Merhaba. Yaşadıklarımdan ve karşıma sürekli aynı olayların çıkmasından yola çıkarak bu hayatın bir sınav süreci olduğuna ve biz dersimizi almadıkça aynı soruların tekrar önümüze geldiğine inanıyorum. Egomu yenebilmek ve daha çok öğrenmek, akışa uyum sağlamak yönünde tüm çabam. Bir söz var "kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara ihtiyacı var". Karşıma çıkan insanların acı da verseler, kötülük de yapsalar illa ki bana birşeyi öğretmek için karşıma çıktıklarına inanıyorum. Bedenimizin sadece emanet olduğunu aslolan şeyin ruhumuz olduğunu biliyorum. Olaylara verdiğim eski tepkilere baktığımda farkındalığımın arttığını görebiliyorum. Böyle olunca kendimi çok huzurlu hissediyorum. Ama çoğu insana baktığımda veya onlarla sohbet ettiğimde "farkındalık" denen şeyi asla ciddiye almadıklarını görüyorum. Örneğin bana zararı dokunan birinin bu yaptığından dolayı asla yüzü kızarmıyor ve başkasına da aynı şeyi yapmaya devam ediyor. Şunu merak ediyorum. Her insanda bu ders alma, tekamülü yani ruhsal olgunluğu arzulama duygusu yok mu? Sonuçta hepimiz değil miyiz imtihanda olan? Neden çok az insan bunu ciddiye alırken diğerleri almıyor? Insanlar neden başlarına gelen şeyleri kendi elleriyle yaptıklarının farkına varamıyorlar? Ve hâlâ başkalarına zarar vermeye devam edebiliyorlar? Bu farkındalık bir hediyeyse, ona sahip olmayıp sürekli başkalarını inciten ve sonunda kendilerini inciten insanlara haksızlık değil mi bu? Bunların cevabını çok merak ediyorum.