüğü söylenen birçok eve gitmiştim. Genelde teyzelerimin evleri olurdu bu evler. O evlerde bile korkmadan aynı şeyi yapardım. Şu anda bu durumu düzeltmeye çalışıyorum. Fakat sanırım buna ihtiyacım var.

Normalde yazım çok uzun olacaktı, fakat yazmaya başladığımdan beri her şeyi unutuyorum. Hafızam çok kuvvetlidir, neredeyse hiçbir şeyi unutmam. Fakat yaşadığım olağanüstü şeyleri anında unutuyorum. Önceden anlatmaya çalışmazdım, aklımda kalırdı. Anlatmaya çalıştığımdan beri her şey siliniyor. Hala yaşamaya devam ediyorum fakat aynı anda aklım o olayı inkar ediyor, karşı çıkmıyorum. Hemen siliniyor aklımdan o olay. Neden silindiğini anlamıyorum, en azından anlatmak benim hakkım olmalı.

Sürekli sesler duyduğum ve gerçekte olmaması gereken şeyler gördüğüm veya yaptığım oldu. Seslerden verebileceğim bir örnek var, hatırlamıyorum fakat yaşadığım anda aklımdan silineceğini bildiğim için not almıştım. Yazdığım kadarıyla ses, çok yüksek bir sur sesi gibiymiş, ses giderek yükseliyormuş. Sonra keşfettiğim bir hareketi yaparak kurtuldum. Bu hareketi araştırdım fakat bununla ilgili de bir şey bulamadım. Kafamda tam beyin tarafımda bir şeyi sıkıyorum sanki, kas sıkar gibi. Orada sanki hava hızla hareket eder gibi hissediyorum. Yani öyle duyuyorum. Fakat hissettirdiği asıl şey, bir kasımı sıktığımda hissettiğim şeyle aynı. Bunu uzun süre yapamıyorum. Her neyse, bunu yaparak sesin gitmesini istemişim, ses giderek hafiflemiş ve yok olmuş.

Yaptığım şeylerden de örnek vermeliyim, ya da yaptığımı zannettiğim şeylerden. Olayları zamana göre ayırmayı planlamıştım başta, fakat yapamayacağım, karışık olacak. Bu olayları yıllarca araştırdım, onuncu sınıftayken bütün bunları bir arkadaşıma anlattım. Onunla bir deney yapmak istedik. Sınıfın en arka ve en sağ köşesinde oturuyorduk. Ona, en ön ve en sol köşesinde oturan kızın uyumasını sağlayacağımı söyledim. Sonrasında kafa sıkma olayını denedim, nasıl adlandıracağımı bilmediğim için böyle yazma gereği duydum. Kız gerçekten uyudu. Arkadaşım, onu uyandırma denemesi yapmamı istedi. Tekrar denedim ve kız uyandı. Aynı şeyi defalarca tekrarladıktan sonra bana tamamıyla inandı. Sanırım bana inanan tek kişi oydu, bütün hikayeyi bilmiyordu elbette. Tabii bu olay tamamen tesadüften ibaret olabilir. Bunu bilemem ne yazık ki.

Bu sıralarda öfke sorunu yaşamaya başladım. Daha önceden olmayan bir şey uyandı sanki. En ufak bir sorunda kontrolü kaybedebilen bir insan oldum. Tenefüs sırasında birbiriyle şakalaşan iki kişiden birinin yumruğu yüzüme çarptı. O anda derin nefes almaya başladım fakat kontrolü kaybettim. Herkesin içinde ikisinin ortasına geçip, ikisini farklı taraflara itekledim. İkisi de benden iriydi, ben çok aşırı zayıfım, bundan söz edeceğim. Biri yere, diğeri de sıranın üstüne düştü. Sıranın üstüne düşen kişi bayağı iriydi, sporla uğraşıyordu ayrıca. Öfkeyle bir şeyler söyleyip boğazını tuttum. Yumruk atacakken kendimi tutmaya çalışıyordum. O öyle korktu ki, sadece ellerini pes eder gibi bir hale getirip yalvarır gibi durdu. Çok cesur biriydi halbuki, ellerimi çekmeyi bile denemedi. Ben de bırakıp hava almaya çıktım. Öyle öfkelendiğim için kendimden nefret ediyordum. Daha sonra benzer şekillerde öfkelendim, her öfkelendiğimde normal halimden birkaç kat güçlendiğimi farkettim. Adrenalin etkisi olabilir, fakat birkaç kat derken gerçek anlamda birkaç katı kastediyorum. Aynı zamanda normalde çok daha fazla hızlandığımı ve daha çevik olduğumu farkettim. Sonradan ise bir dövüş denememde aşırı hızlı olduğumu farkettim. Fakat bunu yaptığım zaman, ne kadar tok olursam olayım, midemde aşırı yanma hissederdim. Hemen sonra çok acıkırdım.

Öfke ile beraber açlık duymaya başladım. Aslında bu açlık doğuruyordu öfkeyi. Ne kadar yemek yersem yiyeyim, doymuyorum. Ya da doygunluk hissinden yarım saat sonra aynı şekilde acıkıyorum. Bu açlık fazla olduğu zaman hissettiğim öfke, önüme çıkan herkesi parçalama istediğini doğuruyordu. Daha önceden yaptığım bir şeymiş gibi. İhtiyacım olan şey buymuş gibi. Yediğim her şey hızlıca yanıyor zaten, içtiğim şeyler de hemen atılıyor. Tamamıyla hızlı çalışıyor vücudum, beynim dahil. Böbreklerim, midem ve tüm organlarım. Şeker hastası falan olduğumu düşündüm, ya da başka tür hastalıklara yakalandığımı. Defalarca türlü testler yaptırdım. Fakat hiçbirinde en ufak bir sorun çıkmadı. Halbuki sürekli hastalık yaşıyorum. Böbrek ve bağırsak sorunları, mide sorunları falan. Hepsiyle ilgili test yaptırdım fakat hiçbir sonuç yok. Bu arada kan grubumu bilmiyorum. Daha önce öğrenmek için de gittim, ağabeyimin yanına. O da doktor, küçüklüğümden beri kan grubumu söylemedi. Ben de önemsemedim, anlattığım saçma olabilecek şeylere ilgi duyan herhangi bir kişinin isteği üzerine öğrenmek için tekrar gidebilirim.

Açlık ve öfkeyle ilgili yaşadığım başka bir anıyı anlatacağım. O sıralarda aileme yardım amaçlı çalışıyordum mağazada, işçi eksikleri olduğu için. Bir akşam vakti karnımda bir kaşıntı hissetmeye başladım. Bu kaşıntı beni delirtiyordu. Fiziksel gibi ama değildi sanki. Öyle öfke ve açlık getiriyordu ki, ağlayarak üst katta geçmesini bekliyordum, geçmesi için dua ediyordum. Önüme çıkan ilk kişiyi parçalamak istiyordum yine, bunun nasıl olacağı da aklımdaki bir şekilde belliydi. Bu kısmı karışık biraz. Bu kaşıntı, içimde tuttuğum bütün hisleri açığa çıkarıyordu, hepsini aynı anda. Sanırım 45 dakika sürdü. Belki de daha fazla. Bu olayı neden unutmadığımı bilmiyorum, bu da psikolojik olabilir, yine anlatma gereği duydum. Bu arada, bu olayı yaşadığım sırada da hız, güç ve çevikliğim artmıştı.

Küçüklüğümden beri insanların ne hissettiklerine önem veririm. Empati duyum çok iyidir. İnsanları çok çabuk tanıyabilirdim. Zamanla bu yetenek gelişip, istemediğim kötü bir şeye dönüştü. İnsanların karakterlerini tek bakışta görmeye başladım. Yalan söylendiği zaman çok kolay anlamaya başladım. Birçok insandan uzaklaşmama sebep oldu bu, sevdiğim insandan bile. Bana söylemeye çalıştığı her yalanı anlayıp soğudum ondan. Neden kötü bir şeye dönüştü dediğimi sorabilirsiniz, hemen açıklayayım. İnsanlarla ilgili olabilecek şeyleri senaryo gibi kafamda kurgulamaya başladım. Söyleyebilecekleri ve yapabilecekleri her şeyi tahmin ettim. Şu ana kadar ne yazık ki yanılmadım. Sadece tahmin ediyorum ve doğru çıkıyor, beni yanıltmadı kimse. Bunu bir kişiye ispatlamayı başardım.

Empati ve tanıma olayının haricinde akıl oyunları oynamaya da başladım. İnsanları her konuda kandırabildiğimi fark ettim. Ne kadar akıllı ya da zeki olduğu önemli olmadı. Sadece oyun oynadım ve inandırdım. Bunu hala yapabiliyorum. Tabii eskisi gibi ileri gitmeden, çünkü okulda olduğum sıralarda bir arkadaşımı şizofren olduğuna inandırmıştım. Kendisi kaba tabirle fırlama biriydi. Fakat inanıp buz kesilmişti. Yüzü bembeyaz olmuştu. Tek bir noktaya bakıp kımıldamadığını fark edince direkt doğruyu söylemiştim. Tabii sonrasında benimle konuşmayı kesmişti. Hala pişmanlık duyuyorum bu konuda. Daha kötülerini de yapmış olabilirim. Birkaç psikologu kandırmış olabilirim. Asıl şizofren ben de olabilirim. Yaşadığım şeylerin gerçekliğinden emin değilim, beynim aynı anda inkar ettiği için. Bu durumda hangisinin doğru olduğuna nasıl emin olabilirim, şizofren miyim, yoksa değil miyim? Bir şizofren, şizofren olduğunu söylemez. Peki bir şizofren, yaşadıklarının gerçek olmadığını nasıl anlayabilir?

Şimdi beyin konusuna değineceğim. Normalde bundan kimseye söz etmem. Küçüklüğümden beri zeki olduğumu söylediler, akılsız olabileceğimi düşünmeden. Gerçekten zeka seviyem standartların üstünde. Bununla ilgili çok deneme yaptım, hiçbir şey denemeden bunu söylediğimi düşünmeyin. Zekamı kullanmak için uğraştığım zaman, çok verimli olabiliyorum. Dersinde uyuduğum bir sınavın son gecesi kitaba bir kez baktıktan sonra tam puan almak gibi. Ya da istediğim için bir kitaptaki tanımları tek seferde aklımda tutmak gibi. Genellikle anlatılan şeyleri tek seferde anladım. Programlama mantığına bakarak, ilkokulda kendi programımı tasarladım. Beynim hızlı çalışıyor sanırım, birçok şeyi aynı anda düşünebiliyor ve verimli olabiliyorum. Hayal gücüm de geniş. Hikayemde boşluk olmasını istemediğim için bunları da anlatma gereği duydum.



Şimdi asıl olağanüstü konulara geçeyim. Benimle ilgili olan tuhaf şeyleri araştırmama yardım eden bir arkadaşım vardı. Bir gece hastaydı ve ona yardım etmek istemiştim. Bunun için dua ederek uyuduğumu hatırlıyorum, gerçekleri öğrenmek için de dua etmiştim. Sonrasında bir rüya gördüm ve rüyayı anlatmak üzereyken unuttum. Ama onu da not almıştım. Aldığım nottan hatırladığım kadarıyla yazacağım. Gece kendimi yine odamda görmüşüm, fakat odam, normalde olduğundan çok daha büyük görünüyormuş, öyle olmamasına rağmen. Kendimi de yatağımda görmüşüm. Sanırım yanımda biri varmış; siyah, duman gibi çok uzun ve zayıf bir insan silueti gibi. Bana bir şeyler öğretmeye başlamış ve bulunduğumuz boyuttan yükseltmeye başlamış. Sonra mavi, bir metre boylarında olan yaratıklar görmüşüm. Tiplerini Master Yoda'ya benzetmişim. İçleri saydam, sivri kulaklı ve bebek sahibi yaratıklar. Bizi göremiyorlarmış. Yanımda bulunan kişi birçok yere götürmüş beni, sonrasında o arkadaşımın odasına. Uyandığım zaman bunun basit bir rüya olduğunu düşündüm. Zaten unutmuştum rüyanın büyük bir kısmını. Aklımda kalan kısmını not almıştım, yani burada yazdıklarımı. Aradan birkaç saat geçtikten sonra, arkadaşımdan mesaj geldi. Dün geceden sonra çok iyi durumda olduğunu söyledi. Ben de ona rüyayı anlatacağımı söyledim, rüya olmama ihtimalini düşündüm. Tam anlatmaya başlayacakken aklımdan çekildiğini hissettim. Hepsini tamamen unuttum. Böyle bir şey nasıl olabilir, neden yaşadığım olayı anlatma iznim olmuyor? Daima anlatacağım sırada kafam karışıyor ve anlatamıyorum. Ya da daha fazla unutuyorum. Her seferinde daha fazla unuttum. Keşke her şeyi önceden buraya yazmış olsaydım.

Diğer olaya geçeyim. Rüyamda sürekli cinleri görmüştüm. Onlara meydan okumuştum. Sürekli etrafımdakilere zarar vermeye çalışıyorlardı ve onları durduruyordum. En sonunda uyandım rüyamdan. Etrafa baktım, oda çok karanlıktı. Sağ tarafımda iki kişinin varlığını hissettim. Nasıl olduğunu açıklayamıyorum ama gözlerimi kapattığım anda, yatağımın sağ tarafında oturan kişi kişi gördüm. Biri çok kibirli ve kötü görünümlüydü. Diğeri ise görünüş itibariyle asildi, patron havası barındırıyordu. Çirkin olan kişi, meydan okuyacak şeyler söyledi, ben ise sert bir şekilde konuşarak karşılık verdim. Sonra patron olan konuşmaya başladı. Bir süre yakınımda olacaklarından söz etti. Ben ise, "Sorun değil. Sizden daha güçlüyüm, bana hiçbir şey yapamayacağınızı biliyorsunuz. Özellikle bu odadayken." diyerek karşılık verdim. O da yanıt verdi, "Belki öyle, belki de değil. Yine de bir süre buralarda olacağız." diyerek. Sonrasında gözlerimi açtım, bir süre etrafa boş bakışlar atıp uyumaya devam ettim. Bu arada, bu olayı anlatırken de ıslık tarzı sesler duyuyordum, beni epey öfkelendirdi. Yine kafa sıkma olayını denedim, geçti.

Kuzenimle yaşadığım bir şeyi daha ekleyeceğim. Bana karşı saygısızca hareketleri olan kuzenime, odamda yatarsa korkunç sesler duyacağını söylemiştim. O da dalga geçmişti. O gece uyuduğum sırada ağlayarak uyandırmıştı beni. Korkunç sesler duyduğunu söylemişti. Ben de ona, "Şimdi uyu." demiştim. Ertesi sabah sorular soruyordu sürekli, "Sen şimdi uyu dedikten sonra kafamı yastığa koyduğum gibi uyudum. Nasıl oldu bu?" gibisinden.

Bu arada boyumdan, yaşımdan ve kilomdan bahsedeyim. 1.82 boyunda ve 53 kiloyum. Çok zayıf olduğumu söylemiştim. Yediklerime rağmen kilo alamıyorum. Ama zayıf olmama rağmen fazlasıyla kuvvetliyim. Doğum tarihim de, 02.07.1997. Doğum tarihimi okuduktan sonra doğrudan yazdıklarımın hepsini bir kenara atıp doktorluk yapacak kişiler olacaktır. Sizlerden tek isteğim, olayları bütün olarak değerlendirmeniz.

Okuduğum şeyler aklımda kolayca yer edindiğinden dolayı bilgiliyim. Ayrıca nereden öğrendiğimi bilmediğim çok fazla şey var. Sanırım ani sayfa geçişlerinde görünüp, bilinçaltıma yer edinen bilgiler. Ya bilgiler olağanüstü bir şekilde geldi, ya da zekiyim. Nedense insanlar ikisini de hoş bulmuyor. Başka birinin zeki olması veya tuhaf olaylar yaşaması hoş karşılanmıyor. Bu olayları anlattığım herkes birer birer uzaklaştı benden. Anlatmadığım yakınlarım bile düşünce yapımdan dolayı bana karşı mesafeliler. Benden korkuyorlar nedense. Ben onlara sadece gerçekleri söylüyorum. Düşünce yapım ve dünyaya bakış açım gerçekten çok farklı. Birçok insanla kıyasladım, gerçekten farklı görüyor ve algılıyorum.

Psikologları kandırma olayından da kısaca söz edeyim. O sıralarda delirmek üzere olduğumu sanıyordum. Delirmiş olabilirim de, bunu bilemem, sanırım buna sizler karar vereceksiniz. Psikolojik ilaç almak istiyordum, tek istediğim şey biraz olsun uyuşmaktı. İlaç alabilmek için yalan uydurup inandırmıştım, bana inanmıştı. İlacı kullanmaya başlamıştım, fakat hiçbir etkisinin olmadığını fark ettiğim zaman hissettiğim tek şey hayal kırıklığıydı. O sinirle pakette kalan tüm hapları tek seferde yutmuştum. Zaten sadece birkaç tane almıştım öncesinde. Tabii tahmin edeceğiniz gibi, hiçbir şey olmamıştı, daha fazla sinirlenmek için güzel bir sebep. Bunun haricinde çok çeşit hastalık yaşadım. Hastaneye gitmeye gerek duymadan iyileşti. Ama gerçekten çok farklı çeşitlerde hastalık yaşadım. Söylemek istemediğim bir hastalığın devamlılığı ve ihmali bir insanı öldürürmüş. Fakat orada yazan devamlılığından çok daha fazla sürmüştü, aynı zamanda o hastalığı tamamen ihmal etmiştim. İyileşmişti sonradan.

Dışarıda yürüğüm zaman diğer insanların aksine ilgi çekmeyi asla istemedim. Fakat ilgi çekiyorum. Sadece insanların arasında yürümeye ihtiyaç duyduğum zaman çıkıyorum dışarı. Bazen sadece gideceğim yere bakıp, etraftaki hiçbir şeye dikkat etmiyorum, gözümü ayırmıyorum gideceğim yerden. Bazen de herkese tek tek bakıp, nasıl hissettiklerini algılıyorum. Onların kendi gözlerinden görür gibi oluyorum. Buna da ihtiyaç duyuyorum, sebebini bilmiyorum. Özel olduğumu hiçbir zaman düşünmedim. Sadece farklı olabileceğimi düşündüm. İkisi aynı değil. Gerçekten farklıyım. Ama insanlar buna da karşılar. Böyle olmamı istemiyorlar. Onuncu sınıfta iki kez üst üste sınıfta kaldım. Evet, zeki olmakla akıllı olmak aynı şey değil. Bazı istisnalar haricinde hiç çalışmadım, kalmayı hak ettim. Sonrasında hayatım daha berbat bir hale geldi tabii.


Cin konusundan da kısaca söz edeyim. Cinlerden hem nefret ediyor, hem de yakınlık duyuyorum. Bir yandan hepsini öldürmek istiyorken, öte yandan onlara saygı duyuyorum. Aynı zamanda aşağılık gördüğüm ve hakaret ettiğim oluyor, sürekli hem de. Üstelik asıl aşağılık ben iken, şüphesiz.


Eskiden her şeyi anlattığım kişilere ulaşmaya çalışıyorum. Onları bulabilirsem, anlattıklarımdan hatırladıklarını yazmalarını isteyeceğim. Yazdıkları zaman bu konunun altına yorum olarak yazacağım hepsini. Gerçekten hatırlayamıyorum. Zaten hatırlamıyorum, bana zararı olmaz diye düşünmüştüm. Ama önemsemediğim zaman bile durmadı bu olaylar. Neden başta 7 işaretinden söz ettiğimi ve sonrasında söz etmediğimi de sorabilirsiniz. Bütün bunlar olurken, hepsinin sebebinin o olduğunu hissetmiştim. Ayrıca o işareti yapan şey bir hayvan değildi. Küçükken öyle zannetmiştim, ama zaman geçtikçe öyle olmadığını anladım. Ortada hiçbir şey yokken oluştu. Aniden oluşan saçma bir lanet gibi. Bununla ilgili çok fazla araştırma yaptım fakat hiçbir şey bulamadım. Bu işaret için gümüş rengi yazmışım, bazen tam beyaz oluyor, bazen de açık gri. Değişebiliyor yani.

Sanırım bütün bunları çok saçma bir şekilde anlattım. Hikayenin asıl kısmını unuttuğum içindir belki de. Ama öğrendikten sonra direkt yazacağım, umarım. Sizden bu konu hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Umarım bana yardımcı olursunuz. Okuyan herkese teşekkür ederim.



Eklemem gereken şeyler var. Öncelikle son bir yıldır rüya ile gerçekliği ayırt etmekte zorlanıyorum. Rüyadan uyandıktan sonra tekrar uyuyup devam edebiliyorum. Bazen defalarca uyanıp tekrar uyuyarak devam ettiğim oluyor. Devam edemediğim bir rüya olmadı sanırım, son bir yıldır. Yaşadığım birkaç Karabasan ya da Uyku Felci olayı da var. Sadece bir tanesinden hızlıca söz edeceğim. Bir gece başka bir odada uyuyorken hissettim o ağırlığı. Kımıldayamadım, üzerimdeki ağırlık gittikçe artıyordu. Dua okumaya başladım fakat geçmedi. Önemsemeyip uyumaya çalıştım fakat sinir bozucu olmaya başladı. Ben de sinirle kımıldamayı başarıp kurtuldum. Tabii gözlerimi açmadan uyumaya devam ettim. Ağzım kendiliğinden açıldı ve içeri bir şey girdi, girerken kaburgalarım parçalanacak hissi veriyordu. Her kurtulup uyuduğumda sürekli aynı şey oluyordu. Saatler sürmüştü bu olay, en sonunda tamamıyla geçmesi için son kez kımıldayıp Kahhar ve Rahim demiştim. Bitmişti sonra. Uyumaya devam ettikten sonra o olayın devamı olmamıştı. Ama bu olayda bana ilginç gelen şey, önemsemeyip uyumaya devam ediyor olmamdı. Bütün bu anlattıklarımın gerçekliğinden şüphe duyuyorum. Neyin doğru ve neyin yanlış olduğundan emin olamıyorum. Artık birinin çıkıp gerçeği söylemesini istiyorum. Gerçekten sıkıldım bu durumdan, bana acı veriyor, patlayacak gibi oluyorum. Sadece geçmesini istiyorum.


Korkutan oldukları vs vs olacaktı yanlış yazmışım.
 

Gloriam

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ağu 2017
Mesajlar
14
Tepkime puanı
7
Bence kendini gayet güzel ifade etmişsin sadece olayları hatırlamıyorsun.cin ilminde cinlerin çocuklara oynadıkları,korkutan öldükleri vs vs gerçektir ama bir cin bir çocuğa zarar veremez.7 rakamını varlıklara bağlama.musallat yaşıyor olabilirsin.ben bakım yapan biriyim.bunu deme nedenim kızı uyutman,algilarinin açık olması,hissetmen insanları vs vs tarzı güçler musallat yaşayan kişinin varlıkla etkileşimde olmasından kaynaklanır.bazen insan üstün gelir ve varlık yapmak zorunda kalabilir veyahut yapabilir.onemsemeden uyumaya devam etme ise kendinde olmama,bir trans halı gibidir.bu olayları anlatıp yardım istemektende asla vazgeçme,çıkış yolun kapatılıyor muhtemelen.musallat yaşıyor olma ihtimalin yüksek.herseyden önce psikolojini ve iradeni güçlü tut.
 

Eria

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
10
Tepkime puanı
3
Önemsemeyip uyuma kısmını ben de yaşadım. Üstelik olay sadece uyku felcinden ibaret değildi, bir erkek sesi bana bazı şeyler söylemişti. Kelimesi kelimesine hatırlıyorum fakat yazmak istemiyorum şu an. Sadece şunu söyleyeyim o varlığın benden nefret ettiği kesin :) Yazınızın tamamını okudum ve size sormak istediğim şu: Bir dini inancınız var sanırım dua okuduğunuza göre... Dini ibadetlerinizi yerine getirip, inandığınız-inanıyorsanız- yaratıcıya yöneliyor musunuz?
 

Zaurifer

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Haz 2017
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Öncelikle şunu söylemem gerek, yazının en sonundaki cümle bana ait değil. Konuyu düzenleyen kişi yanlış düzenlemiş. Bunun düzeltilmesini rica ediyorum. Yazının tamamını okuduğunuz için teşekkür ederim. Yıllardır bu haldeyim ve tam olarak durumumu tarif edemiyorum bile. Söylediğim gibi, delirmiş olabilirim ve eğer delirmiş olsaydım, bunu anlayamazdım. Musallat olduğunu düşündüm ben de uzun süre. Ama nedense cinlere dair hiçbir şeyi uyanıkken görmedim. Bunun haricinde musallat yaşayan insanların yanına gittim ve ben yanlarında olduğum süre içerisinde durumları gayet iyiydi. Yani bilemiyorum ama durumumun musallat olması, başka şeylerin olmasından daha iyidir. Çok basit bir cevabı vardır, kulağa kolay gelir ve olayları doğrudan ele aldığında verilebilecek en makul cevaptır belki de. Evet dini inancım var. Kendi kendime telkinler verip unutturmaya çalışsam da, sebebini bilmediğim bir şekilde hissediyorum. Ama bu yaratıcıya yönlendirmiyor beni. Sadece ondan nefret ediyorum. Öyle nefret ediyorum ki, aynı zamanda seviyorum. Bu konuda ciddi bir çelişki içerisindeyim. Ama her zaman onun kusursuz yaratımına bir leke olarak düşündüm kendimi. Hatalı bir ürün gibi. Belki de her şeyin cevabı budur. Yaratıcıyla ilgili söylemek istediğim tek şey, onun hiçbir şeye müdahale etmediği. Duaların kabul olmasıyla ilgili söylenen her şey yalan, bana göre tabii
 

Gloriam

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ağu 2017
Mesajlar
14
Tepkime puanı
7
Saffat suresi dinlemenizi istiyorum.dinlerken uyku,esneme,ağrı,karincalanma,kasılma gibi durumlarla karşılaşırsanız cinlerin sizinle uğraşı vardır.dinledikten sonra dinleme esnasinda olanları anlatin bana,birşey olmadıysa olmadı deyin.dinlerken bahsettigim tarz etkilerle karşılaşırsanız cinlerle alakalı bir durum mevcut demektir.
 
Üst