Hint astrolojisine göre 2009

  • Konbuyu başlatan angeldream
  • Başlangıç tarihi
A

angeldream

Bir sene daha bitiyor… Kısa bir süre sonra eskittiğimiz bir giysi gibi 2008'i bir kenara atacak, yeni olanı üstümüze geçireceğiz. Yeni yıl yazıları genellikle umut, yeni beklentiler ve iyi niyet dilekleri içerirler. Ama bu sene belki de ilk kez kimse neşeli bir beklenti ile karşılamıyor yeni seneyi.
Hemen herkesin üzerinde gergin bir belirsizliğin, bir girdaba doğru hızla giderkenki bilinmezliğinin huzursuzluğu hâkim olmuş gibi... Dağınık ve keyifsiz duygularla giriyoruz yeni seneye.

Rüzgâr ekenler, fırtına biçiyor…

2008 ilginç olaylara sahne oldu. Özellikle de 2008 in ikinci yarısıyla birlikte.
Amerika’da başlayan deprem gibi bir ekonomik kriz hızla tüm dünyanın üzerine çökerken, olmaz denilenler bir bir gerçekleşmeye başladı. Yıllarca Amerika’da ikinci sınıf muamelesi gören bir kuşağın temsilcisi olarak Obama, tüm dünyanın yok daha neler bakışları arasında Amerika’nın başına geçti. Avrupa topluluğu toplanalı beri ilk yaşadıkları krizde çatlak sesler çıkarıp, kendi aralarında uzlaşmayı falan bir tarafa bırakıp gemilerini kurtarma derdine düştüler. Son olarak da, bir Amerikan Başkanı kafasına ayakkabı yedi, gerçi refleksleri süperdi. Ama ayakkabının izi suratında patlamasa da tüm dünyanın zihninden bu olayların izlerinin silinmesi epey zaman alacağa benziyor.

Hintliler karmaya inanır. Karmanın kelime anlamı hareket olay demektir ve bu durumun en yalın açıklaması suya bırakılan taşın etrafına bıraktığı dairesel izlerdir. Yani hiçbir şey havada kalmaz, attığınız her adım başka bir harekete neden olur. Dolayısı ile ne ekerseniz onu biçersiniz.

Birkaç sene önce bir belgesel kanalında İngiliz bir yetkilinin bir terör saldırısıyla ilgili yorumlarını dinliyordum. Yetkili, kimliği tespit edilmiş teröristlerden birinin çocuk sahibi olduğundan bahsediyor ve çocuğu olan birinin nasıl olup böyle bir eyleme girişebildiğini anlamadığından bahsediyordu. Şaşkınlık içinde 4 çocuk sahibi olan o dönemin başbakanı Blair’in, Irak’ta binlerce insanın ve başta çocukların helak olmasına sebep veren önemli zatlardan biri olmasına rağmen, ülkesinden bir yetkilinin nasıl oluyor da vicdandan bahsedebildiğine baka kalmıştım…
Biz tüm dünyaya her şeyi yapabiliriz, medeni batılılar, hakir doğulular zihniyeti ile hareket eden mukadder ve refah medeniyet simgesi batı, altın sarmalı tahtından düşmüş görünüyor. Hem de tepetaklak!

Ne ekerseniz onu biçersiniz. Hangi din veya görüşten olursanız olun, bu kural o kadar evrenseldir ki, asla şaşmaz!

Rüzgâr eken, fırtına biçiyor…


20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ekilenler, 21.yüzyılın ilk yarısında biçilmeye başladı. Aslında bu çerçeveden bakıldığında yani toplumları ilgilendiren bumerang dönüşlerinin hep 100 yıllık döngüler halinde olduğunu varsayarsak göreceğiz ki, evrensel adalet kendi düzeneğinde tıkır tıkır işliyor.
Amerikan Rüyası önümüzdeki dönemde büyük kâbusa dönüşebilir. Tanrı Amerika’yı korusun! Tabi onunla birlikte yaptıklarına hep seyirci kalan, çıkarları uğruna her şeyi göze alanları da… Zira temenniye çok ihtiyaç duyulan bir döneme girildi usulca.

Şimdi biraz da astroloji…

2009’a bir de Hint astrolojisi açısından bakacak olursak…

Bu yılın en önemli astrolojik olaylarından biri kuşkusuz Jüpiter’in 9 Aralık 2008 de burç değiştirerek OĞLAK’a geçmesidir diyebiliriz. Hint astrolojisiyle ilgili yazılarımda sıklıkla açıklamaya çalıştığım gibi, Batı astrolojisi ile Hint sistemi arasındaki derece farkı nedeniyle burç ve gezegen yerleşim ve hareketleri farklı çalışır.

Neden iki sistem arasında burç ve gezegen yerleşim farkları vardır?

Batı astrolojisinin kullandığı sisteme Tropikal Zodyak denilir. Hint astrolojisi ise Sidereal (Sideral) Zodyak dediğimiz bir sistem üzerine çalışır ve bu iki sistem arasında 24 derecelik bir fark vardır. Dünyadan gök kubbeye baktığımızda ay ve diğer gezegenlerin güneşin etrafında hayali bir burç kuşağında döndüğünü farz ederiz. İşte bu burçlar kuşağına “Zodyak” denir.

Hint astrolojisi Batıdan farklı olarak gezegenlerin burçlar kuşağında yani Zodyak da ki gerçek yerlerini esas alır. Buna Sideral Zodyak denir. Batı astrolojisinde kullanılan Tropikal Zodyak ise, ilkbaharın başlangıcı sayılan 21 Mart günü güneşin 00 derece ile Koç burcuna girdiği varsayımı üzerinedir ki, reel olarak o tarihte güneş yaklaşık 60 derece ile Balık burcundadır. İşte bu derece farkı iki sistem arasında evlerin ve öncelikle yükselenlerin yerini farklı oturtur. Diyelim, Hint sisteminde ortalama 27 derece civarında yükseliniz Boğa burcundaysa, batı da yükselen değeriniz 20 derece civarında İkizler burcunda çıkacaktır.

Bu nedenle batı da bir süredir Oğlak burcuna girdiği düşünülen Jüpiter gezegeni aslında reel olarak 9 Aralık 2008 de Oğlak burcuna geçmiş oldu. Transit Gezegenleri seyahat eden gezginler gibi düşünürsek, burçlar da bu gezginlerin belli sürelerde konakladıkları yerler gibidir. Bu konaklamalar bazen oldukça güzel ve keyifli olurken, bazen de gergin ve keyifsizdir.

Jüpiter’in Oğlakta geçireceği günler onun açısından çok rahat değil. Zira biri kısıtlarken (Oğlak) diğeri genişlemek (Jüpiter) ister. Tutumlu ve disiplinli oğlağın evinde büyük ve rahat alanları seven tembellikten de hoşlanan Jüpiter kendini daralmış hissedecektir. Jüpiter bolluk ve bereket temsilcisidir. Hayatımıza şans ve bolluk verir. Oğlak ise çalışarak başarıların geleceğine inanır. Onun ülkesinde yan gelip yatmak yoktur. Neşeli Jüpiter, suratını çabuk indiren Oğlak ile pek muhabbet içinde değildir sözün kısası. Ancak tabi bu durum her şeyin olumsuz olacağı anlamına gelmez.

Peki, Jüpiter 2009 büyük bir bölümünü geçireceği Oğlaktayken bize ne gibi etkiler verecek?

Öncelikle, 2008 boyunca Yay burcunda olduğu sürecin aksine hayata daha gerçekçi ve sonuç odaklı bir bakış açısı ile yaklaşmamızı sağlarken sorumluluklarımız daha öne çıkacak. Oğlak ispatlanmış gerçeklere inanma eğilimindedir dolayısı ile özellikle inançlarla ilgili düşünceler daha yerli yerine oturarak dinsel temalar, mistizm, okült konulara daha temkinli ve gerçekçi bakış açısı ile yöneleceğiz. Daha muhafazakâr olabiliriz ama herhangi bir inanca yönelirken bir sene öncesine göre çok daha fazla sorgulayan, körü körüne inanmayı ret eden yaklaşımlar da sergileyebiliriz. Dürüstlüğe, açık ve net olmaya, hayata ciddiyetle yaklaşmaya önem verecek, daha sade ve mütevazı olmamız söz konusu olacak.
Her şeye iyimser yaklaşmaktan uzaklaşarak yaşama daha temkinli ve olayları her yönü ile ele almaya çalışan tutumlar sergileyeceğiz. Laubali ve fazla abartılı olandan uzaklaşarak daha basite ve sade olana yönelmek dikkat çekecek. Fakat bir yandan da işin ayarı kaçarak fazla olumsuz ve her şeye tedbirli yaklaşımlarda sergileyebiliriz. Sonuç olarak daha fazla çalışmamız ve elde edeceklerimizle ilgili yoğun mücadele verdikten sonra sonuca ulaşmamız mümkün olacak diyebiliriz.

Kişisel haritalarınızda transit Jüpiter hangi evinizden geçiş yapıyorsa o noktaları daha fazla tetikleyecek ve yukarda bahsettiğim etkilerini o evin hayat alanlarında daha yoğun hissedebileceksiniz.

Örneğin, kariyerinizle ilgili bir noktadan geçiyorsa, işimizle ilgili daha yoğun bir mücadele içinde olacağız. Maddi evlerden birinden geçiyorsa, parasal konularda daha tutumlu ve temkinli olacak ve gelirlerimizi çalışarak elde edeceğiz. Evlilikle ilgili bir noktadaysa, kişisel ilişkilerimizde daha realist bir bakış açısı içinde olabiliriz. Çeşitli deneyimler elde ederiz.

Jüpiter’in Oğlaktaki yolculuğundan genel olarak keskin hatlarla etkilenecek bazı burçlarda var elbette.

Hint astrolojisinde yükselenleri veya Ay’ları, Yay veya Balık burçlarıyla bağlantısı olanlar 2009 da biraz daha inişli çıkışlı ve sert etkiler içinde kalabilirler. Jüpiter, Yay ve Balık burçlarının yöneticisidir. Dolayısı ile bu burçların yöneticisinin düşüşte olduğu bir durumda ilerleyecek olması başta sağlık sorunları olmak üzere hayatlarında bazı sıkıntı ve daha zorlayıcı durumlar yaratabilir. Özellikle Balıklar için maddi konularda daha temkinli ve hedeflerinde gerçekleşebilecek sapmalara karşı hazırlıklı olmaları önemli olacak. Yay ve Balık burçlarının 2009 da harcamalarına dikkat etmelerini, masraflarını kontrollü tutmaya çalışmalarını ve sağlıklarına daha fazla özen göstermelerini tavsiye ederim. Bu senenin burçlara göre etkilerini Ocak ayında ayrı bir yazı ile aktaracağım için burçlar bazında ayrıntıya bu noktada girmiyorum ama Balık ve Yaylar için genel olarak dikkat edilmesi gereken bir yıl olurken, Oğlaklar için çok daha rahat enerjiler söz konusu diyebiliriz.

Zayıflamak mı istiyorsunuz?

Jüpiter’in Oğlağa geçmesi kendi içinde bazı sıkıntılara ve bunun yanında olumlu durumlara da sebep verecek çeşitli açılımlar yapsa da en iyi tarafı ise belki de kilo vermemizin kolaylaşacak olmasıdır.
Özellikle kilo sorunları yaşıyor ve biran önce zayıflamak istiyorsanız biliniz ki 2009 bu hedefinizi gerçekleştirmek için oldukça verimli bir dönem olacaktır. Bunu kaçırmamanızı tavsiye ederim.
2008 boyunca Yay burcunda ilerleyen Jüpiter bilhassa iştahla ilgili noktalarından bu transiti yaşayanlar için ciddi kilo alımlarına neden oldu. Şimdi bizi daha disipline olmaya iten enerjiler içindeyiz. İştahımızın hızı kesildi. Bu fırsatı değerlendirmenizi öneririm. Ayrıca Jüpiter rahatı ve yan gelip yatmayı sever.
Her gezegenin ve burcun olumlu noktaları kadar gölge yönleri de vardır. Jüpiter hayatımıza bolluk ve bereket dürüstlük ruhani ve dünyevi güzellikler verdiği kadar bizi genişletip semirtir de, işte bu nedenle haritalarında Jüpiter gezegeni öne çıkan insanlar iştahlılardır. Üstüne biraz tembellikte verdiği için kilo ile boğuşmaları kaçınılmaz olabilir. Gezegen bu seneki yolculuğunda oğlakta disipline olacak dolayısı ile de bizlere de bu etkiyi verecek. Bu nedenle Merkür gerilemesi dönemlerini takip ederek bu dönemlerde başlangıçlardan kaçınarak biran önce tabi kilo vermek arzusundaysanız bu konuda girişimde bulunabilirsiniz.

Türkiye için 2009 etkilerine bakacak olursak, oldukça ilginç durumlar içinden geçeceğiz.

Şubat ayı içinde bir süredir Oğlakta ilerleyen Rahu ile Jüpiter kavuşacaklar üstelik bu kavuşuma Marsta eşik edecek ki, bu gerçekten oldukça zor bir transittir. Şubat ayı 2009 un ilk 6 aylık sürecinde belki de en gergin ve zorlayıcı etkilere sahip aylarından birisi olacak diyebiliriz.Özellikle ekonomik olarak temkinli ani spekülatif etkilere açık bir dönem yaşanabilir.

Bu yıl Şubat ayı ani gelişebilecek olay ve durumlara eğilimli enerjiler içinde olacak. Genel olarak Ekonomi de son derece zorlu ve kısıtlayıcı şartlar söz konusu. Öncelikle Türkiye haritası üzerinde Jüpiter’in 2008 yılı boyunca kıymetli bir köşe ev olan 7. evden geçişi sona erdi ve gezegen malefik yani çok daha zorlayıcı bir eve, 8’e geçiş yaptı. Bu durum, olumlu korunma perdesinin kalkması ve Oğlakta gergin ilerleyen bolluk bereket gezegeninin birde malefik bir eve olan geçişinin sert etkiler verebileceğine işaret etmekte.
Başta ekonomi olmak üzere 2008 de Jüpiter’in Yay da olması ile daha iyimser bakış açıları ile değerlendirilen durumlar artık daha gerçekçi hatta kuşkucu, kolay ikna olamayan enerjilerle karşılanacak. Enflasyon da kontrolden çıkabilir!

Eğitim, sağlık ve çocuklara dikkat!

Bu yıl özellikle eğitim ve sağlık alanları açısında da sorunlu bir yıl yaşanabilir. Öğretmenlerle ilgili birçok haber, eğitim konularıyla ilgili eksik ve sorunların öne çıkması veya ortaya çıkmasına şahit olabilir, birçok okul ve eğitim kumruyla ilgili skandal veya şaşırtıcı haberler alabiliriz. Sağlık alanlarında ise keza aynı etkiler söz konusu olacak. Çocuklarla ilgili sorun sıkıntıların (taciz vakalarının) bu yılda devam etmesi söz konusu.

Burada yeri gelmişken bu yıl birden patlak veren çocuk tacizleri ve çocuklara yönelik şiddet hareketlerine biraz değinmek istiyorum. Satürn, Hint astrolojisine göre 2007 yaz aylarından bu yana Aslan burcundan geçmekte.
Satürn, deneyimlerin ve zorlayıcı etkilerin gezegenidir. Daha önceden başlayan ama bizim örtbas ettiğimiz veya üstünde durmadığımız ne varsa önümüze koyuverir. Örneğin dişlerimizle ilgili doktora gitmemiz gerektiğini biliriz ama çeşitli bahanelerle erteler dururuz. İşte Satürn devreye girdiği an sizi ağrı ve sızılarla öyle bir sallar ki, doktora koşa koşa gidersiz. Bu noktadan bakacak olursak, çocuklarla ilgili sorunlar bizde aslında yıllardır vardı. Ama Satürn’ün Aslan burcuna girdiği süreçte bunlar göz önüne dökülmeye başladı zira Aslan genel burçlar kuşağında çocuklarla ilgili evin sahibidir.

2009 da ise Türkiye yıllık haritasında çocuk evinde oturan Ketu bu konularda çeşitli skandal ve sorunların devam edeceğine ne yazık ki işaret etmekte. Umut ediyorum ki, çocuk haklarıyla ilgili doğru dürüst kanunlar ve devletin korumasındaki çocuklarla ilgili düzeltmeler biran önce yapılır.

2009 yılı ülkemiz ve bu ülkede yaşayan bizler için sahip olduklarımızı koruma dönemi.

Büyümeye çalışmak her alanda sorun yaratabilir. Global krizin yansımaları özellikle finans dünyasında şu dönemde ağırlığını hissettirmiyor. Şu an içinden geçtiğimiz süreç daha çok tedbirli davranma ve çevremizde olup bitenleri izleme gibi görünmekte oysa 2009 özellikle Şubat ile birlikte bankacılık ve finans dünyası da son derece zorlayıcı bir döneme geçmiş olacak.
Şubat – Nisan 2009 arası süreç finansal firmalar, bankalar, borsa ve bizim kişisel birikimlerimiz veya maddi gelirlerimiz açısından oldukça riskli. Hepimizin dikkatli olması gereken bir yıl içine girmekteyiz. Elde edeceklerimizi zorlayarak alacağız.

İşten çıkarılmalar…

Bir diğer zorlu etkide beyaz yakalılar yani orta ve üst düzeyde çalışan gruplar için geçerli. Astrolojide hayatın her alanıyla ilgili çeşitli bölümler bulunur. Ülkemizin 2009 yıllık haritasına baktığımızda ne yazık ki çalışan, hizmet edenleri temsil eden evde bulunan Satürn ciddi işten çıkarılmalara, çalışanlar açısından zorlayıcı ve mücadele gerektiren durumlara işaret etmekte. Çalışma şartlarımız sıkıntılı olabilir. Bu süreç özellikle Temmuz-Eylül aylarında daha zorlayıcı olabilir ve toplu işten çıkarılmalara şahit olabiliriz.
Diğer yandan astrolojik olarak da baktığımızda ekonomik açıdan oldukça gergin bir 2009 bizi beklemekte olsa da, koruma faktörlerinin de etkisi ile her ne kadar çok zorlanacağımız bir yıldan geçsek de, ülke olarak bu dar köprüden geçişi atlatacağımızı düşünmekteyim. Bizim için krizin yansımaları bu paraleldeki daralmalara bağlı sıkıntılar şeklinde olacak görüşündeyim.

Şimdi diyeceksiniz o zaman yukarda çizdiğin portre de ne oluyor? Şunu kast etmekteyim.
2001 yılında sorun bizim finansal sektörümüz ve bankacılık üzerineydi. Bildiğiniz gibi devlet bankaları da olmak üzere birçok banka battı. 2009 yılında özellikle ilk 6 aylık süreçte finansal sektörde ciddi bir daralma ve kredilerler ilgili problemler olacağını düşünüyorum ama daha önceki yıllarda olduğu gibi bankaların sistem olarak çökmesi veya önemli bankaların batması gibi bir durum benim öngörüme göre söz konusu değil. Çok sallanacak ama yaralı bereli de olsa bu süreci atlatacağız.

Gelelim aşk ve duygusal konulara…

Nasıl ki, ekonomik olarak çeşitli etkiler içinde olacaksak doğal olarak aşk hayatımız ve duygusal yaşantımızla ilgili de çeşitli enerjiler içinde bulunacağız. Aşk ve gönül işlerinin temsilcisi astroloji de Venüs gezegenidir. Ardından Mars gelir ve bu nedenle kadınları Venüs, erkekleri de Mars ile özdeşleştirirler.

Venüs ve Mars 2009 yılında ilginç enerjiler içindeler. 2008 yaz aylarından başlayarak, birbirlerini takip eden bu iki gezegen bazen sert bazen de oldukça romantik enerjiler verdiler. 2009 da ise; Transit Venüs, 7 Mart – 18 Nisan tarihleri arasında geri harekete başlayacak. Ama özellikle bu süreç içinde 23 Mart – 1 Nisan 2009 arasında aşk temsilcisi Venüs hem yanık, hem de geri hareketli.

Bu dönemde yeni bir ilişkiye başlamak, evlenmek veya evlilikle ilgili adım atmak oldukça sakıncalıdır. Siz siz olun duygusal işlerinizi veya aşk hayatınızla ilgili önemli kararlarınızı 2009 yılında 3 Mart- 1 Nisan arasına almayın.
Aslında genel olarak 7 Mart – 18 Nisan tarihleri arası ilişkiler açısından dikkat edilmesi gereken bir dönem. Yeni başlangıçlar bu sürece denk gelmemeli. Süren ilişkilerde de kopmalar, ayrılmalar, boşanmalar yaşanabilir.

Venüs açısından bir önemli dönem 2009 Haziran dönemi. Özellikle Nisan 2009 da kopan veya birden farklı bir yöne kayan ilişkiniz, Haziran 2009 a geldiğinizde tekrar düzelebilir. Ancak bunun tersi bir durumda olabilir. Nisan da başlayan beraberliğiniz haziranda bitebilir. Kısacası nisan ve haziran ayları ilişkilerimiz açısından önemli etkilere sahne olacak.

Hepinize tüm beklentilerinizi karşılayan, keyifli ve sağlıklı bir sene dilerim.
 

Pantea

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
921
Tepkime puanı
81
Yine guzel bir calisma ornegi sergilemissin Angel , tesekkurler.
 

dilekozd

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Mart,nisan,mayıs dönemleri insanların evlilik adımları attığı aylar,ya söz,ya nişan olur,hatta evlilikler olur,tüh desenize bu seneki birliktelikler sallantıda.
 

serpi

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Eki 2008
Mesajlar
20
Tepkime puanı
1
bu ne yaa hep olumsuz hep olumsuz iyi bişey söleyinde moralimiz düzelsin her şey kötü gidiyo zaten.
 
Üst