Şamanizm

  • Konbuyu başlatan 43887
  • Başlangıç tarihi
4

43887

Kuşkusuz Şamanik Algı düzeyi sıradan insanın çok üzerindedir.
Onlar başkalarının görmediğini görmek, başkalarının duymadığını duymak, başkalarının kokusunu almadığı şeylerin kokusunu almak gibi özelliklere sahiptir.

Şamanik vizyon açısından bu hassasiyet aslen bir nimettir
ve Şamanik bakış açısının sıra dışı olmasının sebebidir.

Hatta ruhsal gerçekliğin
doğrudan doğruya kişisel olarak algılandığı
bu farklı vizyon
birçok kez deli olarak nitelendirilme sebepleridir.

Bilincin olağandışı hallerini araştıran bir psikiyatris olan Stanislov Grof,yüksek algının söz konusu olduğu bu hali holotropik bilinç olarak adlandırır

Tüm duyusal alanlardaki keskin algısal değişimlerle karakterize edilen ve gerçekliğin görünmeyen boyutlarını veya günlük yaşantımızın farklı bir perspektifini kapsayan bu hali oluşturmak için kokuların da kullanıldığını belirtir.

Holotropik bilinç oluşturmak için , dinlerde sofistike psikospiritüe prosedürler, Meditasyon, dua ve diğer spiritüel uygulamalar (çeşitli yoga teknikleri, Tantrik ritüeller, Soto ve Rinzai Zen uygulaması, Tibet Dzogchen'i, Loyola'lı Ignatius egzersizleri)ya da sosyol ve duyusal bir izolasyon olan, mağarada, çölde, buzullarda veya yüksek dağlarda kalmak ya da oruç tutmak, uykusuzluk, susuz kalma ve hatta kan verme, güçlü laksativler ve müsiller , psikedelik bitkilerin ve maddeleri kullanma,
şiddetli ağrılarla eziyet çekme [Lakota Siyuları güneş dansı, bedenin çeşitli yerlerinin kesilmesi, dişlerin eğelenmesi]) gibi
zihin değiştirici prosedür olarakekstrem bir takım fizyolojik müdahaleler de kullanılır;

Bu holotropik hallerin antropologlarca "ilksel zihin" (primal mind) olarak adlandırılan insan psişesinin
-ırk, cinsiyet, kültür ve tarihsel zamanı aşan temel ve başlangıçta varolan -bir yönünü harekete geçirdiği düşünülmektedir

Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı kitabında Fuzuli Bayat 'ın ifadeleri ile :

“Şaman, kozmik seyahat olarak değerlendirilen kamlık süresi boyunca bu bilgiyi insanlara ulaştıran aracı kişi görevini üstlenir.

Kamlık, işlevi açısından önce evreni ve maddi âlemle ruhlar âlemi arasındaki ilişkiyi anlama ve algılama yoludur”

Ruh varlıklarının bedenlilerle kokular aracılığı ile veya maddeleşen düşünce ile bağlantı kurduğu inancı oldukça eskidir.

Zira Düşünce gibi kokuların da algılanabilen eterik bedenleri olduğu belirtilir.

Pratik veya felsefî simya geleneklerindegüzel kokulara özel önem verilir.

Fiziksel maddeden ilahi öze doğru olan dönüşmeler açığa çıkardıkları kokular ile tanınır.

Dört elementi kontrol eden ve tamamlayan beşinci element ,

Hinduizmde Akaşa olarak,

kimi zaman da ruh veya eter-esir olarak veya beden ve ruh arasında aracı olarak geçmektedir.

Koku anlamındaki ‘rayiha’ kelimesinin de‘ruh’ kelimesiyle kök akrabalığı da ilginç bir durumdur.

Hatta hayvanların bize göre daha fazla koku duyu hücresi
taşıması sebebi ile bizim alamadığımız ruhlara ait bu kokuları
algılayabildiklerine de inanılır.

Şamanlar seçilmiş kişilerdir.

Ve DNA mıza göre koku almamız söz konusu olduğu da
artık bilimsel bir gerçektir.

Aura denilen, insanı çevreleyen enerji alanının DNA ve hüvrelerden yayılan biyofotonlar ile vücudun ve beynin yaydığı diğer frekansların bir etkileşimi olabileceği ,

Şaman gibi bazı özel niteliklere haiz insanların
DNA aracılığı ile yayılan fotonları algılayıp bunları bilinçli olarak kullanabileceği düşünülmektedir.

Algıyı değiştiren bu DNA iletişimine dair Rus bilim adamları DNA nın kurt yenikleri adını verdikleri bir tür tünel bağlantı olan bölgeler oluşturabileceğini ve bu tünel aracılığı ile özel bir bir iletişimin söz konusu olabileceğini söylemişlerdir.

Ruhlarla iletişimde tütsü -buhur- uygulamalarını da araç olarak kullanan ve bu şekilde kullandıkları farklı kokularla muhtemel ata ruhları ile temasa geçen veyaortamı kötü ruhlardan da arındırabilen Şamanlar bunu yaparken ateşin arındırıcı gücüne dayanmışlardır.

Roux’un tespiti ile, eskiden ölen kişinin yatağını ve ona ait olan her şeyini ateşle yakarak arındırırlarmış.

Tütsü uygulamasının da arındırıcı bir değere sahip oluşu ile ilgili olarak kötü ruhları kovma niteliğine sahip olmasını savı ile
Tatarlarda da cenaze yıkanırken ardıç ağacı dallan veya ağaç mantarını yakıp tütsüsü ile odayı temizleme adeti görülür.

Göktürkler'de, "Yuğ töreni" denilen cenaze töreninde
yine güzel koku dağıtıcıları bulunur.

Şamanlar tüm bu amaçlarının yanı sıra çeşitli otlardan yaptığı tütsülerle elde ettikleri kokuları transa geçmesini sağlamak
ve kendinden geçerken aynı zamanda algılarını , farkındalıklarını artırmak için de kullanmış olmalılar.

Zira koku alma duyusu içgüdü ve bellek ile çok güçlü bir şekilde bağlıdır ve koku beynin eski kısmı diyebileceğimiz koku beyni (rinensefalon) ile ilişkilidir İnsanoğlunda bu bölgeye
limbik sistem de deniyor.

Bu sistemde en temel içgüdüsel tepkilerin hızla karar verildiği
amigdala da değerlendirilerek,
“savaş, dövüş, kaç, ye/yeme, cinsel ilişkiye gir/girme” kararı verilir
ve buradan çıkan bağlantılar beynin bütün bölgelerine gider.

Dolayısı ile herhangi bir koku bu bölgede değerlendirildiğinde
sonuçta üst beyin de uyarılır ve kişinin iç durumu ilgili hormonlar ile değiştirilmiş olur.

Druidlerin ateşe meşe dalları ve yaprakları atarak
Hacı Bektaşın ardıç dalları atarak oluşturduğu tütsüler
bu amaçla bio-ritm düzenleyici bir fonksiyona sahip olsa gerektir.

Örneğin Pelin otu, psişik farkındalığı uyardığı ve rüyalar aracılığı ile kehaneti sağladığı aynı zamanda kötü ruhları uzaklaştırdığı
inancı ile kullanılır, çok dikkatli kullanılması gereken bitkinin
aşırı tüketimi halüsinasyonlara, hatta ölüme yol açabilir.

A. İnan’ın ifadeleri ile

“Şaman, davulunu ateşe tutup kuruttuktan sonra
cübbesini ve davulunu arcan denilen kokulu ot yakıp tütsüler ve sandalyeye oturur”

Şamanın ruhlarla teması ile ilgili olarak;

'Nişanlı Kadın Şamanın Hikâyesi' başlıklı,
1977’de Margaret Nowak ve Stephen Durrant’m İngilizce çevirisiyle sunulan bir Mançu halk destanında da şaman etkinliklerine dair bu nevi bilgiler bulunur.

Söz konusu destanda bir genç hastalanıp ölürve onu hayata geri döndürmek için bir şaman aranır.

Gencin babası, insanları kandırıp yiyeceklerinin üstüne konan
ve birinin ölüm tarihini doğru bilip yeterliklerini ispat edemeyen
sahte şamanları açıkça suçlar.

Sonra adı “Nişanlı Kadın Şaman” olan güçlü bir kadın şaman
ölüm olaylarını bulmak için duruma uygun biçimde
kehanet çalışmalarında tütsü koklayıp bir tefe vurarak
bir ruh tarafından ele geçirilmesi ile gencin nasıl öldüğünü mırıldanır

Şamanizm’de, ruhların koku aldıkları inancı, kokularla ölülerin ruhlarının şad olması için bugün bile kandillerde simit, arife ve cuma günlerinde lokma ve helva yapılmasına sebep olmaktadır

Tüm dini inanışlarda tütsünün ve esansların önemli yeri olmuştur.
Örneğin peygamber kelime kökü koku ile ilişkilendirilir
Her ne kadar “peyam” (haber) kelimesinden türetildiği savı olsa da

peygamber kelimesinin

“peyk-üamber”den geldiği de iddia edilir.
Peyk: Haber ve mektup getirip götüren,
“peyk-üamber” kelime anlamı ise
“güzel kokunun habercisi” demektir.

Beynin algı dünyasının sınırlarızaten soru işaretleri ile doludur ve dolayısı ile Şamanik algının kavranmasının hiç kolay olmayacağı da çok açıktır.
Alıntı
 

Nyks24

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Nis 2018
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Şaman birisi ile görüşmem lazım bana mesaj atabilir mi acaba?
 
U

Utopia

Bir iki defa regresyon seansı almıştım, dini inancını özellikle sormadım ama sanırım terapistim şamandı. Terapi esnasında iki şamanın ruhunun bana destek amaçlı geldiğini ve beni arındırdığını söyledi ya da onları kendisi gönderdi bilmiyorum. Farklı bir deneyimdi, ben göremedim o şamanları gerçi...
 
Üst