Farkındalığın tehlikeli yanı?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Arkadaşlar sizce farkındalığın zararı var mıdır? Tuhaf bir soru gibi olacak ama aktarabilirsem beni anlayacağınızı umuyorum. Malum 2 gündür uyumuyorum. :)
Mesela bir örnek vereyim. 10 yaşındaki bir çocuk, 30 yaşında ki bir insanın farkındalığına bu yaşında yetişebilirse bu çocukta bir zarar yaratır mı? 30 yıllık kapasiteyi 10 yaşına kadar alan bu çocuğun gelişim düzeyi ne gibi bir zarara uğrar?
Beynin fiziki yapısı, nöral ağ vs. gereği kaldırır sıkıntı yok.
Çocuk bunu kaldırır da, çevresi kaldırabilir mi asıl soru bu. Etrafta o denli bir toplum olmadığından çocuk yalnızlık ve üzüntü çekebilir. Genelde böyle oluyor.
 

dynamic apnea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
2,596
Tepkime puanı
165
Konum
somewhere outthere
İş
dış ticaret uzmanı
Farkındalığın yarım olduğu insanda nasıl anlaşılır ki? Bir insan sürekli aynı farkındalıkta değildir zaten dönemler ve olaylara, hislere göre değişen bir durum bu. Ben kendimde şunu farkettim, ne zaman kendimle baş başa kalsam, yogaya, meditasyona yönelsem korkunç bir sükunet ve boşlukla baş başa kalıyorum. Ne sinir ne stres kalıyor insanın üzerinde tamamen dünyalık meselerden bir kopmuşluk, içindeki benin farkında olma.. Ama bu orinin dediği gibi insana ağır gelebiliyor da çapını aşmak nasıl mümkün olabilir? Bir insan kendi kapasitesinin dışında bir farkındalığa ulaşabilir mi? Yanlış anlamadıysam bu biraz kafamı karıştırdı. Ki, herkes zaten tam farkındalığa ulaşmak için programlı değil mi?
Demek istediğiniz, kişi kendinde bazı şeyleri geliştirmeden belli bir farkındalığa ulaşırsa o ona zarar verebilirse, kişi kendinde neleri geliştirmelidir?
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Ben yarım bırakılmış gelişim çalışmalarına dikkat etmek istedim.
Bende öyle oldu; meditasyonlarımla kendime yöneldim, gün içinde de kendimin ve etrafımın farkında olmaya çalıştım bir dönem. Bu dönemde neyi farkındalıkla yaptığımı ve yapmadığımı fark ettim, birkaç adımcık ilerlediğimde ise bıraktım gözlemi. Şimdi bulanık bir zihinle, farkındalıksız adımlar atıyorum, farkında olmadığımı fark ettiğimde dağınık zihnim ve bakış açımdan dolayı müdahale edemiyorum. Haliyle farkında olmadığını fark etmek, şimdiki dönemde hiç farkında olmadığım zamanlardakinden farklı problemlere yol açtı. Farkındalık süreci de olsa hiçbir şeyi yarım bırakmamalı o yüzden.
İlber Ortaylı'nın dediği gibi; cahiller iyidir, yarı cahillere göre.


Farkındalığın yarım olduğu insanda nasıl anlaşılır ki? Bir insan sürekli aynı farkındalıkta değildir zaten dönemler ve olaylara, hislere göre değişen bir durum bu. Ben kendimde şunu farkettim, ne zaman kendimle baş başa kalsam, yogaya, meditasyona yönelsem korkunç bir sükunet ve boşlukla baş başa kalıyorum. Ne sinir ne stres kalıyor insanın üzerinde tamamen dünyalık meselerden bir kopmuşluk, içindeki benin farkında olma.. Ama bu orinin dediği gibi insana ağır gelebiliyor da çapını aşmak nasıl mümkün olabilir? Bir insan kendi kapasitesinin dışında bir farkındalığa ulaşabilir mi? Yanlış anlamadıysam bu biraz kafamı karıştırdı. Ki, herkes zaten tam farkındalığa ulaşmak için programlı değil mi?
Demek istediğiniz, kişi kendinde bazı şeyleri geliştirmeden belli bir farkındalığa ulaşırsa o ona zarar verebilirse, kişi kendinde neleri geliştirmelidir?


İnsan sürekli tekamül halindedir zaten, hep tamamlanmak için uğraşır dururuz. Tam olduğumuz zaman tekamül de tamamlanmış demektir.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Farkındalık genel manada yalnızlaştırıyor malesef.Çevrenizi süzmeye başlıyorsunuz önce sonra düşünceleriniz sonra yaptıklarınız yapacaklarınız duygularınız paralel olarak..Siz gibi aynı pencereden birini arayararak sakın vakit kaybetmeyin derim..Çünki hayatınıza girecek olanlara ya vereceğiniz yada alacağınız kader ağları var.
 

Saklanbac

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Haz 2011
Mesajlar
43
Tepkime puanı
4
Farkındalığın tehlikesi belki şu olabilir; İnsanın farkındalığı ve bilinç düzeyi arttığı zaman dünyaya, hayata, evrene bakış açısı değişir. Her şey daha farklıdır onun için. Yeşiller daha yeşil duvardaki çizgiler bir sanat eseridir belkide. Yaptığı espriler bile daha farklıdır artık. Sonra diğer insanlara bakar ve onlardan uzaklaştığı farklılaştığı yanılgısına kapılabilir. Onlara yakın olmak isterken onlarla aynı duyguları yaşamaya kendini zorlayabilir ve bu da kişinin çakra dengesini bozabilir.
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Eğitim ve kültür düzeyi artınca yaşanan durum da budur. Eskiden mutlu olduğunuz kişilerle ortak noktanız kalmamıştır. Bazen kişi bunu belli ederse kabuğunu beğenmiyor damgası bile yiyebilir. Tekamül artınca da durum aynıdır ve o zaman insanlar yeni ortama, arkadaş, iş/okul çevresine, hatta yeni şehirlere giderler, eşlerini, sevgililerini, çocuklarını bırakırlar.
 

-wiccan

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Ocak 2016
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
İş
pagan
Farkındalık zamanla delirtir.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
İnsanı taş toprak bitki hayvandan ayıran farkındalığıdır,ilkel bir insanla gelişmiş bir insanı ayıranda farkındalığıdır,farkındalık hem bir ödül hem de yüktür nihai anlmda farkındalığa erişen biri tanrı ile bir oluyor herkes adım adım yola devam ediyor belki 100 bin yıl sürer,hazırlık aşamasında birikim yapmadan farkındalık elde edilemiyor bu bir nevi sigorta gibi bizi korur o yüzden farkındalık fazlalığı tehlilikelidir gibi bir düşünce saçmadır bu mümkün değildir,yalnızlık getirir ama sürüden kopmak bence iyidir ,halk arasındaki deyim ile odun gelip odun gitmek yada ot gibi olmak tercih edilen bir şey olmasa gerek.
 

Seyyahun

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Eyl 2013
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Farkindalik,goruzmez bir elin bize dokunmasiyla etkisi altinda oldugumuz hipnozdan uyanmak gibi bence.Ve gercegin aslinda ruyadan cok daha siradisi olduguna taniklik etmek.
 

WhiteFriday

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ocak 2016
Mesajlar
220
Tepkime puanı
62
Yaşım sanırım biraz küçük örnek olarak ruhani çalışmalar yapmak istiyor muyum istemiyor muyum bilmiyorum. Mesela bir örnek vereyim normalde meditasyon yapmak iyidir değil mi ? Ben meditasyon yaptığım zaman o kadar farklı hissediyorum ki yani insan ne kadar yalnız olduğunu hissediyor. Çevreye farklı bakıyorum davranışlarım değişiyor farkı şeyler düşünüyorum. Kendi yaşımda ki insanlar bilmiyorum sanki boş işler peşinde koşuyorlar. Bakın mesela ben 11-12 yaşındayken psişik çalışmalara merakım vardı. Yaptım da yapmasına astral seyahat mi denemedim lucid dream mi yapmadım o zamanlar bile meditasyon denemiştim. Demek istediğim insan kendini sorguluyor bir süre sonra ne yapacağınızı sorguluyorsunuz. Belirli aralıklarla meditasyon yapıyordum bunu yakın zamanda belirli bir düzene oturttum ama yok artık yapmıcam çünkü her türlü değişiyorsunuz insan sıkılıyor gerçekten. Demek istediğimi bazı kişiler anlayabilir.

Şimdi biraz daha büyük bir yaştayım ve hala aynıyım aslında ancak kat ve kat gelişmiş olarak bilgilerim daha çok arttı denemelerim oldu her konuda. Şimdi insana doğuştan bazı şeyler biçiliyor. Pek seçim fırsatınız olmuyor ne yazık ki. Bunlar merakla da alakalı. Şimdi bu ruhsal çalışmalara kimisi der ki amannn boş işler diğer grupta hmm ilginçmiş der. En son grupta dibine kadar araştırır nedir ne değildir diye sonra sürüklenir gidersiniz. Artık nerede oluruz bilinmiyor.

Şimdi kendimde fark ettiğim yeteneklerim var. Yetenek varsa çalışarak bu gelişebilirde illa ki ama ben sanki hazır hissetmiyorum ne biliyim yani bir huzursuzluk bir sıkıntı bir değişiklik her türlü şey var. Kendim de mi var bu bir tek bilemiyorum. Yaşım mı fazla küçük olduğu için bilinçaltım izin vermiyor bunu da bilemiyorum. Böyle labiretin içindeyim işte. Artık sizlerden rica ediyorum bana bir yol gösterin lütfen yoksa kafayı yiyeceğim.
 

Göbeğim

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2016
Mesajlar
22
Tepkime puanı
2
Konum
Ankara
Farkındalık dediğimiz entellektüellik ise, evet yetişkinlikte buna sahibiz. 10 yaşındaki bir çocuğun 30 yaşındaki bir adam gibi olması demek basitçe beyindeki nöronlar arasındaki ilişkilerin zaten kurulmuş olması demek ve bunun adına anılar, inançlar, alışkanlıklar ve duygusal bağlılıklar kısacası karakter diyoruz. Farkındalık neyin farkındalığı? Muhakeme yeteneği kazanmak insana farkındalık kazandır mı? Nedensellik içinde yaşayan insan, kendini tanımlamak için geçmişine muhtaçtır. "İşte ben buyum," diyebilmek kişiye kendini iyi hissettirir. Bir felsefe doktrini, bir inanç, din, müzik, dil ve duygular yoluyla insan kendini tanımlar ve karakterini bilir. Peki hala insan kendinin farkındadır diyebilir miyiz? Hayır. Kendini bilmekten kast edilen bu değildir. Sinapslar arasında basit bir elektrik iletiminden ibaret olan bu kimlik farkındalığı, bize kim olduğumuzu söyler ve beyinde yer alan bu kara kutu bizim günlük yaşamımızdaki realiteyi oluşturur. Sizce bu iyi bir şey mi? Farkındalık büyümek değil, kendine yeni şeyler katmak değil; küçülmekle ilgili değil midir?

Çocukların zaman algısı yoktur, bunu kendinizden hatırlayın. Geceyi gündüzü bilirler, saatleri bilirler ama içlerinde, düşüncelerinde geçmişe yer yoktur. Hayat karşılarına yeni bir macera koyduğunda onlar realiteyi yargılamazlar ve bir beklenti olmadan, gizli bir güdü olmadan, tertemiz bir şekilde işe koyulurlar. Çünkü beyinlerine yerleştirdikleri ve her gün mağduriyetleriyle, yenilgileriyle, konuşmalarıyla beslenip durdukları geçmişe ait anılardan oluşan bir düşünce çöpü yoktur. Bizler ise her gün bu kanseri büyütüp güçlendiriyoruz. Bunun adına karakter diyoruz, kendimize kurban rolü biçiyoruz, hayat koşullarını ve insanları suçluyoruz. Çünkü bu kolay. Bunu ben yarattım diyebilmenin ıstırabındansa, sorumluluğu bir başkasına vermeyi tercih ediyoruz. Karakterimiz, geçmişimiz, mağduriyetlerimiz olmadan biz kimiz? Kimliğimizi kaybetmekten korkmamalıyız. Bu temizliğin adı onurdur, erdemli yaşamaktır. Kendinize dönün, kendinize bakının. Bizler ne yapıyoruz her gün? Gece yatmadan fanteziler kuruyoruz, sabah kaldığımızda da kaldığımız yerden devam ediyoruz. Kendimize yeni mağduriyetler yaratıp insanlardan sempati bekliyoruz. Ne konuşuyoruz, gün içinde neyi ifade ediyoruz? Olumlu mu, olumsuz mu? Sonra da hayatımızda bolluk, bereket, mutluluk ve huzur bekliyoruz. Sizce bunun adı farkındalık mı?

Mucizevi şeyler yapan üstadların geçmişte hiçbir ayak izi bırakmadıkları söylenir.(bkz: Ölümsüz ÜStadların Yaşam ve Öğretisi, Baird T. Spalding) Bunun anlamı zihinde geçmişe ait hiçbir düşüncenin olmamasıdır. Yeni düşüncenin karakter filtresinden ve nedensellik süzgecinden geçmemesidir. Geçmiş insana kim olduğunu söyler. Kim olduğumuzu zaten biliyorsak, yaptığımız tüm meditasyonlar ve uğraşlar entellektüel bir eğlence olmaktan öteye gidemez. İnsan gökkuşağındaki bir renk gibidir, diğer tüm renkleri görebilir ama kendisini göremez. Tanrı da bu yüzden insana görünmezdir. Dışarıya bakan insan, kendisi olan tanrıyı arar durur. Halbuki arayan da tanrıdır aranan da. Bu çok ince bir perspektif olduğu için farkına varmak zordur. Çok süptildir ve insanın elinden kolayca kayıverir. Farkındalık şimdide yaşamaktır. Çocuklar gibi. Olmakla ilgilidir, düşünmekle değil. Bence bizler tam tersine çocuk bilincimize dönebilmek için uğraşmalıyız.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
Farkındalık dediğimiz entellektüellik ise, evet yetişkinlikte buna sahibiz. 10 yaşındaki bir çocuğun 30 yaşındaki bir adam gibi olması demek basitçe beyindeki nöronlar arasındaki ilişkilerin zaten kurulmuş olması demek ve bunun adına anılar, inançlar, alışkanlıklar ve duygusal bağlılıklar kısacası karakter diyoruz. Farkındalık neyin farkındalığı? Muhakeme yeteneği kazanmak insana farkındalık kazandır mı? Nedensellik içinde yaşayan insan, kendini tanımlamak için geçmişine muhtaçtır. "İşte ben buyum," diyebilmek kişiye kendini iyi hissettirir. Bir felsefe doktrini, bir inanç, din, müzik, dil ve duygular yoluyla insan kendini tanımlar ve karakterini bilir. Peki hala insan kendinin farkındadır diyebilir miyiz? Hayır. Kendini bilmekten kast edilen bu değildir. Sinapslar arasında basit bir elektrik iletiminden ibaret olan bu kimlik farkındalığı, bize kim olduğumuzu söyler ve beyinde yer alan bu kara kutu bizim günlük yaşamımızdaki realiteyi oluşturur. Sizce bu iyi bir şey mi? Farkındalık büyümek değil, kendine yeni şeyler katmak değil; küçülmekle ilgili değil midir?

Çocukların zaman algısı yoktur, bunu kendinizden hatırlayın. Geceyi gündüzü bilirler, saatleri bilirler ama içlerinde, düşüncelerinde geçmişe yer yoktur. Hayat karşılarına yeni bir macera koyduğunda onlar realiteyi yargılamazlar ve bir beklenti olmadan, gizli bir güdü olmadan, tertemiz bir şekilde işe koyulurlar. Çünkü beyinlerine yerleştirdikleri ve her gün mağduriyetleriyle, yenilgileriyle, konuşmalarıyla beslenip durdukları geçmişe ait anılardan oluşan bir düşünce çöpü yoktur. Bizler ise her gün bu kanseri büyütüp güçlendiriyoruz. Bunun adına karakter diyoruz, kendimize kurban rolü biçiyoruz, hayat koşullarını ve insanları suçluyoruz. Çünkü bu kolay. Bunu ben yarattım diyebilmenin ıstırabındansa, sorumluluğu bir başkasına vermeyi tercih ediyoruz. Karakterimiz, geçmişimiz, mağduriyetlerimiz olmadan biz kimiz? Kimliğimizi kaybetmekten korkmamalıyız. Bu temizliğin adı onurdur, erdemli yaşamaktır. Kendinize dönün, kendinize bakının. Bizler ne yapıyoruz her gün? Gece yatmadan fanteziler kuruyoruz, sabah kaldığımızda da kaldığımız yerden devam ediyoruz. Kendimize yeni mağduriyetler yaratıp insanlardan sempati bekliyoruz. Ne konuşuyoruz, gün içinde neyi ifade ediyoruz? Olumlu mu, olumsuz mu? Sonra da hayatımızda bolluk, bereket, mutluluk ve huzur bekliyoruz. Sizce bunun adı farkındalık mı?

Mucizevi şeyler yapan üstadların geçmişte hiçbir ayak izi bırakmadıkları söylenir.(bkz: Ölümsüz ÜStadların Yaşam ve Öğretisi, Baird T. Spalding) Bunun anlamı zihinde geçmişe ait hiçbir düşüncenin olmamasıdır. Yeni düşüncenin karakter filtresinden ve nedensellik süzgecinden geçmemesidir. Geçmiş insana kim olduğunu söyler. Kim olduğumuzu zaten biliyorsak, yaptığımız tüm meditasyonlar ve uğraşlar entellektüel bir eğlence olmaktan öteye gidemez. İnsan gökkuşağındaki bir renk gibidir, diğer tüm renkleri görebilir ama kendisini göremez. Tanrı da bu yüzden insana görünmezdir. Dışarıya bakan insan, kendisi olan tanrıyı arar durur. Halbuki arayan da tanrıdır aranan da. Bu çok ince bir perspektif olduğu için farkına varmak zordur. Çok süptildir ve insanın elinden kolayca kayıverir. Farkındalık şimdide yaşamaktır. Çocuklar gibi. Olmakla ilgilidir, düşünmekle değil. Bence bizler tam tersine çocuk bilincimize dönebilmek için uğraşmalıyız.

Gercekten guzel bır yazı olmus. Guzel bır mantık dokmussunuz oncelıkle tesekkur ederım.

Farkındalık derken bır nevı yasanılan deneyımlerın vermıs oldugu tecrubelerı kasteddım. Bunlar dısında kasteddıgım bır durum yoktur. Bızım algılarımızın genıslemesıde bızde farkındalık yaratır. 10 yasındakı bır cocugun ve 30 yasında kı bır adamın algıları farklı calısır. Kavrama yetenegı ve dusunme potansıyelını katmıyorum bıle. Farkındalıgın sızın dedıgınızın aksıne buyumek ve gelısmek oldugunu dusunuyorum Kı bu bır ınsanın kendını nasıl gelıstırdıgıne gore cok degısken olabılır. Bu farkındalık dusunme bıcımınıze gore degısır. MEsela ben 10 yasında kı saf ve temız bır cocuktan daha farklıyım ve dusunce yapım farklı calısır. BIr oduna tahta dıyebılırım ama bır cocuk o tahtaya oyuncak dıyebılır. Bu dedıgım gıbı algı meselesı. Sızın kasteddıgınız konu bıraz daha farklı ben bıraz daha reellık katmaya calıstım.

Insanların mesgulıyetlerı geregı kendılerıne yansıttıgı ruh hallerını bu konuya katmak ıstemem cunku bır cocugun saf, temız halıyle bızlerı karsılastırmak yanlıs olur.

KIsa olacak ama sıze farklı bır ornek daha vereyım. Mesela budıst bır tapınak rahıbı dusunun arınmıs ve tertemız. Sızın dedıgınızın aksıne yasına gore dıyelım ruhsal olarak cok ılerleme kaydetmıs bırı gıbı algılayın. Bu kısıyle normal bır cocugu bır tutabılır mıydınız?
 

ZeberuS

Banlı Kullanıcı
Katılım
17 Ağu 2015
Mesajlar
143
Tepkime puanı
7
2 Yaşında bir kızım var ve ben onda 15 yaşındaki bir çocuğun farkındalığını hissettim sizce münkünmüdür bu ?
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
2 Yaşında bir kızım var ve ben onda 15 yaşındaki bir çocuğun farkındalığını hissettim sizce münkünmüdür bu ?
Bence mümkündür çocuklar doğduğunda belli farkındalıklara sahip olarak geliyor ben bunu önceki yaşmlarda kazanılmış olan özellikler olarak yorumluyorum,bu durum değişik konularda herkeste az çok vardır.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
2 Yaşında bir kızım var ve ben onda 15 yaşındaki bir çocuğun farkındalığını hissettim sizce münkünmüdür bu ?

PEkı bunu sıze hıssettıren ne oldu? Elle tutulur bır konu mu yoksa sadece hıs mı?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst