Teşhir Bilimi

Ulas149

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Mar 2014
Mesajlar
121
Tepkime puanı
24
Arkadaşlar bugün sizinle çok az bilinen bir simya çalışması paylaşacağım. İlk önce bu bildiğiniz herhangi bir büyü değil simya uygulamasıdır. Simyayı burada uzun uzadıya anlatmayacağım bilmeyenler her yerden okuyabilir. Söz konusu uygulama eski Arap simyacılarının bir tarifi olup, özünde Araplara da simya antik yunanlardan geçmiştir. Konuya dönecek olursak uygulama şöyle: İlk önce birkaç tane börülce(lübiya) tanesi alıyoruz (internetten bakın nohut benzeri bir şey) bu taneleri eşek kanıyla iyice boyuyoruz. daha sonra bu taneleri idrarlı bir samanın içinde sıcak bir ortamda üç ay boyunca bekletiyoruz. Bakın burası önemli. Simya tam anlamıyla bir büyü olmadığı için gerekli koşulları eksiksiz sağlamak çok önemli. Simya konusunda deneyimli ve bu çalışmayı yapacak kişiler için şöyle bir taktik olabilir: Köydeki sığır damlarını bilirsiniz. Özellikle içerisi yaz aylarında fazlasıyla basık ve sıcaktır. Ayrıca buraya hayvanlar için saman koyarlar ve sığır idrarını da bu şekilde halledebilirsiniz. Unutmayın çiçek sular gibi ara sıra taneleri gömdüğünüz saman öbeğinin idrarlanması gerekli.Mümkün olduğunca idrarla ıslak olsun ancak aşırı da olmasın. Ve bu hayvan idrarı olmalı. Eğer her şeyi sıcaklığı ve ortamı vs. vs. tam olarak ayarladıysanız üç ayın sonunda o saman öbeğindeki börülce tanelerinden "Teşhir" adı verilen kırmızı yılanlar çıkar. Bunların ayrıca boyun kısımlarında siyah tüyler vardır.
Eğer yılanlar düzgün ve canlı bir şekilde samandan çıkarsa bu sefer onları karın kısmı geniş yani yılanların hareket edebileceği bir testinin içine koyun. Bu arada söz konusu malzemelerin hepsi doğal olmalıdır. Testiyi kapatıp içinden çıkamayacakları bir hava deliği açın. Daha sonra yılanları bir hafta boyunca eşek kanıyla besleyin. Günde ne kadar beslenileceği tarifte yazmıyor. Aşırıya kaçmayın çok az da vermeyin. Bir hafta eşek kanıyla besledikten sonra bu yılanları dört hafta boyunca aç bırakın. Burası da önemli dört hafta boyunca tam olarak aç kalacaklar dört haftanın sonunda açlıktan birbirlerini yiyecekler fakat geriye bir tane yılan sağ kalacak. O yılan da değişime uğrayacak ve kanatları çıkacak. Bu yönüyle biraz Basilisk denen yaratığı andırıyorlar kanımca. Tabii bu arada yılanlar salak salak yüzünüze bakmayacak dikkat etmezseniz kaçabilirler veya daha kötüsü sizi sokabilirler. Kitapta tehlikeli olup olmadıklarından söz etmiyorlar ama ben deneyip görmenizi pek tavsiye etmiyorum. Uzun lafın kısası tüm konularda olduğu gibi burada da dikkatli olun. Her neyse bu son kalan kanatlı yılan uçup testiden çıkmaya çalışacaktır. Dikkatli olun kaçırmayın. Bunu da bir süre aç bırakacaksınız. Kesin bir süresi yok hayvan açlıktan hareket edemeyecek duruma gelene kadar aç bırakın. Aman dikkat edin ölmesin onunla daha işimiz var. Daha sonra açlıktan ölme noktasındaki bu hayvanı dikkatlice (mümkün olduğu kadar doğrudan temas kurmadan, örneğin yumuşak bir eldivenle) alıp tam boynundan çelik bıçakla kesiyoruz. Kafasını tam koparmadan, yani kafasını tutacak ufak bir et parçası olması gerekli. Yılanın kanını tamamen akıtıp öldüğünden emin olun. Bu kanlar çok önemli bunları hiç ziyan etmeden şişeleyip karanlık bir yere koyun. Bu kana zehebi ibriz ve iksiril ekber derler. Bu noktaya kadar simya ham maddesi elde etmeyi anlattım. Gidip de hayvanın kanını kafanıza dikmeyeceksiniz. Şimdi gelelim bu çok değerli ham maddeyi kullanmaya. Kitapta anlatılanlara göre bu yılanın kafasını yanında taşıyan bir kumandan Allah'ın izniyle her savaştan galip çıkar. Bu hayvanın bedeninin yağını çıkartıp (yağ çıkarmak farklı ve zor bir iştir bunu başkalarına sorarak öğrenebilirsiniz.) o yağ ile bir mum yapsa ve bu mumu bir topluluğun içinde yaksa, o topluluk birbirlerini eşek olarak görür. muma koyulan fitilin rengine göre eşeğin rengi değişir. Her kim bu hayvanın kanını ayağının altına sürse Allah'ın izniyle suda yürüyebilir. Bu kanı eline, ayağına veya bedenin herhangi bir yerine sürse o kan sürülen bölge yanmaz, ateşten etkilenmez. Koparttığın kafayı yağmursuz bir günde havaya tutarsan Allah'ın izniyle yağmur yağar. Bu hayvanın gözlerini oyup bu gözlerden sürme yapıp sürmeyi gözüne sürersen ve aynı zamanda hayvanın kanını da yüzüne sürersen görünmez olursun, seni Allah'tan başka kimse göremez. Bayağı uzun süren yüksek dikkat gerektiren bir uygulamadır. Ayrıca bu işlerin dışında hayvanın kanı çok değerlidir. Zaten burada olay yılan üretip beslemek değil Zehebi İbriz adı verilen kanı elde edebilmektir. Aslında bir nevi ipek böceği gibi. Hatta bu kanla altın üretilebileceği rivayetleri bile vardır.

Kaynak:Uyunel hakaik-Şah Simavi. ve kendi yazılarım

Uyarı:Uygulamayı bizzat denemedim, yüzde yüz doğrudur gibisinden bir iddiam da yok. Tek söyleyebileceğim bu tarz uygulamalarının yüksek deneyim, bilgelik ve dikkat gerektirdiğidir. Ben bu uygulamayı daha çok genel bilgi ve farkındalık yaratmak amacıyla yazdım. Simya konusunda deneyimli arkadaşlarıma vesile olabilirsem ne mutlu bana. Deneyim diyorum şöyle ki hani mekan sıcaklığının bir derece düşük veya yüksek olması veya hayvana verilecek kanın gereğinden az olması ve uygulamanın başarısız olması vs vs vs. Tüm bu durumlar söz konusu. Bunları tam anlamıyla da ancak deneyimli kişiler yapabilir. Hayvanın kalıntılarıyla yapılan uygulamalar kulağa biraz olağan üstü gelebilir. Eğer bir kusur varsa tabii ki belirtebilirsiniz ancak okült konularda gram bilgisi olmayan ergenler gibi laubali yorumlar yapmayın ki zaten forum kurallarına aykırıdır. Bana da biraz uç uygulamalar gibi geliyor ancak çoğu simya ve büyü üstadının bunları solda sıfır bırakacak işler yaptığını biliyorum. Umarım yararını görürsünüz unutmayın evrende her şey mümkündür.
 
Üst