İlahî Nîzam ve Kâinat

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
1959 yılında ruh celselerinde, yani bir medyum vasıtası ile ruhlarla ilişki kurulan ya da kurulduğuna inanılan toplantılarda “Önder” adındaki “yüksek bir ruh” tarafından Attila Güyer adlı medyuma yazdırılıp Türkiye’de “ruhçuluğun kurucusu” ve “ruhlarla temas” akımının başlatıcısı olarak bilinen İstanbul’da faaliyet gösteren “Metapsişik Tetkikler ve İlmî Araştırmalar Derneği”nin de kurucusu olan Dr. Bedri Ruhselman tarafından düzenlenen “İlâhî Nizam ve Kâinat” isimli kitap Ruhselman’ın vasiyeti üzerine, görevlendirilmiş üç kişi tarafından zamanı gelince açığa çıkarılmak üzere, üç nüsha halinde, 54 yıl boyunca, İstanbul Karaköy’deki 5. Noter’de saklanmış 2.4.2013 tarihinde MTİAD1950 yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Daha sonra günümüz Türkçesine uyarlı baskısı da çıkarılmıştır.

Söz konusu tebliğlere göre iklimler değişecek, depremler artacak, kuraklıklar başgösterecek, 2050’den itibaren buzullar erimeye başlayacak ve dünya son derece ısınacak…
Daha sonraki senelerde tabiat çok büyük ölçüde değişecek, insanlar kütleler halinde ölecek, “dünyada yaşamak çok ıstıraplı ve zahmetli bir hâle gelecek”, kıt’alar batacak, yeni kıt’alar ortaya çıkacak ve insanlık eski ilkel zamanlarına dönecek!
Bütün bu felâketler dünya hayatı ile sınırlı kalacak, “yüksek planlara” yani “öbür tarafa” geçmeyecek, ölenler öldükleri anda bu felâketlerin hepsini unutmuş olacaklar.

Kitapta hiç naklen celse kaydı yoktur. Çünkü Ruhselman bir bilgiyi pek çok celseden derlemiştir.Kitabın ilk bölümleri daha çok dünyanın yapısıyla ilgilidir. Onun için daha çok maddeyi anlatmaya yöneliktir. Ruhun yapısı akabinde konu edilmiştir. Kitabın son kısımlarında ise daha çok dünyanın geleceğine ilişkin kehanetler bulunmaktadır. Kitap, dünya insanının nereden gelip nereye gittiğini, tekamül aşamaları ve geçişlerini,dünyanın işlevini, maddeyi, maddenin yapısını, maddi mekanizmaları, ruhu, ruh ve madde münasebetinin nedenlerini ve nasıl kurulduğunu, alemleri, şuuru, uykuyu, rüyaları, manyetizmayı, zamanı, zamanın idraklere hitap eden kısımlarını, üst alemlerdeki zaman yapısını, kaderi, kader mekanizmasını, dünyayı sevk ve idare eden planları, cennet ve cehennem sembolleriyle ifade edilmiş bilgilerin özlerini, dünyada yaşanacak coğrafi değişikleri, devre sonu inkilabının (dönüşümünün) son aşamalarında neler yaşanacağını, kısaca ruhtan madde kainatına, fizikten kuantuma, zaman kavramından boyut kavramına, vicdandan erdeme kadar birbirinden farklı pek çok konuyu net bir şekilde, açık bilgilerle ele almaktadır.

Kitaptaki bazı kehanetlerin gerçekleştiği iddiaları da bulunmaktadır. Bunlardan bazıları günümüzde yaşanan iklim değişikliğinin, küresel ısınmanın, elementlerin sayısının yüzden fazla olduğunun, karanlık maddenin varlığının, gezegenlerin Güneş’ten kopmadan oluştuğunun bu kitapta önceden bildirildiği iddialarıdır.

Kitaptaki, 2010’lu yıllar ile kıyamet zamanı olarak belirtilen 2060’lı yıllar arası kehanetlerin özeti:

Aşağıda belirtilen, olacak olaylar, kendilerini hazırlayamamış olanları çok rahatsız edici, korkutucu, zahmet ve ıstırap içinde bırakıcı karakterler almaya başlayacak ve insanların o kısmı bu olayların hakikî mânâlarını anlamaktan uzak kalıp, sadece büyük bir şaşkınlık içinde, ne olduğunu, neye uğradığını bilmeyecektir:

Güneş Sistemi’mize gittikçe yaklaşan misafir gezegenin manyetik alanı ile Güneş Sistemi’mizin manyetik alanı arasında ilk direkt temas 2009 ile 2019 yılları arasında gerçekleşecektir ki, bunun belirtisi kutupların aşağıda koordinatları verilen noktalara doğru kaymaya başlaması ve Dünya ekseninin yörüngesine oranla eğilmeye başlaması olacaktır.

Güneş Sistemi’ne bu misafir gezegenden gelen tesirin en şiddetli, en sarsıcı sonuç ve reaksiyonları yerküremizde oluşacaktır.

Kutup noktalarının tam anlamıyla değişimi ise bu ilk direkt temas anında değil, nihaî safhada (2060’lı yıllarda) meydana gelecektir.

Bununla birlikte bu ilk direkt temas sonrasındaki ilk zamanlarda kuzey ve güney kutupları sayfa 301-302’de belirtilen yeni noktalara doğru çok yavaş olarak kaymaya başlayacaklardır.

Gezegenin ilk tesiri bu şekilde belirsiz olarak başlayacak, 2009 ile 2059 arasında yavaş yavaş devam edecektir.

Bâzı iklim değişmeleri ilk başlarda pek fazla göze çarpmayacak, yani henüz insanları çok meşgul edecek derecede aşırı olmayacaktır.

Fakat iklim anomalileri (vaktinde beklenen yaz sıcaklarının bazen bir türlü gelmemesi, kış ortasında anormal sıcak havaların, yaz ortasında da soğuk havaların görülmesi tedricen olmakla birlikte, giderek artacak, bazı soğuk yerler ısınacak, bazı yerler ise sıcaktan kavrulmaya başlayacaktır.

İnsanlara önceleri pek anormal gelmeyecek olmakla birlikte rahatlarını gittikçe kaçırtacak ve onlara zarar verecek alışılmadık seller, met ve cezir olmayan yerlerde deniz kabarmaları, su baskınları, güçlü rüzgar olayları, bâzı kasabalara korku ve kaygılı anlar geçirtecek toprak kaymaları, içinden duman ve ateşlerin fışkıracağı yer çatlamaları olacaktır ki, bu hâller, dünyada yaklaşık 2010’lu yıllara kadar sinsi sinsi, fakat daima ilerleme gösterecek bir şekilde devam edecektir; yani ileri safhalara hazırlayıcı mahiyette bir tedriç izlerken şiddetlerini de gittikçe arttıracaklardır.

2010’lu yıllardan itibaren gerek kuraklıkların, gerek bâzı diğer zorlayıcı doğa olaylarının meydana getireceği sonuçlar ve yer yer devam edecek büyük çaptaki göçler dünyada büyük kargaşalıklara sebep olacak ve tabiatın insanlara karşı gittikçe ekşiyen yüzü ve çetinleşen durumu bu kargaşalığın derecesini süratle arttıracaktır. Bâzı yerlerde uzun süre devam eden kuraklıklar yanında, diğer bâzı yerlerde sürekli yağmurlar selleri meydana getirecek ve önemli tahribat yapacaktır. Bâzı yerlerde büyük ve devamlı kuraklıklar başlayacak, birçok insan ve hayvan telef olacak, ağaçlık, verimli, bitek yerler; bozkırlar, hattâ susuz çorak çöller hâlini almaya yüz tutacak, yıllardan beri, hattâ yüzyıllardan beri o havalide rahatça yerleşmiş olan insanlar için buraları, artık yaşanmaz hâllere girecek ve insanlar oralardan, daha verimli yerler aramak ve bulmak için ayrılacaklar, daha müsait yerlere göç etmeye başlayacaklardır.

Ülkelerin sıcaklık hallerinin 283. sayfada verilen dünyanın nihaî (son)safhasına ilişkin sıcaklık hallerine dönüşümlerinin başlangıç yılları, 2010’lu (2009’dan sonraki) yıllardır (Mesela Türkiye’de 2059’u izleyen yıllarda yazın sıcaklık + 50 °C ile + 70 °C arasında olacaktır). Yâni bu sıcaklık dönüşümü uzun yıllar boyunca tedricen olacak bir değişimle gerçekleşecektir.

Dolayısıyla anormal rüzgârlar bâzı korkunç tayfunlar oluşturacaktır.

Depremler, yer çatlamaları, püskürmeler, çöküntüler yıllar ilerledikçe sıklaşacak ve şiddetlenecektir.

Bâzı kentler, büyük sarsıntılarla yok olacaktır. (Yerlerinde ise devasa çukurlar ve göller oluşacaktır.)

Deniz kabarmaları artacak, hiç met ve cezir olmayan sahillerde denizler bazen 8-10 metreye kadar kabaracaktır.

Kısaca dünya insanlar için, yavaş yavaş da olsa, gittikçe kısırlaşıp tatsızlaşacak ve yaşanılabilirliğini giderek yitirecektir.

Kanser vakaları çoğalacaktır.

Gezegenin ilk tesiriyle, dünyanın ilk dengesi bozulduktan sonra hem kuzey kutbundaki buzlar ve hem de güney kutbundaki karalar üzerinde bulunan buzlar erimeye başlayacaktır ki, bunun büyük sonuçları olacaktır.

Bu tür olaylar 2059’a kadar çoğalarak devam edecektir.

Dünyanın kuzey kutbu, yavaş yavaş Sibirya tarafında güneye doğru kaymaya başlarken, güney kutbu da Güney Amerika’nın burnunun bulunduğu yönde kuzeye doğru kaymaya başlayacaktır ki, yaklaşık 50 yıl civarında zaman alacak bu tedrici kayma sonunda yeni kuzey kutbu, tam olarak bugünkü kuzey kutup dairesi ile 100’üncü meridyenin birleştiği nokta üzerine gelecek; güney kutbu ise, Güney Amerika’nın burnu yönüne doğru kayacak ve tam olarak bugünkü güney kutup dairesi ile 80’inci meridyenin birleştiği nokta üzerine gelecektir.

İlk zamanlarda kuzey ve güney kutupları bu noktalara doğru çok yavaş olarak kaymaya başlayacak, 2059 yılını takip edecek yıllarda kutuplar hızla bu noktalara gelecektir.

Kutup değişmesi yüzünden bu eksene eklenecek yeni eğim ise 13° ‘dir; yani yeni eksenin eğim derecesi 23°+13°=36° olacaktır.

Kayma hareketi tamamlandığı zaman “nihai safha” başlayacak ve bu kez, kutuplar birkaç günden fazla sürmeyecek bir sürede hızla, birbirlerinin yerini alacaktır. Yani yeryüzünün batış anları ve kıyamet (tüm kıtaların arkalarında adalar ve takımadalar bırakarak batışları), kutupların yavaş yavaş kayarak üstte belirtilen nihaî noktalara gelmesinden sonra, birkaç gün devam eden, kuzey kutbunun güneye kayarak, güney kutbunun yerini alması ve güney kutbunun da kuzey kutbunun yerine çıkması sırasındaki büyük denge bozukluklarına tekabül edecektir.

2110 yılında kıyamet kopacaktır.

---------

Kaynak:Bedri Ruhselman-İlahî Nîzam ve Kâinat
Not:Konuyu umarım doğru yere açmışımdır.
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,311
Çok beğendiğim bir kitaptır.

Benzer kehanetleri Edgar Cayce de belirtmiştir.
 
Üst