Uzaylıların 4 gözle gelmelerini bekliyorum hatta öyle paranoyak oldum ki eve teleskop bile aldım.Her gece ayı izliyorum belki önünden ufo geçer diye. Siz düşünün artık
Allah bilir allah var allah
Dünya dışı varlıklar beni alıp götürseler ahh ne var
- Konbuyu başlatan Çalgınlar
- Başlangıç tarihi
Allah bilir allah var allah
dynamic apnea
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 25 Haz 2008
- Mesajlar
- 2,596
- Tepkime puanı
- 165
- Konum
- somewhere outthere
- İş
- dış ticaret uzmanı
Sayın solucan deliği;
Sizi gevezeliğe davet ediyorum.
Sizi gevezeliğe davet ediyorum.
Ayy gelirim bacım
Evde burnunu da karıştırabilirsin ama benimle yüz yüzeyken el sıkışmadan önce karıştıramazsın, gibi bir şey bu. Üslup benimle olan konuşmada kullanılıyorsa beni de ilgilendirir.
A a ustume iyilik saglik ayol bakin benin arnavut damarimi kaldirmayin haddiniz bilin bana soracak olursaniz ben haddimi yerimi cok iyi bilirim ama sizin bildiginizi katiyen sanmiyorum yani surda efendiligimizi bozmuyoruz koruyoruz saygi duyuyoruz vss ama bir yere kadar kardeşim bak bak ne yazmis " A a ustume iyilik saglik ayol bakin benin arnavut damarimi kaldirmayin haddiniz bilin bana soracak olursaniz ben haddimi yerimi cok iyi bilirim ama sizin bildiginizi katiyen sanmiyorum yani surda efendiligimizi bozmuyoruz koruyoruz saygi duyuyoruz vss ama bir yere kadar bak bak ne yazmis anam "Üslup benimle olan konuşmada kullanılıyorsa beni de ilgilendirir." Tamam da yine de dilleme karisma tenkitleme gibi bir hakkiniz yok dogustan gelen uslubum bu ne yapacaksiniz beni de ilgilendirir diye beni mi degistireceksiniz ya da yoksa yoksa agzima pul biber mi koyarsiniz hiiiiiii ve ve akabinde ayrica "BURUN" * orneginiz ziyadesiyle mide bulandirici efendim
Değişik bir üye daha.. Hayırlısı.
"Değişik bir üye daha.. Hayırlısı." Tabiki de ancak bunu yazabileceksiniz e bozuldum diye yazamayacağınıza göre öyle değil mi beyfendi
DreamLucid35
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 30 Nis 2016
- Mesajlar
- 52
- Tepkime puanı
- 2
Solucan deliği cümleler çok devrik ve anlamsız. Anlamadım açıkcası.
Helal olsun beaa evet bingo helall
lviv angeles
Kayıtlı Üye
Solucan neden gevezeliğe gelmiyorsun?
DreamLucid35
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 30 Nis 2016
- Mesajlar
- 52
- Tepkime puanı
- 2
''Konu amacından sapıp gevezeliğe döndüğü için yorumlar gevezelik konusuna kaydırılmıştır.''
Böyle bir cümle her an görebiliriz.
Böyle bir cümle her an görebiliriz.
Abuk subuk kendi facebook profiline yazı yazar gibi yazan demek istedim. Daha bir rahatladınız mı hanımefendi?"Değişik bir üye daha.. Hayırlısı." Tabiki de ancak bunu yazabileceksiniz e bozuldum diye yazamayacağınıza göre öyle değil mi beyfendi
Ori
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 18 Ocak 2010
- Mesajlar
- 3,250
- Tepkime puanı
- 3,146
Bari konu kapanacak birşeyler alıntı yapayım
Her geçen gün yeni ve değişik bir hastalık ile karşılaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi adı kadar ilginç ve nadir görülen ceset yürüyüşü sendromu hastalığıdır.
Kişi vücudundan bir organın yok olduğunu ya da eksildiğini düşünür ve bunu kendine inandırır. Ruhunda da eksiklik olduğunu düşünen bu kişiler, git gide öldüklerini düşünür ve ceset gibi ortalıkta dolaşmaya başladıklarına inanırlar. Çoğu kişi tarafından bilinmeyen ve duyulunca hayretler içerisinde bırakan hastalık, tamamen kişinin psikoloji ile alakalı olup, depresyon ya da şizofreni gibi türlerin daha ilerlemiş şekli olarak görülür. Hasta üstünde böcek ya da solucan yürüdüğünü düşünür, hatta çürüdüğünü ve ceset gibi koktuğuna inanır.
Uzmanlar tarafından Nöropsikiyatrik bozukluk olarak görülen bu hastalık türü, tedavisi zor olan ve çok uzun süre gözlem altında tutulması gereken bir vakadır. Kişi bu hayattan koptuğunu yani öldüğünü düşünüp, yaşamını öyle idame ettirmeye başlar ve etrafındaki kişileri buna inandırmak için çaba sarf ederler. İkna edemedikleri takdirde intihar eğiliminde bulunurlar.
1982 yılında Jules Cotard tarafından ortaya çıkartılmıştır. Kişinin davranışlarını anlatan isim ile anılmaya başlayan vaka, daha çok gelişmiş ülkelerde görülmeye ve uzmanlar tarafından incelenme altına alınarak tedavi yöntemleri geliştirilmeye başlanmıştır. Bu ilginç vaka, 2008 yılında da görülmüştür. Filipinde yaşayan 53 yaşında bir kadında bu hastalık net olarak görülmüştür. 53 yaşındaki kadın, etrafındakilere öldüğünü ve morga gitmek istediğini sürekli dile getirmeye başlamış ve yapılan araştırmalar sonucunda, bu sendroma yakalandığı ortaya çıkartılmıştır.
Yürüyen ceset sendromu ile de adlandırılan hastalık, bu hastadan sonra daha kapsamlı araştırılmaya ve çözüm yolları bulunmaya başlanmıştır. Bu hastalık, çoğu kez intihar ile sonuçlanmıştır. Ceset yürüyüşü sendromunun belirtileri çok açıktır. Kişi her şeyini kaybettiğini inanır, hayattan bir beklentisi kalmaz, tutkularının, duygularının, organlarının eksildiğini düşünür, hatta kanının kalmadığına inanarak, tamamen yaşam fonksiyonlarını yitirir.
Ceset gibi koktuğunu hisseden hasta, uykusuzluk problemi yaşar ve bu da psikolojik olarak acı verir. İkilemde kalan kişi, bazı zamanlar ölümsüz olduğunu da düşünüp bundan ayrı bir sevinç duyar. Bu kişiler dış dünyadan kendilerini soyutlarlar ve şizofreni hastalığında görülen halüsinasyonlar, bu rahatsızlığın en dikkat çekici belirtileridir. Mutsuz ve sürekli şikayetçi olan hasta, negatif düşünceler içerisindedir.
Daha çok kadınlarda görülen bu sendrom, herhangi bir organın yol açtığı bir rahatsızlıktan da kaynaklanabildiği düşünülmektedir. Yaşlılıkta kendini belli eden vaka, ölüm korkusu yaşayan kişilerde daha çok görülmektedir. Tedavisi ilaç ya da beyne verilen elektrik şok mekanizması ile olmaktadır. Fakat ilerlemiş vakalarda herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Ağır vaka direkt gözlem altına alınmaktadır.
Alıntı
Her geçen gün yeni ve değişik bir hastalık ile karşılaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi adı kadar ilginç ve nadir görülen ceset yürüyüşü sendromu hastalığıdır.
Kişi vücudundan bir organın yok olduğunu ya da eksildiğini düşünür ve bunu kendine inandırır. Ruhunda da eksiklik olduğunu düşünen bu kişiler, git gide öldüklerini düşünür ve ceset gibi ortalıkta dolaşmaya başladıklarına inanırlar. Çoğu kişi tarafından bilinmeyen ve duyulunca hayretler içerisinde bırakan hastalık, tamamen kişinin psikoloji ile alakalı olup, depresyon ya da şizofreni gibi türlerin daha ilerlemiş şekli olarak görülür. Hasta üstünde böcek ya da solucan yürüdüğünü düşünür, hatta çürüdüğünü ve ceset gibi koktuğuna inanır.
Uzmanlar tarafından Nöropsikiyatrik bozukluk olarak görülen bu hastalık türü, tedavisi zor olan ve çok uzun süre gözlem altında tutulması gereken bir vakadır. Kişi bu hayattan koptuğunu yani öldüğünü düşünüp, yaşamını öyle idame ettirmeye başlar ve etrafındaki kişileri buna inandırmak için çaba sarf ederler. İkna edemedikleri takdirde intihar eğiliminde bulunurlar.
1982 yılında Jules Cotard tarafından ortaya çıkartılmıştır. Kişinin davranışlarını anlatan isim ile anılmaya başlayan vaka, daha çok gelişmiş ülkelerde görülmeye ve uzmanlar tarafından incelenme altına alınarak tedavi yöntemleri geliştirilmeye başlanmıştır. Bu ilginç vaka, 2008 yılında da görülmüştür. Filipinde yaşayan 53 yaşında bir kadında bu hastalık net olarak görülmüştür. 53 yaşındaki kadın, etrafındakilere öldüğünü ve morga gitmek istediğini sürekli dile getirmeye başlamış ve yapılan araştırmalar sonucunda, bu sendroma yakalandığı ortaya çıkartılmıştır.
Yürüyen ceset sendromu ile de adlandırılan hastalık, bu hastadan sonra daha kapsamlı araştırılmaya ve çözüm yolları bulunmaya başlanmıştır. Bu hastalık, çoğu kez intihar ile sonuçlanmıştır. Ceset yürüyüşü sendromunun belirtileri çok açıktır. Kişi her şeyini kaybettiğini inanır, hayattan bir beklentisi kalmaz, tutkularının, duygularının, organlarının eksildiğini düşünür, hatta kanının kalmadığına inanarak, tamamen yaşam fonksiyonlarını yitirir.
Ceset gibi koktuğunu hisseden hasta, uykusuzluk problemi yaşar ve bu da psikolojik olarak acı verir. İkilemde kalan kişi, bazı zamanlar ölümsüz olduğunu da düşünüp bundan ayrı bir sevinç duyar. Bu kişiler dış dünyadan kendilerini soyutlarlar ve şizofreni hastalığında görülen halüsinasyonlar, bu rahatsızlığın en dikkat çekici belirtileridir. Mutsuz ve sürekli şikayetçi olan hasta, negatif düşünceler içerisindedir.
Daha çok kadınlarda görülen bu sendrom, herhangi bir organın yol açtığı bir rahatsızlıktan da kaynaklanabildiği düşünülmektedir. Yaşlılıkta kendini belli eden vaka, ölüm korkusu yaşayan kişilerde daha çok görülmektedir. Tedavisi ilaç ya da beyne verilen elektrik şok mekanizması ile olmaktadır. Fakat ilerlemiş vakalarda herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Ağır vaka direkt gözlem altına alınmaktadır.
Alıntı
Ayy ne guldum í ½í¸í ½í¸í ½í¸í ½í¸ƒí ½í¸ƒí ½í¸ƒí ½í¸†í ½í¸†í ½í¸†í ½í¸†í ½í¸†í ½í¸‚í ½í¸‚í ½í¸‚í ½í¸…í ½í¸… bayramlik agzimi actiracaksin yavrum sen bana dunku cocuksun fazla kivranma bozuldugunu kabul et cabalama bosuna cakasin kime gucun yetmez havalanma o kadar
Doğrudur teşekkürler.
Seni gorebiliyorum kalbini yuregini karakterini allah'ın verdigi izinler güç sayesinde gücüm dogrultusunda herkesi analiz ederim meraklanmayin
Ori
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 18 Ocak 2010
- Mesajlar
- 3,250
- Tepkime puanı
- 3,146
Peki benim karakterimi benle paylaşır mısınız?
lviv angeles
Kayıtlı Üye
Benimde ...
