Büyü olduğundan başlarda sadece şüphelerim vardı. Eşimin hal ve hareketlerinden bu şüphe içime düşmüştü ama kim niye yapsın diye düşünmüştüm. Hiç ama hiçbir sebep yokken, aramız 1 dakika önce gayet iyiyken "bir şey" oldu(ne oldu inanın bilmiyorum) ve o an boşanıcam diye bana bütün kapıları kapattı. Beni görünce canavar görmüş gibi oluyordu ve kaçıp saklanıyordu benden. Ama ben yine de büyüden olduğunu ciddi anlamda düşünmemiştim. Çok değerli Urumla götüştüm. Büyü olduğunu ve yapan kişi hakkında bilgiler verdi(tarif ettiği insan çevremizde var). Burdan bir kez daha kendisine teşekkürlerimi iletiyorum. Sevgili Urum büyünün iptali için çalışma yaptı. Hatta çalışma devam ettiği sıralarda 1 senedir beni her yerden engelleyen, hiçbir şekilde iletişim kuramadığım eşim bana bir mesaj yazdı. Ama bir seferlik devamı gelmeyen bir iletişimimiz oldu. O an büyü tamamen etkisiz olursa herşeyin düzeleceği inancına kapıldım. Ardından eşimi boşanma davamız sırasında gördüm. Eşimin bakışlarında senden nefret ediyorum ya da ayrılmak istiyorum yoktu. Kaçamak şekilde bana bakışları vardı, ezik ve bana karşı mahçup bir hali vardı. Onu öyle görünce inancım daha da arttı. Sanırım büyü sürekli tekrarlanıyor,
Çünkü büyü yaptığını düşündüğüm kişi gerçekten kötü niyetli ve eşime büyük bir kini var. Ve benim bunu sürekli bozdurmaya maddi olarak imkanım yok. Evime de gidemiyorum, evimi arındırıp dualarla eşimi ve kendimi koruma şansına da sahip değilim. Uzaktan yapabileceğim dualar ne kadar etkili oluyor bilemiyorum.
Bütün bunlar sebebiyle büyü biterse her şey düzelir diyor içim. Kendimi mi kandırıyorum bilemiyorum.
Eşinizle aranızdakileri daha net ifade ettiğiniz için var olma olasılığını ben de gördüm şimdi. Tabi ki kesinlik için bakım gerekir ve Urum bakıp var dediyse vardır. Tekrarlanan büyülere maruz kalmak zordur, çözülür tekrar yapılırsa tekrar çözülmesi gerekir. Tekrarlı büyü olduğu tespit edildiğinde yapılacak şey etkinin geçtiği ve yeni tekrarın henüz yapılmadığı anda bir koruma yaptırmaktır böylece tekrar büyü yapılamaz, hatta bazı korumalar ayna gibi geleni yansıtır o büyü yaptırana, büyücü de müşteri de kendilerine büyü yapılmış gibi etkilenir. Ama tabi büyücü hem kendisini hem de müşterisini koruma altına almadı ise. Bu da işin ehli büyücü değil de uyduruk büyücü ise veya müşteriye az para ile yapıp sadece kendini koruyup müşteriden bunun için para almadığından ona koruma yapmadı ise mümkün olacak bir durumdur. Öyle ise sizin için fırsat çıktı bu tip korumayı yaptırma şansı için demektir. Neyse detaylarla boğmayayım.
Tekrarlanan büyüler sonunda hedefteki kişinin sinir sistemi bozulur ve sonunda kişiliği de. Bambaşka olan bu insan artık sevdiğiniz kişi olmaktan çıkar farklı karakterde bir insan olur. Görünümü de biraz değişir, yaşlanır, çöker, saçı dökülür vs. Bu yüzden zaman kaybetmeden tekrarların önüne geçmeniz için hareket etmenizi tavsiye ederim, sonra çok geç olabilir.
Uzaktan yapacağınız dua sadece kendinizi telkin edip yüreğinize su serpmenize, dönemi biraz sakin atlatmanıza yol açacaktır. Yoksa eşinizin dönmesi ya da büyünün bozulmasını sağlayacağı şeklinde ütopik düşüncelere kapılmayın.
Kalp sesini dinlemek sizi zayıflatır. Akıl ve mantığın sesi de güçlendirir. Çünkü ne zaman kalbimizin sesini dinlesek bir yerde tıkanıyor ve ilerlediğimiz yola devam edemiyoruz. Bizi hep avutan, kandıran bir ses olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarınızdan biri size bir kötülük yapar, rahatsız olursunuz. Kalbiniz ''affet ya, ne olacak? Bir daha yapmaz, belki bunda da bir hayır vardır.'' der. Siz bunu yaptığınızda o kişi sizi daha da üzer. Diğer yandan akıl size her zaman doğruları söyler. Söylediklerini uyguladığınızda üzülmeyeceğiniz ve sizi güçlendirecek şeyleri söyler. En basit örneği günümüzün bilim insanları. Kendilerini akıl, mantık ve bilimin ışığına adamışlardır. İnsanlar onları rahatsız edemez çünkü kalp ile bakmazlar. Bu yüzden yerinde saymak yerine durmadan ilerleme kaydetmişlerdir. Şimdi büyü konusuna gelelim. Diyorsunuz ki ''eşimle aram normalde iyi ama biri büyü yaptı ve aramız mahvoldu; büyüyü bozdurduğumda ise yenilendiğini düşündüğüm için aramızdaki soğukluk devam ediyor. Maddi gücüm yok ki tekrar bozdurayım büyüyü.'' O zaman sizin o kişi öyle bir büyü yapmanız gerek ki o size bir daha büyü yapamasın. Eli ayağı kenetlensin, darmadağın olsun. Ondan sonra tekrar büyüyü bozdurun. Böylece her şey çözülmüş olur
Kalp sesi kimseyi zayıflatmaz. Sizin duyduğunuz kalp sesi değil, bilinçaltınızın sesi. Bilinçaltı 5 yaşında bir çocuğun aklına sahiptir. Uymanızı tavsiye etmem. Akıl sesi ile kalp sesi aslında aynı şeyleri söyler iyice dinlediğinizde, mantık dışı söylemez.
Bilim adamlarının nasıl düşündüğüne gelince; sorgulamak, körü körüne inanmamak ilerlemeyi sağlamıştır ancak sadece 5 duyu ile görebildiklerini varsayıp metafiziği yok saymak kör olmak demektir, onun görmemesi onun orada olmadığı anlamına gelmez. Havayı eliyle tutamıyor diye yok mu sayıyorlar, göreceli bir çelişki bu da. Bu yüzden dar düşünceli, bilim adamı kimliği altındaki kişiler ayrı bir kulvardır. Bunu hem bilim adamı hem de büyücü kimliğimle söylüyorum.
Üyeye yaptığınız tavsiyeye gelince ne yazık ki o kadar kolay değil o iş. Darmadağın olsun büyüsünü gerçekten yapacak kaç kişi bulabilir öncelikle. Yapan ondan ne ister buraya hiç girmiyorum bile. Negatif büyü herkesin bulaşmak istemediği bir türdür. Ayrıca önce darmadağın büyüsü yapılsın sonra size yaptığı çözülsün de olamaz, mecburen önce size yapılan çözülecek, öncesinde de müşteri koruma altına alınacak (bunun için de bir dizi işlem var), sonra temizlik, arınma ve karşı büyü. Öbür tarafın da eli armut toplamıyor, kimin daha güçlü büyücü olduğuna göre sonuçlanır. Bu büyücüler savaşına bile yol açabilir eğer her iki tarafın da maddiyatı yeterse.
Bazı insanlar kötü şeyleri hak eder. Bu yüzden onlara kötü şeyler yapmak gerekir
Kuantum gereği bile sana kötü enerji gönderene, sende birikmesine sebep olduğu kötü enerjiyi yollayarak rahatlayabilirsin. Valar Dohaeris
Kimin neyi hakettiğini kimse bilemez.
O sözü söyleyen embesili de köpekler kovalasın.
Bu konular üstüne bir kitap yazmayı düşündünüz mü? Bilgi gerçeklilikle birleşince birlerden çok binlere hitab eder açıkçası kitap okumayı sevmem ama çıkacak olan sonucu merak ediyorum.
Hayır düşünmedim, yazmam zira. Bilgi ancak hak edene verilmelidir. Eğer biri verilecek bilgiyi almaya çaba gösteriyorsa, ilgi duyuyorsa anlatırım, Onyüzmilyonbin kişi aynı şeyi sorsa yine hepsine tek tek anlatırım. Karşılıklı sorularını cevaplarım, verdiklerimi kendi deneyimleri ile birleştirerek gelişeceklere katkıda bulunurum. Ama dümdüz ortaya öylesine yazmam