Zen Felsefesine Göre Kaderi Değiştirmenin Üç Anahtarı

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Kaderiniz sabit ve değişmez bir şey değildir, tümüyle önceden belirlenmemiştir. Kaderinizin bazı veçheleri bir kalıp olarak belirlenmiştir, ama bu kalıplar değişmez değildir. Kader veçheleri olasılıklardır, değişebilirler. Eğer hayatınıza yükselen ya da gerileyen bir enerji sarmalı olarak bakarsanız, hayatın enerji titreşiminizi ya yükselttiğini ya da düşürdüğünü görebilirsiniz, yani bilinç ya yükselir ya da iner. Kaderinizi değiştirmek farkındalığınıza, seçiminize ve titreşiminize bağlıdır. Her zaman bir seçiminiz olduğunu idrak edecek yeterli farkındalığa sahip olmanız gerekir.
Hayatta bir piyon ya da kurban olmadığınızı ve seçeneklere sahip olduğunuzu idrak edecek kadar farkındalığınızı yükselttiğinizde gelecek özgür olur ve değişime açık hale gelir. Kısaca idrak değişikliği kaderinizi değiştirmenin anahtarıdır. Hayatınızda gelişen dışsal kalıpların, bilincinizde tuttuğunuz kalıpların ifadeleri olduğunu kabul ettiğinizde özgürlük yakındır. İnançlarınızın bazıları katılaşmış gibi görünse de değiştirilebilirler, ama onları sadece siz değiştirebilirsiniz. Eğer bir şey istediğiniz gibi gitmiyorsa, içinde bulunduğunuz duruma güçlü bir tepki duyuyorsanız hoşnutsuzluğunuzun gücünü yapıcı biçimde kullanabilirsiniz. Yapacağınız tek şey meydana gelen olaylarda bir seçime sahip olduğunuzu hatırlamaktır. Dışarıdaki durumu değiştirmeniz mümkün olmayabilir, ama ona duyduğunuz içsel tepkiyi değiştirebilirsiniz. İçsel tepkinizi değiştirerek üzerinde kaderinizin gelişeceği ekseni yaratırsınız.
Bir olayı nasıl deneyimleyeceğiniz konusunda yaptığınız seçim bu olaydan sonra kaderin nasıl gelişeceğini belirler. Her an gösterdiğiniz tepkiyle farkında olarak ya da olmayarak geleceğinizin tohumlarını ekiyorsunuz. Farkındalıkla sonuçları ve kaderinizi olumlu bir biçimde etkileyebilirsiniz. En yüksek seçim şefkatin kullanılmasıyla ilgilidir. Bu, size ne yapılırsa yapılsın şefkat tutumunu sürdürebileceğiniz anlamına gelir, yani diğer insanların tepkilerini ve kendi tepkinizi kabulü içerir. Şefkatle davrandığınızda, her şeyin her an en iyi şekilde evrimleştiği anlayışıyla davranmaktasınızdır. Bu, insanların en iyi ya da en kötü seçimlerde bulunma özgürlüğünü kabul etmektir. Böylece düş kırıklığı, üzüntü, öfke ve suçluluk hissettiğiniz anlarda içinizdeki şefkat tutumu duygusal tepkileri kabul tutumuna dönüştürmenizi sağlar. Başkalarına ve kendinize şefkatle yaklaştığınızda titreşim alanınızı yükseltirsiniz.
Kaderi değiştirmenin üç anahtarı vardır: Farkındalık, seçim ve titreşim.
İsa şöyle der: “O, ona zaten sahip olana verilecek, sahip olmayandan ise geri alınacaktır.” Burada İsa evrensel titreşim yasasını ima etmektedir. Eğer bir şeye sahip olmak, kaderinizde bir şeyi yaşamak istiyorsanız onu bilincinizde bir titreşim olarak tutmak zorundasınız. Eğer onun hissine ya da titreşimine sahip değilseniz o sizden geri alınır. Eğer sevgi dolu ilişkiler istiyorsanız sevgi dolu ilişkilerin titreşimini bilincinizde tutmanız gerekir. O zaman manyetizm yasası gereğince (benzerin benzeri çekmesi) kendinize sevgi dolu insanları çekersiniz. Eğer sevgi dolu ilişkilere sahip değilseniz, düş kırıklığı, öfke, ayrılık ve yalıtılmışlık içindeyseniz, aynı yasa gereğince kendinize aynı duyguları çektiğinizi kabul etmelisiniz.
Titreşiminizi değiştirmek için düşünce biçiminizi ve duygusal algılarınızı değiştirmelisiniz. Titreşim kaderi değiştirmenin anahtarıdır, daha büyük idrake, daha büyük yaşama ve daha büyük ödüllere giden kapıların anahtarı!
Gelecekteki dışsal realitenizi değiştirmenin anahtarı yaptığınız seçimlerden kaynaklanır. Evrimin ve kaderi değiştirmenin üç anahtarını tekrarlıyorum:

1- Daima seçimlere sahip olduğunuzu fark edin.
2- Bu seçimleri uygulama yeteneğini geliştirin.
3- Daha yüksek bir titreşime ulaşmaya gayret edin.


Kaynak:Zen Terapisti
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
673
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Şefkat tutumu tam olarak şudur; Realitemizde var olan bir soruna sadece seni seviyorum demek.Dış dünyayı ben kırık ayna parçalarına benzetiyorum.Biz o aynaya-aynalara baktığımızda her bir zerresinde kendimiz varız aslında.Haliyle aynada gördüğümüz sorunun sorumlusu da biz oluyoruz çünkü bakan göz bizde.Titreşim yasası bu haliyle oldukça yalın ama hayat hiç böyle değil.Kıvrımları var, ara sokakları var.Ve hiç birimiz de kusursuz bir bilinçaltına sahip değiliz.İstemeden bir dünya olumsuzluk yaratıyoruz, ve istemeden de olsa her gün bize olumsuzluk tohumları ekiliyor.O yüzden verdiğimiz arınma savaşı yaşam boyu sürecek.Sürekli her soruna seni seviyorum diyerek ve değişmesine izin vererek.
 

magicex

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eki 2012
Mesajlar
185
Tepkime puanı
128
Titreşiminizi değiştirmek için düşünce biçiminizi ve duygusal algılarınızı değiştirmelisiniz. Titreşim kaderi değiştirmenin anahtarıdır, daha büyük idrake, daha büyük yaşama ve daha büyük ödüllere giden kapıların anahtarı!

Duygusal algılarınızı değiştirmelisiniz. İyi düşün, iyi şeyler gelsin başına. Bu teorik olarak doğru ama pratiğe nasıl döküleceği, uygulamaya nasıl geçileceğini şimdiye kadar bulamamıştım, taki daimi zikirle yavaş yavaş motivasyonumu yükseltmeye başlayana kadar.

Enerjisi ve titreşimi düşük, kaderinin değişmesini isteyenlere tavsiyem daimi zikir halinde olmanız. Dikkat etmeniz gereken bunu tevbenizi yapıp, bir mürşidin gözetimi altında yapmanız. Reiki ve havasçı birkaçına gittim gelip, geçici çözüm oldular. Şuan daimi zikirle toparlamaya başladım. Eskiden anlamını bilmeden zikir yapmanın faydası olmayacağını düşüyordum. Yanıldığımı tecrübe ederek anladım. Anlamını bilmeden dahi zikir yaptığınızda sistem işliyor. Nasılki rukye yapıldığında siz okunan ayetlerin anlamını bilmeseniz de bedendeki varlık tepki gösteriyor. Siz zikir yaptığınızda da zikirle yaptığınız titreşime tepki verecek mekanizma işlemeye başlıyor.

Bu, insanların en iyi ya da en kötü seçimlerde bulunma özgürlüğünü kabul etmektir.

"Ondan başkası yok."

%100 tam tespit edemesem de, diğer insanların seçimini de, sizin Yüce Allah' a olan kulluk seviyenizle yine o belirliyor. Kul, kul ile sınanır. (Beni islam düşmanlarıyla değil de, sonradan görme dengesiz insanlarla sınamasına hala anlam verebilmiş değilim, kendi yansımamsa demek ki gerçekten büyük sorun var)

"Kökler ve dallar"

Yaşamımızda imtihan edildiğimiz kişileri bizlere gönderen yine Yüce Allah' tır. Tespit edebildiğim, imtihan insanın başına geldiğinde, nasıl tepki gösterileceği bilgisi elde olmuyor. Bu aşamada da dua işin içine giriyor. Duanın samimiyetine göre imtihan karşısında ne yapılması gerektiği çeşitli şekillerde öğretiliyor ve uygulamaya başlıyorsun.
 
Üst