İnsanlar mı önce yaratıldı, yoksa hayvanlar mı?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

magicex

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eki 2012
Mesajlar
185
Tepkime puanı
128
Arkadaşlar herkese merhaba,

Geçenlerde, bilgi seviyesinin yüksek olduğunu düşündüğüm bir hoca evrim teorisini, teoriyle dalga geçermiş gibi anlattı. Evrimi savunanlar bildiğim kadarıyla bir Yaratıcı' nın olduğuna inanmıyor. Bu adam bir bilim adamı, yaratıcının olmadığına inanmamış olabilir ama ortaya koyduğu teorinin dalga geçilecek kadar basit bir şey olmadığını düşünüyorum. Zaten evrim diye çoğu kişi, teoriyi insanın maymundan geldiği şeklinde biliyor halbuki evrim, sürüngen varlıklardan hayatta kalma çabasıyla insana kadar geldiğinden bahsediyor, yanlış biliyorsam lütfen düzeltin.

Yaratım süreciyle ilgili, eğer hayvanlar önce yaratıldıysa böyle bir evrim olmuş olamaz mı?
 

Vengaence

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Kas 2016
Mesajlar
22
Tepkime puanı
2
Tesadüf denmesinin sebebi bu zaten. Belki trilyonda 1'lik bir olasılıkla, belki daha düşük bir olasılıkla evrim teorisi doğru olabilir. Sonuç olarak evrim olmuş olabilir, fakat evrimin olma ihtimalinin bir yaratıcı olması ihtimalinden fazla olduğunu düşünmüyorum.
 

Bulut_atlası

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ocak 2013
Mesajlar
780
Tepkime puanı
31
Bence hayvanlar önce ortama yayıldı çoğaldı sonra insanlar da onlarla beslenerek yaşadılar gerçi herseyden önce doğa vardı bitkiler ve ağaçlar hayvanlar en son insanlar :)
 

kmskms

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Eki 2013
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Bu sorunun cevabı için Kozmos belgeselini izlemeni öneririm. Bir tür olluşması için olasılığın düşük olduğu doğru ancak zaten bu türler çok çok uzun yıllar içinde oluşuyor. Bu nedenle bu düşük olasılıklar imkanlı hale geliyor. Belgeselde bu çok çok uzun yılları hayal etmeniz için 1 yıllık bir takvimi evrenin oluşumdan şimdiye kadar zamana yayıyorlar. İnsanlık bu 365 günlük takvimin sadece son gününde sahneye çıkıyor. Bu da senin sorunun cevabı, evet insanlardan önce hayvanlar vardı. Yaşam suda başladı...
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Evrim diye bir şey var bu tamam ama evrim nedir? Adaptasyonun sınırı nedir? Evrimin de bir sınırı var, oluru var olmazı var. Ne zaman ki evrimi anti-yaratıcı halinde, art niyetle ve odaklı biçimde servis etmeye başladılar işin bilimsel yanı bozuldu. Bunun dışında dini olarak evrim yoktur başlığını ortaya koyamayacağımız gibi, evrim vardır başlığı için de aynısı geçerlidir. Her konunun destekçisi veya anti destekçisi dinler olamaz. O zaman milyarlarca sayfalık kitaplar inmesi gerekirdi.
Bir de tabii o bahsettiğim odaklı hareketlerden ve dini referanslardan uzak bir gözlemle evrim nedir, evrim denilince beklenti nedir bunlara dikkat etmek lazım.
Evrim yaklaşık 2500 yıllık bir ''teoridir''. Evet elbette Darwin'e has değildir, milattan öncelere dayanır bu teori ve 2500 yıldır da teori olarak kalmıştır. Bu bile neden ve nasıl sorularını çoğaltmak için bir nedendir. Evrim teorisi 2500 yıldır bilimsel olarak yanlışlanamadığı gibi bütünsel bir kanıt da sunulamamaktadır.
En meşhur deneyler (kanıt denebilecek) bakteriler üzerinde yapılmış ve hızlı nesil oluşturulabildiğinden özellikle yaşamamaları gereken ortamlarda yaşayabilecek şekilde adapte olmuşlardır. Bu bir evrimsel kanıttır diyebiliriz ama öyle olmuyor işte. Sana sazan balığından veya torikten veya daha geç haliyle maymundan geldiğini ispatlayabilecek veya anlatabilecek bir evrim olayı henüz yoktur, büyük ihtimalle de olmayacaktır (bunun da nedeni bende kalsın). İşte evrim teorisi de burada cızırdamaya başlar. Kimse de demiyor ki bakteri veya virüslerin adaptasyon süreçleri ve işleyişleriyle, maymun tarzında aşırı karmaşık bir varlığın adaptasyonu ve işleyişi ile, daha aşırı karmaşık bir varlık olan insana dönüşmesiyle arasında bir kainatı doldurabilecek kadar boşluk vardır. Zaten aynı şey de değildir. İşte demek istediğim de budur, yani evrim denince aklımıza ne geliyor veya ne gelmeli sorusuna mantık çerçevesinde yaklaşmak lazımdır.
Bir bilim insanı bir bakteriden yola çıkarak, ''insan da böylece maymun ile ortak bir atadan pekala gelmiş olabilir'' derse buna da fal açmak denir, 2500 yıl daha bu teori olarak kalır. Tamam elbette bu kadar basit ve ucuz değil, bununla beraber evrimi konuşanların %90'ı işte bu kadar basit ve ucuza indirger.

Türler arası geçiş için de bazıları yeterli kanıt vardır dese de aslında ne yazık ki heveslerini kırmak gibi olmasın, bulunanlar üzerinden konuşursak böyle bir şey de yoktur. Bu teknolojiyle de bulunamaz, belki belki bir gün. Uzun bir mesele hiç girmiyorum.
Özetim şudur ki, 2500 yıldır yasalaşamayan bir teoriyle, din gibi dogmatik bir olguyu çarpıştırmaya çalışmanın ne mantıklı bir amacı vardır, ne de bir yere varılabilir. Yukarıda bahsettiğim basite ve ucuza indirgemek de budur zaten.

Her şeyden öte evrim teorisinin ''tesadüflere'' dayandığı bazı kısımları da ne yazık ki çöpe gitmektedir. Kimse bir galaksinin yapısındaki oranların, insanın saç çıkış düzeni, salyangozun büyüme oranı ve daha bir çok canlıdaki tıpatıp aynı oranlar çıkmasını ''tesadüf'' ile açıklayamaz, komik olur ve dahi bu komiklikle bir teoriye açıklık getirmeye çalışması teoriyi de komikleştirir. İşte bazı bakış açıları derhal ve acilen ''bilimsel dogma'' olayını değiştirmelidir. İster kabul edelim ister etmeyelim bilim de tıpkı din gibi dogmatik bir hale gelmiştir ve çoğu zaman da bu dogmayı kırmak zordur. Halbuki din dogmatiktir, bilim değildir. Bilim de dogmatikleşirse at o bilimi çöpe.
 

magicex

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eki 2012
Mesajlar
185
Tepkime puanı
128
Arkadaşlar hepinize teşekkür ederim.

Bunun dışında dini olarak evrim yoktur başlığını ortaya koyamayacağımız gibi, evrim vardır başlığı için de aynısı geçerlidir.

Lisedeyken, felsefe hocasının söylediği laf geldi aklıma.

Kimse Allah' ın varlığını kanıtlayamaz, ama yokluğunu da kanıtlayamaz.

İnsanlar mı önce yaratıldı, yoksa hayvanlar mı? İsrailiyatta bu tarz sorulara cevap çıkabiliyor, kendilerince tabi. Evrimle de desteklenebilirse varoluşla ilgili temelleri analiz edebilirim diye düşünüyorum, amacım Yaratan' a yakınlaşmak. Ne yazık ki bunu ayet, hadis ezberledim diye kendini bişey zanneden hocalarla yapamıyorum, zira bu insanlar, beğenmedikleri şamanlar kadar diğer alemler hakkında tecrübe sahibi değiller ya da dalga geçtikleri bilim adamları kadar bilimle iç içe...

Evrim var veya yok. Etten, kemikten oluşan bedenimiz, hayvansal yaşam formuna giriyor bence.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Arkadaşlar hepinize teşekkür ederim.



Lisedeyken, felsefe hocasının söylediği laf geldi aklıma.



İnsanlar mı önce yaratıldı, yoksa hayvanlar mı? İsrailiyatta bu tarz sorulara cevap çıkabiliyor, kendilerince tabi. Evrimle de desteklenebilirse varoluşla ilgili temelleri analiz edebilirim diye düşünüyorum, amacım Yaratan' a yakınlaşmak. Ne yazık ki bunu ayet, hadis ezberledim diye kendini bişey zanneden hocalarla yapamıyorum, zira bu insanlar, beğenmedikleri şamanlar kadar diğer alemler hakkında tecrübe sahibi değiller ya da dalga geçtikleri bilim adamları kadar bilimle iç içe...

Evrim var veya yok. Etten, kemikten oluşan bedenimiz, hayvansal yaşam formuna giriyor bence.
Bu arada hayvanlar önce yaratıldı. Hayvandan ne anladığımıza bağlı tabii ki.. Gezegen büyüklüğünde hayvanlar var mesela. :)
 

Layetecezza

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ağu 2015
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Konum
esfel-i safiliyn
İş
Yaşama kaygısı
İslam referanslı ele alacaksak soruyu insan en son yaratıldı, Adem aleyhisselam dünyaya geldiğinde yaşayabilmesi uygun bir ortam vardı, mesela kabil tarımla ilgilenirken habil hayvancılıkla uğraşıyordu, siyer kitaplarından edindiğimiz bilgi bu, ya da kısa yoldan dinozorları düşünürsen hayvanların gene önce olduklarını çıkarabilirsin, hatta cinler de bizden önce, insanoğlu en son yaratıldı ve bu yüzden melekut aleminde hiç bir varlığın altına girmeyi göze alamadığı emaneti insanoğlu yüklendi....halifelik....
 

magicex

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eki 2012
Mesajlar
185
Tepkime puanı
128
İslam referanslı ele alacaksak soruyu insan en son yaratıldı, Adem aleyhisselam dünyaya geldiğinde yaşayabilmesi uygun bir ortam vardı, mesela kabil tarımla ilgilenirken habil hayvancılıkla uğraşıyordu, siyer kitaplarından edindiğimiz bilgi bu, ya da kısa yoldan dinozorları düşünürsen hayvanların gene önce olduklarını çıkarabilirsin, hatta cinler de bizden önce, insanoğlu en son yaratıldı ve bu yüzden melekut aleminde hiç bir varlığın altına girmeyi göze alamadığı emaneti insanoğlu yüklendi....halifelik....

Adem aleyhisselam dünyaya geldiğinde
demişsin, şimdi çekim kanunundan yola çıkarsak mesela uzayda yer çekimi yok diyorlar. Benim anladığım dünya ateş, su, toprak ve hava elementlerinden oluşuyor ve dünya üzerindeki her canlı da öyle. Dünya üzerindeki yaşayan varlıklar dünyaya ait olduğu için kendine çekiyor.

Marsta yer çekimi yok derken insan marsa gittiğinde marsın elementlerinden olmadığı için mars kendine çekmiyor insan bedenini. Bu mantıkla Hz. Adem' in bedeni dünyaya ait bir beden, nasıl ki marsa gittiğinde uyumsuzluk sorunu oluyorsa aynı bedenle cennette de yaşaması sorun olmaz mı?

Acaba cennette yaşarken buradaki bedenle değil oraya ait bedenle yaşıyordu da, dünya gönderildiğinde mi bu bedene girdi?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst